"Duyguları bastırmak" zaman içinde açık verir.
"Duyguları terbiye etmek" ise duyguları dinginleştirir.
İnsan her daim kulluğu ile var olmalı insan olmanın getirdiği sorumlulukları aklından ve kalbinden çıkarmadan yaşamaya çalışmalıdır.
İnsan olmanın getirdiği sorumluluklardan kaçarak ve dahi bu sorumlulukları yok sayarak yaşadığımız hayat sadece ruhumuza yorgunluk verir.
İnsan fıtrat olarak Ahseni Takvim üzere yaratıldığı için her zaman daha iyiye güzele meyl eder.
Ve Rabbi kuluna cennet yolculuğunda Ahseni Takvim hali üzere kalabilmesi için onu iman şerefi ile şereflendirir.
Tabii ki bu yolculuğu sırasında karşılacağı imtihanlar mevcuttur.
Bu yolculuk bir anlamda insanın emanetini Rabbinden aldığı temizlikte ölüm anında teslim etme serüvenidir
Bu yolculukta Ahseni Takvim kalabilmek için çaba harcamadığımızda esfeli salihin olma haline evriliriz ki buda insan içindir.
Ahseni takvim olarak yaratılan insanın Esfeli safilin hale dönüşmesi sorumluklarından kaçması ile doğru orantılı bir serüvendir.
Yaratılışımız gereği Ahseni takvim olan fıtratımız gerek çevresel sebeplerden, gerekse nefsimizin ruhumuzu, aklımızı ve tabi davranışlarımızı esir alması ile Ahseni takvim halimiz Esfeli safiline düşüverir.
O yüzdendir ki Rabbizin yap dediklerini yapmak, yapma uzak dur dediklerinden de uzak durarak Ahseni Takvim halimizin devamını sağlamış oluruz.
Elbette bu bir seçimdir.
Kul olduğumuzu aklımızdan çıkarmadan yoluna devam etmek isteyenler için bu bir külfette değildir.
Bilakis Rabbinin ona sunduğu alanı kullanarak dünya hayatına ve dünya hayatının geçici süslerine karşı özgürlüğümüzü ilan etme halidir.
Özgürlüğü;
nefsine aklını, ruhunu ve dahi davranışlarını teslim etme hali olarak anlayanlar için yazdıklarımız bir anlam ifade etmeyecektir.
Hatta fazla dinci ifadeler olarakta nitelenebilir.
Tek dünyalı bir bakış açısı ile bakıldığında haklıdırlarda
Lakin bizim gibi çift dünyalı insanlar için haklılık hali Rabimizin sınırları dahilinde mümkündür.