Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gerçekleştirdiği resmi ziyarette, Lefkoşa’da inşa edilen KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılış törenine ve gençliğin teknolojiyle buluştuğu TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni’ne katıldı. Bu anlamlı ziyaret, Kıbrıs Türk halkı tarafından büyük bir coşku ve gururla karşılandı.
Erdoğan, törenlerde yaptığı konuşmalarda hem Türkiye'nin KKTC’ye olan desteğini vurguladı hem de adanın kalkınması ve uluslararası alanda hak ettiği konuma ulaşması için yürütülen çalışmalara dikkat çekti.
“Cumhuriyet Yerleşkesi Kıbrıs Türk Halkının Egemenliğinin Simgesidir”
Açılışını yaptığı KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projenin yalnızca bir bina kompleksi olmadığını, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, devlet yapısını ve kurumsal kapasitesini güçlendirecek stratejik bir yatırım olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Bu yerleşke, KKTC’nin bağımsızlık ve egemenlik iradesinin kalıcı bir nişanesidir. Türkiye olarak her daim kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz,” dedi.
TEKNOFEST Coşkusu Ada Gençliğiyle Buluştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret kapsamında TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni’ne de katılarak dereceye giren gençlere ödüllerini takdim etti. Ada genelinden büyük ilgi gören teknoloji ve inovasyon festivalinde gençlerin sergilediği projeler, Türkiye ve KKTC arasındaki bilimsel ve teknolojik iş birliğinin geleceğine ışık tuttu.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Bizler gençliğe inanan, gençlerin enerjisinden ilham alan bir anlayışa sahibiz. TEKNOFEST gibi organizasyonlar sayesinde gençlerimiz hem özgüven kazanıyor hem de dünya çapında söz sahibi olabilecek teknolojilere imza atıyor.”
Rum Yönetiminden Sert Tepki: “Yüksek Teyakkuzdayız”
Erdoğan’ın KKTC ziyaretine Rum kesiminden ise beklenen tepki gecikmedi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, bu ziyareti Türkiye’nin “iki egemen devletli çözüm politikasının bir parçası” olarak nitelendirdi ve gelişmeleri “yüksek teyakkuzla” izlediklerini açıkladı.
Letimbiotis, yaptığı açıklamada, ziyaretin KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın son dönemde sıklıkla vurguladığı “iki devletli çözüm” yaklaşımıyla birebir örtüştüğünü dile getirerek, gelişmeleri “yüksek teyakkuzla” izlediklerini ifade etti. GKRY’nin bu konuda Avrupa Birliği (AB) kurumlarıyla ve uluslararası aktörlerle yakın diplomatik temaslarını sürdürdüğünü de belirten Letimbiotis, bölgedeki dengeleri yakından takip ettiklerinin altını çizdi.
Erdoğan’dan Net Mesaj: “Adlarımız Farklı Olsa da Soyadımız KKTC’dir”
Ziyaret kapsamında KKTC Meclisi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının haklı davasına olan güçlü desteğini bir kez daha yineledi. “Adlarımız farklı olsa da soyadımız KKTC’dir” ifadesiyle dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs’ın egemenliğini esas alan duruşunun devam edeceği mesajını verdi.
Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs Türk halkı, 50 yılı aşkın süredir federasyon temelinde çözüm için elinden gelen tüm çabayı göstermiştir. Ancak karşılığında yalnızca oyalama, izolasyon ve dışlanma görmüştür. Bugün geldiğimiz noktada, artık iki egemen eşit devlet temelinde bir çözümden başka bir yol kalmamıştır.”
Rum Kesiminden Diplomatik Hamleler
Erdoğan’ın ziyareti sonrasında Rum Yönetimi’nin, özellikle Avrupa Birliği nezdinde diplomatik girişimlerini hızlandırdığı öğrenildi. AB Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler ile yoğun temas halinde olan Rum yönetiminin, Türkiye'nin ve KKTC’nin son dönemdeki ortak duruşunu uluslararası camiaya “barışa tehdit” olarak sunmaya çalıştığı belirtiliyor.
Öte yandan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Erdoğan’ın ziyaretini “tarihi bir dayanışma mesajı” olarak nitelendirdi. Tatar, Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu ve bu desteğin Doğu Akdeniz’deki tüm denklemi değiştirdiğini ifade etti.
Türk Tarafı Kararlı: “Müzakereler Ancak Egemen Eşitlik Temelinde Başlayabilir”
Türk tarafı, müzakere sürecinin ancak KKTC'nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tanınması şartıyla başlayabileceği görüşünü sürdürüyor. Bu çerçevede Erdoğan’ın ziyareti, yalnızca bir sembolik dayanışma değil, aynı zamanda Türkiye’nin ve KKTC’nin diplomatik pozisyonunun açık bir teyidi olarak değerlendiriliyor.