Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'nin İstanbul depreminden daha tehlikeli olduğunu söyledi.
“Cinsiyetsiz toplum”un konuşulduğuna dikkat çeken Dilipak, "Çağdaş Sodom ve Gomore, Lut kavminin sapkınlığını masum gibi gösterecek bir azgınlığa sahip. Biz Kudüs’ü kurtaralım derken İstanbul sözleşmesi ile Şeytan, Lut kavminin helak olduğu Kuzey üst noktası “Gavur dağı”na uzanan sınır çizgisini İstanbul sözleşmesi ile Karadeniz’e taşıdı sanki. Günah şehri Pompei’nin helak olan kavminin başına gelenler bizim halkımızın da başına gelmesini istemiyorsanız, elinizi çabuk tutun" dedi.
İstanbul sözleşmesinin İstanbul depreminden daha tehlikeli bir hal alabileceğini belirten Dilipak, "Belki “insanlar” ölmeyecek ama, bu depremde “insanlık” ölecek" ifadesini kullandı.
Dilipak yazısını şöyle sürdürdü:
"Bu İstanbul sözleşmesi ile gün yüzüne çıkan bir felaket sözkonusu. Unutmayalım ki, sözleşme öncesi de gidişat iyi değildi. Sözleşmeden sonra çok daha kötü oldu.
“Bu sözleşme kalsın, ama kimseye dayatılmasın” diyen arkadaşlar da var. “Biz muaf tutulalım, onlar ne halt yiyorlarsa yesinler” de diyemeyiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bu nesil emniyeti için bir tehdit, ama zaten birileri bu sözleşme yokken de bu yolda gidiyorlardı. Yine gidecekler, biz “gitmeyin” diyelim ama zorlayacak halimiz yok.
“Cinsiyetsiz toplum”un konuşulduğuna dikkat çeken Dilipak, "Çağdaş Sodom ve Gomore, Lut kavminin sapkınlığını masum gibi gösterecek bir azgınlığa sahip. Biz Kudüs’ü kurtaralım derken İstanbul sözleşmesi ile Şeytan, Lut kavminin helak olduğu Kuzey üst noktası “Gavur dağı”na uzanan sınır çizgisini İstanbul sözleşmesi ile Karadeniz’e taşıdı sanki. Günah şehri Pompei’nin helak olan kavminin başına gelenler bizim halkımızın da başına gelmesini istemiyorsanız, elinizi çabuk tutun" dedi.
İstanbul sözleşmesinin İstanbul depreminden daha tehlikeli bir hal alabileceğini belirten Dilipak, "Belki “insanlar” ölmeyecek ama, bu depremde “insanlık” ölecek" ifadesini kullandı.
Dilipak yazısını şöyle sürdürdü:
"Bu İstanbul sözleşmesi ile gün yüzüne çıkan bir felaket sözkonusu. Unutmayalım ki, sözleşme öncesi de gidişat iyi değildi. Sözleşmeden sonra çok daha kötü oldu.
“Bu sözleşme kalsın, ama kimseye dayatılmasın” diyen arkadaşlar da var. “Biz muaf tutulalım, onlar ne halt yiyorlarsa yesinler” de diyemeyiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bu nesil emniyeti için bir tehdit, ama zaten birileri bu sözleşme yokken de bu yolda gidiyorlardı. Yine gidecekler, biz “gitmeyin” diyelim ama zorlayacak halimiz yok.
