Soçi zirvesi ve Bopçuların U Dönüşü
Ne Şam'da Namaz kıldık! Ne de Zalim Esed gitti!
Davutoğlu Ocak 2012’de Suriye'nin dostları grubu’nun kurulması için gittiği ABDde, İran ve Rusya'yı tarihin doğru tarafında durmaya çağırıyorum, demişti.
Davutoğlu'nun çağırdığı taraf Suriye'yi viraneye çevirdi, Türkiye nihayet komşuları tarih sahnesinde ,bu hafta bir araya gelmek zorunda kaldı. CumhurbaskanıErdoğan, Davutoğlu’nun ipini kopararak kendisine ve ümmete bir nebze fayda verdi.
Suriye'de ne olmuştu, bir filmi başa sararsak olayları. daha iyi anlarız
Derdimiz birilerine muhalefet etme değil, doğruyu söylemektir.
Malum Suriye'de esed yönetimi ile Erdoğan ailesi bir kahvaltı yapmışlardı.Güzel aile resmi tablosu çizmişlerdi,Ne olduysa bu süreçten sonra,Özgür Suriye diye bir takım soytarılar ve onların hamisi Ahmet Davutoğlu ve malum bazı Tv,gazete yayın yönetmenleri,Ehli sünnetçi! Yanmayan kefen satan şarlatanlar, güya alim Hayrettin karamanlar, bazı STK diye geçinen güya özgürlükçü
Güya İslamcı teneke dernekler bu bölgede ensarcılık oynamaya başladılar.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu: "Esad iktidarda kalacak olursa, elini sıkmaktansa istifa ederim."
15 Aralık 2012 demişti.
Ensarcılık ile Derin Davutoğlu'nun bazı ekipleri var, tabii ki bunlar STK şu grubu, bu grubu,isimleri lazım degil,.
Parti şirktir diyen yıllarca Erbakan ekolüne karşı çıkan ve köstek olan güya bu gençler partici, ulusalcı bile oldular,pekela ne oldu bu Suriye'de kim kazandı kimler kaybetti.!!!
Savaş çığırtkanlığı yapan İbrahim karagülle şimdi taviz verilebilir v.s demek zorunda kalınca, biz bu karektersizlere ne diyelim dostlar!.
Suriyeli binlerce insan mülteci,binlerce ölü,binlerce aç insan, Avrupa'ya kaçmak zorunda kaldı,Aylan bebekler sahillerimize vurdu.
"Davutoğlu, mevcut ruh halini ve yanlıştaki saplantı derecesindeki ısrarını 13 Nisan 2013 tarihli Star gazetesine verdiği röportajda, şu sözlerle ortaya koyuyordu.
Bu meydan okuma, hem tarih boyunca birçok ilim adamı ve teorisyenin elde edemediği büyük bir nimet, hem de tarihin son derece hızlı aktığı bir dönemde, bu akışın coğrafî ve tarihî merkezinde bulunan bir toplumun ferdi olarak taşıması çok ağır bir yüktü.
Stratejik Derinlik başlıklı tezin kitap olarak varlığı bu ağır yükün entelektüel zeminini oluşturuyordu. Okuyan muhatapların zihnine bir hitap olarak kaleme alınan bir kitap, bizatihi yazarı için bir yanlışlama/doğrulama cetveline dönüşmüştü."
Osmanlı geçmişine öykünen Davutoğlu tezini haklı çıkarmak için bugün Batı emperyalizminden medet umuyor.
Bu haliyle o, egosunu tatmin etmek için kana doymak bilmeyen diktatörleri andırıyor. Verdiğimiz her kurban onun yanlışlama/ doğrulama cetvelinde bir çentiğe dönüşüyor.
Davutoğlu, lütfen bize söyle, senin egonu tatmin etmek için halklarımızın daha kaç kurban vermesi gerekiyor? Biz kendi ellerimizle sunağına getireceğiz onları, yeter ki sen tatmin ol.
Şimdilerde Karagül
İbrahim Karagül:
Ankara'da ortak bakanlar kurulu toplantısı yapıldığı gün, bize gelip; “Suriye'de isyan başlatacağız, bize destek olun" diyenler bugün ortalarda görünmüyor... diyor
Türkiye'de insanımız bu mülteci konusunda en yüksek değerde yardımları yaptı,kucak açtı,devlet hükümet kendi vatandaşina vermediği sosyal hakları, suriyeli vatandaşlara verdi,halende vermekte...
Bir cinayete sebep olan ,katil ile destekçileri derece derece ,aynı cürmü işlemiş gibidir.
Bu insanların evleri yıkıldı,huzurlari gitti,ve erkekleri öldü ne için?kimin için ? bizim karımız neydi bu işte,kocaman bir hiç,bize zarar dan başka bişey olmadı,sosyal ve siyasal bir deprasyon geçirdik.
Suriye'de bulunan Hamas yerinden oldu,bizim kardeşlik ve sınırsız bir ümmet olma yolundaki koşumuzun önüne yeni bir bariyer konuldu.
Allah gani gani rahmet eylesin! Erbakan Hoca 2003 yılında Suriye'yi bölmek istiyorlar, Hizbullah'ı bitirmek,sonra İran ve hedef Türkiye var denildiğinde,bu STK’lar deve koşu gibi kafalarını kuma gömdüler...
TİKA'dan bayağı para ve destek aldılar.Davutoğlu abilerinden kılavuzu karga olanın akıbeti ne olur siz bilirsiniz...
Bizler,müslümanız artık toplum da ve dünyada kimseler bizim söylediklerimizi kale almıyor, çünkü komşularımızla sorun yaşıyoruz, liyakatsiz yöneticilerimizin yanlışlıkları bize geleceğimize ve ümmete zarar veriyor.
Mustazaflar / Müslümanlar arasındaki savaşın galibi yoktur..!
Hedefine siyonist israili koymayan cemaatler/örgütler, birbirini öldürüp tüketmekle Allah'ın da, halkların da rızasına kavuşamayacaklar.
Huzur ve barışa asla kavuşamayacaklar..
Müslümanlar arasındaki savaşın galibi yoktur..
Kan davasından başka bir şey üretmez..
Taraflar dünyada galip gibi görünse de, ahirette kaybedenlerden olacaklardır..
Müslümanlar, Etnik ve mezhebi temelli çelişkileri körükleyen gavurların ilkalarına kanarak, kendi tarafının "haklılığını" mutlaklaştırıp, elindekilerini de hakikatin tamamı görerek karşısındakine acımadan saldırabiliyor..
"Küfür tek millettir"
buyruğunu/gerçeğini ne de çabuk unuttuk bizler?
Biz neden "Bir" olamıyoruz?
Tekrar ifade edelim;
Siyonizme karşı direniş dışındaki müslümanlar arasındaki çatışmaların/mücadelelerin hiç bir sahihliği yoktur..
İzafidir...
Sahtedir…
Yalandır…
Siyonist plandır..
Bu planların parçası olmayalım...
Toptan sarılalım yüce Kur'an'a
Çünkü rahmet etmez ayrı durana .
Tekrar kardeşler olalım..
SİYASET
29 Kasım 2017 - 20:06
Soçi zirvesi ve Bopçuların U Dönüşü yazısı
SİYASET
29 Kasım 2017 - 20:06