İstanbul’un Fatih ilçesinin Aksaray semti son yıllarda dünyanın değişik ülkelerinden özellikle Müslüman ülkelerden siyahi, esmer, sarışın Arap, Farsi, Acemi Kürdü ve farklı ırklardan on binlerce insanı kısa süreliğine ağırlıyor.
Aksaray’daki mekanları geçici olarak kendilerine mesken edinmiş insanlar. Aksaray Türkiye’deki Avrupa’ya açılan son basamaklardan biri. Aksaray’a gittiğinizde dükkanların çehresinin değiştiğini göreceksiniz.
Lokantalar, kafeler, uluslar arası telefon konuşma kabinleri ve mülteciler için özel hazırlanmış dükkanlar var. Can yelekleri, deniz botları, tulumlar ve yoluculukta lazım olabilecek eşyalar satışa sunulmakta.
Son bir iki yıl içerisinde Aksaray esnaflarından manavcısı, tüpçüsü, sucusu, emlakçısı işlerine ek olarak mültecilere yönelik ürünler satan dükkanlar oldular. Akşamları saat 22:00’dan sonra çoluklu çocuğuyla sırt çantalı aileler görürsünüz etrafta. Umuda yolculuk otobüsleri gelip, kimilerini Meriç’e kimilerini de Ege kıyılarına götürüyorlar. Meriç’te olsun Ege’de olsun binlerce mülteci ölmesine rağmen hiç çekinmeden ölümü göze alarak umut yolculuklarına devam ediliyor.
Hızlı adımlarla doğudan batıya göç etmeye çalışıyorlar. Aksaray’da bir mülteci eşyası satan dükkanda mültecilerle birkaç görüşmem oldu. Müslüman ülkelerden gelen kardeşlerimize batıya gitmek isteme sebeplerini, bu yolculuklarda ki ölümleri sordum. Gittikleri ülkelerde hakir görüldüklerini günlerce hücrede tutulduklarını bunlara rağmen neden ısrarla gitmek istediklerini sordum. “Sanki yaşadığımız ülkelerde can güvenliğimiz mi var. Biz oraya sadece hayat standartlarımızı yükseltmek için gitmiyoruz. Ülkelerimizde can güvenliğimiz yok. Bizim canımız bir horozdan daha az kıymetli.” Cevabını aldım.
Avrupa’ya göç etmek için insanlar ineğini altınını evini satıp elindeki bütün maddi varlığını harcayıp bu yolculuğa çıkabiliyor. Bu paralar, insan simsarları onları, Avrupa’ya ulaştırana kadar bitiyor. Bile bile lades diyorlar.
Irak Kürdistan’ından, Şengal’den gelen bir yezid’i ile sohbet ettim. Ailesiyle beraber Avrupa’ya gitme hazırlığında olduğunu, gayri müslim oldukları için geçişleri ve kabullerinin daha çabuk olacağını söyledi. “Biz yüzyıllardan beri Sincar dağlarında huzurlu bir şekilde yaşadık. Ama BOP projesi denen, Arap baharı denilen musibet bizlere bahar değil hazan getirdi. Biz Müslümanlarla yüzyıllardır geçiniyorduk. Emperyalistlerin İslam adına DAİŞ denen cani ruh hastalarını bizim topraklarımıza göndererek bizim ailemizi hayatımızı heder ettiler. Yüzyıllardır görmediğimiz zulmü bir avuç caniden gördük. Bunlar Allah Allah diyerek erkeklerimizi kesit. Kızlarımızı Arap şeyhlerine köle pazarlarından sattılar. Ben nasıl o topraklarda kalayım? Batıya umutla sığınmaktan başka şansımız yok” dedi.
Bizler Allaha ve peygambere inanmış inşalarız. Bize adil insanlar olmamız emrolundu. Eğer İslam toplumlarını fakiri zengini alimiyle milyonlarca insan terk edip tek dişi kalmış canavara sığınılıyorsa şapkamızı önümüze koyalım Allah rızası için kendimizi düzeltelim ki Allah’ta bizi düzeltsin.