Alman Dışişleri Bakan Yardımcısı Hending, Alman diplomatları Vahraman ve Ermandatof’a gönderdiği bir yazıda “Türk Genelkurmay Başkanı’nın, Türk-Alman ilişkilerinin Turancılık fikrine dayanabileceği”ni söylediğini belirtmiştir. Ayrıca Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun 5 Ağustos 1942 tarihinde Meclis kürsüsünde okuduğu ve alkışlarla karşılanan kabine programının sonunda “Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız” demesiyle resmî bir ağızda Türkçülük kabul görmüştür; fakat Almanya ve Rusya arasındaki harbin seyri Alman ırkçılığı aleyhinde değişince, hükûmetin Türkçülüğü kısa vadeli politik bir argüman olarak ele aldığı, yaşanan acı olaylarla beraber anlaşılmıştır. Bu sözlerden güç alarak yaklaşık iki yıl sonra Atsız’ın, devlet içindeki önemli bozuklukları işaret eden iki yazısının ardı sıra çıkan gürültünün sebebini işte bu yüzden savaşın değişen koşullarında aramak gerekiyor. ( Göktürk Ömer Çakır)
Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican, sosyal medya hesabında yayınladığı mesajında;
"TÜRKÜZ, TÜRKÇÜYÜZ, İSLAM ERİYİZ"
Önderimiz, Efendimiz, iki Cihan Serveri Şanlı peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki.
"Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır."
Şeyh Edebali Hazretleri buyuruyor ki,
''Ey oğul! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.
Geçmişini bilemeyenler geleceğe doğru yön tayin edemezler.''
Mican,''Yüce Allah bizleri Şanlı Ecdadımızın izinden ayırmasın ve onlar gibi mücadele edebilmeyi nasip etsin.
diye paylaştı
3 MAYIS TÜRKLÜK GÜNÜ KUTLU OLSUN!.Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 3 Mayıs Türklük Günü’nü kutlayarak, 3 Mayıs mağdurlarına Allah’tan rahmet diledi.Yazıcıoğlu, “3 Mayıs Türklük Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Tabutluklara atılan, işkence gören, Türklüğün değerlerine direnen 3 Mayıs idealistlerine buradan rahmet diliyorum. Mücadelemiz sürecek” diye konuştu.
“Gerçek milliyetçilerin davaya sahip çıkma zamanı geldi” diyen Yazıcıoğlu, şunları aktardı: “Etrafımızdaki kuşatmayı yarmak için 1944’te tabutluklardan fışkıran ruhla donatılmış gerçek dava adamlarına, gerçek milliyetçilere ve bunların birlikte hareket etmelerine ihtiyaç vardır.”İşkencelerin Yıldönümü
Geçmişte Türk aydınlarına yapılan işkenceleri hatırlatan Yazıcıoğlu, “Bundan tam 63 yıl önce Türk milliyetçiliği fikriyatını yok etmek amacıyla zamanın iktidarınca bir kısım düşünce adamı, yazar ve her kesimden TÜRK aydınına yapılan işkence ve tahakküm neticesinde vukuu bulan olayların yıl dönümü, Türk Milliyetçiliği tarihinde apayrı yeri olan müstesna bir gündür” dedi.Zindanlarda, Tabutluklarda Yok Edilemedik
Yazıcıoğlu, zindanlarda bitirilmek istenen ruhun günümüzde milletin ve devletin teminatı olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran iradenin düşünce mimarlarının o günlerde gördüğü baskı ve zulüm, belleklere silinmemek üzere kazınmıştır. Zindan ve tabutluklarda yok edilmek istenilen ruh, bütün olumsuzluklara rağmen bugün de millet ve devletimizin teminatıdır” diye konuştu.Gerçek Milliyetçiler Geliyor
Açıklamasında sahte milliyetçileri eleştiren Yazıcıoğlu,“Etrafımızdaki kuşatmayı yarmak için 1944’te tabutluklardan fışkıran ruhla donatılmış gerçek dava adamlarına, gerçek milliyetçilere ve bunların birlikte hareket etmelerine ihtiyaç vardır. Türk milletinin töre, gelenek ve değerlerinin korunması, bu değerleri yaşatarak milli devletin tam bağımsızlığına kavuşmasının sağlanması ancak idealist kadrolarla gerçekleşecektir. İslam’la mecz olmuş Türk milliyetçiliği milli merkez inşasında tek fikir kaynağı olmalıdır. Türk’ün bütün değerlerini korumak için, yüceltmek için kendisini görevli kabul eden bütün Türk milliyetçileri, gün birlikte karar kılıp topyekün mücadele günüdür. Türklük günümüz kutlu olsun.”3 Mayıs 2007
3 Mayıs Türkçülük Günü kutlanıyor. Türkçülük gününün geçmişi 7 Eylül 1944 ile 29 Mart 1945'e kadar süren siyasi bir davaya dayanıyor. Türkçülük günü, ilk defa 1945'de Tophane Askeri hapishanesinde kutlanmıştır.
3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ NEDİR?
Türk milleti engin kültür birikimi ve geçmişi sayesinde kutlanması doğal olan bu bayram Türkler için önemli bir bayram niteliğine sahiptir. Cumhuriyetin kuruluş dönemini takip eden yıllarda Türkçülük ideolojisinin anti Türkçülerin ve onların dış destekçilerinin büyük çaplı çatışmalarına neden olmuştur. Yaşanan çatışmaların ardından bir dizi siyasi olaylar, yargılamalar meydana gelmiştir.
3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜNÜN TARİHİ
Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Türkçülük-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız -Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayışı”nı anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü (Bayramı) adını almıştır.
Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.
Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu 5 Ağustos 1942'de TBMM'de yaptığı konuşmada şunları söylemiştir:
"Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız."
Sabahattin Ali tarafından Atsız mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944'te Ankara'da başlayan ilk mahkeme, dönemin gençleri tarafından hınca hınç doldurulur. Mahkeme, 3 Mayıs 1944'e ertelenir.
Tarihte 3 Mayıs Olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız'ın, hakkında açılan dava için Ankara'ya geldiği sırada başlamıştır.
3 Mayıs'ta bir araya gelen ve gösteriler yapan gençler birer birer tespit edilip toplanır ve tutuklanır. Milliyetçi gençler, Alparslan Türkeş'in ifade ediş şekliyle, kıyasıya dövülür. Nihal Atsız da aynı gün duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltına alınır. Üsteğmen olarak nümayişe katılıp gözaltına alınan Alpaslan Türkeş konuyla ilgili olarak:"3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler " demiştir.
3 Mayıs'ın ilk yıldönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane'deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan bir grup Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anılmış, daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanmış ve Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Günü oluşmuştur.
Ankara Nümayişi'nin ilk yıl dönümünde, 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane'de Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan bir grup tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anıldı.
TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ SÖZLERİ
”Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.” (Mustafa Kemal Atatürk)
"Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır."
”Türkçülük öyle şerefli bir bayraktır ki bu bayrağı vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk’ün ilk ve milli vazifesidir.” (Mustafa Kemal Atatürk)
”Fikir, iman, ülkü aşkı … İnsanları güçlü yapan bunlardır.” (Alparslan Türkeş)
”Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.” (Alparslan Türkeş)
”Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.” (Alparslan Türkeş)
”Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.”
”Başarı için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.”
”Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.” (Alparslan Türkeş)
”Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz…” (Alparslan Türkeş)
Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.”
”Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.”
”İnsanlık âleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.”
”Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”
Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican, sosyal medya hesabında yayınladığı mesajında;
"TÜRKÜZ, TÜRKÇÜYÜZ, İSLAM ERİYİZ"
Önderimiz, Efendimiz, iki Cihan Serveri Şanlı peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki.
"Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır."
Şeyh Edebali Hazretleri buyuruyor ki,
''Ey oğul! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.
Geçmişini bilemeyenler geleceğe doğru yön tayin edemezler.''
Mican,''Yüce Allah bizleri Şanlı Ecdadımızın izinden ayırmasın ve onlar gibi mücadele edebilmeyi nasip etsin.
diye paylaştı
3 MAYIS TÜRKLÜK GÜNÜ KUTLU OLSUN!.Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 3 Mayıs Türklük Günü’nü kutlayarak, 3 Mayıs mağdurlarına Allah’tan rahmet diledi.Yazıcıoğlu, “3 Mayıs Türklük Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Tabutluklara atılan, işkence gören, Türklüğün değerlerine direnen 3 Mayıs idealistlerine buradan rahmet diliyorum. Mücadelemiz sürecek” diye konuştu.
“Gerçek milliyetçilerin davaya sahip çıkma zamanı geldi” diyen Yazıcıoğlu, şunları aktardı: “Etrafımızdaki kuşatmayı yarmak için 1944’te tabutluklardan fışkıran ruhla donatılmış gerçek dava adamlarına, gerçek milliyetçilere ve bunların birlikte hareket etmelerine ihtiyaç vardır.”İşkencelerin Yıldönümü
Geçmişte Türk aydınlarına yapılan işkenceleri hatırlatan Yazıcıoğlu, “Bundan tam 63 yıl önce Türk milliyetçiliği fikriyatını yok etmek amacıyla zamanın iktidarınca bir kısım düşünce adamı, yazar ve her kesimden TÜRK aydınına yapılan işkence ve tahakküm neticesinde vukuu bulan olayların yıl dönümü, Türk Milliyetçiliği tarihinde apayrı yeri olan müstesna bir gündür” dedi.Zindanlarda, Tabutluklarda Yok Edilemedik
Yazıcıoğlu, zindanlarda bitirilmek istenen ruhun günümüzde milletin ve devletin teminatı olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran iradenin düşünce mimarlarının o günlerde gördüğü baskı ve zulüm, belleklere silinmemek üzere kazınmıştır. Zindan ve tabutluklarda yok edilmek istenilen ruh, bütün olumsuzluklara rağmen bugün de millet ve devletimizin teminatıdır” diye konuştu.Gerçek Milliyetçiler Geliyor
Açıklamasında sahte milliyetçileri eleştiren Yazıcıoğlu,“Etrafımızdaki kuşatmayı yarmak için 1944’te tabutluklardan fışkıran ruhla donatılmış gerçek dava adamlarına, gerçek milliyetçilere ve bunların birlikte hareket etmelerine ihtiyaç vardır. Türk milletinin töre, gelenek ve değerlerinin korunması, bu değerleri yaşatarak milli devletin tam bağımsızlığına kavuşmasının sağlanması ancak idealist kadrolarla gerçekleşecektir. İslam’la mecz olmuş Türk milliyetçiliği milli merkez inşasında tek fikir kaynağı olmalıdır. Türk’ün bütün değerlerini korumak için, yüceltmek için kendisini görevli kabul eden bütün Türk milliyetçileri, gün birlikte karar kılıp topyekün mücadele günüdür. Türklük günümüz kutlu olsun.”3 Mayıs 2007
3 Mayıs Türkçülük Günü kutlanıyor. Türkçülük gününün geçmişi 7 Eylül 1944 ile 29 Mart 1945'e kadar süren siyasi bir davaya dayanıyor. Türkçülük günü, ilk defa 1945'de Tophane Askeri hapishanesinde kutlanmıştır.
Bugün 3 Mayıs Türkçülük Günü olarak kutlanıyor. .
Türkçülük, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyılında ortaya çıkan fikir akımlarından biri olmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefelerinden birini teşkil etmiştir.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türkçülüğün önemli temsilcilerinden olan Ziya Gökalp için "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir" ifadesini kullanmıştır.3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ NEDİR?
Türk milleti engin kültür birikimi ve geçmişi sayesinde kutlanması doğal olan bu bayram Türkler için önemli bir bayram niteliğine sahiptir. Cumhuriyetin kuruluş dönemini takip eden yıllarda Türkçülük ideolojisinin anti Türkçülerin ve onların dış destekçilerinin büyük çaplı çatışmalarına neden olmuştur. Yaşanan çatışmaların ardından bir dizi siyasi olaylar, yargılamalar meydana gelmiştir.
3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜNÜN TARİHİ
Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Türkçülük-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız -Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayışı”nı anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü (Bayramı) adını almıştır.
Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.
Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu 5 Ağustos 1942'de TBMM'de yaptığı konuşmada şunları söylemiştir:
"Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız."
Sabahattin Ali tarafından Atsız mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944'te Ankara'da başlayan ilk mahkeme, dönemin gençleri tarafından hınca hınç doldurulur. Mahkeme, 3 Mayıs 1944'e ertelenir.
Tarihte 3 Mayıs Olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız'ın, hakkında açılan dava için Ankara'ya geldiği sırada başlamıştır.
3 Mayıs'ta bir araya gelen ve gösteriler yapan gençler birer birer tespit edilip toplanır ve tutuklanır. Milliyetçi gençler, Alparslan Türkeş'in ifade ediş şekliyle, kıyasıya dövülür. Nihal Atsız da aynı gün duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltına alınır. Üsteğmen olarak nümayişe katılıp gözaltına alınan Alpaslan Türkeş konuyla ilgili olarak:"3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler " demiştir.
3 Mayıs'ın ilk yıldönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane'deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan bir grup Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anılmış, daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanmış ve Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Günü oluşmuştur.
Ankara Nümayişi'nin ilk yıl dönümünde, 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane'de Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan bir grup tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anıldı.
TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ SÖZLERİ
”Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.” (Mustafa Kemal Atatürk)
"Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır."
”Türkçülük öyle şerefli bir bayraktır ki bu bayrağı vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk’ün ilk ve milli vazifesidir.” (Mustafa Kemal Atatürk)
”Fikir, iman, ülkü aşkı … İnsanları güçlü yapan bunlardır.” (Alparslan Türkeş)
”Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.” (Alparslan Türkeş)
”Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.” (Alparslan Türkeş)
”Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.”
”Başarı için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.”
”Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.” (Alparslan Türkeş)
”Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz…” (Alparslan Türkeş)
Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.”
”Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.”
”İnsanlık âleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.”
”Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”