Yaklaşık 400 sivil toplum kuruluşunun destek verdiği etkinlik için bir araya gelen kalabalık, "Dursun bu hayasızca akın", "Aileyi korumak milli güvenlik meselesidir", "Sosyokültürel teröre dur de" , "Ailemize anayasal koruma istiyoruz" , "Aileye savaş açanlara geçit verme", "Aile hedefte, başını çevirme", "Çocuklar için sesini yükselt" yazılı dövizler taşıyarak
LGBT dayatmasına karşı sloganlar attı.
Büyük Aile Platformu'ndan "Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüş" Öncesi Basın Toplantısı
Büyük Aile Platformu (BAP), 15 Eylül Pazar günü düzenlenecek olan "Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüş" öncesinde İstanbul’un Şişli ilçesinde bir otelde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda, LGBT propagandasına ve dayatmasına karşı çıkmanın önemi vurgulandı. "Dursun Bu Hayâsızca Akın!" sloganıyla gerçekleşecek etkinlikte, ailelerin Saraçhane’de toplanarak Beyazıt Meydanı’na kadar yürümesi planlandı. Basın toplantısına Uluslararası Genç Derneği Başkanı Yahya Uyar, TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, TGB İstanbul İl Sekreteri Yakup Büray Yılmaz ve Dünya ÇAKOP'tan Zülal Nebat Uras gibi isimler katıldı. Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz, LGBT lobilerinin oluşturduğu tehlikeye dikkat çekerek, etkinliğin amacı hakkında bilgi verdi.
150 Bin Islak İmza Meclise Sunuldu
Eryılmaz, LGBT propaganda ve dayatmasının doğrudan insanlığın varoluşuna yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirtti ve 150 bin ıslak imza toplayarak bu talepleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunduklarını ifade etti. Ailelerin korunması için yasaların çıkarılmasının önemine vurgu yaptı.
LGBT Propagandasına Karşı Mücadele
Toplumun her alanında etkisini gösteren LGBT lobilerinin aile yapısını zayıflattığını belirten Eryılmaz, LGBT propagandasıyla maruz kalan gençlerin ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını ve intihara sürüklendiklerini söyledi. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’ndaki trans sporcuların kadın sporcularla aynı kategorilerde yarışmak zorunda bırakılmasını da örnek göstererek, LGBT dayatmasının kadın haklarına da zarar verdiğini dile getirdi.
Düşen Doğum Oranları ve Demografik Tehditler
Eryılmaz, doğum oranlarındaki düşüşe de dikkat çekerek, LGBT propagandasının insanlığın sürdürülebilirliğine yönelik büyük bir tehdit olduğunu ifade etti. Türkiye’de ve diğer ülkelerde doğum oranlarının düşmesinin, ekonomik ve demografik sorunlara yol açtığını belirtti. İsrail’in yüksek doğum oranlarıyla öne çıktığını ve LGBT lobilerinin destekçileriyle Filistin’deki katliamları destekleyen kurumların aynı olduğunu vurguladı.
LGBT’ye Karşı Toplumsal Tepki
Buluşmada, cinsiyet değiştirme pişmanlığı yaşayan kişiler ve uzmanların cinsiyetsizleştirilmiş topluma dair uyarıları, platforma yansıtılan ekranlarda gösterildi. Programa katılamayan bazı tanınmış isimlerin, örneğin Rus siyaset bilimci Alexandr Dugin ve Türk bilim insanları Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Saffet Köse’nin video mesajları alanda bulunan kalabalıkla paylaşıldı.
Tarhan, "Bu olay, ciddi bir farkındalık oluşturdu ve kafalardaki soru işaretlerine daha açıklık getirdi. Bu olay, Haziran 2024 tarihinde Fransa'da Olimpiyat açılışındaki o cinsiyetsizlik propagandasının aslında küresel bir proje olduğu ve küresel çeteler tarafından bunun organize edildiğini yani organize bir kötülükle insanlığın karşı karşıya kaldığını gördük." dedi.
Bugünkü cinsiyetsizlik propagandalarının temelinin 1960'taki aile planlaması politikalarıyla atıldığını dile getiren Tarhan, "Aile planlaması adı altında başlayan propagandaları yöneticilerimiz fark edemedi. Aile kurumu zayıflasa da hala en sağlıklı kurum. Şu anda hiç vakit geçmiş değil. Şu anda farkına varılırsa eğer kendi cinsiyetiyle barışık çocuklar yetiştirebilirsek torunlarımızı, çocuklarımızı kurtarabileceksiniz." ifadelerini kullandı.
Aileyi Korumak Üzerine Mesajlar
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sefa Saygılı, konuşmasında ailenin toplumun son kalesi olduğunu vurgulayarak, "Aile bizi her türlü tehlikeden koruyan bir kale. Bugün aileye yönelik en büyük tehditlerden biri de cinsel sapkınlık dayatmalarıdır. Buna karşı direnmek hepimizin görevidir." dedi.
Bilim ve LGBT Propagandası
Prof. Dr. Tülin Oygür ise LGBT propagandasının bilim adı altında uydurmalarla yürütüldüğüne dikkat çekerek, "Bu propagandaya bilimi alet edenler, küresel emperyalizmin elinde bir araç haline gelmiştir. Türk bilim insanları olarak bu saldırıya karşı durmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
OYGÜR, "'Cinsiyet doğuştan gelmez, cinsiyet toplumsal yaşamda öğrenilir. Yüzün üzerinde toplumsal cinsiyet vardır. Kadın ve erkek cinsiyetleriyle ve ilişkisinin normal, doğal olduğunu kabul etmek yanlıştır. Bu hatadan dönülecektir.' diyorlar. İşte böyle bir ideolojinin propagandası ve örgütlenmesiyle ergenlerimiz ve gençlerimiz cinsiyetlerine yabancılaştırılıyor, kendi bedeniyle kavgalı hale geliyor. Bu durum gençlerimizde bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetikliyor. Şiddet eğilimini kışkırtıyor.
Çocuk ve gençlerimizin LGBT ve diğer yozlaşmış kültürel ögelerle tutsak alınması demek, kutsal aile kurumumuzun ve milli devletimizin yok edilmesi demektir."
- "24 DEVLET, LGBT'Yİ YASAKLAYAN KANUNLAR ÇIKARTTI"
Oygür, küresel bir saldırıyla karşı karşıya kalındığını belirterek, "Bu saldırının örgütler ve dernekler tarafı var. Medya, dijital dünya tarafı var. Ticari yaptırım, ekonomik baskı tarafı var. Bu, böyle bir saldırı. Böylesine devasa bir saldırı ancak devletin alacağı tedbirlerle ve kararlı mücadele adımlarıyla püskürtülebilir. Bakın bunu bilen 24 devlet, LGBT'yi yasaklayan kanunlar çıkarttı. Türkiye, 25'incisi olacak." diye konuştu.
Yurt Dışındaki Filistinliler Halk Kongresi Türkiye Temsilcisi Muin Naim, Gazze'den selam getirdiğini söyledi.
Gazze'de kadın ve çocuk hakları adı altında terbiyesizliğin yayılmaya çalışıldığını belirten Naim, "Ancak bu oyunun farkında olan Filistinli kahramanlar buna karşı dirayetli ve temkinli olup planlarını suya düşürdüler çünkü bu direnişin arkasında aile var çünkü bu direnişin arkasında toplum değerleri var, milli değerler var. Filistinli aileleri yok etmek için, parçalamak için çalışan bu lobi, soykırımcı, katil terör örgütü İsrail'in bugün de arkasında durmaktadır. Uyanık olalım. Birlik olalım ve karşılarında dik duralım." ifadelerini kullandı.
2023'te Müslüman olan Macar aktivist Reka Szilagyi de Allah'ın kadını anne, erkeği baba olarak yarattığını ifade ederek, "Başka bir düzenleme olamaz. Allah onu mükemmel yarattı ve kimsenin onu dönüştürmeye hakkı yok." diye konuştu.
Szilagyi, "Küçük erkek çocuklar önce erkek, sonra baba olacaktır. Küçük kızlar önce kadın, sonra anne olacaktır. Biz, sakallı kadın, mini etekli erkek istemiyoruz çünkü işler böyle yürümez. Allah onları böyle yaratmadı." ifadelerini kullandı.
Sanatçı Ali Nuri Türkoğlu da kimsenin ahlak bekçisi olmadıklarını vurgulayarak, "Biz, çocuklarımızı, neslimizi, kültürümüzü, insanlığın geleceğini kurtarmak, korumak için teyakkuza geçmiş bir kalabalık, büyük bir aileyiz." dedi.
Türkoğlu, Türkiye'nin manevi bir kale olduğunu bilen lobilerin hedefinde olduğuna işaret ederek, "Geçen sene yaptığımız vurguyu ve ondan önceki sene yaptığımız vurguyu yeniden yapıyoruz. Kimsenin ahlak bekçisi değiliz ama kendi ahlakımıza, çoluğumuza, çocuğumuza dokundurtmuyoruz. Büyük aileyi büyütmeye ve ailemize sahip çıkmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Sessiz Yürüyüş ve Basın Açıklaması
Yürüyüş sonrası Beyazıt Meydanı'nda yapılan basın açıklamasında, LGBT lobisinin bilim ve sanatın meşruiyetini çarpıtarak dünya genelinde bir propaganda yürüttüğü belirtildi. Açıklamada, LGBT lobisinin bireysel hak ve özgürlükler kisvesi altında pedofiliye alan açma çabalarına karşı toplumsal mücadele çağrısı yapıldı. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne LGBT örgütlenmelerini yasaklayacak bir yasal düzenleme getirilmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamanın son bölümünde, "Cumhuriyet'in 100. yılına gelmişken, aileyi hedef alan bu dayatmaların karşısında durmak zorundayız. Bu kara bulutları dağıtacağız," ifadeleri yer aldı.