Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili kapsamlı bir çalışmaya imza attığını kaydeden Berktaş, “Reisimizi gün gün takip ediyorum. Konuşmalarını not alıyorum. Ve bu milletin O’nu neden sevdiğiyle ilgili yaptığı hizmetlerden, küresel emperyalistlere karşı dik duruşundan örnekleri kaleme alarak Reis sevgimizi ortaya koyuyorum. Bu nitelikli çalışmamın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
SHU Hakan Berktaş, “Reisi Neden Sevdik?” kitabının son makalelerini de yazıp bitirerek, grafik çalışmalarının son aşamaya geldiğini kaydetti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili çok kapsamlı bir çalışmaya imza attığını kaydeden Berktaş, “Reisimizi gün gün takip ediyorum. Konuşmalarını not alıyorum. Ve bu milletin O’nu neden sevdiğiyle ilgili yaptığı hizmetlerden, küresel emperyalistlere karşı dik duruşundan örnekleri kaleme alarak Reis sevgimi ve sevgimizi ortaya koyuyorum. Bu nitelikli çalışmamın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
ABD’NİN KÜSTAH TAVRI
Kitabının son makalelerinden birinin Cumhurbaşkanımız en son yaptığı “Bu kararlı gidişimiz karşısında Avrupa şaşkın, dünya şaşkın” konuşmasından aldığı ilham olduğunu ifade eden Berktaş, “Türkiye ekonomisi üzerinde oyun oynayan küresel emperyalistlerin bilmediği şey bu ülkenin başında dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğudur. Maalesef Türkiye, küresel emperyalist güçlerin üzerinde oyunlar oynayıp ekonomisine türlü zararlar vermek istedikleri bir ülke olarak dikkat çekiyor. Geçtiğimiz dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Reisimize yazdığı siyasi nezaketten uzak mektupta küstah biçimde, “İyi bir anlaşma yapalım! Binlerce insanın katlinden sorumlu olmak istemezsin ve ben de Türkiye’nin ekonomisini yok etmekten sorumlu olmak istemem -ki bunu yapacağım- Rahip Brunson olayıyla ekonominize zarar verdim. Harika bir anlaşma yapabilirsin” demişti. Bu mektupla anlaşılıyor ki, ABD karşılıksız olarak basıp dünyaya dağıttığı, değerini de kendisi belirlediği doları ülkemizin ekonomisini yerle bir etmek için kullanmaktan çekinmiyor. ABD hem bizimle stratejik müttefiklik oyunu oynuyor hem de PKK’nın Suriye uzantısı YPG’ye silah desteği vererek, bütçe oluşturarak terör ile bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Daha da önemlisi Rusya’dan aldığımız hava savunma sistemlerini bahane edip, içinde olduğumuz ve 1.5 milyar TL ödediğimiz F35 programından bizi çıkarıyor. Bir de F16 verelim, ödeşelim teklifiyle yan çiziyor. ABD Başkanı Biden, “Bu konuda gereğini yapacağım” derken, ABD Parlamentosundaki ülkemiz düşmanı olan milletvekilleri ise “Türkiye’ye F16 verilmesin, uçakları modernize edilmesin” diye senatoya mektup yazıyorlar” dedi.
EMPERYALİSTLER AYAĞIMIZA DOLANIYOR
Öbür yandan ekonomik parametrelerini sürekli büyüten, geliştiren Türkiye’nin ayağına dolanmak için her ülke farklı yöntemler denediğine dikkat çeken Berktaş, “Fransa’nın güdümündeki Yunanistan, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege havzasındaki haklarını gasp etmek için var gücüyle çalışıyor. Rusya, hem bize S400 satıyor, hem Akkuyu’da nükleer tesisimizi yapıyor, bir yandan da tarımsal ürünlerimize zaman zaman boykot uygulayarak çiftçimizin üretim kapasitelerini düşürmeye çalışıyor. Narenciye üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıları hatırlayın. Yani önüne gelen her emperyalist ülke ekonomimize zarar vermek için var güçleriyle çalışıyorlar” diye konuştu.
İYİ Kİ BAŞIMIZDA DÜNYA LİDERİ REİSİMİZ VAR
Berktaş, “Fakat küresel emperyalistlerin bilmedikleri bir gerçek var: Türkiye’nin başında dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan var. Ülke ekonomimizi her türlü şoka, her türlü saldırıya karşı dirençli bir yapıya kavuşturmak için mücadele veriyor ve bunu başarıyor. Bir zamanlar IMF’ye muhtaç olan kasamızı şimdi onlara borç verecek kadar büyütüyor. Dünya Bankası bile Türkiye’nin büyüme tahminini hiçbir ülkede olmayan bir büyüme oranına, yüzde 9’a revize etmek zorunda kaldı” ifadelerini kullandı.
REİS: AVRUPA ŞAŞKIN, DÜNYA ŞAŞKIN
Berktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmasını hatırlatarak, “Resimiz de en son yaptığı konuşmasında, “Geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü alt yapının önemini karşımıza çıkan her yeni küresel krizde bir kez daha görüyor, anlıyoruz. Yapısal dönüşümlerle iç ve dış şoklara karşı dayanıklı hale getirdiğimiz ekonomik yapımız sayesinde hâlâ yatırım, üretim, ihracat ve İstihdam hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Bu kararlı gidişimiz karşısında Avrupa şaşkın. Dünya şaşkın. Çünkü onlar böyle bir şeyi bizden beklemiyorlardı. Tüm dünyanın küçüldüğü bir ortamda biz sürekli ve giderek artan oranlarda büyüyerek sadece şoklara karşı dayanıklılığımız değil aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasındaki kararlığımızı da ortaya koyuyoruz. İnşallah bu yıl sonu itibariyle yüzde 9’u aşacak. Dünyanın iklim değişikliği tehdidi karşısında sürekli yalpaladığı bir dönemde biz yeşil kalkınma devrimini ilan ederek kendimize hemen yeni ve tutarlı bir yol haritası oluşturduk. Etrafı gecekondularla kuşatılmış, yolları çamur deryası, ulaşımı felç, suyu akmayan, kokudan Haliç’in yanına yaklaşılmayan, görüntüsü sefil, insanı mutsuz İstanbul’u hamdolsun küresel bir merkez haline getirmeyi başardık. Şimdi de 2053 vizyonumuzun ilk hedefi olarak ilan ettiğimiz yeşil kalkınma devrimi doğrultusunda İstanbul’u içinde yaşayanların hayat kalitesini yükseltecek hizmetlerle tanıştırmak için kolları sıvadık. İstanbul’u tarihine, şanına ve güzelliğine yakışır konuma getirmekte kararlıyız. Hep birlikte bu şehrin tarihine, kültürüne, potansiyeline, enerjisine uygun her adımın, her niyetin başımızın üstünde yeri vardır. İstanbul’un maddi ve manevi zenginliğini hedef alan her saldırıyı da failleriyle birlikte yerin 7 kat dibine gömmek boynumuzun borcudur.
Ayasofyamızı açtık mı?
Ayasofya’mızda cumalarımızı kılıyor muyuz?
Ne mutlu bize. Atatürk Kültür Merkezi’ni açtık mı?
Opera sarayını yaptık mı?
Taksim’de camimizi yaptık mı?
Bize düşen bu. Vesayetin ayak oyunlarından, terör örgütlerinin saldırılarına, darbe girişimlerinden küresel ekonomik tuzaklara kadar nice engeli aşarak ülkemizi dünyada hak ettiği yere getirtmek için çalıştık. Gabar’da terörü gömdük, Bestler Deresi’nde terörü gömdük. Yine aynı şekilde Bay Kemal ve avanesi, bunlar PKK terör örgütüyle beraber hareket ettiler onları da gömdük. Şimdi ne yapıyorlar. Terör örgütünün başı cezaevinde, bunlar da onlarla beraber hareket ediyorlar. Hani terörün karşısındaydınız? Ne çabuk manevra yaptınız? Cumhuriyet tarihinde yapılanın tamamını 5’e, 10’a katlayan eser ve hizmetlere imza attık. İHA’larımızla, SİHA’larımızla, Akıncılarımızla evelallah her yerde varız. Libya’da varız, Azerbaycan’da varız, Karabağ’da varız. Varız da varız. Düşünün Suriye’de terör örgütüyle mücadelimizi verirken Bay Kemal Suriye’yle ahbaplık yapıyor. Bay Kemal sen Suriye’deki teröristlerle beraber ol, PKK ile YPG, PYD ile beraber ol. Onları da gömeceğiz” diyerek bu konunun altını çizmiş oldu” değerlendirmesini yaparak sözlerini bitirdi.
SHU Hakan Berktaş, “Reisi Neden Sevdik?” kitabının son makalelerini de yazıp bitirerek, grafik çalışmalarının son aşamaya geldiğini kaydetti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili çok kapsamlı bir çalışmaya imza attığını kaydeden Berktaş, “Reisimizi gün gün takip ediyorum. Konuşmalarını not alıyorum. Ve bu milletin O’nu neden sevdiğiyle ilgili yaptığı hizmetlerden, küresel emperyalistlere karşı dik duruşundan örnekleri kaleme alarak Reis sevgimi ve sevgimizi ortaya koyuyorum. Bu nitelikli çalışmamın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
ABD’NİN KÜSTAH TAVRI
Kitabının son makalelerinden birinin Cumhurbaşkanımız en son yaptığı “Bu kararlı gidişimiz karşısında Avrupa şaşkın, dünya şaşkın” konuşmasından aldığı ilham olduğunu ifade eden Berktaş, “Türkiye ekonomisi üzerinde oyun oynayan küresel emperyalistlerin bilmediği şey bu ülkenin başında dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğudur. Maalesef Türkiye, küresel emperyalist güçlerin üzerinde oyunlar oynayıp ekonomisine türlü zararlar vermek istedikleri bir ülke olarak dikkat çekiyor. Geçtiğimiz dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Reisimize yazdığı siyasi nezaketten uzak mektupta küstah biçimde, “İyi bir anlaşma yapalım! Binlerce insanın katlinden sorumlu olmak istemezsin ve ben de Türkiye’nin ekonomisini yok etmekten sorumlu olmak istemem -ki bunu yapacağım- Rahip Brunson olayıyla ekonominize zarar verdim. Harika bir anlaşma yapabilirsin” demişti. Bu mektupla anlaşılıyor ki, ABD karşılıksız olarak basıp dünyaya dağıttığı, değerini de kendisi belirlediği doları ülkemizin ekonomisini yerle bir etmek için kullanmaktan çekinmiyor. ABD hem bizimle stratejik müttefiklik oyunu oynuyor hem de PKK’nın Suriye uzantısı YPG’ye silah desteği vererek, bütçe oluşturarak terör ile bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Daha da önemlisi Rusya’dan aldığımız hava savunma sistemlerini bahane edip, içinde olduğumuz ve 1.5 milyar TL ödediğimiz F35 programından bizi çıkarıyor. Bir de F16 verelim, ödeşelim teklifiyle yan çiziyor. ABD Başkanı Biden, “Bu konuda gereğini yapacağım” derken, ABD Parlamentosundaki ülkemiz düşmanı olan milletvekilleri ise “Türkiye’ye F16 verilmesin, uçakları modernize edilmesin” diye senatoya mektup yazıyorlar” dedi.
EMPERYALİSTLER AYAĞIMIZA DOLANIYOR
Öbür yandan ekonomik parametrelerini sürekli büyüten, geliştiren Türkiye’nin ayağına dolanmak için her ülke farklı yöntemler denediğine dikkat çeken Berktaş, “Fransa’nın güdümündeki Yunanistan, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege havzasındaki haklarını gasp etmek için var gücüyle çalışıyor. Rusya, hem bize S400 satıyor, hem Akkuyu’da nükleer tesisimizi yapıyor, bir yandan da tarımsal ürünlerimize zaman zaman boykot uygulayarak çiftçimizin üretim kapasitelerini düşürmeye çalışıyor. Narenciye üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıları hatırlayın. Yani önüne gelen her emperyalist ülke ekonomimize zarar vermek için var güçleriyle çalışıyorlar” diye konuştu.
İYİ Kİ BAŞIMIZDA DÜNYA LİDERİ REİSİMİZ VAR
Berktaş, “Fakat küresel emperyalistlerin bilmedikleri bir gerçek var: Türkiye’nin başında dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan var. Ülke ekonomimizi her türlü şoka, her türlü saldırıya karşı dirençli bir yapıya kavuşturmak için mücadele veriyor ve bunu başarıyor. Bir zamanlar IMF’ye muhtaç olan kasamızı şimdi onlara borç verecek kadar büyütüyor. Dünya Bankası bile Türkiye’nin büyüme tahminini hiçbir ülkede olmayan bir büyüme oranına, yüzde 9’a revize etmek zorunda kaldı” ifadelerini kullandı.
REİS: AVRUPA ŞAŞKIN, DÜNYA ŞAŞKIN
Berktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmasını hatırlatarak, “Resimiz de en son yaptığı konuşmasında, “Geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü alt yapının önemini karşımıza çıkan her yeni küresel krizde bir kez daha görüyor, anlıyoruz. Yapısal dönüşümlerle iç ve dış şoklara karşı dayanıklı hale getirdiğimiz ekonomik yapımız sayesinde hâlâ yatırım, üretim, ihracat ve İstihdam hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Bu kararlı gidişimiz karşısında Avrupa şaşkın. Dünya şaşkın. Çünkü onlar böyle bir şeyi bizden beklemiyorlardı. Tüm dünyanın küçüldüğü bir ortamda biz sürekli ve giderek artan oranlarda büyüyerek sadece şoklara karşı dayanıklılığımız değil aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasındaki kararlığımızı da ortaya koyuyoruz. İnşallah bu yıl sonu itibariyle yüzde 9’u aşacak. Dünyanın iklim değişikliği tehdidi karşısında sürekli yalpaladığı bir dönemde biz yeşil kalkınma devrimini ilan ederek kendimize hemen yeni ve tutarlı bir yol haritası oluşturduk. Etrafı gecekondularla kuşatılmış, yolları çamur deryası, ulaşımı felç, suyu akmayan, kokudan Haliç’in yanına yaklaşılmayan, görüntüsü sefil, insanı mutsuz İstanbul’u hamdolsun küresel bir merkez haline getirmeyi başardık. Şimdi de 2053 vizyonumuzun ilk hedefi olarak ilan ettiğimiz yeşil kalkınma devrimi doğrultusunda İstanbul’u içinde yaşayanların hayat kalitesini yükseltecek hizmetlerle tanıştırmak için kolları sıvadık. İstanbul’u tarihine, şanına ve güzelliğine yakışır konuma getirmekte kararlıyız. Hep birlikte bu şehrin tarihine, kültürüne, potansiyeline, enerjisine uygun her adımın, her niyetin başımızın üstünde yeri vardır. İstanbul’un maddi ve manevi zenginliğini hedef alan her saldırıyı da failleriyle birlikte yerin 7 kat dibine gömmek boynumuzun borcudur.
Ayasofyamızı açtık mı?
Ayasofya’mızda cumalarımızı kılıyor muyuz?
Ne mutlu bize. Atatürk Kültür Merkezi’ni açtık mı?
Opera sarayını yaptık mı?
Taksim’de camimizi yaptık mı?
Bize düşen bu. Vesayetin ayak oyunlarından, terör örgütlerinin saldırılarına, darbe girişimlerinden küresel ekonomik tuzaklara kadar nice engeli aşarak ülkemizi dünyada hak ettiği yere getirtmek için çalıştık. Gabar’da terörü gömdük, Bestler Deresi’nde terörü gömdük. Yine aynı şekilde Bay Kemal ve avanesi, bunlar PKK terör örgütüyle beraber hareket ettiler onları da gömdük. Şimdi ne yapıyorlar. Terör örgütünün başı cezaevinde, bunlar da onlarla beraber hareket ediyorlar. Hani terörün karşısındaydınız? Ne çabuk manevra yaptınız? Cumhuriyet tarihinde yapılanın tamamını 5’e, 10’a katlayan eser ve hizmetlere imza attık. İHA’larımızla, SİHA’larımızla, Akıncılarımızla evelallah her yerde varız. Libya’da varız, Azerbaycan’da varız, Karabağ’da varız. Varız da varız. Düşünün Suriye’de terör örgütüyle mücadelimizi verirken Bay Kemal Suriye’yle ahbaplık yapıyor. Bay Kemal sen Suriye’deki teröristlerle beraber ol, PKK ile YPG, PYD ile beraber ol. Onları da gömeceğiz” diyerek bu konunun altını çizmiş oldu” değerlendirmesini yaparak sözlerini bitirdi.