Kaygı Neden Oluşur?
Dr. Bayçın, kaygının beynin strese karşı verdiği bir tepki olduğunu belirterek, "Beyin, potansiyel bir tehlike algıladığında, 'savaş ya da kaç' moduna geçer. Bu süreçte hızlanan kalp atışları ve terleme gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkar. Ancak bu durum sürekli hale geldiğinde, bireyin hayat kalitesi olumsuz etkilenebilir." diyor.
Normal Kaygı ile Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark
Kaygının işlevsel bir düzeyde olması gerektiğini vurgulayan Dr. Bayçın, “Sağlıklı kaygı, kişinin kontrol edebileceği durumlara odaklanırken, işlevsel olmayan kaygılar genellikle gelecekteki belirsizliklere odaklanır ve bireyi gereksiz yere strese sokar.” ifadelerini kullandı. Örneğin, sınav hazırlığında "Bugün ders çalışmalıyım." düşüncesi sağlıklı bir kaygıyken, "Başarısız olursam hayatım mahvolur." gibi düşünceler sağlıksız kaygılara işaret eder.
Kaygıyla Baş Etmek Mümkün Mü?
Kaygı yönetiminin bireyler için kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Dr. Bayçın, şu önerilerde bulundu:

- Fiziksel Aktivite: Tempolu yürüyüş, yoga gibi egzersizlerin kaygıyı azaltıcı etkisi büyüktür.
- Doğayla Etkileşim: Açık havada zaman geçirmek, bitkilerle ilgilenmek veya toprakla temas etmek bireyin duygusal dengesi üzerinde olumlu etkiler sağlar.
- Aromaterapi: Lavanta ve papatya gibi kokuların rahatlatıcı etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
- Olumlama Teknikleri: Pozitif içsel konuşma alışkanlıkları, bireyin stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir.