1935 Misyonerlik Konferansı: Rahip Samuel Zwemer'in Stratejisi
1935 yılında düzenlenen Kudüs Misyonerlik Konferansı'nda konuşan Rahip Samuel Zwemer, Müslüman toplumlara yönelik yeni bir strateji önerdi. Konuşmasında, Müslümanları Hristiyan yapma çabalarının sonuç vermediğini belirten Zwemer, hedefin Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak olması gerektiğini savundu. "Müslümanları Hristiyan yapmaktan ziyade, onları dinlerinden uzaklaştırmak ve çağdaşlık adı altında Hristiyan gibi yaşamalarını sağlamak daha etkili olacaktır," diyen Zwemer, bu stratejiyle dini kimliklerini koruyan ama Hristiyan değerleriyle yaşayan bir nesil oluşturulabileceğini vurgulamış.
Zwemer, Müslümanların vaftiz edilmesi veya kiliseye gitmeleri gerekmediğini, ancak doğumlarından ölümlerine kadar Hristiyan kültürü ve ahlakını benimsemeleri gerektiğini belirtti. Misyonerlik faaliyetlerinin İslam ülkelerinde Hristiyan kültür ve adetlerini yayma üzerine odaklanması gerektiğini ifade etti. "Bir Müslüman hayatı boyunca camiye gidebilir, ama Hristiyan gibi yaşayarak hayatını sürdürmelidir," sözleriyle, hedefin Müslüman toplumlar içinde inançsız ve idealsiz bir nesil yetiştirmek olduğunu açıklamış.
"Çağdaşlık Adı Altında Dini Değerlerden Uzaklaştırma"
Zwemer, çağdaşlık adı altında, Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmayı hedefleyen bir yol izlenmesini önermiş. Bu yaklaşımda, Müslümanların doğduklarında kimliklerinde Müslüman yazmasının önemli olmadığını, önemli olanın Hristiyan gibi yaşamaları olduğunu vurguladı. "Bir Müslüman, Allah'ı ve Peygamber'i tanımadan, rahatlık ve şehvet peşinde koşarak yaşayacaksa, o kişi idealden yoksun bir hayat sürecektir," sözleri konferansın en dikkat çeken noktaları arasında yer aldı.
Misyonerlerin Yeni Stratejisi
Zwemer’in önerdiği stratejiye göre, Müslümanları Hristiyan yapma çabasından çok, Hristiyan yaşam tarzını Müslümanlara benimsetmek, İslam toplumlarında Hristiyan kültür ve ahlakını yaymak gerektiği belirtilmiştir. Rahip Zwemer, "Müslümanların kiliseye gelmesi gerekmez, önemli olan onların camide bile Hristiyan gibi yaşamalarıdır," diyerek bu stratejiyi net bir şekilde ifade etmiş.
