Başörtüsüne ve Mahremiyete Saygı Nerede? Bursa Şevket Yılmaz Hastanesi’nde Vicdanları Sızlatan Anjiyo Uygulaması
Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşandığı iddia edilen bir olay, hasta mahremiyeti ve dini değerlere duyarlılık konularını bir kez daha gündeme taşıdı. Başhekim Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Ay’ın yönettiği hastanede, iddialara göre kadın-erkek ayrımı gözetilmeksizin, mahremiyet sınırlarını zorlayan bir uygulama dikkat çekti. Ameliyat öncesi hazırlık sırasında kadın ve erkek hastaların, üstlerinde sadece ameliyat önlüğü ile aynı alanda bekletildiği, kasık bölgesi temizliği gibi son derece mahrem bir işlemin ise perde dahi çekilmeden gerçekleştirildiği ileri sürüldü. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, yaşlı bir kadın hastanın “Lütfen kadın personel olsun, hiç olmazsa perde çekin” şeklindeki yalvarışları ise karşılıksız kaldı.Bursa’da Sağlıkta Manevi İşkence İddiası: Perde Çekilmeden Yapılan Müdahale Tepki Topladı
İnsanlara ve Müslüman Hastalara Reva Görülen Muamele Tartışma Yarattı
Tepkiler, sadece uygulamanın mahremiyet eksenli teknik yönüyle sınırlı kalmadı. Eleştiriler, sistematik bir duyarsızlık ve toplumsal değerlerin görmezden gelinmesi yönünde yoğunlaştı. Birçok vatandaş, benzer durumların farklı hastanelerde de yaşandığını ve bu konuda etkin bir denetim yapılmadığını belirtiyor. Bazı sosyal medya kullanıcıları, "Bu durum Yahudi ya da Hristiyan bir hastaya reva görülemezdi; çünkü onların haklarını savunan cemaat yapıları var. Ama fakir Müslümanların yok" yorumunda bulundu."Kadın Doktor Neden Yok?" Sorusu Yeniden Gündemde
Öte yandan, kadın personel talebinin karşılanmaması da ayrı bir tartışma konusu oldu. Kadın istihdamı politikalarının yıllardır pozitif ayrımcılık zemininde yürütüldüğü Türkiye’de, bu tür mahremiyet gerektiren tıbbi müdahalelerde neden yeterince kadın personelin bulunmadığı sorgulanıyor. “Kadın doğumda, ameliyatta, yoğun bakımda kadın doktor ya da hemşire talebi neden karşılanmaz?” sorusu sıkça gündeme geliyor.Bu yaşananlar, “Doktora ayıp olmaz” anlayışının ne kadar toplumdan kopuk bir ezber haline geldiğini de gözler önüne seriyor. Hastalar, meslek kimliği arkasına gizlenen cinsiyet farkının yaşattığı manevi baskıyı dile getirmekte zorlanırken, sistem bu itirazları çoğu zaman “işleyişin gereği” olarak görüp yok sayıyor.Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Skandal İddialar: Ahlaki Çöküş ve Yönetim Zafiyeti!
Bursa'nın en büyük kamu hastanelerinden biri olan Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşandığı iddia edilen olaylar, hasta yakınlarını isyan ettirdi. Yoğun bakım ve muayene alanlarında çekilen ahlaka aykırı görüntüler ve yaşanan iletişim skandalları, hastane yönetiminin sorumluluğunu tartışmaya açtı.Hasta yakınlarının aktardığına göre, yoğun bakım servisinde ve bazı polikliniklerde yaşanan disiplinsizlikler, hastane çalışanlarının keyfi davranışları ve özellikle "ahlak dışı" olarak nitelenen görüntüler büyük tepki çekti. Olayları bizzat gözlemlediğini belirten bir vatandaş, yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle ifade etti:
“Yoğun bakımda yaşananları gördükten sonra Sayın Başhekim yardımcısına, ‘Siz bu görüntülere razı mısınız?’ diye sordum. Verdiği cevap hayret vericiydi: ‘Ben eşimi, annemi böyle bir yere teslim etmem.’ O zaman neden müdahale etmiyorsunuz diye sorunca, sessizlikle karşılaştım.”
İddiaya göre, yönetime şikayetini dile getirmek isteyen hasta yakınlarına karşı da saygısız ve baskıcı bir tutum sergilendi. "Kimseye hesap vermem" tavrıyla hareket eden bazı personelin, şikayetleri bastırmak için hasta yakınlarını azarlayıp geri çevirdiği öne sürülüyor.
“Bu Hastane Kime Hizmet Ediyor?” Vatandaşlardan Sağlık Bakanlığı’na Acil Çağrı
Hasta yakınlarının aktardığına göre, yoğun bakım servisinde ve bazı polikliniklerde yaşanan disiplinsizlikler, hastane çalışanlarının keyfi davranışları ve özellikle "ahlak dışı" olarak nitelenen görüntüler büyük tepki çekti. Olayları bizzat gözlemlediğini belirten bir vatandaş, yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle ifade etti: “Yoğun bakımda yaşananları gördükten sonra Sayın Başhekime, ‘Siz bu görüntülere razı mısınız?’ diye sordum. Verdiği cevap hayret vericiydi: ‘Ben eşimi, annemi böyle bir yere teslim etmem.’ O zaman neden müdahale etmiyorsunuz diye sorunca, sessizlikle karşılaştım.”İddiaya göre, yönetime şikayetini dile getirmek isteyen hasta yakınlarına karşı da saygısız ve baskıcı bir tutum sergilendi. "Kimseye hesap vermem" tavrıyla hareket eden bazı personelin, şikayetleri bastırmak için hasta yakınlarını azarlayıp geri çevirdiği öne sürülüyor.Yönetim Kime Hizmet Ediyor?
Vatandaşlar, bu hastanenin bir kamu kurumu olmasına rağmen yönetimin sorumluluktan kaçtığını, sorunları örtbas ettiğini dile getiriyor. Başhekimin “Ben burada tedavi olmam” ifadesi, kurumun kendi iç işleyişine dair güveni dahi sorgulatıyor. Bu sözlerin ardından kamuoyu, "Bu hastane halkın mı, kişisel çıkar gruplarının mı?" sorusunu sormaya başladı.Sağlık Bakanlığı ve İlgili Kurumlar Ne Yapacak?
Olayın kamuoyuna yansımasının ardından, gözler Sağlık Bakanlığı’na çevrildi. Henüz resmi bir açıklama yapılmazken, hastane yönetiminin iddialarla ilgili bir inceleme başlatıp başlatmadığı da bilinmiyor. Mahremiyet ihlallerinin ciddi bir halk sağlığı ve insan hakkı sorunu olduğu gerçeği ortadayken, kamuoyunun beklentisi açık: Bu tür uygulamaların önlenmesi için gereken adımlar vakit kaybetmeden atılmalı. Bunaltıcı sıcaklar Bursa'da etkisini sürdürürken toplu taşımada klimasız yolculuk yapmak zorunda kalan vatandaşlar hastanelerde de aynı dertten muzdarip. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde saatlerce sıra bekleyip muayene olmak isteyenler vatandaşlar hastalıklarının yanında sıcaklıklarla da boğuşuyor."İNSANLARA DEĞER VERİLMİYOR"
Hastanede sıraya bekleyen vatandaş, Şikayetvar adlı platform üzerinden yayımladığı gönderide "Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde içeride insanlar nefes alamıyor, sıcaktan boğuluyoruz neredeyse. Sürekli sistem yok, bekleniyor ve iki tane klima olmasına rağmen çalıştırılmıyor. İnsanlar havasızlıktan boğulacak gibi hissediyor. Bu sistem insanlara değer vermiyor." ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.Sağlık Bakanlığı’na Çağrı: Derhal Müdahale Edilmeli!
Yaşanan skandalların ve iddiaların ardından Sağlık Bakanlığı’na seslenen vatandaşlar, hastanede kapsamlı bir denetim yapılmasını ve sorumluların açığa alınmasını talep ediyor. Göz göre göre kamu vicdanını yaralayan, sağlık sistemine olan güveni sarsan bu durumun sürmesi, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayacak bir tablo oluşturuyor.
































