ABD ve İsrail Artık Oyunu Açık Oynuyor!
Suudi basınına demeç veren ilk İsrail Genelkurmay Başkanı olan Gadi Eisenkot'un İran'a karşı koymak için ılımlı Arap ülkeleriyle istihbarat paylaşımına hazır olduklarını' açıklamasının ardından, İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman da diğer bir teklifte bulundu. Liberman, dün yaptığı paylaşımda, 'ılımlı Arap liderleri'ni İran'a karşı ittifak oluşturmak amacıyla Kudüs'e davet etti.
Özlü Söz: Batıla yardım eden hakka zulmeder. Hz. Ali (ra) İsrail’in tahrif edilmiş Tevrat’a dayandırdığı bir emeli vardır ve o emelini gerçekleştirmek için hedefine adım adım yaklaşıyor. Hem de işbirlikçi Müslümanları da yanına alarak… ABD, İsrail’e olan destek ve koruması onu İslam topraklarında gereğinden fazla şımartmış ve haddini fersah fersah aştırmıştır. Son günlerdeki siyasi gelişmeler oynanmak istenen oyunun rengini de ortaya çıkardı. Arap Baharı ile Müslümanları sahte devrimlerle sevindirip eski faşist ve dikta rejimlerini indiren oyun Müslümanları iktidara getirip denemeyle devam ederken oyunun kuralları Mısırda İhvan tarafından bir yerde ihlal edildi ve kanunsuz darbe ile İhvan iktidarına son verildi. İslam coğrafyasında 22 ülkenin sınırlarını ve statülerini değiştireceği planıyla hareket eden ABD bunu Libya, Tunus, Mısır, Irak, Suriye ve Yemen’de yürürlüğe koydu. Önceleri bu topraklara demokrasi getireceğini söyleyen ABD köhnemiş ve artık güven vermeyen rejimleri indirdi. Halk bunun bir devrim olduğu gözüyle bakıyordu. Çünkü öyle bir algı oluşturuluyordu… O dönemde bu meseleler ve özellikle Arap Baharı Rahmetli Erbakan’a sorulduğunda “Siyonizm’in kadro değişim programıdır” demişti. Erbakan hocanın bu sözünü dinlemeyenler olayların sonunu gördüklerinde Erbakan Hocaya her zaman olduğu gibi gecikmeli olarak hak vermişlerdi. 2003 yılında Irak’ın ikinci kez işgali ile başlayan süreçte Rahmetli Erbakan yine uyarmış ve Irak’ın bu hale getirilmesinden sonra Suriye’ye girecekler ve Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir demişti ama kimseyi ikna edememişti. Norveç’te yapılan NATO tatbikatında düşmen hedef olarak Atatürk’ün resmi ve CB’nı Erdoğan’ın isminin konması Türkiye ile NATO arasında ciddi bir krize yol açtı. AK Parti'nin Bayburt'ta düzenlenen 6. Olağan İl Kongresinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO skandalının ardından gelen peş peşe açıklamaları olumlu bulduğunu belirterek şunları söyledi; "NATO tatbikatında Atatürk'ü ve şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler. Skandala imza attılar. Artık çok net ortaya çıktı. Mesele şahıs meselesi, parti meselesi değildir Hedef Türkiye'dir, Türk milletidir. Biz her şeye hazırlıklıyız." Allah aşkına Siyonizm’in, ABD’nin ve NATO gibi kuruluşların yapısı yeni mi keşfediliyor. Yıllarca bu konular üzerinde Müslümanları uyaran Erbakan dinlenseydi bunalar yaşanır mıydı? İslam Birliğinin Erbakan’ın direktifleri doğrultusunda kurulacağını sezen batılı emperyalist güçler neleri ve kimleri devreye sokmadılar ki… Türkiye’de F.Güleni hoşgörü İslam’ı altında 40 yıldır devreye sokan ABD benzerlerini Pakistan, Kuzey Irak ve Mısırda da devreye sokarken Amerika şemsiyesi altında bir İslami anlayışı yaymaya çalışmaları gerçek İslam’ın sahibi Allah tarafından kesintiye uğradı. Batılı emperyalistler elbette ki boş durmayacaklardı ve durmadılar da… Yıllardır devlet özlemi ile motive edilen Kürtlere Akdeniz’e ulaşacakları bir koridor açmak için her türlü yardımı yapan ABD 3 binden fazla TIR’larla bölgeye silah yığdı. Bu silahlar PYD/YPG güçlerine verdiklerin artık gizlemeye bile gerek görmeden bunu açıktan yaptılar. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine de referandum yapması için Barzani’yi el atından ABD desteklerken İsrail’e de aleni destek vermesi oyunu başlatıldı. Hatta Iraklı Kürtlerle birlikte referandum için miting düzenlenmesi ve İsrail bayraklarının sallanması resim ve video olarak servis edilmesi Müslüman Kürtlere diğer Müslümanların nefretini körükleme amacı taşıyordu ve hedefine de ulaştı. Barzani’ye gaz veren sadece ABD ve İsrail değildi elbette. Gaz verenlerden biri de Fransızlardı. IKBY eski lideri Mesut Barzani’nin tartışmalı bölgeler için 25 Eylülde referandum kararı almasının ardından Kuzey Irak, geri dönülmez bir yola girdi ve bölgede tüm taşlar yerinden oynadı. Barzani, referandumu gerçekleştirdi gerçekleştirmesine ama daha fazlasını ararken elindekilerden de oldu. Tüm bu kararlar alınırken ise Barzani’nin yanında Fransız eski diplomatlar vardı. Bugün Barzani tüm bu yaşananlar sonucunda görevini bırakmak zorunda kaldı. Aynı gün o masada olan Fransız eski diplomat Frederic Tissot'tan ise itiraf geldi: Barzani’yi yanlış yönlendirdik. Barzani öyle bir oyuna getirildi ki bir anda her şey onun aleyhine döndü. Sonradan ortaya çıktı ki Barzani tasfiye ediliyor. Ve Barzani oyunu gördükten sonra şu tarih sözü söyledi “Arkamızda dağlarımızdan başka kimse durmuyor” Evet bu söz doğruydu Barzani yıllarca dost bildikleri tarafından yerinden ve statüsünden edildi. Peki, amaç neydi; amaç belliydi PKK/PYD/YPG gibi İslami görüşleri olmayan ve Kürtlere bugüne kadar Müslümanlar haklarını vermedi diye düşünen bu sosyalist güçler hem genç militanlara sahipti hem de uzun yıllardır savaş deneyimleri vardı. Bu güçler mutlak manada İsrail’in yanında olmalı ve bu zinde güçlerden mutlaka faydalanılmalıydı… Bu oyunun Kürtlerle olan bölümüydü. Sıra devlet bazında desteklerin sağlanmasına gelmişti. Önce Lübnan başbakanı S.Hariri “öldürüleceği” korkusuyla Suudi rejiminin kanatlarına sığındı ve “İran beni öldürtecek açıklamasında” bulundu. Lübnan’da bulunan Hızbullahın İran destekli oluşu ve bu destek üzerinde karşı cephenin oluşturulma oyunu oynandı. Bu oyunda başrollerde Suudi’nin veliaht prensi Muhammet Bin Selman vardı ve ILIMLI İSLAM projesi ile batılı güçlere yeşil ışık yaktı. Ardından sermeye sahibi prenslerin mal varlıklarına kontrollü el konuldu ve birçoğu gözetim altına alındı. Ilımlı İslam projesi için bir dini otoritelerinden bir fetvaya ihtiyaçları vardı onu da hemen devreye soktular. Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh'in skandal bir fetva verdiği ortaya çıktı.Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı, verdiği fetvada İslami Direniş Hareketi Hamas’ı terör örgütü ilan ederken İsrail’le savaşmanın da caiz olmadığını savundu. Siyonist İsrail Rejimi İletişim Bakanı, Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh'i verdiği skandal fetvadan ötürü tebrik etti. Diğer yandan Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netenyahu yaptığı açıklamada; İsrailliler ve bu ülkelerden bazılarının İran'a yönelik bakışlarının aynı olduğunu ifade etti. Netanyahu, "Suudi Arabistan, BAE, Mısır gibi öncü Arap ülkeleri ve birçok Arap komşumuz, İran'a bizim gibi bir tehdit olarak bakıyorlar, bence onlar haklıdır." İşgal rejimi Başbakanı ayrıca, temelsiz iddialarının devamında; İran'ı Ortadoğu'daki tüm çatışmalara karışmakla suçlayarak, İran'ın bölgedeki tehditlerinin ebadını fark eden tek taraf olmadıklarını ileri sürdü. Diğer bir yandan Suudi basınına demeç veren ilk İsrail Genelkurmay Başkanı olan Gadi Eisenkot'un İran'a karşı koymak için ılımlı Arap ülkeleriyle istihbarat paylaşımına hazır olduklarını' açıklamasının ardından, İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman da diğer bir teklifte bulundu. Liberman, dün yaptığı paylaşımda, 'ılımlı Arap liderleri'ni İran'a karşı ittifak oluşturmak amacıyla Kudüs'e davet etti. Kuran'a dayalı bir İslami sistemin kurulmaması için sadece saltanatları ve sahip oldukları servetleri ellerinden gitmesin diye ABD ve İsrail ile ilişkiye giren Suudi rejimi, BAE, Mısır ve diğerleri Allah'ın yardımı ve muvahhit Müslümanların eliyle yok edileceklerdir. Çünkü bugün cephelerinde yer aldıkları güçlerin tek hedefi İslam'ın hiçbir şekilde bir güç olmamalarıdır. Kuran’a baktığımızda Allah Maide Suresi 82. Ayetinde “İman edenlere düşmanlıkta en ileri olanlar Yahudiler ve Müşriklerdir” buyurmasına rağmen insanları Allah’ın adıyla kandırmaktan vazgeçmeyenler güruhu saltanatları için İslam’a sırtlarını dönmektedirler. Suudi işbirlikçi rejiminin yanı sıra bu defa diğer bir açıklama da Birleşik Arap Emirliklerinden geldi. Birleşik Arap Emirlikleri’nde general olarak vazife yapan pilot Abdullah el Hashmi Savunma ve Havacılık ajansı ile gerçekleştirdiği röportajda ABD ile ülkesinin sadece müttefik olmadığını, iki ülke arasında kazan-kazan durumunun olduğunu belirtti. BAE'nin askeri kabiliyetini arttırmasının İsrail için herhangi bir tehdit olup olmadığı sorusuna cevap veren al Hashmi, "BAE ve İsrail iki kardeş ülkedir. ABD ise iki ülke arasındaki farkı denetleyen abi’dir" dedi. Filistin sorununun masada çözülmesi gerektiğini vurgulayan general BAE'nin İsrail için bir tehdit oluşturmadığını ifade etti. Allah Maide Suresi 51. Ayetinde “Yahudi ve Hıristiyanlar birbirlerinin velileridirler…” ayetini bugünlerde çok iyi tefekkür etmemiz gerekiyor. İslam Birliğinin biran evvel kurulmasının elzemiyeti şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bütün muvahhit Müslümanların İslam Birliğini kurmak için uykularından uyanmaları dileğiyle...