"ABD ve İsrail, Uluslararası Hukuku Yok Sayıyor"
Bekin, İsrail'in Gazze'de uluslararası kişilerin yetersiz kişilerine karşı savaş suçları ve insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğini belirtti. Özellikle ABD'nin BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekilme kararı ve Filistinli mültecilere yardım edilmesinin UNRWA fonlarını kesmesinin, İsrail'i daha da cesaretlendirdiği dile getirildi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar'ın BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekilmeyeceğini duyurmasının, Gazze'deki insan hakları ihlallerinin engellenme çabasının bir parçası olduğunu belirtti.
"Trump'ın Çifte Standardı Kabul Edilemez"
ABD Senatosu'nun, Rusya'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne üye olmasına rağmen, Putin'in Ukrayna'da işlenen savaş suçları nedeniyle yargılanmasından memnun olduğunu hatırlatan Bekin, aynı hassasiyetin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant için gösterilmediğini ifade etti. Trump'ın, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrailli resmi kararlarına karşı esnek yaptırımların uygulandığı, uluslararası hukukta çift standartla çalıştırıldığı vurgulandı.
"Trump'ın Adalet Müdahalesi Suçu"
Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yönelik baskının kabul edilmediğini belirten Bekin, Avrupa Birliği'ni bu müdahaleye karşı harekete geçirildi. Ayrıca Trump'ın mahkeme savcısına yönelik adaleti engelleme girişiminin, Roma Statüsü'nün 70. madde suç teşkilatının olacağını hatırlattı.
"Filistinlileri Sürgüne Zorlama Planları Hezeyandır"
Bekin, Trump'ın Gazze'yi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabasının Filistin halkı için büyük bir tehdit oluştuğunu belirtti. Filistinlilerin Mısır ve Ürdün'e göçe yönelik çabaların kabul edilemeyeceği dile getirildi. Ayrıca Netanyahu'nun Filistin Devleti'nin Suudi Arabistan'da yerleşmeye yönelik açıklamalarını "hezeyan" olarak nitelendirdi.
"Trump ve İsrail'in Eylem Birliği Artık Gizlenemiyor"
Bekin, Trump yönetiminin İsrail'in Gazze'deki saldırılarını sürdürmesi için 8 milyar silah tedarikini desteklediğini, uluslararası toplum açısından ders çıkarılması gereken bir durum olduğunu belirtti. “Trump ve Netanyahu'nun Gazze politikalarındaki birlik artık eylem birliğine dönüşmüştür” diyen Bekin, uluslararası para bu duruma karşı somut adımlar atmaya başladı.
“TRUMP’IN GAZZE PLANI CİDDİYETTEN UZAK VE YOK HÜKMÜNDEDİR.” |
Uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde ciddi boyutlarda güven erozyonuna uğrayan ve Gazze’de uyguladığı savaş suçları ve soykırıma karşı gerçek manada hiçbir savunma imkanı kalmayan Siyonist İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekilme ve BM Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’ya sağlanan fonları kalıcı olarak sonlandırma kararından sonra kendileri de BM İnsan Hakları Konseyinden çekilme kararını Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar vasıtasıyla duyurarak, bir bakıma Gazze’de meydana gelen insan hakları ihlallerinin incelenmesini sağlayan konseyin faaliyet alanını tamamen engellenmiş oldu.
ABD Senatosu, Rusya Federasyonu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin üyesi olmamasına rağmen Putin’in Ukrayna’da işlenen suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmasını oy birliğiyle destekledi. Ancak benzer yargılama Netanyahu ve Gallant’ın yargılanmaları için söz konusu olunca ABD Başkanı Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi kararına karşı gelmesi ve yaptırım uygulaması çifte standardı ortaya koymaktadır.
Trump'ın bağımsız bir adalet kurumu olan Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yönelik çirkin müdahalesinin kabul edilebilir hiçbir yanının olmadığı ortadadır. Avrupa Birliği, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin görevini sürdürebilmesi adına Trump’ın, Siyonist İsrail Başbakanı Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçlamalar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi personeline yaptırım uygulamasının geçersiz kılınması için gerekli adımları atması artık kaçınılmazdır. Bu arada ABD Başkanı Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’na yönelik adaleti engelleme girişimi Roma Statüsünün 70. Maddesi gereği suç oluşturmaktadır.
Gazze Şeridi’ni kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışan ABD Başkanı Trump’ın Filistinlileri Mısır ve Ürdün’e göçe zorlamaya çalışması ve son olarak Siyonist İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Filistin Devleti’nin Suudi Arabistan’da kurulmasına yönelik açıklaması hezeyandan öteye gidememektedir.
ABD Başkanı Trump’ın Siyonist İsrail’in katliamlarına devam edebilmesi için yaklaşık 8 miyar dolarlık silah tedariki sağlaması karşısında çıkarılacak önemli dersler olsa gerek.
ABD Başkanı Trump ve Siyonist İsrail’in Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik politikaları karşısında söylemden çok eylem birliğinin artık kaçınılmaz olduğunu ifade etmek isteriz.