Birlik Vakfı İstanbul Şubesi tarafından Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Konferans Salonunda düzenlenen “Türkiye’de Sistem Arayışı; Cumhurbaşkanlığı Sistemi” konulu konferansta, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Av. Mustafa AKIŞ konuştu.Konferansta; milletin ülkeyi nasıl yöneteceği, yönetenlerle ilişkisinin nasıl olacağı, geçmiş dönemlerde krizlere sebep olan seçkincilik, vesayet ve çift başlılık hususu üzerinde duruldu.İstikrara dikkat çeken Başdanışman Akış, halk oylamasıyla yeni sisteme geçilmesi durumunda; seçkincilik, vesayet, çift başlılık ve istikrarsızlığın ortadan kaldırılacağını ifade etti.Sistem Tartışılır DurumdaSistem tartışmasını vurgulayan Mustafa Akış konuşmasına şu cümlelerle başladı:– “Bu mesele 15-20 yılın meselesi değil, tarihî bir durumdur, tarihî bir meseledir. 1876 yılından beri, ülkenin sahibi olan milletimizin ülkeyi nasıl yöneteceğini sürekli tartışmaya devam ediyoruz. Biz henüz kendimize ait bir sistem kuramadık, hâlâ sistem tartışılır durumda.– Cumhuriyet tarihi boyunca anayasalar toplumu hizaya sokmak için yapılmıştır. Anayasanın bu manayla yapılmasının bize getirdiği sıkıntıların başlıcası seçkincilik olmuştur.– “Halk hata yapar” diye bakılmış; halkı ayrı seçkinleri ayrı kategoriye koyan bir zihniyet oluşmuş, seçkinci bir zihniyet dışa vurmuştur. Günümüzde de “dağdaki çobanla benim oyum bir mi?” dışa vurumu ile bu zihniyet yaşamaktadır. “Halk yanlış yapar” anlayışı 1961 yılında anayasada kurumsal bir hâl almıştır. Biz biliyoruz ki “halk hata yapmaz.”– Çift başlılık neredeyse 1923'ten bu yana Cumhuriyet’le yaşıt bir problem, seçkinci zihniyetin farklı dönemlerde kendisini vesayet rejimi olarak yansıttı. Seçkinci zihniyet 1961 anayasasıyla vesayetçi bir zihniyete bürünerek Türkiye'de yönetime müdahale etti.Akış daha sonra şöyle konuştu:– Çift başlılık ve fikir ayrılığı, silah arkadaşlarının bile arasını açmış, yolların ayrılmasına sebep olmuştur. Çankaya sofrasında Ziraat Vekilinin görevden çekilmesi üzerine çıkan gerilimde; Atatürk ile İsmet İnönü arasındaki uzun süre devam etmiş olan sessiz çekişme bir gecede kavgaya dönüşmüş ve sabahında Atatürk, İsmet İnönü’ye zorunlu izin vermiştir. Süreç sonrası İsmet İnönü başbakanlık görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır.– Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile Başbakan Süleyman Demirel arasındaki kriz ise Kara Kuvvetleri Komutanı atanması hususundaki fikir ayrılığı sonucu gerçekleşmişti. Fikirbirliği uzun bir süre sağlanamayınca bu süreçte ilgili komutanlar emekli olmuş ve sonunda da göreve dönemin Ege Ordu Komutanı Türkiye’nin başını çok ağrıtacak isim; 1980 darbesinin mimarı Kenan Evren getirilmişti.– Yakın tarihimizdeki Cumhurbaşkanı ve Başbakanlar arasında da çeşitli sıkıntılar yaşanmıştır. Kenan Evren-Turgut Özal’la, Turgut Özal-Akbulut-Mesut Yılmaz ve Demirel’le, Demirel-Çiller’le, A. Necdet Sezer-Erbakan-Bülent Ecevit–Erdoğan’la birçok konuda ihtilafa düşmüşler, krizler çıkmıştır. – A. Necdet Sezer ile Ecevit arasında yaşanan krizde; Sezer’in anayasa kitapçığını fırlatmasıyla bir gecede faizler yüzde 7 bin 500'e çıkmış, Türkiye’den büyük para çıkışları yaşanmıştır. Bu durum sadece şahıslardan kaynaklanan durumdan çok sistemin getirdiği bir durumdur.– Amerikan sistemine bakıldığında; yönetim sistemi ekonomik güç ve istikrar getiriyor. Amerika’da başkanlık seçimleri her dört yılda bir Kasım ayında yapıldığı herkesçe biliniyor, planlamalar ona göre yapıyor. Bu tarih hiç değişmiyor. Bu durum onun ekonomisine, gücüne katkı sağlıyor.Cumhuriyet tarihinde ortalama 16 ay olan hükümet etme süresinin 5 yıl olacağını ifade eden Akış, “Artık istikrarsızlık olmadığı için erken seçim diye bir mevzu olmayacak. Sürdürülebilir bir istikrarı bu hükümet sistemiyle getirmiş olacağız.” diye konuşmasına devam etti.İstikrarı Kurumsallaştırmamız Lâzım– Amerika’da 1957’den sonra 17 başkan olmuş. Bizdeki sürekli değişen durum Türkiye’nin istikrarına etki etmiştir. Türkiye’nin istikrarsız dönemlerinde enflasyon ortalama yüzde 30, günümüzün istikrar döneminde ise yüzde 6.6 seviyelerindedir. Bizim üzerinde durduğumuz durum istikrardır. Menderes, Özal ve Erdoğanlı yıllar istikrarlı, getirili yıllardır. Son on beş yıllık istikrarı kurumsal hale getirmemiz gerekiyor.– Milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılmasının eleştirilmesinin de haklı olmadığını belirten Mustafa Akış, “bunun benzer nüfusa eşit ülkelerde olduğu gibi düzenlendiğini ve temsilde adalet sağlayan bir durum olduğunu” belirtti.– Yeni sistemde yüzde 51’le seçilen başa getiriliyor. İstikrarsızlık olmasın, çift başlılık olmasın, başka güç odaklarına muhtaç olmayalım, milletin seçtikleri hükümet etsin diye yeni cumhurbaşkanlığı yönetim sitemine geçiliyor.– Bir kişinin yüzde 51’le yürütmenin başına geçmesi için ülkücü olması, muhafazakâr olması veya sosyal demokrat olması yetmez. Seçilecek kişi toplumun değerleriyle barışık olmak zorunda ve mutlaka toplum değerlerini dikkate almak, onları kucaklamak zorundadır. Biz Milletimizin Ferasetine Güveniyoruz“Cumhurbaşkanımızdan sonra ya uygunsuz biri seçilirse” demek bu milletin aklıyla alay etmektir. Milletimiz; kendine hakaret edecek kişiyi, kendisiyle aynı değerleri paylaşmayanı seçmez. Biz bu milletin ferasetine güveniyoruz. Bizim köylümüz, şöyle insana uzaktan bir bakmayla bile kimin ne olduğunu anlayacak ferasettedir.– Seçilme yaşının seçme yaşına eşitlenmesi ki toplumsal talebin karşılanmasıdır ve temsil meselesidir. 18 yaşında milletvekili seçilen 23 yaşında emekli “kıyak emeklilik” olacak deniyor, böyle bir emeklilik yok. Bu 2002 yılında kaldırıldı. 18- 20- 21 yaşında prim ödemeye başlayanlar gibi prim ödeme gününü tamamlayıp yaşını doldurunca emekli olacak. Avrupa Birliği ülkelerinin yüzde 73’ünde seçilme yaşı 18’dir. Onların gençleri kıymetli de bizimkiler kıymetli değil mi? Onların gençleri meclislerinde ülkelerinin gelecekleri için söz söyleyebilir de bizim gençlerimiz bizim ülkemizin geleceği için söz söylemezler mi? diye konuştu.Mustafa Akış verdiği konferansı; “Bizler; güçlü, istikrarlı yönetilebilir bir Türkiye istiyoruz. Biz milletimizin ferasetine güveniyoruz. Yüzde ellinin üzeri oy, tartışmaya mahal vermeyecek bir durum oluşturur. Türkiye büyük hedeflere gitmek istiyorsa, sürdürülebilir bir istikrarı, yönetilebilir bir Türkiye'yi ortaya koymak zorundadır.” diyerek tamamladı. Program ikrâm ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
KÜLTÜR-SANAT
15 Mart 2017 - 12:27
Biz Milletimizin Ferasetine Güveniyoruz
“Cumhurbaşkanımızdan sonra ya uygunsuz biri seçilirse” demek bu milletin aklıyla alay etmektir. Milletimiz; kendine hakaret edecek, kendisiyle aynı değerleri paylaşmayan kişiyi seçmez. Biz bu milletin ferasetine güveniyoruz. Bizim köylümüz şöyle insana uzaktan bir bakmayla bile kimin ne olduğunu anlayacak ferasettedir.
KÜLTÜR-SANAT
15 Mart 2017 - 12:27