İstanbul Sözleşmesi, zeminini 1957 yılında Avrupa Birliği çerçevesinde imzalanan Roma Anlaşmasının 119. Maddesindeki “Kadın Erkek Eşitliği”nden, fikri altyapısını Alfred Kinsey’den, dinamizmini feminist hareketlerden, lojistik desteğini büyük sermayeden alıyor. Başlangıçta “Cinsiyet Eşitliği” olan tanım genişleyerek İstanbul Sözleşmesinde, “Cinsiyet, Cinsel Yönelim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”ne dönüştü. Başta Kadın–Erkek eşitliği olan ilke de, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile birlikte; Erkek, Kadın, Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans(LGBT) ve diğer formlar eşitliğine dönüştürüldü. Bu anlamda böylesi bir dönüşümü hedefleyen İstanbul Sözleşmesinin, “Ailesiz Toplum Projesi”, “Farklı Aile formları Projesi” veya “Aile Sonrası Toplumun Hukuki Alt Yapı Çalışması” olarak toplum yapısını tehdit ediyor.Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanlığı yaptığı acıklamada;
SİYASET
Yayınlanma: 30 Haziran 2020 - 01:07
Alperen Ocakları:Sapkınlığa (LGBT) Sessiz, Duyarsız Kalma!
Dünyada ilk olarak İstanbul’da, Türkiye’nin (hem de şerhsiz) imzaladığı bir sözleşme olduğu için İstanbul Convention(Sözleşmesi) adını alan çalışma, daha şimdiden (şerhler koyarak da olsa) 44 ülkenin imzaladığı dünya çapında bir projeye dönüştü.
SİYASET
30 Haziran 2020 - 01:07
İlginizi Çekebilir