Türkiye’de arıcılık ve bal üretimiyle uğraşan yaklaşık 90 bin kişinin bulunduğunu belirten Hooney Leaves Bal Markası Yönetim Kurulu Başkanı Ubeydullah Subaşı, “Dünyada bal üretiminde Türkiye ikinci sıradadır. Ama bir çok ülkenin balları ülkemizde raflarda cirit atarken, biz ise hak ettiğimiz değere ulaşabilmiş değiliz. Yunanistan’ın balları bile bizim ülkemizde, ama biz ihracat noktasında büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Uluslararası ölçekte bana gelen bal taleplerine cevap verememekten gerçekten büyük üzüntü ve endişe duyuyorum. Neden bu ülkeye katma değer sağlamayalım? Neden bu ülkeye döviz girdisi sağlamayalım. Lojistik ve kargo firmaları bile bal ihracatı ve taşımacılığı denilince bu işe yanaşmıyor. 5-10 yıl içinde dünya çapında yapılan bal ölçekli yarışmalarda Türkiye ya 1’nci, ya 2’nci ya da 3’ncü sırada çıkmaktadır. Türkiye’de üretilen ballar bu kadar kaliteli olmasına rağmen uluslararası arenada hak ettiğimiz yerde olmamamız gerçekten üzüntü vericidir. Hem Ticaret Bakanlığı, hem Tarım Orman Bakanlığı’nın bu noktada bal üretici ve bal satıcılarının önünün açması gerektiği çok açıktır” dedi.
YENİ ZELENDA TEK BALININ BİLE ARKASINDA DURUYOR
Yeni Zelenda’da sadece bir bitkiden üretilen manuka balının arkasında hem devlet hem üniversite desteği olduğuna dikkat çeken Subaşı, “Yeni Zelanda balcıları arkasına aldıkları bu destekle bal üreticisi Çin’e bile bal ihracatı gerçekleştiriyor. 500 gramlık Manuka Balı orada 350 dolara satılıyor. Türkiye’de bu baldan katbekat daha değerli ballar üretilmektedir ama dünya piyasalarında hak ettiği değere ulaşamamasının nedeni ise ilgili bakanlıkların konuya eğilmemeleri ve bal üreticilerini yok saymalarıdır. Üniversitelerde bal üreticilerimize yönelik olarak çalışma yapılmamasıdır. Yeni Zelenda’da bir tek bal üretiliyor ama onların hükümetleri uluslararası arenada lobicilik yapıyor, konferanslarda balını gündeme getiriyor. Türkiye’de kestane balı, akasya balı, çiçek balı, çam balı gibi yaklaşık 50 bal üretiliyor. Bu ballar çeşit olarak, Yeni Zelanda’daki manuka balından çok kıymetli ve değerlidir. Bu bağlamda da bal üreticilerinin sıkıntılarının duyulması gerektiğini düşünüyorum. Tarım, Hayvancılık ve gıda politikaları bir ülkenin olmazsa olmazı, kırmızı çizgimizdir” diye konuştu.
ŞİFALI BAL ÜRETİYORUZ
Hooney Leaves’in piyasada bulunan ballarla kıyaslanamayacak kalitede ve nitelikte bir bal olduğunu vurgulayan Subaşı, “Biz ham bal, kara kovan balı, çiğ bal üretimi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Balın vücut direncini artırma, antibakteriyel, gripal enfeksiyonları ortadan kaldırma, organların fonksiyonlarını düzenleme gibi çok boyutlu şifa özellikleri vardır. Ama bunları sağlayabilmek için kaliteli ve nitelikli bal tüketmek gerekir. Tamamen piyasaya yönelik olarak üretilen değil, bizim gibi şifa balları bunları sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
SABIR VE ÖZENLE ÇALIŞIYORUZ
Kaliteli bir balın tüketici tarafından anlaşılmasının oldukça zor olduğuna vurgu yapan Subaşı, “Bunun için teknik analizler gerekir. TÜBİTAK’ın resmi analizleri gerçek bal olup olmadığı noktasında bizlere önemli fikirler sunmaktadır. İnsanlarımız kaliteli bal konusunda maalesef kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyor. Kimisi yakarak, kimisi tadarak bunu anlamaya çalışıyor ama kaliteli balın anlaşılması ancak teknik analizler ile mümkün olabilmektedir. Bizim balımızın 6 sayfalık teknik analizi vardır ve bunu talep eden her müşterimize gönderebilmekteyiz. Hizan balı Türkiye’nin en yüksek yaylalarından biri olan Hizan yaylasından gelir. Hooney Leaves olarak üretim süreçlerinde hiçbir canlının zarar görmemesini sağlamak için sabır ve özenle çalışmaktayız. Hooney Leaves yapılan analiz ve ölçümler sonucu balın içerdiği polen çeşitliliğinde dünya birincisi seçilmiştir. Hooney Leaves, bal mucizesini sizlerle buluştururken lezzetinden hiçbir doğallığını kaybetmemektedir. Yüzyıllardır süren geleneği e-ticaret platformuyla birçok kişiye ulaştırmayı hedefleyen Honey Levaes, doğal üretilmiş bal çeşitlerini farklı seçeneklerle sunuyor. Hooney Leaves Türkiye’de ilk sertifikalı doğal bal üretim tesisini kurdu. Ballarımızın ürettiği çerçevelerde hiçbir sanayi mumu (parafin) kullanmıyoruz. Çerçeveler tamamıyla arıların kendi ürettiği mumlarla işleniyor. Tamamen doğal şekilde üretim yapan arılarımızın ve kovanlarımızın bulunduğu bölgelerde hiçbir şekilde zirai ilaçlama yaptırmıyoruz” ifadelerini kullandı.