EKONOMİ TEPETAKLA
Bir iktidar düşünün ki 16 yıl tek başına iktidar ve halen ekonomi düzelmemişse teşhis ve icraatları yanlış demektir.
Bu 16 yılda
Tarım ve Hayvancılıkta dışa bağımlı hale geldik
Sanayi ve teknolojide halen bağımlı haldeyiz
İşsizlik artmış
Enflasyon arıyor
Faizler artıyor.
Fakir sayısı artıyor
DİYARBAKIRDA EKONOMİ VE İŞSİZLİK
Türkiye genelinde, Temmuz ayında açıklanan işsizlik oranı %10.7 iken,
Diyarbakırda işsizlik oranı yaklaşık %35 lerde
Türkiye geneli Temmuzda açıklanan Genç nufusun işsizlik oranı 21.1 iken,
Diyarbakır da %50 lerde
Diyarbakır İşkurda kayıtlı işsiz sayısı 108.900.
Bunun %52.45 i yani 57.117 kişi 30 yaş altıdır.
Esnaf iş yapamıyor çekini senedini ödeyemiyor
Otellerdeki doluluk %40-50 civarında
Diyarbakır Batıya iş umuduyla sürekli göç veriyor.
2014-2015 Yıllarında 56.025,
2015-2016 Yılı: 55.604 kişi Başta İstanbul, Bursa, Ankara, Antalya olmak üzere batı illerine göç etmiştir.
Bir ilde veya bir ülkede sanayi ve teknolojide yatırımlar yapılmadığı sürece işsizliğin giderilmesi ve göçün önlenmesi mümkün değildir.
DİYARBAKIRDAKİ DEVLET YATIRIMLARI
TEMSAN: Erbakan kurdu şuanda, can çekişiyor 100 kişi çalışıyor,
TEKEL TÜTÜN: Erbakan kurdu, AKP iktidarı sattı
İPLİK FABRİKASI: Erbakan kurdu, Akp iktidarı sattı
SÜMER HALI: Erbakan açtı Akp kapatı
ERGANİ ÇİMENTO: Erbakan açtı Akp iktidarı özelleştirdi.
İktidar geçen senelerde Diyarbakırda, israf ve savurganlığın tavan yaptığı çok görkemli açılışlar yaptı. Hatırlayın içinde bir tane fabrika varmı? İktidarın, yol, köprü, hastahane, okul gibi, hizmet sektöründe yaptığı yatırımlar hayatı kolaylaştırır teşekkür ediyoruz. Ancak yol ve köprüler ne işsizliği giderir, ne karın doyurur, ne göçü önler. Bu tür görkemli açılışlar zaman zaman çeşitli illerde yapılmaktadır. İktidarı fabrika açılışı yapmıyor diye eleştiriyoruz, ancak hakkını yemeyelim, zalim İsraili destekleyen Coca colanın Ispartadaki fabrikasının açılışını yapmıştı.
Diyarbakırda var olan sıkıntıların bir ayağı ekonomideki sıkıntılar ve işsizliktir. Özel sektörün güvenlik endişelerinden dolayı yatırım yapmadığı ilimize devletin üretime ve istihdama yönelik yatırm yapması gerekiyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN RESMİ
İKTİDARIN EKONMİDEKİ BAŞARISIZLIĞINI GÖSTEREN BİR KAÇ ÖRNEK
ÜRÜN20022017DOLAR1,673,87EURO1,664,51ALTIN12,55160,5ÇEYREK29 TL261İÇ VE DIŞ TOPLAM BORÇ232,2 MİLYAR TL842.5 MİLYAR TLBENZİN1,65,76MOTORİN1,255,14OTO GAZ1,083,25ET8,2935-40EKMEK25 KURUŞ 1,5 TL
İTHALAT-İHRACAT
YILİHRACAT(MİLYAR DOLAR)İTHALAT(MİLYAR DOLAR)DIŞ TİCARET AÇIĞI(MİLYAR DOLAR)CARİ AÇIK(MİLYAR DOLAR)200236.151.6-15.5-0.62016142.5198.6-56.1-32.62017 (Ocak-Eylül)115.1168.9-53.8-27.2(Ocak- Ağustos)
HUBUBAT
2003-2016 yıllarını kapsayan AKP döneminde ithal edilen 63 milyon ton hububat için 17,5 milyar dolar ödenmiştir. Hububat ithalatının 41 milyon tonu buğday, 12 milyon tonu mısır, 4,5 milyon tonu pirinç ve çeltiktir.
PAMUK
2002 yılında 721 bin hektar olan pamuk ekim alanları 2015 yılında 434 bin hektara düşmüştür. Yani AKP iktidarı döneminde pamuk ekim alanları yüzde 40 oranında daralmıştır. Buna karşılık 2002 yılında 988 bin ton olan lif pamuk üretimi 2015 yılında 738 bin tona düşmüş, yani yüzde 25 oranında gerilemiştir.
TOHUM
Türkiye, yağlı tohum ve bitkisel yağlar açısından büyük ölçüde dışarıya bağımlı bir hale getirilmiştir. Petrolden sonra en fazla döviz yağlı tohumlara ödenmektedir. AKP’nin iktidarda olduğu 14 yılda Türkiye yağlı tohum ve türevleri ithalatına 36 milyar dolar ödemiştir.
HAYVANCILIK
Hayvancılığımızı öldürdük, çözümü et ve canlı hayvan ithalatında aradık.
Hükümet, Et ve Süt Kurumuna sıfır gümrük vergisiyle ithal izni verdi. Kurum, 500 bini büyükbaş olmak üzere 975 bin canlı hayvan ithal edecek. 30/07/2017
Bosnalı Müslümanların katili olan, Sırbistan'dan 5000 ton et ithalatı yapılacak.
ÇÖZÜM İÇİN ÖNERİLER
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uygulanan IMF/Dünya Bankası/DTÖ güdümlü politikalarla endüstriyel (konvansiyonel) tarım dayatılmakta; küçük ölçekli çiftçiler tasfiye edilmektedir. Bu sürecin kazananı girdi temininden pazarlamaya kadarki süreçlerde hakimiyetini sürdüren çokuluslu tarım-gıda şirketleri olmaktadır.
1- Buğday, arpa gibi serin iklim tahılları ekim alanlarında son yıllarda ortaya çıkan daralmanın üzerinde önemle durulmalı; çiftçi tarafından boş bırakılan tarlalar yeniden üretime kazandırılmalıdır.
2- Üretimde yağışa bağlı olarak görülen dalgalanmaları azaltmak için kuru tarımda uygulanması gereken yetiştirme tekniklerine önem verilmeli; söz konusu alanlarda sulama yatırımları hızlandırılmalıdır.
3- Halen kurak ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük (İstanbul’un 8 katı) alanlar nadasa bırakılmaktadır. Söz konusu alanların daraltılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
4- Yerinde sayan ürünü destekleme primleri artırılmalıdır.
5- Tarımın en önemli sorunu yüksek girdi fiyatlarıdır. Öncelikle mazot ve gübrede vergiler kaldırılmalı; diğer girdilerdeki vergi yükü azaltılmalıdır.
6- Çözüm " çifçiyi terbiye edici" ithalat politikasında değil, üretim maliyetlerinin düşürülmesinde, destekleme politikasında ve daha da önemlisi üretim planlamasında aranmalıdır.
7- IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün, tarım/gıda tekellerinin yönlendirmelerine değil; kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin iklim ve toprak şartlarına göre planlanmış programlar uygulanmalıdır.
8- Çifçilerimiz, ürün tercihi, ekme ve biçmede bilinçli hale getirmek için, sürekli eğitimlere tabi tutulmalıdır.
SONUÇ OLARAK, ithalatı değil, üretimi hedefleyen, emekten yana, küçük ve orta ölçekli çiftçileri destekleyen tarım politikaları uygulanmalı, sürdürülebilir ve planlı bir tarımsal üretim politikası izlenmelidir.
Yaşadığımız süreç bize bir daha şu gerçeği hatırlatmıştır. “Sanayide, teknolojide, tarımda ve hayvancılıkta” üretime dayalı politikaları ancak Saadet Partisi ve kadroları yapabilir. Önümüzdeki seçimlerde halkımızın Saadet Partisine vereceği destekle ülkemiz ve milletimiz arzu ettiği ve hasret çektiği üretim ve refahı yakalayacaktır İnşaallah. Bu duygu ve düşüncelerle saygılar diliyorum.