"Beş Yılda On Yıllık Hizmet Vaadi Yerine Gelmedi"
Beş yıl boyunca on yıllık hizmet yapacağını söyleyen yönetimin, önceki dönemin eksikliklerini dile getirerek vakit kaybettiğini söyleyen İlker Çiftçi, "Hizmet etmek isteyen herkes, mazeret üretmek yerine çalışmasıyla konuşur. Ama bugün belediye yönetimi, sürekli geçmişe takılı kalıyor" ifadelerini kullandı.
"Halk Değişim Talep Etti Ama Beklentiler Boşa Çıktı"Mart 2024 seçimlerinde Eyüpsultan halkının bir değişim talep ettiğini hatırlatan Çiftçi, bu değişim beklentisinin yönetimde boşa çıktığını dile getirdi. "Bu halk, Eyüpsultan'ın gidişatından memnun değildi ve sandıkta değişim kararı verdi. Ama görüyoruz ki umutlar bir kez daha başka bahara kaldı" dedi.
"Liyakat Yerine Mezhepsel Taassup"Belediye ve İ.B.B. yönetimindeki atamaların liyakate değil, mezhepsel taassuba dayandığını iddia eden Çiftçi, "Halka ve devlete hizmet anlayışından uzak bir yaklaşımla belediye kilit noktalarda torpilli atamalar yapıyor. İstihdam politikaları, halkın değil, dar bir grubun çıkarlarına hizmet ediyor" diye konuştu.
"Ramazan'da Oy Devşirme Çabalarına Dikkat!"Ramazan ayında belediyenin "kopya projeler" ile seçmen avlamaya yönelik hareket edebileceğini belirten Çiftçi, "Bu halk adalet istiyor, hizmet istiyor. Ama şimdi Ramazan'da yine hamaset siyasetiyle halkı oyalamaya çalışacaklar" ifadelerini kullandı.
"Liyakat Yerine Skandallar Konuşuluyor"Belediyeye atanan bazı isimlerin geçmişte tartışmaların odağında yer aldığını hatırlatan Çiftçi, "Eyüpsultan gibi manevi değerleri yüksek bir ilçeye, geçmişte başörtülüleri hedef alan skandal sözleriyle bilinen bir kişi başkan yardımcısı olarak atandı. Bunun neresinde liyakat var?" diye sordu.
"Eyüpsultan Halkı İçin Geri Dönüş Şart"Son olarak, Eyüpsultan'ın bu yönetim anlayışından kurtarılması gerektiğini vurgulayan Çiftçi, "Yöneticilik sızlanma makamı değildir. Halkın sesini dinlemeyen, inancına ve değerlerine saygı duymayan bir yönetim Eyüpsultan'ın geleceğini şekillendiremez" dedi.
Eyüpsultan'da uzun yıllar siyasetin içinde yer alan isimlerden olan İlker Çiftçi kendi sosyal medya sayfasinda Eyüpsultanin CHP 'li belediye başkanı Bülent Özmen' e Adeta Ateş pûskûrkû . İşte İlker Çifti'nin çok ses getiren o sersenişleri

C.H.P."Mİ EYÜPSULTAN BELEDİYESİNİ YÖNETEMİYOR. BÜLENT BEYMİ YÖNET(E)MİYOR?

Biz Eyüp Sultan ilçesinin mukimleriyiz. İlçemize olan sevgimizden aldığımız güçle Eyüp Sultan'a yanlış yapana başkan demeyi bile ağırlık görüyoruz.

Bu sözü kızarak değil, üzülerek ifade ediyoruz. Beş yılda on yıllık iş yapacağını belirten şahış görev geldiği süre içerisinde kaplumbağa vitesi ile çalışmalarına başlayarak sürekli önceki yönetimin eksikliklerini dile getirdi.

Bu aziz millet çeşitli sebeplerden dolayı reaksiyon gösterdi. 30 yıl sonra belediyelerde muhalefete yetki verdi.

Hatta bazıları seçim kazanacağına inanmıyor; Fransa otellerinde seçim sonrası dinlenmek için rezervasyonlarını dahi yaptırmıştı.

Umutların başka bahara kaldığı Mart 2024 seçimlerinde halk Eyüp Sultan'daki gidişatı beğenmedi.

Bu memnuniyetsizliği sandığa yansıtarak değişime karar verdi.

Değişim bir şeylerin yanlış gittiği durumda karar verilir. Zaten her şeyin doğru düzgün ilerlediği bir ortamda niye değişime gidilsin. ? Mesele bellidir.

İş yapmak isteyen kimse usulüne uygun hizmeti canla başla yapar. Sonrasında aziz millete "Biz göreve geldiğimizde durum böyleyken,biz görevi devraldığımızda böyle yaptık"diye kamuoyu ile paylaşılır.

Elbette durum değerlendirmesi olarak eski yönetim anlayışı ve işleyişi ile ilgili bir çok şey söylenebilir.

Fakat sürekli "dikiz aynasına" bakılarak araç kullanılmaz.Geçmişteki durumlara bakılarak ders çıkarılır.

Bahane üretilmez.Aday olan kimsenin gözü kesmiyorsa böyle görevlere talip olunmaz. Gelelim diğer meselelere... Hesaplamalar başka...

Halkı ve devleti zerre kadar düşündükleri yok. Hizmet anlayışları bile seçmen avlaması ve oy devşirmesi üzerine kurulu.

Yaklaşan mübarek Ramazan ayında bazı kopya projeleri anlatırlarsa da şaşırmayın.

Tamamen "Adalet"naraları ile hamasete dayalı süreci yönetiyorlar.

Eyüpsultan ilçesinde ehliyet ve liyakata önem verilmeden görevlendirmeler yapılıyor.

Gerek İ.B.B. bünyesinde,gerekse ilçe belediyelerinde yüzlerce örneği bulunan kilit yerlerde mezhepsel taassub yapılıyor.

Önce kendi kadroları ve yukarıdan gelen talimat sebebiyle üst görevler paylaşıldıktan sonra arta kalan kırıntılar sus payı olarak verilmeye başlandı.

Aslında bu bir anlamda "biz aslan payını aldık" devamı sizlerde diye de okunabilir.

Boyuna çapına bakıyorlar; kimisine diyorlar "sen Beşiktaş belediyesinde istihdamlı gözükeceksin'.

Kimisi "sen filan yerden sorumlu danışman olup akşamına kadehini yudumlayacaksın"

Kimisine "sana gömlek bulamadık gravat verelim falan yerin yönetim kurulu üyeliğini yapacaksın".

Kimisi yılların emekçisi, yanlarında tutsalar olmayacak oğlu kızı istihdam edilerek elini kolunu bağlayıp ayaklarına dolaşmaktan kurtaracaksın.

Sonrasında çok fazla göze batmadan hakedişlerle de oynacaksın ki;seçim giderleri için bir sonraki gariban halkayı da elinde tutacaksın.

Değeri iki milyon olan kamyonetleri üç aylığına üç milyona ihale açarsan,kapına kayyum diye geldiklerinde,ismi çelik,sözleri plastikten olan kimselerle birlikte adaletti, haktı hukuktu diye hamaset yaparak ilerlemeyeceksin.

Gerek emanet bilincinden uzak hayır hasenat işleri ile uğraşan İslâmî vakıflarda,gerekse bu tarz belediyelerde maalesef israflar çok oluyor.

Hele ki bir kimse o paralar ile pirinç, bulgur,et alarak eşinin ve çocuklarının boğazlarından geçirise;

otel,tatil masrafları,araba ve lüks yaşam olarak harcarsa; emin olun bakışları, zihni ve sadakati olumsuz yönde etkiler.

Elimde bir imkan olsa İslâmî vakıfların bir çoğunu (belki de tamamını)kamu yararı haklarını iptal eder kapatır bu tarz belediyeler ile de ciddi anlamda işi sıkı tutardım.

Esasında bu emanet bilinci çok derin bir mesele.. Konuyu dağıtmayalım.. Hangi birini anlatalım bilemiyorum.

Filan sekreterin oğlunun özel kalemdeki görevini mi ?

Birbirlerine İncil hediye eden genel sekreter yardımcılarını mı?

Bazılarının yapmış oldukları siyasal mezhepçi ayrımcılıkları mı? Kendi çayını dolduran başkan bozuntularını mı?

"Müdürlük görevi süresi içerisinde KVKK'yı ihlal ederek personelin odasına dinleme cihazı koyacak kadar ileri giden, ve sonrasında yargıya taşınan olayları mı?" ,

Belediyeye gelen haczin perde arkasında ki basiretsizliği mi?

Alt tarafı 100 bin liralık filan ihaledeki komediyi mi? Atatürkçü'mü "öcalancımı" ne olduğu belli olmayan kimseleri mi?

Baş örtülülerin ateşini ancak itfaiyeciler söndürür diyen başkan yardımcılarını mı ? Bunlardan birine değinelim.

Eyüp Sultan gibi tarihi dokusu manevî iklimiyle ön planda olan güzide ilçemize bir başkan yardımcısı atandı.

Kim bu İ.B.B'nin geçmiş dönem genel sekreter yardımcısı...Başörtülü kadınların yangınını ancak itfaiye söndürür diyerek yakışıksız ifade kullanıyor.

Sonrası istifa mahkeme basın derken aradan zaman geçiriliyor.

Unutturma politakasının ardından Eyüp Sultan belediye başkan yardımcısı olarak görevlendiriyor.

Hayırlı olsun değil; YAZIKLAR OLSUN.YAZIKLAR OLSUN. Yazıklar olsun demekten başka ne diyeceğiz.

Başörtülü kadınların değerleri üzerinden yapılan bu alaycı ve saygısız yorum, toplumsal hassasiyetlerimizi göz ardı etmenin ötesinde, yönetimdeki ciddiyet ve liyakat sorunlarını da gözler önüne seriyor.

Başkanlık gibi yüksek bir makama talip olan ve bu makamın sorumluluğunu üstlenen bir liderin en önemli görevlerinden biri, ekibindeki isimleri dikkatle seçmek, halkın beklentilerine uygun bir yönetim anlayışı sergilemek değil midir?

Büyük hizmetler vaadiyle yola çıkan bir yönetimin, vaatlerin altını doldurmak yerine halkın değerlerini inciten yapıya bürünmesi yanlıştır. Şunu ifade etmek isterim.

Bizim vatanımız ve kendisini Cumhuriyetçi ve Atatürk'çü gören aslandan sonra kalan artığı kabul etmeyecek kadar onurlu bir duruşa sahip olmalıdır.

Ben gerçek vatanseverleri kara gün dostu ve aynı zamanda doğruya doğru;yanlışa yanlış diyen,eğilmeyen,mesele vatan meselesi olduğu zaman onun ardını teferruat olarak gören bir kimse olarak tanyorum.

Bu duruşlarından sebep bazı kimseler gönlümüzde taht kurdular. Çok açık ve net ifade ediyorum.

Ulaşılabilirlik ve iletişimden son derece uzak olan beyfendiden Eyüpsultan ilçesi kurtarılmalıdır. Yöneticilik sızlanma makamı değildir.

Yöneticilik, halkın sesine kulak vermektir. Bu milleti anlamaktır, ona saygı göstermektir. Biz bu makamlardan adalet bekleriz, hizmet bekleriz, kardeşlik bekleriz.

Ama ne görüyoruz? Halkın inançlarıyla alay eden, insanları inciten, saygısız ifadelerle milletin değerlerini küçümseyen bir tavır. Şimdi ben buradan soruyorum:

Nerede sizin liyakatiniz? Değişim diyorsunuz, yenilik diyorsunuz. Bu mudur değişim ? Bu milletin güveniyle oynamayın.

O yüzden, milletin başkanı olmak isteyen herkes önce bu millete saygı duymayı öğrenmeli. Bu milletin inancına, kültürüne, hassasiyetine sahip çıkmalı.

Esasında bu işler vizyon meselesi.Kişinin yapısında ve mayasında olabilecek özelliklerdir.

Eskiler boşa dememiş arpa unundan baklava;incir ağacından oklava olmaz diye. 30 yıl sonra belki belediyecilik anlamında iş yaparlar diye acaba mı diye düşündük.Halk kredi verdi.Ama yanılmışız. Yazık oldu Eyüpsultan"a...