Gamzesine Kudüs Konduran Sevgiliye... Necmettin Erbakan’a…Gamzesine bir buçuk milyar gülücük konduran güzel… Gülümse yüreğime… Malcolm-x gülüşü olsun… Bilal-i habeşi sedası yer alsın kalbinde… Ey çehresi Kudüs aydınlığında tutuşan özlem…Yüzünün derin çizgileri arasında coğrafyamı işaretliyorum üstadım… Gözlerin bir projektör gibi tarıyor kalbimin en ücra köşelerini…
Ellerini aç diyorsun gözlerinle…
Ellerin kucaklasın kucaklaya bildiği kadar tüm sevgileri…
Afrikadan Bilali hüzünleri…
Asyadan Selmanın buselerini topla diyorsun..
Gözlerin kalbime sesleniyor..
Bütün bir ortadoğuyu sık bir yumruk misali..
Tek bir yumruk gibi yerleştir yüreğine…
Çevirmiyorsa yüreğini İbrahim bahçesine..
Terket tüm yalancı cennetleri diyorsun, hüzünlü gözlerinle…Gamzesine bir buçuk milyar gülücük konduran güzel…
Gülümse yüreğime…
Malcolm-x gülüşü olsun…
Bilal-i habeşi sedası yer alsın kalbinde…
Ey çehresi Kudüs aydınlığında tutuşan özlem…
Kudüs miniminnacık oyuncaktı ellerinde…
Sımsıcak bir sevda oldu seninle…
Kanatlandı burakla, en büyük kavga oldu…
Sevdamızı altı milyara ulaştırmanın kavgası…
Gamzesine bir buçuk değil, altı milyar gülücük kondurmanın sedası…
Yüzünde Kudüs gülücükleri var şimdi…
Sımsıkı sımsıcak…
Birazdan on milyonların gönlünü kavruyacak,
Aşkın en onulmazı var şimdi.Seni, dalgalı denizlerin fırtınasından sığınılacak liman bildim,
O limana kulaç atan pazuları şişiriyorum şimdi.
Vuslatı sana olmayan gemileri reddettim,
Sana yönelmeyen pusulayı fırlattım okyanuslara...
Sana ulaşan menzil için açıyorum kollarımı,
Denizi kucaklıyorum sana kavuşabilmek için.
Bir gülüşünü seyredebilmek için uzaktan,
Ateşten bir dünyaya giriyorum.
Adımlarım...Adımlarım da sana ayarlı...
Ayaklarını vura vura girdiğin arenalara,
Ayaklarımı atabilmek için adımlıyorum.
Ve adımlarınla sen de yöneliyorsun yüreğime...
Mûnis, müşfik adımlıyorsun sende.
Adımını bir yüreğime atıyorsun, bir de kalbine, tüm dünyanın...
Adımların hicrete ayarlı bir de,
Efendimiz (s.a.v) in Sürekası değil, hicrete amade neferisin, biliyorum
Tüm azaların Mekke'de bir Medine aşkı örüyor.Sumatra'ya bir âlim tebliğe gitmiş,
Heyecanla, Türkiye'den geliyorsunuz diyerek kucaklamışlar ve zât-ı âlinizi sormuşlar.
Âlim anlattıkça sizi,yürekleri titremiş,
Kalbî selam göndermişler size...
Sumatra'da,Filistin'de,Mısır'da,Kanada'da,Almanya'da...
Milyonların duası kalplerinde birleşiyor,
Bir kış gecesinde,Kafkas dağlarında,Çeçenya'da
Silahtan,soğuk metalden eli üşüyen,
Soğuktan titreyen Mücahidi ısıtır ellerin.
Ve ben sana söz verirken kavradığım sıcaklığı tüm kardeşlerimle paylaşıyorum.
Kimisi Filistin'de,kimisi Keşmir'de,
Kimisi üniversite kapısı önünde bekletilen tüm kardeşlerimle...
Yeryüzünün farklı cografyalarında,
Aynı rüzgarın...Aynı rüzgarın terennümü ile dalgalanan,
Aynı müşfik sesle zikir korosu gibi ritme bürünen,
Onurlu,karanfil giysili kardeşlerimle,
Üniversite yönetiminin selam durma provalarını murakabe eden,
Başlarında özgürlük simgesi taşıyan,mü'mine kardeşlerimle...
Kimisi Mus'ab,Sevban okurken...
Kimisi hanzala olur, Hamzalar oluruz sonra
Uhudun ateşten meydanına inerekten.
Yüreğimiz kor gibi ateşe dönüşür,
Sevdamız künhüne varır dimağlarımız.
Sevgiliye(s.a.v) Taleal bedru okur dudaklarımız.
Muştusunu okur gözlerimize,
Aşkımız bir dağ gibi oturur Cebel-i Uhuda.
Göz yaşlarımı avuçlarında topluyor,
Akabe rayihalı ellerinle,
Yüreğime esenlik serinliği olarak serpiştiriyorsun.
Ve şimdi bu sevinç parıltısı ile okumalıyız,
Ağlayan bir yesribi Medine'mize çeviren,
Efendimize(s.a.v) muştulu şarkımızı.Yüreğin,vampirlerin, habis urların bile esenlikle kucaklayacağı,
Rikkat abidesi...
İnsanlığın,saadet hasreti için titreyen şefkat timsalidir.
Nefesin insanlığın yeni soluklanmasına adanmış,
Bir kurtuluş nefhasıdır.
Rüyalarımızı süsleyen nazarın,
Düşlerimizi hayra yoran bakışın vardır.
Varlığı tüm umutsuz hüzünlere ab-ı hayat taşır.
Cennet ülkemize taşır tüm yürekleri,
Cesareti Ömer şiddetiyle bulvarlara oturur.
Metropollere yayılır şecaatın.
Ellerini kavramayanlar,anlayamaz, sorgulayamazlar çağın sorguçlarını.
Ellerini uzat kalbime, hikayeni dinlediğim şehirlerin hayalini değil,
Kendisini kuralım.Yaşanabilir bir Türkiye için, selamı önce biz durduk sana.
Duracaktır sana ve karanfil rayihalı kardeşime, durması gerekenler de.
Mağduriyetimiz, sadakatimize halel getirmeyecek!
Sadakatimizi kuşanıp ineceğiz arenalara.
İbrahim(as)la kolkola girerken,
Ey tüm hüzünleri ak saçlarında toplayan güzel.
Yeniden kuralım dünyamızı ellerini kavrayan ellerimizle.
Yüreklerimizi Sevgiliye (s.a.v) varan üs alanları kılalım.
Serpiştirelim tüm yeryüzüne başaklarımızı.
Özlemi avuçlarımıza alarak varalım Efendimize (s.a.v).
Yalancı şehirlerden,yapay sorgulamalardan,
Sorguçlardan sıyrılarak gidelim sorgu gününe
Yıllardır verdiğin mücadelede ağarttığın saçlar,
Ağartıyor yüzümüzü.
Uğrunda saçlarını ağarttığın Sevgiliye(s.a.v)
Ulaşabilmek için uzat ellerini.
Yüreğimle kucaklıyım ellerini.
Yüreğini ve sevdamızı ateşten yanan değil,
Aşktan tutuşan yüreklerimizi Medine'ye taşıyalım,
Ey Sevgili....ey sevgili
Ellerini aç diyorsun gözlerinle…
Ellerin kucaklasın kucaklaya bildiği kadar tüm sevgileri…
Afrikadan Bilali hüzünleri…
Asyadan Selmanın buselerini topla diyorsun..
Gözlerin kalbime sesleniyor..
Bütün bir ortadoğuyu sık bir yumruk misali..
Tek bir yumruk gibi yerleştir yüreğine…
Çevirmiyorsa yüreğini İbrahim bahçesine..
Terket tüm yalancı cennetleri diyorsun, hüzünlü gözlerinle…Gamzesine bir buçuk milyar gülücük konduran güzel…
Gülümse yüreğime…
Malcolm-x gülüşü olsun…
Bilal-i habeşi sedası yer alsın kalbinde…
Ey çehresi Kudüs aydınlığında tutuşan özlem…
Kudüs miniminnacık oyuncaktı ellerinde…
Sımsıcak bir sevda oldu seninle…
Kanatlandı burakla, en büyük kavga oldu…
Sevdamızı altı milyara ulaştırmanın kavgası…
Gamzesine bir buçuk değil, altı milyar gülücük kondurmanın sedası…
Yüzünde Kudüs gülücükleri var şimdi…
Sımsıkı sımsıcak…
Birazdan on milyonların gönlünü kavruyacak,
Aşkın en onulmazı var şimdi.Seni, dalgalı denizlerin fırtınasından sığınılacak liman bildim,
O limana kulaç atan pazuları şişiriyorum şimdi.
Vuslatı sana olmayan gemileri reddettim,
Sana yönelmeyen pusulayı fırlattım okyanuslara...
Sana ulaşan menzil için açıyorum kollarımı,
Denizi kucaklıyorum sana kavuşabilmek için.
Bir gülüşünü seyredebilmek için uzaktan,
Ateşten bir dünyaya giriyorum.
Adımlarım...Adımlarım da sana ayarlı...
Ayaklarını vura vura girdiğin arenalara,
Ayaklarımı atabilmek için adımlıyorum.
Ve adımlarınla sen de yöneliyorsun yüreğime...
Mûnis, müşfik adımlıyorsun sende.
Adımını bir yüreğime atıyorsun, bir de kalbine, tüm dünyanın...
Adımların hicrete ayarlı bir de,
Efendimiz (s.a.v) in Sürekası değil, hicrete amade neferisin, biliyorum
Tüm azaların Mekke'de bir Medine aşkı örüyor.Sumatra'ya bir âlim tebliğe gitmiş,
Heyecanla, Türkiye'den geliyorsunuz diyerek kucaklamışlar ve zât-ı âlinizi sormuşlar.
Âlim anlattıkça sizi,yürekleri titremiş,
Kalbî selam göndermişler size...
Sumatra'da,Filistin'de,Mısır'da,Kanada'da,Almanya'da...
Milyonların duası kalplerinde birleşiyor,
Bir kış gecesinde,Kafkas dağlarında,Çeçenya'da
Silahtan,soğuk metalden eli üşüyen,
Soğuktan titreyen Mücahidi ısıtır ellerin.
Ve ben sana söz verirken kavradığım sıcaklığı tüm kardeşlerimle paylaşıyorum.
Kimisi Filistin'de,kimisi Keşmir'de,
Kimisi üniversite kapısı önünde bekletilen tüm kardeşlerimle...
Yeryüzünün farklı cografyalarında,
Aynı rüzgarın...Aynı rüzgarın terennümü ile dalgalanan,
Aynı müşfik sesle zikir korosu gibi ritme bürünen,
Onurlu,karanfil giysili kardeşlerimle,
Üniversite yönetiminin selam durma provalarını murakabe eden,
Başlarında özgürlük simgesi taşıyan,mü'mine kardeşlerimle...
Kimisi Mus'ab,Sevban okurken...
Kimisi hanzala olur, Hamzalar oluruz sonra
Uhudun ateşten meydanına inerekten.
Yüreğimiz kor gibi ateşe dönüşür,
Sevdamız künhüne varır dimağlarımız.
Sevgiliye(s.a.v) Taleal bedru okur dudaklarımız.
Muştusunu okur gözlerimize,
Aşkımız bir dağ gibi oturur Cebel-i Uhuda.
Göz yaşlarımı avuçlarında topluyor,
Akabe rayihalı ellerinle,
Yüreğime esenlik serinliği olarak serpiştiriyorsun.
Ve şimdi bu sevinç parıltısı ile okumalıyız,
Ağlayan bir yesribi Medine'mize çeviren,
Efendimize(s.a.v) muştulu şarkımızı.Yüreğin,vampirlerin, habis urların bile esenlikle kucaklayacağı,
Rikkat abidesi...
İnsanlığın,saadet hasreti için titreyen şefkat timsalidir.
Nefesin insanlığın yeni soluklanmasına adanmış,
Bir kurtuluş nefhasıdır.
Rüyalarımızı süsleyen nazarın,
Düşlerimizi hayra yoran bakışın vardır.
Varlığı tüm umutsuz hüzünlere ab-ı hayat taşır.
Cennet ülkemize taşır tüm yürekleri,
Cesareti Ömer şiddetiyle bulvarlara oturur.
Metropollere yayılır şecaatın.
Ellerini kavramayanlar,anlayamaz, sorgulayamazlar çağın sorguçlarını.
Ellerini uzat kalbime, hikayeni dinlediğim şehirlerin hayalini değil,
Kendisini kuralım.Yaşanabilir bir Türkiye için, selamı önce biz durduk sana.
Duracaktır sana ve karanfil rayihalı kardeşime, durması gerekenler de.
Mağduriyetimiz, sadakatimize halel getirmeyecek!
Sadakatimizi kuşanıp ineceğiz arenalara.
İbrahim(as)la kolkola girerken,
Ey tüm hüzünleri ak saçlarında toplayan güzel.
Yeniden kuralım dünyamızı ellerini kavrayan ellerimizle.
Yüreklerimizi Sevgiliye (s.a.v) varan üs alanları kılalım.
Serpiştirelim tüm yeryüzüne başaklarımızı.
Özlemi avuçlarımıza alarak varalım Efendimize (s.a.v).
Yalancı şehirlerden,yapay sorgulamalardan,
Sorguçlardan sıyrılarak gidelim sorgu gününe
Yıllardır verdiğin mücadelede ağarttığın saçlar,
Ağartıyor yüzümüzü.
Uğrunda saçlarını ağarttığın Sevgiliye(s.a.v)
Ulaşabilmek için uzat ellerini.
Yüreğimle kucaklıyım ellerini.
Yüreğini ve sevdamızı ateşten yanan değil,
Aşktan tutuşan yüreklerimizi Medine'ye taşıyalım,
Ey Sevgili....ey sevgili