Zamanın her anı muteberdir ve
boşa harcanan zamanın telafisi mümkün değildir. Bu nedenledir ki, insan ömrünün
her anı çok değerlidir. Ancak bazı zamanlar vardır ki, onların kıymeti diğer
zamanlardan daha fazladır.
Mübarek gün ve geceler insanların manevi kurtuluşa ermeleri
için Yüce Yaradan tarafından sunulan fırsat zamanlarıdır.
Tarihimizde Osmanlı Padişahı II.
Selim döneminde (1566- 1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller
yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir.
Müslümanların birlik ve beraberliğine, af ve mağfiretine, sulh ve selametine
vesile olacaksa bu geceye kutsiyet atfetmenin ne sakıncası olabilir ki? Zaman,
Yüce Mevla’nın üzerine yemin ettiği bir kıymet ise, bu geceyi de öyle kıymetli
görmenin kime ne zararı dokunabilir ki? Maksat tevhid olduktan sonra İslam’a
aykırı olmayan örf ve adetlerin ibadetlerimize katkısı olur ancak.
İsmini meleklerin verdiği Leyle-i
Regaip, Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesidir. O gece, peygamberlik
nurunun Hz. Amine’ye intikal ettiği gecedir. İstemek, arzulamak ve meyletmek
manalarına gelen Regaip, Cuma gecesi ile birleşince iki kat kıymetli bir gece
olur. Regâib kelimesi Kur an’da geçmemektedir. Ancak "reğabe"den
türemiş olan çeşitli kelimeler Kur ân’da sekiz yerde geçmekte ve
"reğabe"nin anlam örgüsünü paylaşmaktadır.
Hadis-i şerifler ışığında ve
Peygamberimizin (s.a.v.) uygulamalarından yola çıkarak Regaip gecesine mübarek
üç aylar içerisindeki önemine binaen yüklenmiş bir manevi hava vardır. Regâib
gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul
ederek çeşitli ibadetlerle geçirmek, genel olarak âlimler arasında kabul
görmüştür.
Peygamber Efendimiz bu özel
geceler için şöyle buyurmuştur: “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan
dualar geriye çevrilmez. Recebin ilk (Cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan
gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.”(Beyhaki, Sünen, Şuabül-İman, 3/342; Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 1990)
Peygamber Efendimiz (sav) bu
gecenin de içinde bulunduğu Recep ayında diğer aylara nispeten daha çok ibadet
eder, namaz kılar, oruç tutar ve dua ederdi. Sevapların gürül gürül aktığı ay
anlamında olan Recebü’l-esabb ayı, yapılan ibadetlerin karşılığı sevap
defterlerine bol bol yazıldığı aydır. Oruçlu geçirilmesi sevap olan bu günün
nafile ibadetler ile ihya edilmesi kulun menfaatinedir. Bol bol Kur’an-ı Kerim
okumalı, nerden geldiğimizin ve nereye gideceğimizin tefekkürü içinde
görevlerimizin bilincinde, hatalarımızın pişmanlığı içinde olmalıyız. Bu gece
dargınların barıştığı, duaların bol olduğu, kabir ziyaretleriyle birlikte anne,
baba, dost ve yakınların gönüllerinin alındığı bir gece olmalıdır.
İhsan ve ikramların bol olduğu,
duaların kabul olduğu, ibadetlerin sayısız sevaplarla karşılandığı bir gecedir
bu gece.
Bu gece, Hatemu’n-Nebiyyîn olan
Muhammed Mustafa’nın (sav) yeryüzünü teşriflerinin ilk basamağıdır.
Bu gece, müstesna zaman
dilimlerinin başladığının habercisidir.
Bu gece, ulvi bir yolculuğun,
rahmet mevsiminin başlangıcıdır.
Bu gece, Resülüllah’ın Allah’ın
lütfuna ve ihsanına eriştiği, semavi hediyelere ulaştığı bir gecedir.
Bu gece, arınma, paklanma,
aklanma, ibadet, dua ve istiğfar gecesidir.
Bu gece, hayatımızda yeni
kararlar alacağımız, istikbale yönelik arzu ve isteklerimizi, emel ve
tutkularımızı gözden geçireceğimiz bir gecedir.
Bu gece, ahirete yatırım gecesi,
her türlü sevap ticaretinin yapıldığı, susamış kalplere ilahi rahmetin
serpildiği bir gecedir.
Bu gece, rağbetlerin yalnızca
Allah’a olması gerektiğinin hatırlanacağı, Allah’ın af ve mağfiretinin
isteneceği, huzur, umut ve ilahi müjdelerle dolu olduğu bir gecedir.
Bu gece, Allah’ın müminlere ihsan
ve ikramlarda bulunduğu, rahmet yağmurlarının sağanak sağanak yağdığı, duaların
hayat bulduğu, Kur’an ve Hz. Peygamber Efendimizin mesajlarıyla gönüllerimizin
imar edildiği bir gecedir.
Bu gece, iman atmosferinde her
türlü yoksulluğun ve kimsesizliğin yok olduğu ve unutulduğu bir gecedir.
Bu gece, sevgiye, muhabbete,
dostluğa ve kardeşliğe adım atacağımız gecedir.
Bu gece, borçlarımızdan,
cezalarımızdan ve günahlarımızdan kurtulacağımız bir gece olsun!
Bu gece, her türlü iç
sorunlarımızı halledeceğimiz ve nefsimizi kin ve intikam duygularından
arındıracağımız bir gece olsun!
Bu gece, İslam diyarlarını barış
ve esenlik diyarlarına çevireceğimiz bir gece olsun!
Bu gece, dil, ırk, mezhep, meşrep
ve grup gözetmeksizin, İslam bayrağı altında Rabbimize yöneleceğimiz bir gece
olsun!
Bu gece, İslam’ın barış ve
esenlik mesajlarını tüm insanlığa takdim edeceğimiz bir gece olsun!
Bu gece, yeryüzünde hakkı,
hakikati, hukuku, adaleti, ahlakı, erdemi ve fazileti gerçekleştireceğimiz bir
gece olsun!
Bu gece, hiçbir menfaat ve
maslahat gözetmeksizin, kardeşlik hukukunu tesis edeceğimiz bir gece olsun!
Bu gece, Yüce Yaratan’la
bağlarımızı güçlendireceğimiz, yanlışlarımızın farkına varıp doğru yöne
yönleneceğimiz, acı ve kederleri paylaşacağımız, söz ve davranışlarımıza sahip
olacağımız bir gece olsun!
Bu gece, İslam coğrafyasını
çocuklarımıza ve gelecek nesillerimize yeniden umut veren bir coğrafyaya
dönüştüreceğimiz bir gece olsun!
Bu gece fert fert ve topluca
Müslümanlar olarak bir muhasebe içine gireceğimiz bir gece olsun!
Bu gece, ailemiz başta olmak
üzere, mahalle, semt, ülke ve dünyaya sevgi ve muhabbeti yayacağımız bir gece
olsun!
Bu gece, şefkat ve merhamet
denizinde, öksüz ve yetimlerin sevgiyle doyduğu bir gece olsun!
Bu gece, nefislerimizin, riya ve
gösterişten, yalan ve iftiradan, gıybet ve kinden, öfke ve ihanetten,
vefasızlık ve ikiyüzlülükten, bencillik ve tahakkümden arındığı, fazilet ve
kemale erdiği bir gece olsun!
Bu gece, gönüllerimiz rahmet,
bereket ve mağfiret ikliminde tatmin olsun!
Ülkemizden başlayarak dünyaya
dalga dalga yayılan barış ve huzur tüm insanlığı kuşatsın! Rağbetimiz başkaca
hiç bir şeye değil, sadece Allah’a olsun ki, her gecemiz Regaip olsun!
“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı
bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al!” (Al-i
İmran/193)
Amin!