Gazze, savaşın gölgesinde sadece bombalarla değil, toplumsal çözülme ve iç kargaşa ile de vuruluyor.
Filistin Diplomasi Merkezi’nin yayımladığı son rapor, İsrail’in Gazze’de yıllardır uyguladığı askeri kuşatma politikasına ek olarak yeni bir strateji izlediğini ortaya koyuyor: “toplumsal kaos ve çeteleşme üzerinden yönetim boşluğu oluşturmak.”
Rapordan Çarpıcı Tespitler
“Gazze’deki Çete Oluşumları” başlıklı rapor, bölgedeki son gelişmeleri inceleyerek, savaş sonrası ortaya çıkan silahlı grupların kimler tarafından yönlendirildiğini, hangi hedeflere hizmet ettiğini ve Filistin içindeki dengeleri nasıl etkilediğini mercek altına aldı.
Raporun bulgularına göre, Gazze’nin bazı bölgelerinde savaşın yıkımıyla birlikte güvenlik güçlerinin zayıflaması sonucu gayriresmî silahlı yapılar, mafyatik gruplar ve çeteler ortaya çıktı. Bu gruplar, kimi zaman İsrail istihbaratıyla doğrudan bağlantılı hareket ediyor; kimi zaman da Filistin halkının temel ihtiyaçlarını manipülasyon aracı olarak kullanıyor.
İşgalin “Sosyolojik Savaşı”
Rapor, İsrail’in sadece askeri değil, sosyolojik bir savaş yürüttüğünü öne sürüyor.
Gazze’de ekonomik abluka, ilaç ve gıda kıtlığı gibi insani krizlerin kasıtlı olarak derinleştirildiği; ardından bu boşlukta ortaya çıkan grupların “yardım”, “koruma” veya “ticaret” adı altında halk üzerinde baskı kurduğu belirtiliyor.
Filistin Diplomasi Merkezi’nin değerlendirmesine göre, bu taktik “kontrollü kaos stratejisi” olarak adlandırılıyor.
Amaç, Hamas ve diğer direniş gruplarının otoritesini sarsmak, halkın direnişten umudunu kesmek ve Gazze’yi kendi içinde yönetilemez hâle getirmek.
Silahlar, Kaos ve Korku Üzerinden Yeni Bir Düzen
Raporda, çete liderlerinin çoğunun daha önce İsrail hapishanelerinde bulunmuş kişilerden veya işgalci otoritenin “aracısı” konumundaki şahıslardan oluştuğu bilgisine yer veriliyor.
Bu kişiler, savaş sonrası dönemde “insani yardım dağıtımı”, “bölge koruması” veya “güvenlik gücü” kisvesiyle ortaya çıkıyor.
Ancak gerçekte, Gazze’nin mahallelerinde haraç, tehdit ve gasp olaylarının artmasına neden oluyorlar.
Bu durum, hem halkın moralini hem de Filistin direnişinin meşruiyetini zedeliyor.
İsrail’in Gölge Operasyonları
Raporda yer alan istihbarat analizlerine göre, İsrail bu çeteler üzerinden Gazze’de “dolaylı kontrol” sağlamaya çalışıyor.
Silah ve malzeme akışının gizlice yönlendirilmesi, bazı çete gruplarına bilgi sızdırılması ve halkın direniş karşıtı psikolojik bir ortama sürüklenmesi gibi yöntemler tespit edilmiş durumda.
Uzmanlara göre, bu taktik “askerî işgali gerektirmeden yönetim kurma” modelinin bir parçası.
Yani İsrail, savaşın yıkımını bahane ederek Gazze’yi içeriden çökertme sürecine yönelmiş durumda.
Filistin Toplumunda Derin Yaralar
Savaşın ilk aylarından bu yana binlerce kişinin hayatını kaybettiği, altyapının çöktüğü Gazze’de şimdi bir de güvenlik anarşisi tehlikesi büyüyor.
Filistin toplumu içindeki dayanışma kültürü bu durumdan ciddi şekilde etkilenmiş durumda.
Aile bağları, sosyal örgütlenmeler ve dini kurumlar bile çetelerin baskısından nasibini alıyor.
Rapor, bu gidişatın Filistin davasını zayıflatmak için yürütülen uzun vadeli bir psikolojik harp taktiği olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Sessizlik ve Diplomatik Uyarı
Filistin Diplomasi Merkezi, raporun sonunda uluslararası topluma çağrıda bulunuyor:
Gazze’de yaşanan bu çeteleşme süreci sadece bir “güvenlik sorunu” değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor.
İşgal altındaki bir bölgenin, işgalci güç tarafından “kaos yoluyla yönetilmesi” açık bir savaş suçu olarak değerlendiriliyor.
Raporda, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların bu konuda acil gözlem misyonu oluşturması öneriliyor.
HİCRETHABER // AHMET CEKİN
































