Bizi insan olarak yaratan Yüce Allah, bu tasarrufuyla bize şereflerin en büyüğünü bahşetti. Bizi yarattığı gibi, türlü nimetleriyle iç içe yaşayacağımız bir âlemi de önümüze serdi. Bu kadar güzellikleri veren Rabbe karşı bizim de teşekkür etmemiz gerekmez mi? İşte bu teşekkürü ifa etmenin en başta gelen yolu ibadettir. İbadetler içerisinde ayet ve hadislerle ön plana çıkan ibadet de dinin direği, göz nuru, kalp aydınlığı, dünya ve ahiret güzelliği, sıkıntılara çözüm, kapalı kapıların anahtarı, gönül serinliği, kulu Rabbine yaklaştıran “namaz”dır.
Bütün dinlerin kendilerine has ritüelleri, merasimleri vardır. Bunlarla Yaradan’a yaklaşıldığına inanılır. Bütün dinlerde mevcut olan bu vazgeçilemez merasimlerin İslam dinindeki karşılığı namazdır. Namaz; Hz. Âdem’den (as) itibaren bütün peygamberlerin tebliğinde yer almıştır. Beş vakit namaz İslam’ın şartlarındandır ve akıl baliğ olan bütün Müslümanlar için farzdır.
“… Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat/56) diyen Yüce Mevla, kitabında namazın insana faydasını şöyle zikretmiştir: “Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl! Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut/45)
Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına girmiş her insan için farz olan beş vakit namaz, insanı insan olma mertebesine çıkaran yegâne dini vazifelerinden biridir. Ferdin yaşantısını düzenleyen en faziletli ibadet namazdır. Kabul olunan namaz kişiyi dünyada huzura kavuştururken ahirette de vaat edilen cennete ulaştırmaktadır. Namaz kılmak nasıl faziletli ise namazı beklemek de öyle faziletli ve sevaptır.
Allah’ın emri olan namaz; sevap bekleyerek ayağa kalkıp niyet edilerek girilen, tazim ile tekbir getirilip tertil ile Kur’an’dan ayetler okunan, huşu ile rükûya eğilip tevazu ile secdeye kapanılan, ihlas ile teşehhüde oturulup selam, rahmet ve bereket dilekleriyle bitirilen bir ibadettir. Cenneti sağ, cehennemi sol, sıratı ayaklarının altına, mizanı da gözlerinin önüne getirerek dışını, içini ve bütün gizli şeyleri Allah’ın bildiğini düşünerek huşu ile Allah’ı tazim etmektir namaz...
Kelimeyi Şehadetten sonra ilk emredilen ibadet, tevhid akidesinin amele dönüşmüş hali, bedenen, aklen ve kalben imanın ilk göstergesi, İslam’ın bina edildiği beş temelden biridir namaz...
Namaz; gelecek kaygısı taşımadan, kadere iman etmek, yalnızca Allah’a (cc) güvenip tevekkül etmektir.
Namaz; Allah’ı tesbih ve zikir, tekbir ve tazim, tövbe ve istiğfar, dilek ve dua, niyaz ve yalvarış, huşu ve tefekkür olmak üzere bütün ibadetlerin hülasası, sentezidir.
Namaz; küfrün her çeşidine, şeytan ve nefsin her türlü isteğine karşı Allah’a sığınıp O’nun huzurunda tevazu ile durup hamd ile tesbih demektir.
Namaz; dünyevi zaaflarla, bizi şeytanlaşmaya götüren kibirle, nefsani ihtiraslarla dolu hayatımızın akışını günde beş defa durdurarak Allah’ı, ahireti, ölümü, hesap gününü, cenneti ve cehennemi hatırlamaktır. Kılanlar için bir temizlenme vaktidir. Beş vakit arasında yapılan küçük günahların affedilmesine vesiledir.
Namaz; madde ötesi bir varlık olan ruhun, madde ötesi âlemlerde manevi feyizler ve ruhsal zevklerle huzur bulması ve tatmin olması, Allah (cc) yolunda manevi ve ruhani bir yolculuğa çıkmasıdır.
Namaz; maddi ve manevi kirleri temizleyen abdestle, her şey ve herkesle alakayı kesip bütün varlığıyla Allah’ın evine dönerek, dilden kalbe bir bağ kurup niyet ederek, Allah’tan gayri her şeyi elinin tersiyle geriye itip, “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz!” ayetiyle Rabbine söz vererek, okunan her ayeti anlayarak, hissederek, duyarak ve düşünerek, rükû ve secdesinde itaatin zirvesini yaşayarak, doğrudan Yaratan’a kulluğu arz ederek manevi âlemlere yücelmenin anahtarıdır.
Namaz; insanın Allah (cc) katındaki değerini ortaya koyan ve nefsini bilmesine yardımcı olan, kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk amelidir.
Namaz; dünyevi işlerden kurtulup ibadetin zirvesine ulaşmak ve Allah’a (cc) gerçek kul olmanın hazzını yaşamaktır.
Namaz; imanın en açık belirtisi, en büyük ilahi emir, ibadetlerin özü, kulun Yaratan’ına en yakın olduğu manevi iklim, topraktan gelen insanoğlunun tekrar toprağa dönüşünün simgesi, onur ve tevazunun birleşmesi, Peygamber Efendimize olan sevgi, vefa ve bağlılığın tezahürüdür.
Namaz; gaflet perdelerinin parçalanması, ruhsal zevklerin doruğuna çıkılması, nefsin her türlü fuhşiyatından kurtulup dış organlarımızla beraber günahtan arınmak için sarıldığımız can simidi, nefsanî güçlerin harekete geçmesini önleyen ilahi bir teminattır.
Namaz; ilahi emirle insanı her türlü kötülük ve günahtan koruyan manevi bir kalkan, insanı cehennemden koruyan, Cennet’e ulaşmasını sağlayan, ebedi kurtuluşun anahtarı, günahları imha ve onlardan korunmada en etkili ve güvenli silahtır.
Namaz; her an Allah’ı (cc) hatırlatan, emir ve yasaklarını bildiren, imandan sonra bütün ibadetlerin aslı ve kökeni, küçük günahları eriten ve yok eden en güçlü manevi temizliktir.
Namaz; kâinatın zikir halkasına dâhil olup tüm varlıklarla birlikte Allah’ı (cc) tesbih, hamd ve tekbir ile zikretmek, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a (cc) tahiyyeler sunmak, birliğini ilan etmek ve kulluğunun bilincine varmaktır.
Namaz; Müslümanların birbirlerinin dualarına ortak olması demektir.
Namaz; günahlardan, cehennem ve korkunç azaptan koruyan en sağlam kalkandır.
Namaz; dinin direği, dünyada ruhsal huzuru ve ahirette cenneti bahşeden en güzel ibadettir.
Namaz; ruhsal yapıyı güçlendirmenin yanı sıra fiziksel yapıyı da dengeleyen, bedenleri ve ruhları tatmin eden en kapsamlı ibadettir.
Namaz; Allah’a (cc), Resulüne ve kendine duyduğun saygının tezahürü, insanın Rabbine azami derecede yaklaştığı, o nispette de manen büyüdüğü ve yüceldiği bir görevdir.
Namaz; Allah’ın (cc) huzurunda kalbin huşu ve saygı ile dolduğu, dilin Allah’ı (cc) andığı, bedenin O’nu azami derecede tazim ettiği ve saygı gösterdiği, ruhu temizleyen, kalbi aydınlatan, imanı yüksek duygulardan haberdar eden, insanı kötülüklerden alıkoyan, insanı hayırlara, tefekküre, tevazu ve intizama götüren sürekli bir temizlenme ve arınma şeklidir. Bu özelliğiyle de en güzel ibadet, en büyük zikirdir.
Namaz; terkedilmesi için hiçbir mazeretin kabul edilmediği kulluk borcumuzdur.
Namaz; yeryüzündeki bütün müminlerin günde beş defa gök kubbede yankılanan ezan ile çağrıldığı büyük buluşma, secdesinde kulun Allah’a en yakın olduğu ân, huzur ve itminanın tükenmeyen kaynağı, Rabbimizin her an yanımızda olduğunu bize günde beş defa müjdeleyen kutlu görev, müminlerin derin saygı ile ifa edip kurtuluşa erdiği zaman dilimi, sabredenlere ve Allah’a derinden saygı duyanlara tarifi imkânsız haz veren dua, onu eda için atılan adımlardan her birinin bir günahı sildiği, diğerinin de sahibini bir derece yükselttiği müjdeli bir görev, kılanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyan, arınarak ve rabbinin adını anarak kılanın kurtuluşa erdiği, kılan insanlara melekler “Allah’ım! Bunu bağışla, buna rahmetinle muamele et” diye dua ettiği ibadettir.
Namaz kılanı Rabbi övülmüş bir makama yükseltir. (İsra/79)
Namaz kılanların Rableri katında ecirleri vardır; onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir. (Bakara/277)
Namazı kılanları Allah merhametiyle kuşatacaktır. (Tevbe/71)
Namazı dosdoğru kılanların ecrini Allah asla zayi etmeyecektir. (A’raf/170)
Namazı kılanların işlerinin sonu Allah’a varır. (Hac/41)
“Namaz; kötülüklere engeldir.” (Ankebut/45)
“Namaz; mü ‘minin miracıdır.” (Yunus/10)
Namaz cennetin anahtarıdır.