"Müslüman Karşıtı Nefret Artışta"
Schinas, Avrupa’da medyada ve kamuya açık siyasi tartışmalarda Müslüman karşıtı nefretin yayılmasının endişe verici olduğunu dile getirdi. Konuşmasında, “Müslüman karşıtı nefret, tüm üye ülkelerimizde endişe verici boyutlara ulaşıyor. Bu nefretin günlük yaşamda, medya organlarında ve siyasi söylemlerde giderek daha fazla yer bulması özellikle kaygı verici” ifadelerini kullandı.
Schinas, Avrupa’nın kültürler ve dinler arası diyalogdan korkmaması gerektiğini belirterek, bu çeşitliliğin kıtanın zenginliği olduğunu ifade etti. “Avrupa'nın birlikte yaşam ve dini hoşgörü anlayışı, kimliğimizin ayrılmaz bir parçası. Bu değerler, geçmişten geleceğe uzanan bir miras olarak korunmalı” dedi.
Dini Hoşgörüsüzlük Küresel Bir Sorun Haline Geldi
Dini hoşgörüsüzlüğün sadece Avrupa’yı değil, dünyanın diğer bölgelerini de etkilediğine dikkat çeken Schinas, Avrupa’da bu konuyla mücadelede ortak bir yaklaşımın gerekliliğine vurgu yaptı. “Avrupa, herkesin din veya inanca sahip olma ya da olmama hakkını her zaman koruyacaktır” diyen Schinas, dinin politik çıkarlar için araçsallaştırılmasına karşı durulması gerektiğini ifade etti. Avrupa’nın, farklı kültürlerin ve inançların bir arada yaşayabileceği bir yapı sunduğuna değinerek, “Avrupa yaşam tarzı bir buldozer değil. O, zenginliği, çeşitliliği, erdemi, değerleri ve ilkeleri yansıtan bir ayna” diye ekledi.
İslamofobi Vakalarında %57 Artış
Avrupa'daki Müslüman topluluklara yönelik saldırılar, son yıllarda belirgin bir artış gösteriyor. Avrupa İslamofobiyle Mücadele Topluluğu’nun son raporuna göre, 2022’den 2023’e kadar İslamofobik vakalarda %57'lik bir artış yaşandı. Bu rapor, Avrupa genelinde İslamofobik saldırıların arttığını ve Müslüman bireylerin günlük yaşamlarında daha fazla ayrımcılıkla karşılaştığını ortaya koydu.
Raporda, özellikle ibadet yerlerine yapılan saldırılar ve kamusal alanda Müslümanların maruz kaldığı fiziksel ve sözlü tacizlerin dikkat çekici boyutlara ulaştığı belirtiliyor. Schinas da bu veriler ışığında, Avrupa Birliği’nin Müslümanların haklarını koruma konusundaki sorumluluğunun altını çizdi.
AB'den Ortak Mücadele ve Dayanışma Çağrısı
Schinas, Avrupa’daki nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadele için bir araya gelmenin önemine vurgu yaparak, AB üye ülkelerine bu konuda daha etkin iş birliği çağrısında bulundu. Bu kapsamda, ayrımcılığa karşı yasal önlemlerin sıkılaştırılmasının yanı sıra toplumlar arası diyaloğun da teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı, İslamofobi, antisemitizm ve her türlü ırkçılığa karşı mücadelenin, Avrupa değerlerine sahip çıkmak anlamına geldiğini belirtti. “Avrupa, farklı kültür ve inançlardan insanların birlikte huzur içinde yaşadığı bir yer olmalıdır. Bunun için ortak adımlar atmak, geleceğimizi şekillendirecek önemli bir görevdir” dedi.
Toplumsal Diyaloğun Önemi ve Gelecek Vizyonu
Avrupa'nın dini hoşgörüsüzlüğe karşı daha sağlam bir duruş sergilemesinin, toplumsal barışın tesisi açısından hayati önem taşıdığı ifade ediliyor. Schinas’ın konuşmasında da sık sık vurgu yaptığı gibi, Avrupa'da kültürler ve inançlar arasında kurulacak diyalog köprüleri, kıtanın daha barışçıl bir geleceğe ilerlemesine katkı sunabilir.
Bu zorlu süreçte, Avrupa Birliği’nin sosyal uyum politikalarını güçlendirmesi ve özellikle genç nesillerde hoşgörü bilincini yaygınlaştırması, AB’nin temel hedefleri arasında yer alıyor. Müslüman karşıtı nefretin ve diğer ayrımcı eğilimlerin engellenmesi, Avrupa’nın çok kültürlü yapısını koruması açısından kritik bir adım olarak görülüyor.