Anasayfa
  • Ara
  • DÜNYA
  • GÜNDEM
  • SİYASET
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • OTOMOBİL
  • MEDYA
  • EKONOMİ
  • EMLAK
  • İSLAM
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • ACI GERCEKLER TÜRKİYE BİYOGRAFİ AİLE ve YAŞAM BELEDİYELER RÖPORTAJ YEMEK
  • Ara
Küçükçekmece'de Vatandaşlar Tedirgin:
Küçükçekmece'de Vatandaşlar Tedirgin: "Bu Sokaktan Geçemiyoruz!"
Kızılay Genel Sekreterinden Küçükçekmece Şubesi'ne Övgü:
Kızılay Genel Sekreterinden Küçükçekmece Şubesi'ne Övgü: "Tüm Türkiye'ye Örnek Oluyor"
Başbağlar Şehitlerini Anma Programı İçin Güvenlik ve Hazırlık Toplantısı Yapıldı
Başbağlar Şehitlerini Anma Programı İçin Güvenlik ve Hazırlık Toplantısı Yapıldı
Bayburt Kızılay Gönüllülerinden Arama Kurtarma Ekiplerine Destek: Soğuk Havada Sıcak İkramlarla Moral Verdiler
Bayburt Kızılay Gönüllülerinden Arama Kurtarma Ekiplerine Destek: Soğuk Havada Sıcak İkramlarla Moral Verdiler
Netanyahu’nun Oğlu İsmini Değiştirip İngiltere’ye Gitti: “Müslümanların Arasında O İsimle Yaşanmaz”
Netanyahu’nun Oğlu İsmini Değiştirip İngiltere’ye Gitti: “Müslümanların Arasında O İsimle Yaşanmaz”
ABD’den Kritik Geri Adım: Ukrayna’ya Mühimmat Sevkiyatı Durduruldu
ABD’den Kritik Geri Adım: Ukrayna’ya Mühimmat Sevkiyatı Durduruldu
Eski Rus Savunma Bakan Yardımcısı İvanov’a Yolsuzluktan 13 Yıl Hapis
Eski Rus Savunma Bakan Yardımcısı İvanov’a Yolsuzluktan 13 Yıl Hapis
Kuzey Kore’de Bir İlk: Kalma Yarımadası’nda Dev Turizm Kompleksi Açıldı
Kuzey Kore’de Bir İlk: Kalma Yarımadası’nda Dev Turizm Kompleksi Açıldı
Hamas’tan Ebu Şebab’a Teslim Çağrısı: “10 Gün Süren Var”
Hamas’tan Ebu Şebab’a Teslim Çağrısı: “10 Gün Süren Var”
Pakistan’da Hükümet Yetkilisini Hedef Alan Bombalı Saldırı: 5 Ölü, 11 Yaralı
Pakistan’da Hükümet Yetkilisini Hedef Alan Bombalı Saldırı: 5 Ölü, 11 Yaralı
İkinci El Araçta “6 Ay – 6 Bin Km” Kuralı Yeniden Uzatıldı
İkinci El Araçta “6 Ay – 6 Bin Km” Kuralı Yeniden Uzatıldı
KÜDEF'te Büyük Buluşma: STK'lar Güç Birliği İçin El Ele
KÜDEF'te Büyük Buluşma: STK'lar Güç Birliği İçin El Ele
  1. Haberler
  2. SAĞLIK
  3. Dr. Nevzat Tarhan,Kötülük her zaman kötü mü?
SAĞLIK
Yayınlanma: 12 Şubat 2025 - 22:24

Dr. Nevzat Tarhan,Kötülük her zaman kötü mü?

İnsan doğasının belirli özelliklerinin, uygun koşullar oluşmadığında ortaya çıkmadığını ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şartlar oluştuğunda ise bu insani özellikler aktif hale gelir. İşte bu duruma ‘epigenetik’ denir. Epigenetik, genetiğin kuantumu olarak da adlandırılır ve oldukça karmaşık bir konudur.” dedi.

SAĞLIK
12 Şubat 2025 - 22:24
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Dr. Nevzat Tarhan,Kötülük her zaman kötü mü?
İyi ve kötü kavramlarının aslında subjektif olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Kişinin büyüdüğü çevre, iyi niyetin yüceltildiği veya kötülüğün teşvik edildiği bir ortam olabilir. Eğer birey, özgür iradesiyle seçimlerini iyi niyetle yaparsa, bu riskli davranışları olumlu bir yönde kullanabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kötülük genetik mi?” konusunu ele aldı.

Genetik insanın bir nevi biyolojik programı…

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, genetiğin insanın bir nevi biyolojik programı olduğunu dile getirerek, “Tıpkı bir bilgisayarın yazılımı gibi, insanın da genetik şifreleri davranışlarımızı belirler. Ancak bu genetik şifrelerin yaklaşık üçte biri değişmez ve doğuştan gelir. Bu, özellikle davranış genetiği açısından önemlidir. Elbette, türler arasında genetik değişim üzerine yapılan birçok araştırma bulunuyor, ancak bu çalışmalar, türden türe geçişin mümkün olmadığını, sadece tür içinde genetik değişikliklerin olabildiğini gösteriyor. Ancak önemli bir nokta, DNA’nın başta mükemmel bir yapıya sahip olduğudur. Yani, basit bir yapıdan mükemmele doğru evrimleşme fikri burada geçerli değildir. İlk varoluşta DNA, kusursuz bir yazılıma sahiptir. DNA’daki bir nükleotidin veya bir amino asidin yazılımındaki herhangi bir değişikliğin kendiliğinden gerçekleşme olasılığı son derece düşüktür. Bu yüzden, bu alanda bir paradigma değişimi yaşanıyor, özellikle davranış genetiği bu değişime katkıda bulunuyor.” dedi.

Epigenetik, genetiğin kuantumu olarak da adlandırılıyor

Bir maymunun bin yıl boyunca insanlar arasında kalsa bile insan gibi davranmayı öğrenemeyeceğini ama bir insanın maymunlar arasında doğup büyüdüğünde, maymun gibi davranmaya başladığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Aynı şekilde, bir insan köpekler arasında yetişirse onların davranışlarını benimser. Bu, davranış genetiği ve epigenetik alanlarında açıklanır. İnsan doğasının belirli özellikleri, uygun koşullar oluşmadığında ortaya çıkmaz. Şartlar oluştuğunda ise bu insani özellikler aktif hale gelir. İşte bu duruma ‘epigenetik’ denir. Epigenetik, genetiğin kuantumu olarak da adlandırılır ve oldukça karmaşık bir konudur.” diye konuştu.

Çevre, genler üzerinde değişiklik yapabiliyor

"Nature"ın doğuştan gelen, yani genlerimizle birlikte getirdiğimiz özellikler, "Nurture"ın ise çevrenin genlerimiz üzerindeki etkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Çevre, genler üzerinde değişiklik yaparak genetik polimorfizme (çok şekillilik) yol açabilir. Bu değişiklikler zamanla birikerek nesilden nesile aktarılır. Bazı ‘vahşi çocuk’ vakaları, insanın evrimsel bir süreçle hayvandan insana dönüşmediğini, insanın insani bilgi ve medeniyet içerisinde gelişerek insan olduğunu göstermektedir. Yani, insan medeniyet kurmaya yatkın olarak doğmuştur. Ortam uygun hale geldiğinde, önce sessiz kalan genler aktif hale gelir. Bu genler çalışmaya başladığında protein üretimi gerçekleşir. Beynimizde serotonin ve dopamin üreten genler bulunur. Bunlar mutluluk ve hazla ilgili hormonları sağlar. Ancak bazı kişilerde genetik polimorfizm meydana gelir ve stres altında kaldıklarında beyinleri yeterli serotonin üretemez, bu da depresyona yol açar. Ancak bu kişiler stres yönetiminde başarılı olduklarında, depresyona yatkın olmalarına rağmen depresyona girmeyebilirler. Aynı şekilde, bağımlılıkla ilgili genetik faktörler de vardır. Dopamin, hazla ilgili bir nörotransmitterdir ve bazı kişiler haz odaklı bir yaşam sürdüğünde beyin sürekli dopamin eksikliği yaşar, bu nedenle hazza ve ödüle doyamaz. Ancak bu kişiler haz odaklı değil de anlam odaklı bir yaşam sürerlerse, beyinlerindeki serotonini daha iyi yönetebilirler ve bağımlılık geliştirmezler. Yani, yaşam tarzımız genlerimizi etkileyebilir. Davranış genetiği açısından, kişilik yapımızla ilgili genlerin üçte ikisi çevresel etkilerle şekillenirken, sadece üçte biri doğuştan gelir.”

Tanımlanmış 12 kişilik tipi mevcut…

Doğuştan gelen 12 kişilik tipi olduğunun söylendiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Bazı insanlar içe dönük, bazıları ise dışa dönüktür. Kimi insanın sosyal zekâsı, kimisinin ise duygusal zekâsı yüksektir. Yaklaşık olarak tanımlanmış 12 kişilik tipi mevcuttur. Bu kişilik tipleri doğuştan gelen bir temel çatıya dayanır. Ancak birey, bu çatı üzerine istediği gibi bir bina inşa edebilir. Yani, bu çatıya ait kolonlar ve kirişler vardır ve bunlar kişiliğimizin yaklaşık üçte birini oluşturur. Geri kalan üçte ikisini ise birey, çevre ve kendi iradesiyle şekillendirir. Bu duruma davranış genetiği denir. Çevre ve kişinin özgür iradesi, kişiliğin gelişimini belirler. Birey, kendini geliştirmeye açıksa ve iyi-kötü, doğru-yanlış gibi kavramlarda doğru seçimler yaparak ilerlerse, potansiyelini geliştirebilir. Aksi takdirde, yeteneklerini tam kullanamadan yaşamını sürdürebilir. Genetik bizim için bir araçtır; insan olmak için bir temel sunar, ama genetik kader değildir. Nasıl ki bazıları coğrafya için ‘kader’ derse, bazıları da genetik için bunu söyler. Ancak genetik kader olarak kabul edilmemelidir.” şeklinde konuştu.

Genetik yatkınlıklar kişinin davranışları ve yaşam tarzı ile yönetilebilir

Alzheimer'a yatkınlık geni taşıyan bir kişinin, beynini doğru şekilde kullanırsa Alzheimer olmayabileceğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Aynı şekilde, akciğer kanseriyle ilgili genetik yatkınlığı olan bir birey, kötü alışkanlıklardan uzak durduğunda ve sağlıklı yaşadığında kanser riskini düşürebilir. Yine de bu yatkınlık genleri kişinin yaşam tarzına bağlı olarak aktif hale gelebilir. Genetik yatkınlıklar, yani genetik polimorfizm, kişinin davranışları ve yaşam tarzı ile yönetilebilir. Birey, bu yatkınlık genlerini olumlu yönde etkileyerek, kişiliğini ve yaşamını şekillendirebilir. Yani kişilik yapımız bir çatı olarak doğuştan gelir, ancak bu çatı üzerine inşa edeceğimiz yapı, çevre ve irademizle belirlenir.” dedi.

Hem suç işleyen bireyde hem de başarılı bilim insanında ortak genin olduğu tespit edilmiş

"Kötülük geni var mı?" sorusunun, uzun yıllardır bilim insanları tarafından araştırıldığına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Antisosyal kişilik özelliklerine sahip bireylerin, yani suça eğilimli, acımasız, merhametsiz ve zalim olan kişilerin genetik yapıları incelenmektedir. Bu kişilerin arasında vicdan azabı çekmeden suç işleyen seri katiller de bulunmaktadır. Örneğin, bir suçlunun kardeşi müthiş bir bilim insanı olabilir ve laboratuvarda çok başarılı çalışmalar yapıyor olabilirken, diğeri ise cani olabilmektedir. Bu durum, davranış genetiği ile ilgili incelemelerin önemli bir alanını oluşturmaktadır. En dikkat çekici genlerden biri de riskli davranışla ilişkilendirilen DRD2 genidir. Hem suç işleyen bireyde hem de başarılı bilim insanında bu genin ortak olduğu tespit edilmiştir. Riskli davranış geni, iki farklı şekilde kendini gösterebilir: Birisi riskli davranışlarını suça yönlendirerek, beyindeki dopamin gibi ödül mekanizmalarını tatmin eder; diğeri ise bu riskli davranışı gece gündüz laboratuvarda çalışarak tatmin eder. Yani, her iki durumda da aynı riskli davranış geni etkili olurken, bir kişi bunu iyi niyetle kullanırken, diğeri kötü niyetle kullanmaktadır.” diye konuştu.

Hiperaktif bireylerde de riskli davranış geni bulunabiliyor

İyi ve kötü kavramlarının aslında sübjektif olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Kişinin büyüdüğü çevre, iyi niyetin yüceltildiği veya kötülüğün teşvik edildiği bir ortam olabilir. Eğer birey, özgür iradesiyle seçimlerini iyi niyetle yaparsa, bu riskli davranışları olumlu bir yönde kullanabilir. Örneğin, dağcılık yapanlar, paraşütle atlayanlar veya hiperaktif bireylerde de bu riskli davranış geni bulunabilir. Bu insanlar, adrenalin arayışıyla tehlikeli aktivitelerde bulunurlar. Ancak, aynı gen suça yatkın bireylerde de vardır. Bir kişi radikal davranışlarını iyi niyetli bir amaçla, diğeri ise kötücül bir şekilde kullanabilir.” dedi.

İnsanın özgür iradesi var…

Bu noktada insanın özgür iradesinin belirleyici hale geldiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Diğer canlılarda böyle bir özgür irade yok. Diğer canlılar, genetik kodlarına göre yaşarlar; yer, içer, barınır, ürer ve yaşamlarını bu şekilde tamamlarlar. Örneğin, bir aslan, en vahşi hayvanlardan biri olarak bilinir, ancak onun bir güvenlik alanı vardır. O alana girmediğiniz sürece size dokunmaz ya da aç değilse saldırmaz. Fakat insan böyle değildir.” diye konuştu.

Kötülüğün sıradanlaştığı ifade ediliyor…

Gazze örneğinde de görüldüğü gibi kötülüğün sıradanlaştığının ifade edildiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Hitler de aynı şeyi yapmıştı. Kötülüğü normalleştirmişti. Hitler, Yahudileri, siyahileri ve çingeneleri parazit ırklar olarak görüyordu; onlara zarar veren unsurlar olarak bakıyordu ve bu nedenle yok edilmeleri gerektiğine inanıyordu.” dedi.

İyi ve kötünün arasındaki denge… 

“İyi ve kötünün arasındaki dengenin, iyiyi ödüllendirmek ve kötülüğe bedel ödetmekle ilgilidir.” diyen Prof. Dr. Tarhan, adalet sağlamanın eşitliği getirmekten ziyade, her şeyin hak ettiği yerde olmasını sağlamak olduğunu, bu yüzden kötülük kavramının, insanların gelişmişlik seviyelerine göre değiştiğini dile getirdi.

Günümüzde modernizmin, haz veren şeyleri iyi, haz vermeyenleri kötü olarak tanımladığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Şu anda Z kuşağına küresel sistem, sosyal medya, Hollywood ve eğlence endüstrisi tarafından bu şekilde öğretiliyor. Oysa iyi ve kötü, sadece hazla ilgili değildir. Anlam mutluluğu, erdem peşinde koşan insanın elde ettiği mutluluktur ve daha kalıcıdır. Erdem peşinde koşan insan, anlam arayışında uzun vadeli bir mutluluk elde eder. Ancak haz peşinde koşan kişi sürekli olarak yeni hazlar ister, çünkü haz geçicidir; biter ve tekrar arayışa girer. Bu nedenle haz mutluluğu yerine, anlam mutluluğunu hedeflemek gerekir. Anlam mutluluğunu arayan kişi emek verir, yorulur ama uzun vadede kazanır. Diğer tarafta, haz mutluluğunu arayan kişi kısa vadede kazandığını sanır ama uzun vadede kaybeder.

Günümüzde maalesef, mutluluğu hazla tanımlama eğilimi oldukça yaygınlaştı. Bu felsefi yaklaşım, çalışmaktan, emek vermekten ve yorulmaktan kaçınmaya neden oluyor. Bu da insanlığı, iyi niyetli bir gelişim yönünden uzaklaştırarak kötücül bir yola doğru yönlendiriyor.”

Eğer ego ideali doğruysa zorluklar fırsata çevirebilir

Genetik ve çevresel faktörlerin kişinin gelişimi üzerindeki etkilerine işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Şartların iyi olduğu bir ortamda yetişen biri ile olumsuz şartlarda yetişen biri aynı değildir. Bundan 50-100 sene önce yeni kuşaklar yoksulluk içinde olgunlaşıyordu, şimdi ise varlık içinde olgunlaşma durumu var. Ancak, yoksulluk içinde olgunlaşanlarda kötücül davranışlar daha azdır, oysa varlık içinde olgunlaşanlarda kötücül davranışlar daha fazla ortaya çıkabiliyor. Bu durum, çevresel faktörlerin insan üzerindeki etkisinin bir göstergesidir. Ancak, varlık içinde büyüyen bir kişi, iyicil davranışlar sergilemeyi öğrenirse, fark oluşturur. Topluma katkıda bulunan, arkasından övgüyle anılan insanlar da böyle ortamlardan çıkar. Bu yüzden birey, şanssız bir ortamda yetişiyor gibi görünse bile, eğer ego ideali doğruysa o zorlukları fırsata çevirebilir.” dedi.

Amaçsız insanlar, çevrenin olumsuz etkileri altında kalabilirler

Akıllı insanın, kendini tamamen akışa bırakmayacağını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir kütüğe tutunarak, akıntıyı arkasına alır ve hedefine doğru ilerler. Çevrenin kötü olması, bir hedefimiz varsa, bunu fırsata dönüştürüp hedefimize ulaşmamızı sağlayacak bir güç haline gelebilir. Amaçsız insanlar, çevrenin olumsuz etkileri altında kalabilirler. Bu yüzden anlam ve amaç, insanın beynini programlar. Beynimizin programlanması, bize doğuştan bırakılmış bir sorumluluktur. Bu süreç niyetle başlar. Niyetiniz neyse, beyniniz ona göre kendini programlar. Örneğin, sabah 4'te kalkmaya niyet edersiniz ve saat kurmadan uyanırsınız. Beyninizi doğru şekilde programlarsanız, çevre kötü olsa bile korkmanıza gerek yoktur. ‘Benim ortamım iyi değildi’ gibi bahaneler, kendimizi kandırmanın yollarıdır. Maalesef, insanoğlu kendini kandırma konusunda oldukça ustadır. Bu tür bahaneler, birçok fırsatın kaçmasına sebep olur. Sonuç olarak, iyiyi veya kötüyü seçmek bizim seçimlerimizdir. Hayat bir seçimdir, hayat bir tercihtir diyebiliriz.”

Reklam
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Göz Bozukluğu Baş Dönmesine Yol Açar mı?
Göz Bozukluğu Baş Dönmesine Yol Açar mı?
Göz Yanması Göz Hastalıklarının İlk Sinyali Olabilir
Göz Yanması Göz Hastalıklarının İlk Sinyali Olabilir
Ağız ve Diş Sağlığında Dijital Devrim: Radyografiyle Erken Teşhis ve Etkin Tedavi Mümkün
Ağız ve Diş Sağlığında Dijital Devrim: Radyografiyle Erken Teşhis ve Etkin Tedavi Mümkün
Kontrolsüz Bitki Çayı Tüketimine “Dur” Deniyor: Sağlık Bakanlığı’ndan Eczane Hamlesi
Kontrolsüz Bitki Çayı Tüketimine “Dur” Deniyor: Sağlık Bakanlığı’ndan Eczane Hamlesi
Çok Okunan Haberler
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan Leman Dergisi Skandalına Sert Tepki
Diyanet-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çıntımar’dan...
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek İçin Ortak Hedefler Belirlendi
Küçükçekmece'nin Dernek Gücü KÜDEF'le Bir Araya Geldi: Gelecek...
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki:
Mahmut Arıkan'dan Leman Dergisi'ne Sert Tepki: "Mizah Değil, İslam'a...
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal Hamle:
İslami Değerlere Yönelik Saldırılara Karşı HÜDA PAR’dan Yasal...
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür ve çizeri Doğan Pehlevan’a tepkiler büyüyor
Sözde mizah dergisi Leman’ın son sayısındaki skandal karikatür...
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği Tırmandırdı
Özgür Özel'in Erdoğan Hakkındaki Hadsiz İfadeleri Siyasette Gerginliği...
1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni Yıl Mesajı
1447 Hicri Yıl Başladı: Yaşar Çintimar’dan Derin Anlamlı Yeni...
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek Yürek
Tepkiler Yükseliyor: Leman’ın Karikatürüne Karşı Türkiye Tek...
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki:
Leman'ın Skandal Karikatürüne Tuba Köksal'dan Tepki: "Bu Saldırıyı...
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz”
Bİ İnsan Derneği: “Kutsallarımıza Yapılan Bu Saldırıyı Şiddetle...
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki:
Erdal Sadri Hoca'dan Sert Tepki: "Peygamberimize Yapılan Hakaret Bu Milletin...
İlginizi Çekebilir
Göz Bozukluğu Baş Dönmesine Yol Açar mı?
Göz Bozukluğu Baş Dönmesine Yol Açar mı?
Göz Yanması Göz Hastalıklarının İlk Sinyali Olabilir
Göz Yanması Göz Hastalıklarının İlk Sinyali Olabilir
Ağız ve Diş Sağlığında Dijital Devrim: Radyografiyle Erken Teşhis ve Etkin Tedavi Mümkün
Ağız ve Diş Sağlığında Dijital Devrim: Radyografiyle Erken Teşhis...
Kontrolsüz Bitki Çayı Tüketimine “Dur” Deniyor: Sağlık Bakanlığı’ndan Eczane Hamlesi
Kontrolsüz Bitki Çayı Tüketimine “Dur” Deniyor: Sağlık Bakanlığı’ndan...
Kalp krizi değil, ‘Kırık Kalp Sendromu’!
Kalp krizi değil, ‘Kırık Kalp Sendromu’!
Sessiz kalp krizinin 7 belirtisi
Sessiz kalp krizinin 7 belirtisi
Yaz Aylarında Varis Şikayetleri Artıyor! İşte Uzmanlardan 10 Önemli Öneri
Yaz Aylarında Varis Şikayetleri Artıyor! İşte Uzmanlardan 10 Önemli...
Ateş Otu bitkisi, Afrika eriği ile prostat sorununa destek
Ateş Otu bitkisi, Afrika eriği ile prostat sorununa destek
Gülüşlere Doğal Dokunuş: Zirkonyum Kaplama
Gülüşlere Doğal Dokunuş: Zirkonyum Kaplama
Türk Kızılay Halep’te Sevgi Mağazası Açtı
Türk Kızılay Halep’te Sevgi Mağazası Açtı

Ana Sayfa
DÜNYA
GÜNDEM
SİYASET
EĞİTİM
SAĞLIK
OTOMOBİL
MEDYA
EKONOMİ
EMLAK
İSLAM
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR-SANAT
ACI GERCEKLER
TÜRKİYE
BİYOGRAFİ
AİLE ve YAŞAM
BELEDİYELER
RÖPORTAJ
YEMEK
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

hicrethaber com Sitemizde bulunan yazı , Video, Fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim