Yeniden refah partisi İstanbul teşkilatı 2000 kişinin üzerinde katılım la iftar programını İstanbul grant Cevahir otelde gerçekleştirdi.Partinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından verilen iftar, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. yeniden refah partisi il başkanı Hüseyin Terzi beyin teşkilatını selamla konuşması ve teşkilat çalışmaları hakkında bilgi veren ve İstanbul fethini vurgulayan konuşmasından sonra.
Programda konuşan Erbakan, ramazanın manevi olarak değerlendirilen bir zaman dilimi olduğunu ifade ederek, milli görüşün fertleriyle iftarda buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İstabul'un fethinin 566.yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyen Fatih Erbakan, merhum Necmettin Erbakan'ın inanç ve dürüst siyasetinin yolundan gitmeye çalıştıklarını anlattı.
Yeniden Refah Partisi genel başkanı Dr. Fatih ERBAKAN nın konuşmasında''Bundan 566 yıl önce bugün 29 Mayıs günü İstanbul’u fethederek İslam alemine armağan eden cennet mekan Fatih sultan Mehmet han hazretlerinin 3 özelliğini örnek almamız gereklidir.
1 iman ve şuur
2 kararlılık ve azim
3 şefkat ve merhamet
23 Kasım 2018 de abdestimizi tazeledik, yeniden refah partimizi resmen kurduk.
Neden kurduk?
Yaşanabilir bir Türkiye için, yeniden büyük Türkiye için, adil bir dünya için kurduk. Milletimize doğruya en yakın yanlışlar yerine doğrunun kendisini, ehveni şerler yerine hayrın kendisini, suna bilmek için kurduk. Yıllardır muhalefetten de şikâyetçi iktidardan da şikâyetçi olan milletimizin kurtuluşu için yeniden refah partimizi kurduk.
Milletimiz bugün artık iktidardan da şikâyetçi, muhalefettende şikayetçi.
Bu iktidar git sinde ne olursa olsun anlayışıyla muhalefet yapan sadece eleştiren çözüm önermeyen, sadece teşhis ve tespit yapan, tedaviyi ortaya koyamayan mevcut iktidar 17 senede hiç faydalı iş yapmadı, Yanlış yaptı diyen, kim yaparsa yapsın, doğruya doğru, yanlışa yanlış deme erdemini gösteremeyen, muhalefetten şikâyetçiyiz. Kendisi kazanmak için değil, diğerine kaybettirmek için siyaset yapan intikam, haset, inat siyaseti yapanlardan şikâyetçiyiz.
İktidarın yaptığı bir camiiyi, bir üniversiteyi bile eleştirecek noktaya gelen , rupert murdoch medya grubu destekli , İngiliz basını destekli , milli olmaktan uzaklaşan muhalefetten şikayetçiyiz.
İKTİDARDAN NEDEN ŞİKÂYETÇİYİZ,
Başörtüsü zulmünü ortadan kaldırdık, imam hatipler, kuran kurslarını açtık, inanç özgürlüğünü tesis ettik. 20 sene önce başörtülü bir tane milletvekiline Meclis’te yemin ettirilemezken bugün kaç tane başörtülü milletvekilimiz var bakanlarımız var, polis memurumuz var ...
EVET, DOĞRUDUR, BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ, ÇOK MÜSPET ADIMLAR, LAKİN
1 inanç özgürlükler anayasal güvence altına alınmadı. Hukuki zemine oturtulmadı, yarın başka zihniyette bir iktidar gelirse tekrardan bu yasakları uygulayabilir.
2 başörtüsü zulmü kalktı, üniversiteler başörtülü öğrencilerle doldu ama başörtüsünün için boşaldı. Yozlaşma dejenerasyon aldı başını gitti.
3 imam hatipler açıldı. Ama ne yazık ki namaz kılmayan deizme özenen imam Hatipliler türedi.
AMA DİĞER TARAFTAN TÜRKİYEDE BU İKTİDAR DÖNEMİNDE,
İşsizlik arttı
Vergiler arttı
Bütçe açığı arttı
Devlet ve millet olarak borcumuz arttı
Faizler arttı
dolar , Euro arttı
Enflasyon arttı
Dış ticaret açığı arttı
İcra iflas dosyaları arttı
Konkordatolar arttı
Yoksulluk arttı
Beyin göçü arttı
Tarım üretimine konulan kotalar arttı
Tarım ve hayvancılık ithalatı arttı
Asgari ücret açlık sınırının altında
En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının altında
Emekli amcamız aldığı maaşla torunun sünnetine bir çeyrek altın alsa ay sonunu getiremiyor diyorduk
Başkanım hangi çeyrek altın?
Emekli 2 gün dışarıda iftar yapsa battı demektir.
Evet, çocuğumuzu imam hatibe, kuran kursuna, kızımızı başörtüsüyle üniversiteye gönderebiliyoruz. Evet devletin her kademesinde anlı secdeye varan inançlar insanlarımız yer alıyor.
AMA AYNI ZAMANDA
Enflasyon %30 geçmiş
Mevduat faizi %25
Kredi faizi %30’un üzerinde
İşsizlik %20 yi geçmiş
Genç işsizlik %30 u geçmiş
Gelir seviyesi bakımından halkın%40 açlık sınırının altında.
%80 i yoksulluk sınırının altında
Vatandaşın bankalara borcu 6 milyar TL den,
505 milyar TL’ye fırlamış.
Dolar 6 TL, Euro 7 TL
Benzin 7 TL, mazot 6,5 TL olmuş.
Doğalgaz Elektrik 5 misline fırlamış PEKİ BUNLAR NE OLACAK!!!
Bizim işimiz, bizim davamız sadece inanç özgürlüğünü Temin etmek , bireysel ibadetlerimizi yerine getirebilmek değil ki !!
Bizim işimiz bunlarla birlikte asıl olarak YÖNETİMDE ADALET, PAYLAŞIMDA ADALET tesis etmektedir.
Herkese refah, nimetlerin gelirin adil paylaşılması, zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmamak israfın ve suiistimallerin önlenmesidir.
Efendim çok modern hastaneler, üniversite kampüsleri, kütüphaneler yapıldı, en güzel stadyumlar yapıldı, spor tesisleri yapıldı. Evet, doğru bunlar yapıldı ama diğer taraftan;
TÜPRAŞ Gitti, Telekom Gitti, Tank Palet Fabrikası Gitti, Demir Çelik Fabrikaları, Şeker Fabrikaları, Kâğıt Fabrikaları, Gübre Fabrikaları Kapandı Satıldı ve pek çoğu da maalesef yok oldu.
Efendim biz İHA yaptık, siha yaptık, atak helikopterlerinin gövdesini yaptık...
Evet, doğru bunları yaptınız ama diğer taraftan TÜRKİYEMİZDE sadece bu ay Elektrik faturasını ödeyemediği için 600 bin abonenin elektrikleri kesildi. En temel ihtiyaçlarından bir tanesi olan elektriğe verecek parası olmadığı için milyonlarca insanımız karanlıkta kaldı...
Yine bu ay içinde tam 7658 fabrikanın elektriği kesildi. Elektriğin kesilmesiyle bu 7658 fabrikada çalışıp ekmeğini kazanan 100 binlerce işçimizinde can damarı kesilmiş oldu. Vatandaş Elektirik faturasını ödetemiyor biz İHA yaptık siha yaptık diyoruz. Evet ıhalar, sihalar yaptık, duble yollar yaptık, hızlı trenler, köprüler yaptık ama; Türkiye’de bugün her 4 kişiden biri icralık.
2008 yılında 8 milyon olan icra iflas dosyalarının sayısı, 2018 yılında 20 milyona dayandı.
EFENDİM, biz dünyanın en büyük havaalanını yaptık, İstanbul boğazının altına tünel yaptık, maşallah Allah nazardan saklasın, Havaalanının en büyüğü bizde, Adliyenin en büyüğü bizde, Hastanelerin en büyüğü bizde, Başkanlık Saray’ının en büyüğü bizde, Başkanlık uçağının en büyüğü bizde
AMA;
Ekonominin en küçüğü bizde, Asgari ücretin en küçüğü bizde, Para birimin en küçüğü bizde, Emekli maaşının en küçüğü bizde, İstihdamın en küçüğü bizde, Paramız pul olmuş, dolar Euro almış başını yürümüş...
BUGÜN TÜRKİYE;
Hükümetin borcu 7 misli artmış, Vatandaşın borcu 80 misli artmış, Özel sektörün borcu 25 misli artmış Toplam borcumuz 1 trilyon dolara yaklaşmış. Cumhuriyet tarihinin en borçlu dönemini yaşıyoruz. 82 milyon vatandaşın. Uçan kuşa borcu var.
Bu 1 trilyon dolara yakın borçtan dolayı yıllık 100 milyar dolar faiz ödemek zorundayız.
Bugün banklar konut kredisi borcunu ödemeyen insanları sokağa atsalar halkın %30 sokakta kalır.
Yine banlar taksitleri ödememiş arabaları toplasalar, İstanbul’un trafiği diye bir derdimiz kalmaz .
İşte 16 senelik borç ve faiz ekonomisinin beton- çimento ekonomisinin ve avm rezidans ekonomisinin sonu ortada.“ efendim İstanbul Başakşehire bir şehir hastanesi yapıyoruz. Tam 90 bin ton Demir kullandık. Eyfel kulesinin 10 misli Demir kullanıldı. Binlerce doktor istihdam edilecek.
Şimdi Fransa kesin bizi kıskanıyor derler!!
Konya kadar toprağıyla 15 milyon nüfusuyla yılda 750 milyar dolar ihracat yapan 11 bin tl asgari ücretiyle Hollanda bizi kıskanmaktan çatladı. Yıllık 3.5 trilyon dolar milli geliriyle tl den 7 misli değerli parasıyla Almanya bizi kıskanmaktan çatladı. Kıskanmaktan çatlama sırası Fransa’ya geldi konuşma metninin burasına bir gülen Emoji koymamız lazım. Size katılıyorum ama gülmekten..
EVET BİZİ KISKANIYORLAR , BİZE GIPTA EDİYORLAR AMA ..
Bastonu eksen 3 çeşit ürün veren en verimli toprağa sahip olduğumuz halde hala daha dışardan meyve sebze ithal etmeyi nasıl başarıyorsunuz diye gıpta ediyorlar... İyi güzel elinize sağlık, bu millete en güzel, en modern hastaneler yapalım, en çok Demir’i biz kullanalım, ama hastanedeki binlerce doktorun maaşını ödeyecek para yok kasada, hastaneye gidecek hastaların masrafını ödeyecek para yok SGK’da . Türkiye’yi bu noktaya getirdiniz... Olsun efendim bugüne kadar olduğu gibi yine borçla, borçlara kaynak oluşturmaya devam ettiğiniz sürece bu işin sonu iflastır...
EKONOMİK BEKANIZ ELDEN GİDERSE, SİYASİ BEKANIZDA ELDEN GİDERSE;
Ekonomik gücünüz olmazsa dış politikada da FİGÜRAN olmak zorunda kalırsınız , ABD’nin Ortadoğu’daki Kurye ve posta memuru olmak zorunda kalırsınız.....
Sayın ekonomi bakanımız geçen gün her şey yolunda, cari açığımız sıfır noktasına gelmek üzere diye açıklama yapıyor. Evet, sayın bakan sizindi bildiğiniz gibi mezarlıklar dada enflasyon sıfırdır. Çünkü talep sıfırdır, hiç alış veriş olmazda onun için... Biz iki şey yapacağız insan yetiştireceğiz, ürün üreteceğiz, ahlaki manevi ve bilimsel kalitesi yüksek insan, Katma değerli ürün, yüksek teknoloji ürünü üreteceğiz. Bu seferberlik için gereken kaynağı da borçlanarak, zamla ve vergiyle değil;
MİLLİ KAYNAK PAKETLERİ İLE SAĞLAYACAĞIZ...
Her yıl bir kuruş borç almadan 100 milyar dolar kaynak bulacağız... 50 milyar dolar kısmını da araştırmalar ve çalışmalarımızın sonucunda bulduk. Bu kaynağı yandaşa, akrabaya, hemşeriye değil, betona çimentoya, avm rezidans inşaatına değil, eğitim ve üretim seferberliğine aktaracağız. 82 milyon vatandaşımıza adil bir şekilde paylaştıracağız diyerek konuşmaları nihayete erdirdi...Genel Başkanına olan ilgi gözden kaçamadı.
Programda rahmetli Necmettin Erbakan ve dava arkadaşları dualarla anıldı. İftarda davetlilere, Necmettin Erbakan ve Fatih Erbakan'ın mesajlarının yer aldığı mektuplar hediye edildi.
Programda konuşan Erbakan, ramazanın manevi olarak değerlendirilen bir zaman dilimi olduğunu ifade ederek, milli görüşün fertleriyle iftarda buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İstabul'un fethinin 566.yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyen Fatih Erbakan, merhum Necmettin Erbakan'ın inanç ve dürüst siyasetinin yolundan gitmeye çalıştıklarını anlattı.
Yeniden Refah Partisi genel başkanı Dr. Fatih ERBAKAN nın konuşmasında''Bundan 566 yıl önce bugün 29 Mayıs günü İstanbul’u fethederek İslam alemine armağan eden cennet mekan Fatih sultan Mehmet han hazretlerinin 3 özelliğini örnek almamız gereklidir.
1 iman ve şuur
2 kararlılık ve azim
3 şefkat ve merhamet
23 Kasım 2018 de abdestimizi tazeledik, yeniden refah partimizi resmen kurduk.
Neden kurduk?
Yaşanabilir bir Türkiye için, yeniden büyük Türkiye için, adil bir dünya için kurduk. Milletimize doğruya en yakın yanlışlar yerine doğrunun kendisini, ehveni şerler yerine hayrın kendisini, suna bilmek için kurduk. Yıllardır muhalefetten de şikâyetçi iktidardan da şikâyetçi olan milletimizin kurtuluşu için yeniden refah partimizi kurduk.
Milletimiz bugün artık iktidardan da şikâyetçi, muhalefettende şikayetçi.
Bu iktidar git sinde ne olursa olsun anlayışıyla muhalefet yapan sadece eleştiren çözüm önermeyen, sadece teşhis ve tespit yapan, tedaviyi ortaya koyamayan mevcut iktidar 17 senede hiç faydalı iş yapmadı, Yanlış yaptı diyen, kim yaparsa yapsın, doğruya doğru, yanlışa yanlış deme erdemini gösteremeyen, muhalefetten şikâyetçiyiz. Kendisi kazanmak için değil, diğerine kaybettirmek için siyaset yapan intikam, haset, inat siyaseti yapanlardan şikâyetçiyiz.
İktidarın yaptığı bir camiiyi, bir üniversiteyi bile eleştirecek noktaya gelen , rupert murdoch medya grubu destekli , İngiliz basını destekli , milli olmaktan uzaklaşan muhalefetten şikayetçiyiz.
İKTİDARDAN NEDEN ŞİKÂYETÇİYİZ,
Başörtüsü zulmünü ortadan kaldırdık, imam hatipler, kuran kurslarını açtık, inanç özgürlüğünü tesis ettik. 20 sene önce başörtülü bir tane milletvekiline Meclis’te yemin ettirilemezken bugün kaç tane başörtülü milletvekilimiz var bakanlarımız var, polis memurumuz var ...
EVET, DOĞRUDUR, BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ, ÇOK MÜSPET ADIMLAR, LAKİN
1 inanç özgürlükler anayasal güvence altına alınmadı. Hukuki zemine oturtulmadı, yarın başka zihniyette bir iktidar gelirse tekrardan bu yasakları uygulayabilir.
2 başörtüsü zulmü kalktı, üniversiteler başörtülü öğrencilerle doldu ama başörtüsünün için boşaldı. Yozlaşma dejenerasyon aldı başını gitti.
3 imam hatipler açıldı. Ama ne yazık ki namaz kılmayan deizme özenen imam Hatipliler türedi.
AMA DİĞER TARAFTAN TÜRKİYEDE BU İKTİDAR DÖNEMİNDE,
İşsizlik arttı
Vergiler arttı
Bütçe açığı arttı
Devlet ve millet olarak borcumuz arttı
Faizler arttı
dolar , Euro arttı
Enflasyon arttı
Dış ticaret açığı arttı
İcra iflas dosyaları arttı
Konkordatolar arttı
Yoksulluk arttı
Beyin göçü arttı
Tarım üretimine konulan kotalar arttı
Tarım ve hayvancılık ithalatı arttı
Asgari ücret açlık sınırının altında
En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının altında
Emekli amcamız aldığı maaşla torunun sünnetine bir çeyrek altın alsa ay sonunu getiremiyor diyorduk
Başkanım hangi çeyrek altın?
Emekli 2 gün dışarıda iftar yapsa battı demektir.
Evet, çocuğumuzu imam hatibe, kuran kursuna, kızımızı başörtüsüyle üniversiteye gönderebiliyoruz. Evet devletin her kademesinde anlı secdeye varan inançlar insanlarımız yer alıyor.
AMA AYNI ZAMANDA
Enflasyon %30 geçmiş
Mevduat faizi %25
Kredi faizi %30’un üzerinde
İşsizlik %20 yi geçmiş
Genç işsizlik %30 u geçmiş
Gelir seviyesi bakımından halkın%40 açlık sınırının altında.
%80 i yoksulluk sınırının altında
Vatandaşın bankalara borcu 6 milyar TL den,
505 milyar TL’ye fırlamış.
Dolar 6 TL, Euro 7 TL
Benzin 7 TL, mazot 6,5 TL olmuş.
Doğalgaz Elektrik 5 misline fırlamış PEKİ BUNLAR NE OLACAK!!!
Bizim işimiz, bizim davamız sadece inanç özgürlüğünü Temin etmek , bireysel ibadetlerimizi yerine getirebilmek değil ki !!
Bizim işimiz bunlarla birlikte asıl olarak YÖNETİMDE ADALET, PAYLAŞIMDA ADALET tesis etmektedir.
Herkese refah, nimetlerin gelirin adil paylaşılması, zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmamak israfın ve suiistimallerin önlenmesidir.
Efendim çok modern hastaneler, üniversite kampüsleri, kütüphaneler yapıldı, en güzel stadyumlar yapıldı, spor tesisleri yapıldı. Evet, doğru bunlar yapıldı ama diğer taraftan;
TÜPRAŞ Gitti, Telekom Gitti, Tank Palet Fabrikası Gitti, Demir Çelik Fabrikaları, Şeker Fabrikaları, Kâğıt Fabrikaları, Gübre Fabrikaları Kapandı Satıldı ve pek çoğu da maalesef yok oldu.
Efendim biz İHA yaptık, siha yaptık, atak helikopterlerinin gövdesini yaptık...
Evet, doğru bunları yaptınız ama diğer taraftan TÜRKİYEMİZDE sadece bu ay Elektrik faturasını ödeyemediği için 600 bin abonenin elektrikleri kesildi. En temel ihtiyaçlarından bir tanesi olan elektriğe verecek parası olmadığı için milyonlarca insanımız karanlıkta kaldı...
Yine bu ay içinde tam 7658 fabrikanın elektriği kesildi. Elektriğin kesilmesiyle bu 7658 fabrikada çalışıp ekmeğini kazanan 100 binlerce işçimizinde can damarı kesilmiş oldu. Vatandaş Elektirik faturasını ödetemiyor biz İHA yaptık siha yaptık diyoruz. Evet ıhalar, sihalar yaptık, duble yollar yaptık, hızlı trenler, köprüler yaptık ama; Türkiye’de bugün her 4 kişiden biri icralık.
2008 yılında 8 milyon olan icra iflas dosyalarının sayısı, 2018 yılında 20 milyona dayandı.
EFENDİM, biz dünyanın en büyük havaalanını yaptık, İstanbul boğazının altına tünel yaptık, maşallah Allah nazardan saklasın, Havaalanının en büyüğü bizde, Adliyenin en büyüğü bizde, Hastanelerin en büyüğü bizde, Başkanlık Saray’ının en büyüğü bizde, Başkanlık uçağının en büyüğü bizde
AMA;
Ekonominin en küçüğü bizde, Asgari ücretin en küçüğü bizde, Para birimin en küçüğü bizde, Emekli maaşının en küçüğü bizde, İstihdamın en küçüğü bizde, Paramız pul olmuş, dolar Euro almış başını yürümüş...
BUGÜN TÜRKİYE;
Hükümetin borcu 7 misli artmış, Vatandaşın borcu 80 misli artmış, Özel sektörün borcu 25 misli artmış Toplam borcumuz 1 trilyon dolara yaklaşmış. Cumhuriyet tarihinin en borçlu dönemini yaşıyoruz. 82 milyon vatandaşın. Uçan kuşa borcu var.
Bu 1 trilyon dolara yakın borçtan dolayı yıllık 100 milyar dolar faiz ödemek zorundayız.
Bugün banklar konut kredisi borcunu ödemeyen insanları sokağa atsalar halkın %30 sokakta kalır.
Yine banlar taksitleri ödememiş arabaları toplasalar, İstanbul’un trafiği diye bir derdimiz kalmaz .
İşte 16 senelik borç ve faiz ekonomisinin beton- çimento ekonomisinin ve avm rezidans ekonomisinin sonu ortada.“ efendim İstanbul Başakşehire bir şehir hastanesi yapıyoruz. Tam 90 bin ton Demir kullandık. Eyfel kulesinin 10 misli Demir kullanıldı. Binlerce doktor istihdam edilecek.
Şimdi Fransa kesin bizi kıskanıyor derler!!
Konya kadar toprağıyla 15 milyon nüfusuyla yılda 750 milyar dolar ihracat yapan 11 bin tl asgari ücretiyle Hollanda bizi kıskanmaktan çatladı. Yıllık 3.5 trilyon dolar milli geliriyle tl den 7 misli değerli parasıyla Almanya bizi kıskanmaktan çatladı. Kıskanmaktan çatlama sırası Fransa’ya geldi konuşma metninin burasına bir gülen Emoji koymamız lazım. Size katılıyorum ama gülmekten..
EVET BİZİ KISKANIYORLAR , BİZE GIPTA EDİYORLAR AMA ..
Bastonu eksen 3 çeşit ürün veren en verimli toprağa sahip olduğumuz halde hala daha dışardan meyve sebze ithal etmeyi nasıl başarıyorsunuz diye gıpta ediyorlar... İyi güzel elinize sağlık, bu millete en güzel, en modern hastaneler yapalım, en çok Demir’i biz kullanalım, ama hastanedeki binlerce doktorun maaşını ödeyecek para yok kasada, hastaneye gidecek hastaların masrafını ödeyecek para yok SGK’da . Türkiye’yi bu noktaya getirdiniz... Olsun efendim bugüne kadar olduğu gibi yine borçla, borçlara kaynak oluşturmaya devam ettiğiniz sürece bu işin sonu iflastır...
EKONOMİK BEKANIZ ELDEN GİDERSE, SİYASİ BEKANIZDA ELDEN GİDERSE;
Ekonomik gücünüz olmazsa dış politikada da FİGÜRAN olmak zorunda kalırsınız , ABD’nin Ortadoğu’daki Kurye ve posta memuru olmak zorunda kalırsınız.....
Sayın ekonomi bakanımız geçen gün her şey yolunda, cari açığımız sıfır noktasına gelmek üzere diye açıklama yapıyor. Evet, sayın bakan sizindi bildiğiniz gibi mezarlıklar dada enflasyon sıfırdır. Çünkü talep sıfırdır, hiç alış veriş olmazda onun için... Biz iki şey yapacağız insan yetiştireceğiz, ürün üreteceğiz, ahlaki manevi ve bilimsel kalitesi yüksek insan, Katma değerli ürün, yüksek teknoloji ürünü üreteceğiz. Bu seferberlik için gereken kaynağı da borçlanarak, zamla ve vergiyle değil;
MİLLİ KAYNAK PAKETLERİ İLE SAĞLAYACAĞIZ...
Her yıl bir kuruş borç almadan 100 milyar dolar kaynak bulacağız... 50 milyar dolar kısmını da araştırmalar ve çalışmalarımızın sonucunda bulduk. Bu kaynağı yandaşa, akrabaya, hemşeriye değil, betona çimentoya, avm rezidans inşaatına değil, eğitim ve üretim seferberliğine aktaracağız. 82 milyon vatandaşımıza adil bir şekilde paylaştıracağız diyerek konuşmaları nihayete erdirdi...Genel Başkanına olan ilgi gözden kaçamadı.
Programda rahmetli Necmettin Erbakan ve dava arkadaşları dualarla anıldı. İftarda davetlilere, Necmettin Erbakan ve Fatih Erbakan'ın mesajlarının yer aldığı mektuplar hediye edildi.