Orta Doğu, İsrail ile İran arasında tırmanan füze saldırılarıyla diken üstünde. Ancak sahadaki çatışma dili, yerini diplomatik kanallara bırakabilir. İran’ın çeşitli arabulucular aracılığıyla Washington yönetimiyle temasa geçme arayışında olduğu iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Bu gelişme, “misilleme döngüsü kırılıyor mu?” sorusunu beraberinde getirdi.
Binlerce Kilometre Uzaklıkta, Aynı Çatışmanın İki Ucu
İsrail’in geçtiğimiz hafta perşembe gecesi başlattığı hava saldırıları, İran’ın doğrudan ve dolaylı misillemeleriyle devam ederken, bölgedeki tansiyon kritik bir eşiğe ulaştı. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini hedef aldığı saldırıların daha geniş çaplı bir savaşa neden olabileceği endişesi, yalnızca Orta Doğu’da değil, Avrupa başkentlerinde de alarma neden oldu.
İran’dan Arabuluculara: “Washington’a Ulaşın”
Jerusalem Post başta olmak üzere İsrail basınında yer alan haberlere göre, İran yönetimi, Katar ve Umman gibi ülkelerden, ABD ile doğrudan ya da dolaylı diplomatik kanallar üzerinden temas kurmalarını istedi. İran'ın öncelikli taleplerinden biri; İsrail’in saldırılarına son vermesi ve nükleer müzakerelerin yeniden başlatılması.
Güney Kıbrıs Lideri Devrede: “İran’dan Mesaj Aldım”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, İran’ın kendisinden İsrail’e özel bir mesaj iletmesini istediğini kamuoyuyla paylaştı. Hristodulidis, bu mesajı İsrail tarafına ileteceğini belirtirken, İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamayla bu iddiayı yalanladı. Bakanlık, “İran’ın hiçbir üçüncü ülke üzerinden İsrail’e mesaj göndermediğini” ifade etti.
Avrupa’dan Yeni Teklif: “Nükleer Masaya Dönün”
İsrail-İran gerilimi Avrupa’yı da harekete geçirdi. Almanya, Fransa ve İngiltere ortak bir açıklama yaparak, İran’a nükleer müzakerelere yeniden başlanması için resmi bir teklif sunacaklarını duyurdu.
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada,
“İran ile görüşmeye hazırız. Avrupa olarak bu çatışmanın büyümemesi adına elimizi taşın altına koyuyoruz”
ifadelerini kullandı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ise,
“İran’ın nükleer programı yalnızca İsrail için değil, Avrupa’nın güvenliği açısından da ciddi bir tehdittir”
diyerek müzakere masasına dönülmesini istedi.
Diplomasi Kazanacak mı, Yoksa Savaş mı Derinleşecek?
İran’ın talepleri, İsrail’in kararlılığı, ABD’nin pozisyonu ve Avrupa’nın arabulucu rolü derken bölgede diplomasi mi yoksa yeni bir savaş dalgası mı doğacağı belirsizliğini koruyor. Özellikle nükleer tesislerin hedef alınması, çatışmanın hem taktik hem de psikolojik boyutunu derinleştirirken, tarafların bir “sinyal savaşı” yerine kalıcı çözüme yöneleceğine dair umutlar zayıf da olsa sürüyor.