Yaratılış itibariyle insanlar mizaç olarak birbirlerinden farklı oldukları gibi...
Aklı kullanma kabiliyetleride oldukça farklıdır.
Genelde insanlar aklederken., Kabiliyetleri., Öğrenimleri ve Çevre etkenleri ön plana çıkar...
Ve akıl tek başına üç hususta akleder.
Birincisi, gördükleriyle...
İkincisi, gördüklerine benzeterek...
Üçüncüsü ise, hayal ederek akletmektedir.
Yaradanın rahmetinden uzak, aklı ön planda tutan filozofların ve kişinin kendi akledişiyle hakikate
ulaşması imkansızdır.
O halde tek başına akılla hakikate ulaşacağına inanan insanlar..,
Kendi aralarında fikir çatışmalarına sebebiyet verdikleri gibi..,
Birinin savunduğu fikri birbaşkası tamamen yanlış veya saçma kabul eder...
Ve birbirlerinin yanlışlarını tespit edip en iyi olmanın gayreti içinde olurlar.
Şayet aklın eline bir ölçek verilse...
Akıl kapasitesine göre dünyevi konularda aklettiği fikirleri doğruymuş gibi ölçsede...
Vahiyle aydınlanamayan akıl, yanlış akledecek, hakikati göremeyecek ve dalaletten
kurtulamayacaktır... Çünkü akıl tekbaşına isabetli hüküm veremez.
Bakınız fabrikasyon olarak elimizde ki metre bir milim eksik olsa...
Ve biz o metrenin eksikliğini bilmediğimizden dolayı ölçtüğümüz ölçüleri doğru kabul etsekte,
hakikatte ise yanlıştır.
Vahiysiz bir akledişin vereceği hükümler ve kararlarda.,
Sürekli eksik olacak ve hakikate isabet etmeyecektir.
Allah ayetinde şöyle buyurmakta...
Vahiy akledenler için hidayet yolunu gösteren aydınlatıcı bir rehberdir.
Ayetten anlaşıldığı gibi... Vahyin öncülüğünde aklın vereceği kararlar sapkınlıktan, dalaletten ve
cahiliyetten kurtulup hidayeti bulmaya sebep olacaktır...
Ancak bunu anlayamayan gafiller hayatlarını zelil ve dalaletle geçirirler.
Peygamber s.a.v vahyin inmesi uzadığında kendisi karar vermez, bizatihi vahyin inmesini bekler ve
indikten sonrada vahyin ışığında karar verirdi.
Görülüyor ki...
Allah’a kulluk bilincini hayatımızın merkezine koyarak Allah’ın indirdikleriyle aklımızı
birleştirdiğimizde verdiğimiz bütün kararları dengelemiş oluruz.
Aksi takdirde vahiyle aydınlanamayan aklın hayata yön vermesi dünyevi olarak akılcı gözüksede.,
Vahiysiz akıl, şöförü olmayan vasıtaya benzer. Bakara .2