Mekkeli müşrikler çarşıda pazarda dolaşan kendileri gibi insan bir peygambere itiraz ediyorlar.
Peygamber dediğin "melek" gibi olmalı diyerek Mekkeli müşrikler Hz.Peygamberi alaya alıyorlar.
Peygamber dediğin "melek vari haller sergilemeli " şeklinde mekkeli müşrik tavrı içinde Hz.Peygamberi üzecek hallerinin bugünümüzle benzeşen yanları vardır.
Zamanımızda da bu, Mekkeli müşrik tavrı "melek" gibi dindar insan hali beklemek şeklinde tezahür ediyor.
Oysa ki insan;
günah ve sevabı ile kul
Elbette kulluk konusunda zaaf göstermeyen insanlardan olmak önemli ve hatta "müslümanım" diyen için gerekli olan bir hal
Lakin hepimiz insanız.
Sevabımız ile günahımız ile kulluz.
O yüzdendir ki;
" Melek" gibi sadece "ibadet eden insanlar" beklemek
İslam hassasiyetleri olan insanları bu şekilde "rencide etmek" mekkeli müşrik tavrı ile birbirine benzer özelliklere sahiptir.
" Melek gibi müslüman" algısı içinde İslamı yaşamaya çalışan insanları günahları, hataları üzerinden vurmaya çalışırsak yahut kendi nefsimize;
"melek gibi müslüman olamıyorsam" hiç çaba harcamama gerek yok.
Zaten günah batağında debeleniyorum.
Öylese sevap işlemek için çaba harcasam ne olur ki" gibi söylemlere sığındığımız da halimiz "Mekkeli müşrik tavrına" çok yaklaşmıştır.
Evet haklısınız;
Furkan suresinde mekkeli müşriklerin muhatabı Hz. Peygamber'di.
Bizlerde Hz.Peygamber’in ümmetiyiz.
Hatamızla,sevabımızla,
günahımızla ümmetin sancağı altında toplanmayı can atan Müslümanlar olarak kendimizden ve Müslüman kardeşlerimizden "melek halleri" beklemekte bir bakıma "mekkeli müşrik tavrı" dır.
Bizler Hz.Peygamber'in ümmeti olarak çarşıda,pazarda ve dahi her yerde İslam kimliğimizle var olmaya çalışacağız.
"Melek" olmadığımız için de tabii ki hata yapacağız.
Günah işleyeceğiz.
Lakin bu bizim İslam’ın emirlerini yaşamaktan vazgeçirmeyecek.
Eksiğizle,gediğimizle imanımızın gereği olan kulluğumuzun gereklerini yerine getireceğiz.
Böyle yapmadığımız taktirde ise asıl itibari ile "kıyamet gününü,hesap gününü inkar ediyor." konumuna düşebiliriz.
Çünkü Furkan suresinde Rabbimiz;
Melek gibi peygamber (melek gibi insan) isteme tavrını (mekkeli müşrik tavrını)hesap gününü,ahret gününü ve dahi Allah’ın egemenlik gücünü,hak ile batılı belirleme yetkisini yok saymakla bir tutar.
Hz. Peygamber’in tebliği ve insan peygamber oluşu ile alay edenler Rabbimiz tarafından küstah ve kibirli olarak tanımlanır.
Ve bizlerde kulluk sürecimizde;
kul_insan halimizi unutarak melek_insan olma şeklinde bir süreçte yaşamaya çalışırsak ki;
Böyle bir durum mümkün olmadığından mekkeli müşrikler gibi küstah ve kibirli olanlardan olacağızdır.
Furkan suresinde daha bir çok konu bizlere farklı şekillerde şu anımıza,çağımıza ışık tutacak şekilde aktarılıyor.
Lakin biz Erdemli ergenler olarak;
Mekkeli müşrik tavrını
(melek gibi bir peygamber)
Mekkeli müşrik tavrının bizdeki yansımalarını
Mekkeli müşrik tavrının asıl itibar ile hesap gününü ve ahireti inkar etmek olduğu gibi Allah’ın egemenliğini ve hak ile batılı belirleme yetkisini inkarla eş anlama geldiğini
Ve son olarakta nefsimizi "Mekkeli müşrik tavrından" uzak tutmak için yapabileceklerimiz üzerine kafa yorduk.
Bunu da her daim kul-insan oluşumuzu aklımızdan çıkarmadan, kalbimize yerleştirerek, davranışlarınıza aksettirerek yaşamaya çalışan insanlar olabilmek için yapmak zorunda olduğumuzu nefsimize anlattık.