“Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Diyarbakır Bağlar'da belediye başkanı seçilen HDP'li aday Zeyyat Ceylan'ın, KHK kapsamında ihraç edildiği için mazbata alamayacağına, en yüksek ikinci oyu alan adaya mazbata verilmesi gerektiğine karar verdi.”
Bilindiği gibi 31 Marta Yerel seçimler yapıldı. Yerel seçimlere gidilirken, adaylardan sabıka kaydı alındıktan ve Yüksek Seçim Kurulu onayladıktan sonra adaylıklar kesinleşir. Kesinleşmiş adaylar içinde vatandaşlar sandığa gidip oylarını kullanırlar.
Ama maalesef bu seçimlerde, Belediyelerin Akp'li adaylarında kalması veya Akp'li adaylara geçmesi için kanunlar, ictihatlar daha önceki uygulamalar hepsi alt üst edildi. Maç başladıktan sonra kuralların değişmesi değil, maçı kayb eden tarafın kazanması için maç bittikten sonra kuralların değiştiği bir süreci hep beraber yaşıyor ve izliyoruz. Seçim sonrası süreç, ülkemizin itibarına hem içerde hem dışarda ciddi bir şekilde, maalesef zerar vermektedir. Yine Vatandaşların da artık seçime olan güvenleri sarsılmıştır. Vatandaş haklı olarak “Eğer sandıktan çıkan sonuç kabul edilmeyecekse seçimler neden yapılıyor” diye sormaktadır.
Seversiniz sevmzsiniz millet kimi seçtiyse ona mazbatısını verirsiniz, sonradan bir suçu tespit edilirse, savcılarımız hakimlerimiz var gereğini yaparlar. Eğer sabit bir suçtan dolayı görevden alınacak olursa da, teamüllere göre Belediye Meclisinden birisi seçilir. Bu şekilde olduğu takdirde Milletin İradesine saygı gösterilmiş olur. “Yok milletin iradesi Akp ve Mhp'li adayları seçerse geçerli muhalefet adaylarını seçerse milletin iradesinin bir değeri yoktur” diyorsanız, o zaman seçim yapmayın, Kaymakam ve Valileri atadığınız gibi Belediye Başkanlarını da atayın gitsin. Bu kadar gerginliğe, bu kadar masrafa ve bu kadar zaman kaybına ne gerek var? (!)
24 HAZİRANDAN BUGUNE NE DEĞİŞTİ?
YSK, bağımsız ya da partili adayların seçilme yeterliliğine sahip olup olmadıklarını Mahalli İdareler Kanunu ve Milletvekili Seçim Kanununa göre inceliyor. 24 Haziran seçimlerinde OHAL KHK’sı ile ihraç edilmiş İbrahim Kaboğlu ve Cihangir İslam’ın milletvekili adaylığının iptali için YSK’ya yapılan başvuruda seçilmelerine engel olmadığına hükmedildi. Kararda, “Kamu hizmetinde istihdam edilemezler kuralı, KHK ile görevden çıkarılanların idarenin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin görülmesinde çalıştırılmayacakları anlamına gelmekte olup, milletvekillerinin idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gören memur ve diğer görevliler kapsamında değerlendirilemeyeceği tartışmasızdır” denilmişti. 24 Hazirandan bugüne ne değişti?
Seçim meydanlarında Milletin iradesi bizim için önemli diyen İktidar,
Yine Seçim öncesi, Seçim sisteminin güvenirliği için garanti veren iktidar,
Maç başladıktan sonra kurallar değişmez diyen iktidar,
Ama maalesef seçimle devr aldıkları belediyeleri, yine seçimle devr etmemek için hertürlü yola baş vurmaktadır.
Bu durum demokrasi ve milletin iradesini yok saymaktır.
31 Mart'ta, milletin %70 oy verdiği bir kişiye, KHK'dan kaldıki daha mahkemesi devam etmekte kesinleşmiş bir suçunun da olmadığı söylenmekte “idari suçlamaya” dayanarak mazbatanın verilmeyip, %25 alan ikinci partiye verilmesini yanlış ve siyasi bir karar olarak görüyouz. Mazbata birinci olan partiye verilmediğine göre, Bağlarda seçimin yenilenmesinin daha adil ve Milletin iradesine uygun olacağını düşünüyoruz. Bizim endişemiz, vatandaşların sandığa olan güvenine zerar verecek adımlardan kaçınmanın gerektiğine dikkat çekmektir. Saygıdeğer Kamuoyuna duyurulur.
Bilindiği gibi 31 Marta Yerel seçimler yapıldı. Yerel seçimlere gidilirken, adaylardan sabıka kaydı alındıktan ve Yüksek Seçim Kurulu onayladıktan sonra adaylıklar kesinleşir. Kesinleşmiş adaylar içinde vatandaşlar sandığa gidip oylarını kullanırlar.
Ama maalesef bu seçimlerde, Belediyelerin Akp'li adaylarında kalması veya Akp'li adaylara geçmesi için kanunlar, ictihatlar daha önceki uygulamalar hepsi alt üst edildi. Maç başladıktan sonra kuralların değişmesi değil, maçı kayb eden tarafın kazanması için maç bittikten sonra kuralların değiştiği bir süreci hep beraber yaşıyor ve izliyoruz. Seçim sonrası süreç, ülkemizin itibarına hem içerde hem dışarda ciddi bir şekilde, maalesef zerar vermektedir. Yine Vatandaşların da artık seçime olan güvenleri sarsılmıştır. Vatandaş haklı olarak “Eğer sandıktan çıkan sonuç kabul edilmeyecekse seçimler neden yapılıyor” diye sormaktadır.
Seversiniz sevmzsiniz millet kimi seçtiyse ona mazbatısını verirsiniz, sonradan bir suçu tespit edilirse, savcılarımız hakimlerimiz var gereğini yaparlar. Eğer sabit bir suçtan dolayı görevden alınacak olursa da, teamüllere göre Belediye Meclisinden birisi seçilir. Bu şekilde olduğu takdirde Milletin İradesine saygı gösterilmiş olur. “Yok milletin iradesi Akp ve Mhp'li adayları seçerse geçerli muhalefet adaylarını seçerse milletin iradesinin bir değeri yoktur” diyorsanız, o zaman seçim yapmayın, Kaymakam ve Valileri atadığınız gibi Belediye Başkanlarını da atayın gitsin. Bu kadar gerginliğe, bu kadar masrafa ve bu kadar zaman kaybına ne gerek var? (!)
24 HAZİRANDAN BUGUNE NE DEĞİŞTİ?
YSK, bağımsız ya da partili adayların seçilme yeterliliğine sahip olup olmadıklarını Mahalli İdareler Kanunu ve Milletvekili Seçim Kanununa göre inceliyor. 24 Haziran seçimlerinde OHAL KHK’sı ile ihraç edilmiş İbrahim Kaboğlu ve Cihangir İslam’ın milletvekili adaylığının iptali için YSK’ya yapılan başvuruda seçilmelerine engel olmadığına hükmedildi. Kararda, “Kamu hizmetinde istihdam edilemezler kuralı, KHK ile görevden çıkarılanların idarenin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin görülmesinde çalıştırılmayacakları anlamına gelmekte olup, milletvekillerinin idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gören memur ve diğer görevliler kapsamında değerlendirilemeyeceği tartışmasızdır” denilmişti. 24 Hazirandan bugüne ne değişti?
Seçim meydanlarında Milletin iradesi bizim için önemli diyen İktidar,
Yine Seçim öncesi, Seçim sisteminin güvenirliği için garanti veren iktidar,
Maç başladıktan sonra kurallar değişmez diyen iktidar,
Ama maalesef seçimle devr aldıkları belediyeleri, yine seçimle devr etmemek için hertürlü yola baş vurmaktadır.
Bu durum demokrasi ve milletin iradesini yok saymaktır.
31 Mart'ta, milletin %70 oy verdiği bir kişiye, KHK'dan kaldıki daha mahkemesi devam etmekte kesinleşmiş bir suçunun da olmadığı söylenmekte “idari suçlamaya” dayanarak mazbatanın verilmeyip, %25 alan ikinci partiye verilmesini yanlış ve siyasi bir karar olarak görüyouz. Mazbata birinci olan partiye verilmediğine göre, Bağlarda seçimin yenilenmesinin daha adil ve Milletin iradesine uygun olacağını düşünüyoruz. Bizim endişemiz, vatandaşların sandığa olan güvenine zerar verecek adımlardan kaçınmanın gerektiğine dikkat çekmektir. Saygıdeğer Kamuoyuna duyurulur.