Gözünü Şam’a Diken Açıklamalar
Belgeselde Smotrich’in, İsrail’in gelecekteki sınırları üzerine yaptığı açıklamalar büyük tepki topladı. İsrail’in egemenliğinin Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e uzanmasını savunan Smotrich, “Ürdün, Lübnan, Mısır, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan’ın bazı kısımlarını içeren bir Yahudi devleti istiyorum. Kudüs’ün Şam’a kadar uzanması kaderimizde var” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, İsrail’in genişlemeci emellerini açıkça ortaya koyarken, Smotrich’in Ürdün Nehri’ni aşma hedefinin bir aşama olarak görülmesi, bölgedeki birçok ülkeyi kaygılandırdı.
‘Filistin Halkı Yok’ Söylemi ve Yasa Dışı Yerleşimci Terörü
Smotrich, Mart 2024'te Paris’te yaptığı bir konuşmada da benzer söylemlerle gündeme gelmişti. Filistin diye bir halkın olmadığını iddia eden Smotrich, bu görüşünün ABD başta olmak üzere Batı dünyası tarafından da kabul edilmesi gerektiğini dile getirmişti. Smotrich’in bu söylemi, İsrail’in işgal altında tuttuğu Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki yasa dışı yerleşim politikasının ve Filistinlilere yönelik saldırıların ardındaki ideolojik temeli de gözler önüne serdi. Özellikle Batı Şeria’daki Filistin kasabası Huvvara’da yerleşimcilerin gerçekleştirdiği toplu saldırılara destek verdiği bilinen Smotrich, Filistinlilerin köylerinin yeryüzünden silinmesi gerektiğini ifade etmişti.
Bu açıklamalar, İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki işgalci politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. İsrail, 1967’den bu yana askeri kontrolü altındaki Batı Şeria’da yasa dışı yerleşim birimleri inşa ederken, Filistinlilerin mülklerine el koyarak demografik yapıyı değiştirme stratejisini sürdürüyor. Özellikle son dönemde, İsrail ordusu ve yerleşimciler tarafından Filistinlilere yönelik baskı ve şiddet olaylarında artış gözlemleniyor.
Lübnan’a Yönelik İşgal Harekatı ve Bölgesel Tepkiler
Smotrich’in “Büyük İsrail” hayalini destekleyen en son gelişme ise İsrail ordusunun Lübnan’a başlattığı askeri harekat oldu. İsrail ordusu, Lübnan’ın Maroun al-Ras köyünü ele geçirdikten sonra buraya bayrak dikerek sosyal medyada geniş yankı uyandıran görüntüler paylaştı. Bu hamle, İsrail’in bölgedeki genişlemeci niyetlerini somutlaştıran bir adım olarak değerlendiriliyor. Lübnan hükümeti ve bölgedeki birçok Arap ülkesi, bu harekata sert tepki gösterirken, İsrail’in sınır ötesi operasyonlarının bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştirdiğini belirtiyor.
Herzog: “Türkiye’ye Yönelik Bir Planımız Yok”
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise son dönemde Türkiye ile ilgili iddialara yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’in Türkiye’ye yönelik bir askeri planının olabileceğine dair açıklamalarının ardından konuşan Herzog, Kudüs’te katıldığı bir etkinlikte bu iddiaları reddetti. Herzog, “İsrail’in Türkiye’ye yönelik bir saldırı planı yok. Aksine, Türkiye halkına büyük saygı duyuyoruz ve onlar da İsrail halkına saygı duyuyor” ifadelerini kullandı. Herzog, İsrail ve Türkiye arasındaki uzun yıllara dayanan diplomatik ilişkilere vurgu yaparken, iki halk arasında köklü bir bağ bulunduğunu ifade etti.
Herzog, İsrail’in askeri operasyonlarının temel amacının bölgede barışı sağlamak olduğunu iddia ederek, Hz. İbrahim’in evlatlarının Orta Doğu’da bir arada yaşayabilmesi gerektiğini öne sürdü. Bu açıklamalar, Türkiye ve İsrail arasındaki gerginliği yatıştırma çabası olarak görülürken, İsrail’in bölgedeki askeri varlığı ve genişleme politikalarına yönelik eleştiriler devam ediyor.
İsrail’in Büyük İsrail Politikası: Vadedilmiş Topraklar İdeali
Smotrich’in açıklamaları, İsrail’in “Vadedilmiş Topraklar” inancına dayanan genişleme politikasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Yahudilerin kutsal kitabında yer alan ve bugünkü İsrail, Filistin, Ürdün, Suriye ve Lübnan topraklarının bazı kısımlarını kapsayan bu ideal, İsrail’in dini ve siyasi hedeflerini şekillendiren unsurlardan biri. İsrail’in Filistin toprakları üzerindeki askeri varlığını genişletme politikası da bu inançtan besleniyor.
Son yıllarda İsrail’de iktidarda olan aşırı sağcı hükümetler, bu genişlemeci ideali daha açık bir şekilde dile getirerek, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki işgali derinleştiriyor. Özellikle Smotrich ve onun gibi düşünen politikacılar, bu genişleme politikasını hızlandırmayı hedefliyor.
Bölgesel Barış Zorlaşıyor
Smotrich’in açıklamaları, İsrail’in genişleme stratejisinin yalnızca Filistinlilerle sınırlı kalmayarak, bölgedeki diğer Arap ülkelerini de kapsadığını ortaya koyuyor. Bu durum, zaten kırılgan olan Orta Doğu barış sürecini daha da zora sokuyor. Suriye, Lübnan ve Ürdün gibi ülkeler, İsrail’in bu yöndeki açıklamalarını kendi egemenliklerine yönelik bir tehdit olarak değerlendiriyor. Bu politikalar, bölgedeki gerilimlerin artmasına ve yeni çatışma ihtimallerinin doğmasına neden olabilir.
Orta Doğu’da barış ve istikrar arayışları sürerken, İsrail’in “Büyük İsrail” idealiyle hareket eden politikaları ve bölgedeki askeri adımları, çatışmaların artabileceğine dair endişeleri güçlendiriyor. Smotrich ve diğer aşırı sağcı liderlerin söylemleri, İsrail’in gelecekteki politikalarının ne yönde evrileceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.