Ali Ekber Çiçek: Bir Halkın Yüreğinde Yankılanan Saz
Ali Ekber Çiçek'in Saz'ının tezenesiyiz BİZ!- "kırma gönül şişesiniyapan bulunmaz bulunmazyıkma hakkın binasınıören bulunmaz bulunmaz ... "- "Dünya için gül benzini soldurmaHalden bilmeyene halin bildirmeTabip olmayana yaran sardırmaAzdırırsın bir gün yarayı gönül ..."- "Bülbül oldum firdevs bağında öttüm.Bir zaman gül için zara düş oldum ... "- "Şu yüce dağ başını duman kaplamış ..."- "Derdim çoktur hangisine yanayım ..."- " Yastadır ey deli gönül ..."- " Haydar Haydar "ve daha niceleri...Bu toprakların yetiştirdiği en önemli Halk Ozan'larından biri, saz'ı konuşturan, yüreklere tercüman olan #AliEkberÇicek' i aramızdan ayrılışının 19. yılında saygı ve özlemle anıyorum. #ErzincanKonfederasyonu
Yüce Dağlardan Gönüllere
1935 yılında Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde doğan Ali Ekber Çiçek, daha küçük yaşlarda sazla, sözle, nefesle yoğruldu. Çocuk yaşta babasını kaybettiğinde, hayatın yükünü sırtlamış, derdiyle sazına sarılmıştı. Bu yüzden onun eserlerinde hüzün, sabır, umut ve aşk hep yan yanadır.Küçük yaşlarda başlayan müzik serüveni, ilerleyen yıllarda onu Türkiye'nin en saygın halk müziği ustalarından biri yaptı. TRT’de uzun yıllar süren çalışmaları boyunca yüzlerce türküyü derledi, kaybolmaya yüz tutmuş eserleri gün yüzüne çıkardı.Sazı Konuşturan Adam
Ali Ekber Çiçek, sazı sadece çalmadı; ona ruh üfledi. Parmaklarının ucundan dökülen her nota, Anadolu'nun binlerce yıllık hikayesini anlatıyordu. “Haydar Haydar” adlı eseriyle, adeta insan ruhunun derin çığlıklarını dile getirdi. Bu eser, sadece bir türkü değil, mistik bir yolculuktu; insanın kendi içine yürüyüşüydü.Öyle ki, onun "Kırma Gönül Şişesini", "Dünya İçin Gül Benzini Soldurma", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım", "Yastadır Ey Deli Gönül" gibi eserleri, acının, aşkın ve Anadolu’nun sesi oldu. Onun türkülerinde bazen bir garibanın duası, bazen bir aşığın sitemi, bazen de bir ermişin sabrı yankılandı.Derleyici, Öğretici, Yol Gösterici
Ali Ekber Çiçek sadece eserleriyle değil, derlemeleriyle de büyük bir kültürel mirası günümüze taşıdı. TRT repertuvarına kazandırdığı yüzlerce türkü, Anadolu'nun kaybolmaya yüz tutmuş ezgilerini koruma altına aldı. O, sadece bir sanatçı değil; bir kültür işçisi, bir hafıza koruyucusuydu.Genç ozanlara her zaman yol gösteren, bilgisi ve tevazusuyla örnek olan Çiçek, müziğin bir eğlence değil, bir ahlak, bir edep meselesi olduğunu her fırsatta vurguladı. Onun sazı, bu toprakların aşkı, sabrı ve hikmetiydi.“Ali Ekber Çiçek'in Sazının Tezenesiyiz Biz!”
Bugün birçok sanatçı ve halk müziği tutkunu, Ali Ekber Çiçek’in açtığı yolda yürümeye devam ediyor. Onun sazına, sözüne, nefesine sahip çıkmak; bu toprağın kültürüne sahip çıkmaktır.Her mısrasında, her notasındaki derinlik ve hikmetle, Ali Ekber Çiçek bize hem bir geçmiş, hem de geleceğe uzanan bir köprü sundu. Onun eserleri, Anadolu insanının acısıyla, sevinciyle, duasıyla örülü birer hatıra değil, yaşayan birer değer oldu. Söz uçar, saz susar ama yürekten çıkan sesler zamana meydan okur. Ali Ekber Çiçek'in sesi, sazının sızısı, gönüllerin derinliklerinde yankılanmaya devam ediyor. Onun ardından söylenen her türküde, çekilen her telli sazda bir Ali Ekber Çiçek nefesi vardır.Bu toprakların yetiştirdiği en büyük halk ozanlarından biri olan Ali Ekber Çiçek’i, vefatının 19. yılında saygıyla, minnetle ve derin bir özlemle anıyoruz.Ruhu şad olsun.
