Recep Babacan’dan Hafızalara Kazınacak Eser: “Unutulan İzler, Gölgelerde Gizlenenler”
Taksim’de Sivil Toplum Kuruluşları ve Erzincanlı Gazeteciler Birliği’nin ortak organizasyonuyla düzenlenen kültür etkinliğinde, araştırmacı tarihçi-yazar Recep Babacan’ın son kitabı “Unutulan İzler, Gölgelerde Gizlenenler” okurlarla buluştu. Yoğun katılımın yaşandığı programda, hem tarihe hem de tarihî şahsiyetlere yönelik ilgi dikkat çekti.
Araştırmacı tarihçi-yazar Recep Babacan, "Unutulan İzler Gölgelerde Gizlenenler" adlı kitabının tanıtımını İstanbul Taksim’de düzenlenen bir kahvaltı programında gerçekleştirdi. Erzincan Gazeteciler Birliği’nin organizasyonuyla düzenlenen bu özel etkinlikte yazar Recep Babacan, gazetecilerle bir araya geldi.
Gazeteciler Birliği’nden Yoğun Katılım ve Destek
Toplantıda söz alan Erzincan Gazeteciler Birliği Başkanı Sedat Sevim, Babacan’ın bugüne kadar yayımladığı tüm eserlerinde yanında olduklarını ve bundan sonraki çalışmalarında da destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Sevim ayrıca, 2005-2006 yıllarında yayımlanan Şahidim dergisi ve Radyo Gurbet 24 yayınları sürecinde de Recep Babacan ile birlikte çalıştıklarını ifade ederek, yazarın yeni kitabı nedeniyle tebriklerini sundu.
Kemahlılar Derneği’nden Tam Destek
Tanıtım toplantısında konuşan Kemahlılar Dernek Başkanı Fahrettin Aslan da Babacan’ı tebrik ederek, Kemahlılar olarak her zaman yanlarında olduklarını ve bu desteği sürdürmeye kararlı olduklarını dile getirdi. Derneğin eski başkanı Şerafettin Ulutürk ise “kadim arkadaşım, can yoldaşım” sözleriyle başladığı konuşmasında, Babacan’ın Erzincan, Denizli ve İstanbul’da verdiği konferanslarda halkın yoğun ilgisine şahit olduğunu, dinleyicilerin zaman zaman gözyaşlarıyla yazarın anlatımlarını takip ettiklerini vurguladı.
Katılımcılardan Anı Defterine Yoğun İlgi
Kitap tanıtımında, katılımcılar "Unutulan İzler Gölgelerde Gizlenenler" kitabının anı defterine duygu ve düşüncelerini yazarken, toplantıya katılan herkese kitap hediye edildi.
Vali Gökmen Çiçek’ten Telekonferansla Katılım
Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise toplantıya telekonferans yöntemiyle katıldı. Çiçek, Recep Babacan’ın 2010 yılında kendisine on kitap yazma sözü verdiğini belirterek, şu ana kadar yedi kitabı tamamladığını, kalan üç kitabı da sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. Çiçek ayrıca yazarın bugüne kadar yazdığı tüm eserlerdeki başarısından dolayı kendisini kutladı.
Babacan: “Bugün Benim Şarj Olma Günüm”
Toplantının sonunda konuşan Recep Babacan, gördüğü ilgiden büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, “İnsanlar bazen deşarj olur, bugün benim şarj olma günüm” ifadeleriyle katılımcılara teşekkür etti. Yazarlık serüvenine 2010 yılında Muallim Naci Gücüyener’in “Çanakkale’de Şahlanan Kemah” kitabından esinlenerek kaleme aldığı “Oğuz Onbaşı” ile başladığını belirten Babacan, “Unutulan İzler Gölgelerde Gizlenenler” kitabının bu yolculuğun devamı olduğunu söyledi.
Osmanlı Medeniyetinden İlham
Babacan, konuşmasının devamında Osmanlı’nın “zıvanadan çıkmayan bir medeniyet” olduğunu ifade ederek, bireylerin de Kur’an ve hadise dayalı bu çizgiden ayrılmaması gerektiğini belirtti. Cami ve türbelerdeki zıvana motiflerinin bu medeniyet anlayışını simgelediğini belirten Babacan, yeni kitabında kendisini en çok etkileyen konunun “Cevri Kalfa” olduğunu söyledi.
Hürrem Sultan’a Vefa
Son olarak Hürrem Sultan’dan da övgüyle bahseden Babacan, Hürrem Sultanın kıldıgı teheccüt namazı kadar Farz namazı kılmayanların onu eleştirmekte haksız olduklarını ve söylenilen ve yazılanların gerçek dışı oldugunu belirterek, bu yönü görmezden gelinerek yapılan eleştirilerin akıl ve mantıkla açıklanamayacağını dile getirdi.
Recep Babacan, tarihî figürlerin günümüz koşullarıyla yorumlanmasının çoğu zaman yanlış anlama ve algı sorunlarını beraberinde getirdiğini ifade etti. Özellikle Osmanlı tarihinin en tartışmalı ve en çok yanlış anlaşılan isimlerinden biri olan Hürrem Sultan’a dair yaptığı açıklamalar ise salonda derin bir yankı uyandırdı.
Recep Babacan, Hürrem Sultan’ın sadece saray entrikalarıyla değil, aynı zamanda manevî yönüyle de değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Sultan’ın gece vakitlerinde kalkıp teheccüt namazı kıldığını, ibadetlerine bağlılığıyla öne çıkan bir şahsiyet olduğunu belirten Babacan, “Bugün farz namazlarını bile yerine getirmeyen bazı kişilerin, Hürrem Sultan gibi bir tarihî şahsiyeti yerden yere vurması haklı bir eleştiri değil, bir haksızlıktır,” dedi.
Tarihçi-yazar, Osmanlı kadınlarının tarih içinde bilinçli şekilde yanlış tanıtıldığını ve Hürrem Sultan’ın da bu algı operasyonlarının en büyük mağdurlarından biri olduğunu söyledi. “Hakkında söylenenlerin çoğu ya hayal ürünü ya da dönem kaynaklarına dayanmayan söylentilerdir. İnsanlar dizilerde gördükleri kurguları, tarihî gerçeklik gibi benimsemeye başladı. Bu, hem Hürrem Sultan’a hem de tarih bilincimize yapılmış bir saygısızlıktır,” diyerek eleştirilerini dile getirdi.
Programın sonunda Babacan, katılımcılara kitabını imzalayarak tek tek teşekkür etti. “Unutulan İzler, Gölgelerde Gizlenenler” kitabı ise hem tarihî belgeler hem de anlatımıyla, geçmişin tozlu sayfalarında unutulan karakterleri gün yüzüne çıkarması açısından büyük ilgi gördü.
HİCRETHABER // AHMET CEKİN
