Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
Kamuya Açık Alanı Kapattılar: Atakent Mahallesi'nde Vatandaş Yolunu Kullanamaz Hale Geldi
Kamuya Açık Alanı Kapattılar: Atakent Mahallesi'nde Vatandaş Yolunu Kullanamaz Hale Geldi
Küçükçekmece Kızılay'dan Yaz Kur'an Kursu Öğrencilerine Anlamlı İkram
Küçükçekmece Kızılay'dan Yaz Kur'an Kursu Öğrencilerine Anlamlı İkram
Küçükçekmece Belediyesi'nden Çocuklara Yaz Tatilinde Trafik Bilinci
Küçükçekmece Belediyesi'nden Çocuklara Yaz Tatilinde Trafik Bilinci
Bi İnsan Derneği'nden Muharrem Ayında Anlamlı Su İkramı
Bi İnsan Derneği'nden Muharrem Ayında Anlamlı Su İkramı
Küçükçekmece'de Mahalle Sakinlerini Rahatsız Eden Drone! Vatandaşlar Tepkili
Küçükçekmece'de Mahalle Sakinlerini Rahatsız Eden Drone! Vatandaşlar Tepkili
Küçükçekmece Belediyesi'nden Aşura İkramı
Küçükçekmece Belediyesi'nden Aşura İkramı
Sıcak havalarda hayvan sağlığını ve verimliliğini optimize etmenin yolu serin su temininden geçiyor
Sıcak havalarda hayvan sağlığını ve verimliliğini optimize etmenin yolu serin su temininden geçiyor
Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu’nu Ziyaret Etti
Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu’nu Ziyaret Etti
Prometeon, Türkiye’de İlk Kez Kendi Markasıyla Piyasada: Kocaeli Fabrikasından Global Büyüme
Prometeon, Türkiye’de İlk Kez Kendi Markasıyla Piyasada: Kocaeli Fabrikasından Global Büyüme
Müge Anlı ile Tatlı Sert’in Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şevki Sözen Kimdir? Nereli, Kaç Yaşında?
Müge Anlı ile Tatlı Sert’in Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şevki Sözen Kimdir? Nereli, Kaç Yaşında?
Yeşilçam Klasiği “Tokatçı” SHOW TV’de Ekranlarda! Kemal Sunal’dan Unutulmaz Bir Performans
Yeşilçam Klasiği “Tokatçı” SHOW TV’de Ekranlarda! Kemal Sunal’dan Unutulmaz Bir Performans
Rahmi Özkan Kimdir? Müge Anlı ile Tatlı Sert Programının Tecrübeli Avukatı Mercek Altında
Rahmi Özkan Kimdir? Müge Anlı ile Tatlı Sert Programının Tecrübeli Avukatı Mercek Altında
  1. Haberler
  2. MEDYA
  3. Türk siyasetinde Pelikan lekesi nedir ?
MEDYA
Yayınlanma: 31 Mart 2019 - 00:00

Türk siyasetinde Pelikan lekesi nedir ?

MEDYA
31 Mart 2019 - 00:00
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Türk siyasetinde Pelikan lekesi nedir ?
Mayıs ayına adım attığımız günlerde, internette “Pelikan Dosyası” adıyla paylaşılan imzasız yazı, önce sosyal medyayı, ardından da tüm ülkeyi birbirine kattı. Ahmet Davutoğlu’nu alışık olmadığımız bir sertlikte eleştiren bildiri, Başbakan’ın tüm icraatlarını “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmeye yönelik bir planın parçaları” olarak sunuyordu. Erdoğan’ın halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmesi ve ondan boşalan makama Davutoğlu’nun getirilmesinden sonra yaşanan tüm gelişmeler Başbakan’ı suçlayıcı bir dille yeniden hatırlatılıyordu. Zamanlama da son derece dikkat çekiciydi; AK Parti MKYK’sında yaşanan bazı gelişmelerin ardından Davutoğlu istifa kararı almış, ancak bunu Cumhurbaşkanı ile yapacağı resmi görüşmeden önce duyurmamıştı. Bildiri özellikle bu görüşme ve resmi açıklamanın öncesine denk getirildi.
“Biraz da REİS için canını feda edecekler konuşsun mu?” sözleriyle başlayan metnin ortaya koyduğu tablo şuydu: Bir yanda Reis’i (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı) çok seven, onu her türlü tehlikeden korumak isteyen, bunu yaparken de savuşturulan tehlikelerden ve bunun nasıl da cansiperane bir mücadeleyle gerçekleştiğinden onu haberdar etmek isteyen “fedakâr” bir kesim; diğer yanda ise ellerini ovuşturarak Erdoğan’ı devirmenin yollarını arayan ve bu amaçla Başbakan Davutoğlu’nun etrafında kenetlenmiş “sinsi” bir kesim var.
Erdoğan adına Erdoğan’a kötülük yapmak
Cumhurbaşkanı’nın arkasında durduğunu iddia eden, “onun için canını bile vermeye hazır” Pelikancıların, Erdoğan’ın halka ve AK Parti’ye hamiliğini, dahası halkın ve partinin buna mukabele ettiğini görmemesi mümkün değil. O halde ortada başka bir mücadele var ve bu mücadele büyük ihtimalle “Erdoğan’ı kendi reisleri haline getirip” bulundukları mevkileri korumakla (ya da kendilerine daha iyi mevkiler bulmakla) doğrudan ilgili görünüyor.
Peki, bu imzasız yazıda iddia edildiği gibi gerçekten de iki farklı cephe mi var? Bu soruya evet demek zor, zira AK Parti tabanı Davutoğlu’nun da Erdoğan’ı en az kendileri kadar sevdiğinin, onunla birlikte yürüdüğünün ve asla onun arkasından şahsi çıkar odaklı işler çevirmeyeceğinin farkında. Zaten tam da bu yüzden suni bir cepheleşme yaratılmaya, böyle bir ayrılık varmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Yıllarca Erdoğan’ın başarısı için ter döken, dua eden insanlara olmadık sıfatlar yükleyip onları farklı cephelere düşürenler, bilerek veya bilmeyerek en büyük kötülüğü bizzat Cumhurbaşkanı’na yaptılar.
Davutoğlu’yla el ele bir yürüyüş
Diğer yandan, Davutoğlu’na akıl almaz “ihanet” suçlamalarında bulunanlar, dolaylı olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na “vurduklarının” farkında değil gibiler. Zira Ahmet Davutoğlu’nun siyasi kariyeri hiçbir boşluğa yer bırakmayacak ölçüde Erdoğan’la ilişkili. Davutoğlu’nu ilk başta danışmanı olarak yanında tutan, kritik bir dönemde Dışişleri Bakanlığı görevine getiren, AK Parti Genel Başkanlığı için yapılan temayül yoklamasında üçüncü sırada olduğu iddia edilmesine rağmen aday gösteren ve kendisine Başbakanlık koltuğunu emanet eden kişi Erdoğan’dı. Tüm bu süreçlerin Davutoğlu’nun lobiciliği, talepleri vs. ile değil, Erdoğan’ın net ve kararlı tutumuyla gerçekleştiğine tüm Türkiye şahittir. Kaldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine karşı kurulan kumpasları (hele de Pelikancıların iddia ettikleri kadar bariz olanları) görebilecek siyasi birikime ve ferasete fazlasıyla sahip bir lider.
Kim bu Pelikancılar?
Şimdi asıl ve önemli soruya gelelim: Pelikan Dosyası’nı kim, ne amaçla hazırladı? Evet, yazının altında herhangi bir imza yer almıyor. Ancak internete kimler tarafından salındığına, kimlerin yazıyı geniş kitlelere ulaştırmak için birkaç gün boyunca mesai harcadığına, kimlerin yazıyı eleştirenlerle kavgaya giriştiğine, dahası, bizzat yazıda kimlerin “övüldüğüne” baktığımızda özellikle şu beş isim çıkıyor karşımıza: Hilal Kaplan, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz, Cemil Barlas ve Haşmet Babaoğlu (Muhakkak ki kendini göstermek istemeyen başka etkili isimler de vardır). Bu isimlerin en belirgin ortak noktası, AK Parti’yi iktidara taşıyan harekete çok sonradan eklemlenmeleri ve o harekete yıllarca omuz verenleri Erdoğan’a şikâyet edecek kadar büyük bir özgüvene sahip olmalarıydı.
Bildirinin “ihanetle suçlananlar” kategorisi de epey kalabalıktı. Ancak bu isimlerin önemli bir bölümü, dünyanın büyük güçleri Erdoğan’a karşı ayağa kalkmışken geniş kitlelerin nefretini kazanmak pahasına duruşlarını esnetmediler ve Erdoğan’ın arkasında durdular (hâlâ da duruyorlar).
Hâl böyle olunca insanlar şaşırmadan edemiyor, şu sorular zihinleri meşgul edip duruyor: Erdoğan’ı herhangi bir kişisel menfaat gözetmeden, vatani, dini ya da demokratik duygularla/niyetlerle destekleyenleri “yeteri kadar reisçi olmamakla” suçlayacak kişi Haşmet Babaoğlu mu olacaktı? Bir dönem Erdoğan’ı “biz ve onlar ayrımcılığı yapmakla” suçlayan, bildirideki rezil üslup ve yalanlara en ufak bir şerh düşmeyen Hilal Kaplan ve eşi mi Türk medyasının onurlu yüzünü temsil edecek?
Haşmet Babaoğlu ile ‘Gezi’yi anlamak’
Gelin, bugün “olağanüstü şartlar” dolayısıyla “sert bir duruş” sergilediğini ima eden bu isimlerin askeri vesayet, yargı darbesi girişimleri ve Gezi Parkı olayları gibi gerçekten olağanüstü durumlarda nasıl tavırlar takındığına göz gezdirelim biraz.
Aşağıdaki satırlar, pelikan bildirisini servis eden genç çocukları koruyup kollayan, kimisine popüler edebiyat dergilerinde yer açıp isimlerini parlatan ve sonra da “cepheye” süren Haşmet Babaoğlu’nun Gezi olaylarının ilk günlerinde kaleme aldığı, 7 Haziran 2013 tarihli “Bir numara dönüyor, tamam da” başlıklı yazısından:
“Sokakların nerede patladığına bakmaktan kaçınmak gibi bir lüksümüz olabilir mi?
Neden ilk kıvılcım Taksim Meydanı düzenlemesinden parladı? (Düzenleme dediğimiz hep betonlaştırma. Mesela bakınız; Konya Mevlana Meydanı düzenlemesi)
Neden her şey ‘ağaç’la başladı? Çok sıradan bir tesadüf müydü bu, yoksa üzerinde uzun uzadıya durmamızı gerektiren bir sembol mü?”
‘İstatistik saplantılı iktidar’
Yine Haşmet Babaoğlu, üstteki yazıdan iki gün sonra kaleme aldığı “Kitle ve sen, ben, o…” yazısında şunları söylüyordu:
“Bir topluluğu inşa ettiğin anda yıkmak! Bu yapma/yıkma eylemini sürekli kılmak! Bunu ancak zincirlerinden boşanmış bir mizah becerebilir. Sanırım Gezi Parkı’ndakiler bu zor işi başarıyorlar.
Devlet sürekli anlatır: Şu kadar ağaç, şu kadar yol, şu kadar silah, şu kadar gayrı safi milli hasıla… Böylece nicelik temel bir ölçüte dönüşür. Sonuç: nitelik gözden kaçar! İstatistik saplantısına kapılmış iktidarlar tam da bu yüzden yönetilenlerin huzursuzluğunu kavrayamazlar.
Kimse bir başkasının kendine ait bir görüşe sahip olacağına inanmıyor. Ya ‘satılmış kalemler’ var ya ‘işbirlikçi provokatörler!’ İyi de, âlem buysa kralı sen değilsin demektir! Çünkü samimiyetin kayboluşu herkesi mahrum kılar.
Söyle bakalım, sen kimin işbirlikçisisin?”
Kendi yazıları ortadayken, Babaoğlu’nun hiç değilse bildirideki “Gezi sürecinde kısık sesle konuşanlar” ya da “Gezici ve PKK’cı güruha bile şirin gözükmek isteyenler” gibi ifadelere “Yahu ben de o günlerde Gezi eylemcilerini anlamaya yönelik yazılar yazdım, bunda ne var ki” diyerek tepki göstermesi gerekmez miydi?
Hilal Kaplan: ‘Erdoğan’ın dili rahatsız edici’
Hilal Kaplan ise, Taraf’ta yazmaya başladığında son derece liberal, çoğulcu ve çok sesli demokrasi yanlısı bir görüntü çiziyor, Erdoğan’ın dilini “rahatsız edici” buluyordu. 19 Ocak 2011’de yazdığı “Başbakan ve biz” yazısında olduğu gibi:
“Bugün dikkatinizi çekmek istediğim husus Başbakan’ın beyanatlarındaki ‘Bize karşı onlar’ ayrımı: ‘Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar. Trafik polislerinin kazalarda yakaladıkları kimler? Bunların yaptıklarını ölümle mi ödeyeceğiz?’
‘Onlar’ içiyorlar, ‘Biz’ mi ödeyeceğiz? Trafik canavarlarının sadece alkol alanlardan ibaret gösterilmesini geçtim, ‘aksırana, tıksırana kadar içiyorlar’ diye tabir edilmek içki içmeyen birisi olarak beni bile rahatsız etti. Burada içki içenleri ötekileştirerek içki içmeyen çoğunluğun kalbini kazanmak gibi bir motivasyon söz konusu herhalde.
Başbakan Erdoğan’ın ağzından sıklıkla duymaya başladığımız ‘Ya bizdensin ya onlardan’ telakkisinin içerdiği siyasal hesaplar bir yana ‘aksırana, tıksırana’ ifadesini duyar duymaz aklıma birkaç yıl önce AKP’ye gönül verenleri ‘bidon kafalılar’ ya da ‘göbeğini kaşıyan adamlar’ diye aşağıladığını sanan güruh geldi. Şimdiyse benzer bir üslubu eskiden tahkir edici söylemlerin hedefinde olan Başbakan Erdoğan’dan duymak üzücüydü doğrusu. Ancak ‘herkesin başbakanı’ olunacak günler bunlar değil galiba.”
AK Parti’yi yıpratmak mubahtır!
Kaplan’ın “AKP’yi Yıpratmak” yazısındaki bazı satırlar çok daha vurucu:

“Hükümet yetkilileri sağduyulu açıklamalar yapmak bir yana, kendilerine gelen her eleştiriyi ‘AKP’yi yıpratmaya çalışıyorlar’ infialiyle karşılıyorlar. Bu noktada şunu sormak kaçınılmaz oluyor: ‘AKP’yi yıpratmak istiyorlar’ argümanının ‘orduyu yıpratmak istiyorlar’dan farkı nedir? Başbakan Erdoğan, eleştirilen polisler için ‘Biz polisi ezdirmedik, ezdirmeyiz’ diyor. Bunun ‘Biz askeri ezdirmedik, ezdirmeyiz’den farkı nedir?
Kaldı ki sırf AKP’yi yıpratmak maksadıyla hareket eden gruplar, yazarlar, gazeteler de olabilir. AKP, bir iktidar partisi. Destekçileri olduğu kadar karşıtları da olacak elbette. Bu noktada bence AKP’nin yapması gereken ‘Bizi yıpratmaya çalışıyorlar’ diye yakınmak değil; kendi kendini yanlışlara, haksızlıklara, zulümlere sahip çıkarak yıpratmamaktır.”
Bazı kurumların “AK Parti’yi yıpratmak maksadıyla gazete kurmasını” dahi gayet olağan karşılayan “çoğulcu” Hilal Kaplan’ın yalnızca birkaç yıl içinde yaşadığı tuhaf dönüşüm gerçekten ibret verici.
Muhterem Soros
Kaplan’la aynı dönemde vitrine çıkarılan, Pelikan Bildirisi’nin baş savunucularından Melih Altınok’un, başta ironi yapıyor zannettiğiniz “Soros muhterem bir insandır” (31 Ocak 2012 – Taraf) başlıklı yazısı da hatırlatmaya değer:
“Parasını, ülkelerdeki otoriter yönetimleri sallayacak sivil toplum örgütlerine kanalize eden ve demokratik sokak hareketlerini destekleyen bu serüvencinin böylesine bir umacı haline gelmesinin tek bir nedeni var. O da dindarından solcusuna memlekette herkesin milliyetçi olması. Ha tabii bir Musevi fobisi var.
(…)
Keşke Sayın Soros bir kaynak üzerinden Türkiye medyasının namusu gazetelere, demokrasinin yüz akı küçücük partilere, derneklere, vakıflara biraz daha ilgi gösterebilse. Evet, Soros’u tanımam etmem. Ama bunu savunma için söylemiyorum. Hayıflanmağımdan söylüyorum.”
Bu yazı kaleme alınırken bildirinin üzerinden bir hafta geçmiş, epey fırtına kopmuş ama Melih Altınok’tan “Yahu nedir o yazıdaki karanlık güçlerin beslediği Davutoğlu destekçisi medya saçmalıkları” gibi bir açıklama gelmemişti. Neyin nesi olduğunu herkesin çok iyi bildiği Soros’u yücelten Altınok’un, Erdoğan sevgisi ve sadakatinden hiçbir şüphe bulunmayan isimleri “karanlık güçlerle işbirliği yapıyor” gösteren yazıları sahiplenmesine ne denir, varın siz karar verin.
Sözün özü, AK Parti hareketinde istişare ve karşılıklı rızaya dayanan değişim ve dönüşümler, bu harekete dünyevi menfaat elde etmek uğruna sonradan dâhil olanların kendini vitrine çıkarma bahanesine dönüşmüş durumda. Pelikan Bildirisi tam da böyle bir niyetin ürünü olarak ortaya çıkarılmış görünüyor. Umuyoruz ki Sayın Erdoğan bu fırsat kollayıcıların namuslu insanları töhmet altında bırakma girişimlerine pabuç bırakmaz ve onların kendisine verdiği zararın boyutlarını görmezden gelmez.
Reklam
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Oldu
Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Oldu
RTÜK'ten Sözcü TV ve TELE1'e Üst Sınırdan Ceza:
RTÜK'ten Sözcü TV ve TELE1'e Üst Sınırdan Ceza: "Milli ve Manevi Değerlere Aykırı Yayın" Gerekçesi
İletişim Dünyasının Zirvesi Deha Ödülleri ile Taçlandı
İletişim Dünyasının Zirvesi Deha Ödülleri ile Taçlandı
Kemal Okuyan yazdı:
Kemal Okuyan yazdı: "İran’ı neden 'savunuyoruz'?"
Çok Okunan Haberler
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri Cunta Hazırlığını Gözler Önüne Serdi
İstanbul'da Derin Yapılanma Operasyonu: Başsavcı Gürlek'in Tespitleri...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Soruşturma Başlatıldı
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcılığı'na Atandı
Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Gökhan Bambal İstanbul İl...
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li İsimlere
Belediyelere Soruşturma Yağmuru: 176 İznin 59'u AK Parti, 58'i CHP'li...
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:
Küçükçekmece Müftülüğü'nden Aşura Günü'nde Anlamlı Etkinlik:...
TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
TOKKON’un Muharrem Ayı İftarında Birlik ve Dayanışma Mesajı Verildi
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen Atandı
İstanbul Emniyeti'nde Geniş Çaplı Tayin: Mali Şube’ye Orhan Şen...
CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Operasyon
CHP'li Üç Büyükşehir Belediye Başkanına Gözaltı: İstanbul Cumhuriyet...
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti
Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale: Kaymakamlık ve Emniyet Harekete Geçti
Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi'nde İçki Şikayetlerine Müdahale:...
Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma Yarattı: Tepkiler Büyüyor
Ayasofya Tabelasındaki “Cami” İbaresinin Kaldırılması Tartışma...
İlginizi Çekebilir
Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Oldu
Prof. Dr. Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı...
RTÜK'ten Sözcü TV ve TELE1'e Üst Sınırdan Ceza:
RTÜK'ten Sözcü TV ve TELE1'e Üst Sınırdan Ceza: "Milli ve Manevi...
İletişim Dünyasının Zirvesi Deha Ödülleri ile Taçlandı
İletişim Dünyasının Zirvesi Deha Ödülleri ile Taçlandı
Kemal Okuyan yazdı:
Kemal Okuyan yazdı: "İran’ı neden 'savunuyoruz'?"
İsrail-İran Savaşı Büyüyor: Kim Durduracak? Putin, Trump ve Çin Devrede
İsrail-İran Savaşı Büyüyor: Kim Durduracak? Putin, Trump ve Çin...
İsrail’in Yeni Hedefi Türkiye mi? Uzmanlardan İncirlik Üssü Uyarısı:
İsrail’in Yeni Hedefi Türkiye mi? Uzmanlardan İncirlik Üssü Uyarısı:...
Yahudiler ve Türkler Arasındaki Ticari Farklar
Yahudiler ve Türkler Arasındaki Ticari Farklar
İnsani Krizlerden Devlet Politikalarına: MHP'nin Muhalefet Stratejisinde Yeni Dönem
İnsani Krizlerden Devlet Politikalarına: MHP'nin Muhalefet Stratejisinde...
Haberi hızlı ama doğru ver! İrvan: “Afet haberciliğinde yanlış veya eksik bilgi paylaşımı olumsuz etkilere neden olabiliyor
Haberi hızlı ama doğru ver! İrvan: “Afet haberciliğinde yanlış...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ali Babacan ile ne konuştu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ali Babacan ile ne konuştu?

Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim