Yazmak için okumak, çok okumak , iyi bakmak, iyi görmek, evvela kendimizi görmek tanımak , göklere bakmak , güneşe , aya , yıldızlara, göremediğimiz daha neler neler , yeryüzüne bakmak, denizin içine dibine bakmak , bütün bunları tanımak, sonra kendimizi tanımak , çok hassas olarak düşünmek. Bütün bunları hiç yoktan var eden , Ol deyince olduran Rabbel Alemin Allah (CC) bir düşünelim aklın eremeyeceği bir yaradan. Soralım kendimize bu yaradanın buyruklarına uyduk mu , biraz olsun düşündük mü ki kendimizi tanıyalım. Nasıl yaratılmışız? Bu güzelliği uyumlu azaları veren Yarab yarabbi diyor, bizim için verilen bunca nimetlere teşekkür edip şükrediyor muyuz?
Yazabilmek çok ta zor değil, anlamak anlayabilmek, anlatabilmek, anlamak istemeyenlere söz geçirebilmek, anlatmak zor. Onun için yazıya dökmenin içimizi dökmeyi yeğliyoruz. Muhatabımız insanlar , müslümanlar olduğu için tesir etmenin edememenin kağıda deftere dökme zorluğu , zorunluluğu için bu başlığı koyma ihtiyacında bulundum. Görüp anladığım şu ; bu müslümanlara çok bir şeyler oldu. Bunu birazcık olsun anlasam bile tamamını anlatmak ta bayağı zorluk çekiyorum. Eşe anlatıyorsun, kardeşe anlatıyorsun, arkadaşa, komşuya, akrabaya anlatıyorsun, sanki herkesler kafalarını kuma gömmüşler Bakarsın ki sana bakıyor, seni dinliyorlar , ama sonradan anlaşılıyor ki hiç bir değişiklik yok, işte anlaşılmayan zor tarafı burası ( Yoksa bu müslümanlar başıboş bırakılacaklarını mı sanıyorlar .
Kıyamet Sur.Ay.36 ). Belli ki bu müslümanlar dünya, maddiyat menfaatine daha çok değer verip zaman harcadıklarından kaynaklanıyor. Söylenenlere kulak tıkıyor, hâk ve hakikate göz yumuyorlar, akıllarını da çalıştırmıyorlar. Bu gibileri ( Yeryüzünde tepelenenlerinin Allah (CC) ka tında en kötüsü ( kötüleri) akıllarını işletmeyen sağır , dilsizlerdir. ( Hakkı konuşmayanlar duymayanlar) Enfal Sur.Ay.22 ). Bugün görünen şahit olunan şu ki , müslüman ailelerin evlerinde , işyerlerinde huzur kalmamış , Allah (CC) şu ayetine uyulmadığından olmuş olmuyor mu ! ( Ey İman edenler, Allah için hakkı ( adaleti) ayakta tutan adaletle şahitlik eden kimseler olun.Maide Sur.Ay.8). Bizler müslümanım diyenler yaşamlarımızı Allah 'ın emrettiği gibi yaşamadığımız ortada o zaman ne hallere düştüğümüze bir kulak verelim (Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar ( idrak etmezler) , gözleri vardır onlarla görmezler , kulakları vardır onlarla ( hâk ve hakikatı) işitmezler .İşte onlar hayvanlar gibidir hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
Araf Sur.Ay.179). Ey müslümanım diyenler en güzel şekilde boyda renkte yaratan Rabbimiz onun istediği emrettiği gibi yaşamayınca onun indinde ne kişiliklere iniyoruz. Kabahat kimde bizler ne haldeyiz, kendimize yazık etmiyor muyuz. Bu hallere düşmemizin en büyük sebebi, bize peygamberler vasıtasıyla vahiylerle bildirilen kitabımızı kendi dilimizle anlamamaktan kaynaklandığını ne zaman anlayacağız. Asırlar, ömürler geçiyor, bizlerin bir çoğu duyumlarla uydurma, hikaye ,masal , hurafelerle içimize bir dünya kurmuşuz. Çok kolayına kaçarak zahmetsiz iki eli balda , inşallahla , maşallahla , Allah büyük affeder umutlara bağlanan rahat bir dünya ve cennet beklentisi. Hayaller, hayaller...kendi istek , arzuları , nefeslerinin istekleri ölçü olmuş.Onlara, bunlara, şuculara, buculara uymak işlerine geliyor sanki hayata garanti gözüyle bakılıyor. Kurtarıcıların kuyruğuna takılmışlar. Ölünce de hemen hemen yine işler kolay. Arkadan göndermeler, kırklar, mevlütler, seneyi devreyeler , ihlas , fatiha sureleri, yasiinler koli koli gönderiliyor .
Biz kuran talebeleri senelerdir okuyoruz. Allah'ın kitabı Kuran'da böyle bir beleşçilik bulunmuyor. Bakalım bu Kuran niye gelmiş? Müslümanım diyenlere nasıl sesleniyor , ey müslümanlar duyun ! ( Bu Kuran diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hâk olması için indirilmiştir.
Yaşın Sur. Ay.70). Buna göre bizler ( Ansızın hiç farkına varmadığınız sırada size azab gelmezden önce Rabbinizden size indirilenin en güzeline Kuran'a uyun.Zumer Sur.Ay.55). Biz Kuran talebeleri, müslümanım diyenlere yanaşıp, ayetlerin anlatımına göre konuşup anlatınca duymak istemiyor, âdeta kaçıyorlar, neden ? Yukarıda biraz değinmiştim. Onların içlerinde kurdukları örümcek hayal dünyalarının direkleri yıkılmaya başlıyor. Halbuki onlar cenneti garanti etmiş bulunuyorlar.
Çoğunun bir parolası var. Ne kadar himmet (haraç) o kadar cennet . Bugün müşaide edip şahit olduğum üç zümre müslüman grupları var. Birinci grup lailaheillallah muhammeden rasulullah deyip ve müslüman doğan otamatikmen kendilerini müslüman atledenler, onlar hallerinden memnun , kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmayan kendi dünya halleri, nefislerinin istediği gibi yaşayanlar, onlarda cennete gideceklerini umuyorlar. İkinci bir grup , onlar da müslüman , namaz kılıyor, oruç tutuyor, hacca da gidiyorlar.Aynı zamanda dünyaya maddeye maddiyata büyük önem verirler. Hâk ve adaleti çoğunlukla kendilerine kendi yandaşlarına göre kullanmayı da ihmal 42 etmezler, yaşamlarına hurafe, hikaye, masallarla da karıştırıp biraz ondan biraz bundan yani biraz dünyalık, biraz ahiretlik , dünya yanmış, müslümanlar zulme uğramış onlar için pek de önemli değil.Yukarıda demiştim ya , biraz himmet, umut et, cennet. Bu ikinci grup zor tanınır.Islama da büyük zararları vardır.
Bakarsın haktan yana görünürler, yalnız onlar cennetliktirler. Üçüncü grup , onlara sorsan onlar da müslümandırlar. Ne yazık ki müslümanlık imaresi diye birşeyleri mevcut değil. İşleri güçleri islami meselelere düşmanlık etmektir. Allah ile Peygamberle problemleri var. Hâk onlar için, adalet onlar için, özgürlük , söz sahibi olmak, konuşmak onlar için. İşçisi , komşusu açmış umurlarında değildir. Namaz kılmazlar, oruç tutmazlar, hac zaten onlar için hiç önemli değildir. Onlara göre yine de en iyi müslüman onlardır. Onlardan olmayan müslümanlara hertürlü zulmü yaparlar. Bugün karınca kararınca islamı yaşayanlara bazen içten , bazen dıştan kin besliyorlar, düşmanlık çıkartıyor, kin ve nefret tohumlarını ekiyorlar, insanları birbirine düşürüyorlar. Onlara sorsan onlar da cennetliktirler. Bu nasıl inanıştır ki cehennemi kimse aklına getirmiyor. Bütün bunların karşısında Elhamdülillah, arı duru İslamı yaşama gayreti gösteren asil imanlı şuurlu müslümanlar vardır elbette. Bu da bizlerin umududur.
Benim de acizane duam şudur. Allahım herkese hidayet nasib etsin. Şu ayetle yazıma son vermek istiyorum (Onlar büyük günde hesap vermek için, diriltileceklerini hiç akıllarına getirmiyorlar mı Mutaffifin Ay.Sur.4-5) devamla ( hep birden Allah'ın ipine (Kuran'ına) sımsıkı sarılın, bölük bölük olmayın ve anın Allah'ın size verdiği nimete. Anın ki o zaman cennete götüren doğru yolu bulasınız diye Allah ayetlerini böyle açıklıyor Ali İmran Sur.Ay.103.) İşte ben diyorum ki Kuran'ı dilimize göre anlamadığımızdan bu ayrılıklara düşüp içimizde birbirimize düşman olur hale geldik. Allah'ın kitabını okuyup anlayalım, sonra nasıl kardeş olduğumuza şahit olacağız evelallah ( Bilin ki ( bilinsin ki) Allah'ın ( Kitabında) söz gerçektir.Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın , ve şeytan Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın. Lokman Sur.Ay.33) ( Kendisine ( kendilerine) Rabbinin ayetleri bildirildikten sonra ( bunları kaale almayanlar ) şeytana ( ve şeytanlaşmışlıklara uyan ) Allah'ın hâk ve hakikatına yüz çevirenden ( çevirenlerden) daha zalim kimdir. Gerçekten bu suçlu günahkârlardan intikam alacağız.Secde Sur.Ay.22). Allahım hidayet nasib eyle inşallah.Amin. Selam ve Dua ile.
Şeref BÜLBÜL
Yazabilmek çok ta zor değil, anlamak anlayabilmek, anlatabilmek, anlamak istemeyenlere söz geçirebilmek, anlatmak zor. Onun için yazıya dökmenin içimizi dökmeyi yeğliyoruz. Muhatabımız insanlar , müslümanlar olduğu için tesir etmenin edememenin kağıda deftere dökme zorluğu , zorunluluğu için bu başlığı koyma ihtiyacında bulundum. Görüp anladığım şu ; bu müslümanlara çok bir şeyler oldu. Bunu birazcık olsun anlasam bile tamamını anlatmak ta bayağı zorluk çekiyorum. Eşe anlatıyorsun, kardeşe anlatıyorsun, arkadaşa, komşuya, akrabaya anlatıyorsun, sanki herkesler kafalarını kuma gömmüşler Bakarsın ki sana bakıyor, seni dinliyorlar , ama sonradan anlaşılıyor ki hiç bir değişiklik yok, işte anlaşılmayan zor tarafı burası ( Yoksa bu müslümanlar başıboş bırakılacaklarını mı sanıyorlar .
Kıyamet Sur.Ay.36 ). Belli ki bu müslümanlar dünya, maddiyat menfaatine daha çok değer verip zaman harcadıklarından kaynaklanıyor. Söylenenlere kulak tıkıyor, hâk ve hakikate göz yumuyorlar, akıllarını da çalıştırmıyorlar. Bu gibileri ( Yeryüzünde tepelenenlerinin Allah (CC) ka tında en kötüsü ( kötüleri) akıllarını işletmeyen sağır , dilsizlerdir. ( Hakkı konuşmayanlar duymayanlar) Enfal Sur.Ay.22 ). Bugün görünen şahit olunan şu ki , müslüman ailelerin evlerinde , işyerlerinde huzur kalmamış , Allah (CC) şu ayetine uyulmadığından olmuş olmuyor mu ! ( Ey İman edenler, Allah için hakkı ( adaleti) ayakta tutan adaletle şahitlik eden kimseler olun.Maide Sur.Ay.8). Bizler müslümanım diyenler yaşamlarımızı Allah 'ın emrettiği gibi yaşamadığımız ortada o zaman ne hallere düştüğümüze bir kulak verelim (Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar ( idrak etmezler) , gözleri vardır onlarla görmezler , kulakları vardır onlarla ( hâk ve hakikatı) işitmezler .İşte onlar hayvanlar gibidir hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
Araf Sur.Ay.179). Ey müslümanım diyenler en güzel şekilde boyda renkte yaratan Rabbimiz onun istediği emrettiği gibi yaşamayınca onun indinde ne kişiliklere iniyoruz. Kabahat kimde bizler ne haldeyiz, kendimize yazık etmiyor muyuz. Bu hallere düşmemizin en büyük sebebi, bize peygamberler vasıtasıyla vahiylerle bildirilen kitabımızı kendi dilimizle anlamamaktan kaynaklandığını ne zaman anlayacağız. Asırlar, ömürler geçiyor, bizlerin bir çoğu duyumlarla uydurma, hikaye ,masal , hurafelerle içimize bir dünya kurmuşuz. Çok kolayına kaçarak zahmetsiz iki eli balda , inşallahla , maşallahla , Allah büyük affeder umutlara bağlanan rahat bir dünya ve cennet beklentisi. Hayaller, hayaller...kendi istek , arzuları , nefeslerinin istekleri ölçü olmuş.Onlara, bunlara, şuculara, buculara uymak işlerine geliyor sanki hayata garanti gözüyle bakılıyor. Kurtarıcıların kuyruğuna takılmışlar. Ölünce de hemen hemen yine işler kolay. Arkadan göndermeler, kırklar, mevlütler, seneyi devreyeler , ihlas , fatiha sureleri, yasiinler koli koli gönderiliyor .
Biz kuran talebeleri senelerdir okuyoruz. Allah'ın kitabı Kuran'da böyle bir beleşçilik bulunmuyor. Bakalım bu Kuran niye gelmiş? Müslümanım diyenlere nasıl sesleniyor , ey müslümanlar duyun ! ( Bu Kuran diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hâk olması için indirilmiştir.
Yaşın Sur. Ay.70). Buna göre bizler ( Ansızın hiç farkına varmadığınız sırada size azab gelmezden önce Rabbinizden size indirilenin en güzeline Kuran'a uyun.Zumer Sur.Ay.55). Biz Kuran talebeleri, müslümanım diyenlere yanaşıp, ayetlerin anlatımına göre konuşup anlatınca duymak istemiyor, âdeta kaçıyorlar, neden ? Yukarıda biraz değinmiştim. Onların içlerinde kurdukları örümcek hayal dünyalarının direkleri yıkılmaya başlıyor. Halbuki onlar cenneti garanti etmiş bulunuyorlar.
Çoğunun bir parolası var. Ne kadar himmet (haraç) o kadar cennet . Bugün müşaide edip şahit olduğum üç zümre müslüman grupları var. Birinci grup lailaheillallah muhammeden rasulullah deyip ve müslüman doğan otamatikmen kendilerini müslüman atledenler, onlar hallerinden memnun , kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmayan kendi dünya halleri, nefislerinin istediği gibi yaşayanlar, onlarda cennete gideceklerini umuyorlar. İkinci bir grup , onlar da müslüman , namaz kılıyor, oruç tutuyor, hacca da gidiyorlar.Aynı zamanda dünyaya maddeye maddiyata büyük önem verirler. Hâk ve adaleti çoğunlukla kendilerine kendi yandaşlarına göre kullanmayı da ihmal 42 etmezler, yaşamlarına hurafe, hikaye, masallarla da karıştırıp biraz ondan biraz bundan yani biraz dünyalık, biraz ahiretlik , dünya yanmış, müslümanlar zulme uğramış onlar için pek de önemli değil.Yukarıda demiştim ya , biraz himmet, umut et, cennet. Bu ikinci grup zor tanınır.Islama da büyük zararları vardır.
Bakarsın haktan yana görünürler, yalnız onlar cennetliktirler. Üçüncü grup , onlara sorsan onlar da müslümandırlar. Ne yazık ki müslümanlık imaresi diye birşeyleri mevcut değil. İşleri güçleri islami meselelere düşmanlık etmektir. Allah ile Peygamberle problemleri var. Hâk onlar için, adalet onlar için, özgürlük , söz sahibi olmak, konuşmak onlar için. İşçisi , komşusu açmış umurlarında değildir. Namaz kılmazlar, oruç tutmazlar, hac zaten onlar için hiç önemli değildir. Onlara göre yine de en iyi müslüman onlardır. Onlardan olmayan müslümanlara hertürlü zulmü yaparlar. Bugün karınca kararınca islamı yaşayanlara bazen içten , bazen dıştan kin besliyorlar, düşmanlık çıkartıyor, kin ve nefret tohumlarını ekiyorlar, insanları birbirine düşürüyorlar. Onlara sorsan onlar da cennetliktirler. Bu nasıl inanıştır ki cehennemi kimse aklına getirmiyor. Bütün bunların karşısında Elhamdülillah, arı duru İslamı yaşama gayreti gösteren asil imanlı şuurlu müslümanlar vardır elbette. Bu da bizlerin umududur.
Benim de acizane duam şudur. Allahım herkese hidayet nasib etsin. Şu ayetle yazıma son vermek istiyorum (Onlar büyük günde hesap vermek için, diriltileceklerini hiç akıllarına getirmiyorlar mı Mutaffifin Ay.Sur.4-5) devamla ( hep birden Allah'ın ipine (Kuran'ına) sımsıkı sarılın, bölük bölük olmayın ve anın Allah'ın size verdiği nimete. Anın ki o zaman cennete götüren doğru yolu bulasınız diye Allah ayetlerini böyle açıklıyor Ali İmran Sur.Ay.103.) İşte ben diyorum ki Kuran'ı dilimize göre anlamadığımızdan bu ayrılıklara düşüp içimizde birbirimize düşman olur hale geldik. Allah'ın kitabını okuyup anlayalım, sonra nasıl kardeş olduğumuza şahit olacağız evelallah ( Bilin ki ( bilinsin ki) Allah'ın ( Kitabında) söz gerçektir.Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın , ve şeytan Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın. Lokman Sur.Ay.33) ( Kendisine ( kendilerine) Rabbinin ayetleri bildirildikten sonra ( bunları kaale almayanlar ) şeytana ( ve şeytanlaşmışlıklara uyan ) Allah'ın hâk ve hakikatına yüz çevirenden ( çevirenlerden) daha zalim kimdir. Gerçekten bu suçlu günahkârlardan intikam alacağız.Secde Sur.Ay.22). Allahım hidayet nasib eyle inşallah.Amin. Selam ve Dua ile.
Şeref BÜLBÜL