Neticesi bizim için her şekli ile kayıp bir kumar olan Avrupa Birliği maceramızın bize son ikramı, eşi benzeri görülmemiş, emperyalistçe bir rezalettir...
Bugünlere sarkan 2013 ihtilâl teşebbüslerinin planlandığı gibi gitmeyip tökezlediğini görünce, AB'nin frengili ruh yapısı kuduz salyalarını püskürmeye başlıyor:
Bize sormadan yargıya müdahaleniz AB sürecini durdurabilir...
AB, bu emperyalist alçaklığı ile, önce Amerika-İsrail tesirinden asla kurtulamayacağını itiraf ediyor... Sonra, Haziran-Aralık 2013 ihtilal teşebbüsünün yabancı kaynaklı olduğunun şüphe bırakmayacak işaretlerini ortaya döküyor...
AB alenen ispat ediyor ki; 17 Aralık ve Gezi baskınları dışarıdan sevk ve idare edilmemiş olsalardı, bilhassa 17 Aralık ihtilal müteşebbisleri müstemlekeci vahşi Batı'nın emellerinin hizmetkârı olmasaydı, Avrupa Birliği malum hukuk firarilerini yanık yürekle desteklemezdi...
17 Aralığın, tabiî, hukukî, insanî, millî ve vicdanî en ufak bir özelliği bulunsaydı, AB tarafından koruma altına alınmaz ve Siyon-Haçlı tesirindeki frengili Vahşi Batı, iç işlerimize müdahale ihtiyacını hissetmeyecekti...
AB, 17 Aralık ve Gezi anarşisinin ortağı olduğunu böylece tarihe not düşmüş, kendi maskesini eliyle parçalamış, öz niyetini ve gerçek hüvviyetini ortaya çıkarmıştır...
Haziran 2013'te Erdoğan Hükümetine, 3. köprüyü, 3. Havaalanını ve Kanal İstanbul'u durdurması ihtar edilmişti... İhtira uyulmayınca, vahşi Batı 17 Aralık'ta içimizdeki ajan provokatörlerine Okyanus ötesinden harekat emrini verdirdi. T.C. Devletine ağır bir ders vermeye kalkıştı...
Bu defa, Batı menfaatlerinin iptal ve imha listesine Marmaray ve iş adamları da dahil edildi ve "İhtarıma uymazsan böyle yaparım." diyerek; küfrün tek milletten ibaret olduğunu gösterircesine, ihtilâli plânlayan vahşi Batı, şimdi de, hukuk anarşistlerini yargının tamamı olarak ilân edip, içimizi karıştırmaya çabalıyor...
AB 28 üyesi ve diğer adaylar için sadece tavsiyeci... Bize ise emredici, baskıcı, dayatcıdır...
AB yüzünden İslâm beldesi Türkiye'de zina serbest oldu... İdam kalktı... İslâm Hristiyan Yahudi melezi yeni bir din icadına girişildi. "Dinlerarası diyalog" ile İslâm'a bu melez din libası giydirilmeye çalışıldı...
Şimdi de aynı AB, frengili varlığı zarar görmesin diye, içimizdeki vicdanı kiralık kuklaları korumaya kalkıyor...
AB bu defa yalçın kayaya toslamaktadır...
Milli ruhumuz yeniden istiklâline sahip çıkmanın gayretine başlamış ve uyanmıştır...
Soylu millet, inadına, Erdoğan'ın etrafında kenetlenecek ve 30 Mart imtihanı Siyon-Haç kırması vahşi Batı'nın hezimeti ile neticelenecek... İçimizdeki Batı kuklası kim ve kimler varsa hüsrandan kurtulamayacaklardır...
İç ve dış hiyanet şakilerinin bir hesabı varsa, Allah'ın da hesabı vardır ve Allah herşeye kadirdir...
Türkiye Cumhuriyeti Devletini'nin , frengili Haçlı Avrupası'na, anlayacağı lisandan hemen vermesi icab eden, hakkettiği tek cevap vardır: AB'nin de, sürecinin de, üyeliğinin de canı cehenneme...