Ancak, gözler şimdi İran'ın nükleer tesislerine yönelebilecek bir saldırı ihtimaline çevrilmiş durumda. ABD yönetiminin bu durumu dizginlemekte zorlanması, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltiyor.
ABD'nin Endişesi: İran'ın Nükleer Tesisleri
Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre, ABD’li yetkililer, İsrail’in İran’a karşı ilk misilleme adımının nükleer tesislere yönelik olmayacağı, bunun yerine askeri üsler ve istihbarat merkezlerinin hedef alınacağı görüşünde. Yetkililer, İsrail’in nükleer tesisleri hedef almasının bölgesel istikrarsızlığı artıracağı endişesini taşıyor. Ancak hem İsrail hem de ABD'deki bazı yetkililer, İran'ın nükleer programının tamamen durdurulabilmesi için bu tesislerin hedef alınması gerektiğini savunuyor.Sığınak Delen Bombalar ve ABD'nin Rolü
İsrail, geçtiğimiz haftalarda Lübnan'da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi operasyonunda, sığınak delen bombalar kullanarak başarılı bir sonuç elde etti. Ancak, İran'ın yer altına inşa edilen Natanz ve Fordow gibi nükleer tesislerine karşı benzer bir saldırının etkili olabilmesi için ABD’nin B-2 bombardıman uçaklarından atılan ağır sığınak delen bombalara ihtiyaç duyuluyor. ABD Başkanı Joe Biden ise bu tür bir operasyonun bölgedeki hassas dengeleri bozacağı gerekçesiyle kesin bir şekilde karşı çıkıyor. Bu nedenle, İsrail'in bu hedeflere yönelik tek başına bir operasyon düzenlemesi, askeri kapasite açısından zorluklar içeriyor.İran'dan Sert Tepki: "Daha Güçlü Karşılık Veririz"
İsrail’in olası bir operasyon hazırlığında olduğu bu dönemde, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, sert bir açıklama yaparak altyapılarının hedef alınması durumunda İsrail'e daha güçlü bir yanıt vereceklerini belirtti. İran, İsrail’e karşı ciddi bir askeri caydırıcılık oluşturmaya devam ederken, aynı zamanda bölgedeki hava savunma sistemlerini de güçlendirmeye çalışıyor. İsrail'in, Yemen’de Husilere ait petrol tesislerine yaptığı saldırılarda olduğu gibi, İran hava sahasında da havada yakıt ikmali ve benzeri taktiklerle üstünlük sağlaması bekleniyor.CIA Direktörü Burns: "İran Nükleer Silah Peşinde Değil"
Tam da İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini hedef alıp almayacağı tartışmaları sürerken, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, dikkat çekici bir açıklama yaptı. Burns, Tahran yönetiminin nükleer silah yapma niyetinde olmadığını belirterek, 2003 yılında İran lideri Hamaney’in nükleer silah programını durdurma kararından geri döndüğüne dair bir kanıt bulunmadığını söyledi. Ancak Burns, İran'ın son yıllarda zenginleştirilmiş uranyum birikimini artırdığını ve nükleer silah yapmaya karar vermesi durumunda bunu kısa süre içinde gerçekleştirebileceğini de ekledi.İsrail ve ABD Arasında Stratejik Görüş Ayrılıkları
ABD basınına göre, İsrail'in İran’a karşı tek taraflı bir operasyon yapması durumunda, bölgesel dengelerin hızla değişebileceği vurgulanıyor. Biden yönetiminin İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıya karşı olması, iki ülke arasındaki ittifakın sınanmasına neden oluyor. İsrail'in kendi savunma politikalarını uygulama isteği ile ABD’nin bölgedeki istikrarı koruma çabası arasındaki bu gerilim, Ortadoğu'da potansiyel bir çatışmanın habercisi olabilir.Öte yandan, İsrail’in son dönemde Gazze ve Lübnan’daki askeri başarılarının ardından İran’ın nükleer silah edinimini İsrail’e karşı bir caydırıcı güç olarak görmeye başlaması, İsrail açısından riskli bir durum yaratıyor. New York Times’a konuşan yetkililer, İran’ın 3 ila 4 nükleer bomba üretmeye yetecek kadar nükleer yakıta sahip olduğunu, ancak bu yakıtın operasyonel bir silaha dönüştürülmesinin bir yıl kadar süreceğini belirtiyor.Ortadoğu’da Belirsizlik Devam Ediyor
İran'ın balistik füze saldırısına İsrail'in vereceği yanıt, hem bölgesel hem de uluslararası ölçekte merakla bekleniyor. İsrail’in nükleer tesisleri hedef alıp almayacağı belirsizliğini korurken, ABD’nin bu süreçteki tavrı da kritik önem taşıyor. İsrail'in tek taraflı bir saldırı gerçekleştirmesi halinde, Ortadoğu'da yeni bir çatışma dönemi başlayabilir. Bu süreçte, ABD-İsrail ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ve İran’ın nükleer programının geleceği, tüm dünya tarafından yakından takip ediliyor.