Türk siyasi tarihinde liderlerin
kendilerine has, davalarını sembolize eden işaretleri olmuştur. Bu işaretler
zaman zaman onların selamlaşması şeklinde tezahür etmiştir. Siyasi işaret ve
selamlaşmalar siyasetin içerisinde her daim olmuş ve hitap ettikleri kesimlerin
birbirleriyle iletişimi haline gelmiştir. Bu işaretlerin farklı anlamları da
olabilmiştir. Cumhuriyet tarihinde Atatürk’ten Recep Tayyip Erdoğan’a, İsmet
İnönü’den Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar her siyasi liderin hitap ettikleri
kesimleri bütünleştiren ve tanımlayan el işaretleri olmuş, bazıları zamanla
unutulmuş, bazıları hâlâ devam etmekte ve bazıları da yeni başlamış ama tarihe not
düşülecek türdendir.
Hatırladığımız
ilk el işareti, Demokrat Parti’nin “Yeter, söz milletin!” mesajlı, “dur” anlamındaki
el işaretidir herhalde. 1950 seçimlerinde kullanıldı ve dur anlamındaki bir el
işaretiydi. Demokrat Parti’nin ülkedeki etkisi kadar etkili olmuştu bu işaret.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kötü yönetimine dur diyordu ve durdurdu da.
Şapkasıyla verdiği selamla
özdeşleşmişti Süleyman Demirel. Halkın karşısına çıktığı zaman fötr şapkasını
eline alır, o kolunu havya kaldırır ve elini bileğinden ileri geri sallayarak
halkı selamlardı. Onunla özdeşleşen şapkasını alabilmek için millet birbiriyle
yarışırdı ama Süleyman Demirel şapkayı hiçbir şartta kaptırmazdı. Çoğu kez
latifelere de konu olmuş bu şapka selamını ömrünün sonuna kadar devam ettirdi.
DYP’nin 90’lı yıllarda
benimsediği ve özellikle Tansu Çiller tarafından kullanılan başparmak işareti,
gelişmeyi ve ilerlemeyi sembolize ediyordu. Uzun ömürlü olmadı bu işaret.
Hatırımızda kalan bir başka
işaret Turgut Özal’ın kenetlenme işaretidir. 12 Eylül darbesi öncesi bölünen
insanımızı birleştirmek, sağ ve sol olarak ikiye ayrılmış aynı milletin
çocuklarını tek çatı altında birleştirmek ve Türk Milleti’nin gücünü ortaya
koymak gibi anlamları içeren bir işaretti. Rahmetli Özal ellerini havada
kavuşturur, kenetlerdi ve bu işaretle daha da sevimli hale gelirdi. Mitinglerde
tüm taraftarları bu işaretle birleşmiş, siyasi liderine verdiği güçle Türkiye
köklü bir değişim yaşamıştı. İnsanları ayrıştıran değil birleştiren bir
semboldü Turgut Özal’ın ellerini kenetlemesi.
Siyasi işaretler arasında en
eskilerden ve en çok bilinenlerden biridir Bozkurt selamı. Türklerin Ergenekon
destanına yol gösterici bozkurdu sembolize eder. Alparslan Türkeş bu işareti
partinin işareti olarak benimsemiş ve benimsetmiştir. Bunu Alparslan Türkeş
şöyle anlatır. “Serçe parmak Türk’tür, şu işaret parmağı da İslam’dır. Şu
Bozkurt işareti yaptığımız işaretin arada kalan boşluk ise cihandır. Son
olarak kalan 3 parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Türk İslam Mührünü
Dünyaya vuracağız.”
Milli Görüş Hareketi’nin el
işareti olarak bilinen ve Necmeddin Erbakan ile özdeşleşen işaret, başparmak
işareti olmuştur. Necmettin Erbakan tarafından Refah Partisi’nde Milli Görüş’ün
selamı olarak kullanılmıştı. Bu sembol, özellikle 90’larda önemli bir
selamlaşma olarak siyasi arenada yer almıştı.
Türk siyasetinde önemli bir yeri
olan merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve Büyük Birlik Partisi’nin sembolü haline gelen
işaret şehadet parmağı ile yapılan işarettir. Bir yönüyle Allah’ın bir ve tek
oluşunu da sembolize eder.
Mısır'daki darbeye karşı bir
duruşun sembolü olan ve Arapça’da 4 anlamına gelen rabia işareti bugün Ak Parti
tarafından kullanılmaktadır. Daha çok el kaldırarak selamlama yapan
Cumhurbaşkanımız zaman zaman rabia işaretini de kullanmaktadır. Mısır'daki
darbeye karşı bir duruşun sembolü olarak doğan işaret bugün Cumhurbaşkanı
tarafından “Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan ve Tek Bayrak” anlamına
kullanılmaktadır.
II. Dünya Savaşı sırasında ortaya
çıkan ve Winston Churchill tarafından İngiltere’nin Hitler’e karşı kazanacağı
zaferin simgesi olarak kullanılan zafer işareti bugün BDP’li vekiller
tarafından zafer işareti olarak kullanılmaktadır.
Bütün bunlara şimdi de Kemal
Kılıçdaroğlu’nun ahlak sınırlarını aşan el hareketi eklendi. Tüm dünyada küfür
işareti olan bu işaret CHP’nin yeni işareti oldu artık. Ne diyelim… Yeni CHP ve
Kemal Kılıçdaroğlu’nun peşini yaşadığı sürece o hareket bırakmayacak ve tarih CHP
ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu o el hareketiyle anacaktır.