CHP adeta, ‘herkes PKK’lı olsun’ kampanyası başlattı. CHP’ye göre PKK’lı olmak suç değil. PKK’lı olmak, PKK’ya gariban Kürt çocuklarını öldürmeye ve ölüme göndermek,… CHP tarafından suç olmaktan çıkartılmış durumda. Hatta bundan böyle (sızanlar) CHP de (HDP gibi) PKK’ya gariban Kürt çocuklarını gönderebilir. HDP (PKK) ile ortaklığı iltihaka kadar da götürebilirler. Bakalım HDP mi CHP’ye katılacak, CHP mi HDP’ye katılacak? Buna da Cemil BAYIK (PKK/ABD) karar verecek gibi görünüyor. Apoizm ile Kemalizm birleşebilir mi? Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, ABDullah ÖCALAN’a yenilir mi? Öcalan (HDP) mı kazanacak, ATATÜRK (CHP) mü kazanacak? Bunu zamanla göreceğiz. Ama, HDP (PKK), birkaç adım CHP’nin önünde görünüyor.
Madem CHP ve Türk solu nazarında PKK’lı olmak suç değil. Hatta suçlulara itibar bile kazandırıyor. Madem Kobani olaylarında ve çözüm sürecinin bitirilmesinde suçüstü yakalanan Selahattin DEMİRTAŞ, bir melek ve suçlu değil… O zaman biz de PKK’lı olalım. Hatta herkes PKK’lı olsun. PKK’lı olmayanın bir değeri yok CHP nazarında. CHP için en iyi Kürt, PKK’lı Kürt olmuş durumda.
CHP ve Türk solundaki Selahattin Demirtaş (PKK/HDP) güzellemeleri (en son CHP eski milletvekili Barış YARKADAŞ) bir türlü bitmiyor. PKK ile CHP, yani terör sorununun sebebi ile sonucu olan CHP ile PKK, seçimlerdeki desteklerinden dolayı birbirlerine teşekkür ediyorlar. Cumhuriyeti kuran parti (CHP) ile Türkiye’yi bölmek için kan döken parti (PKK/HDP), birbirilerine teşekkür ediyor. Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün partisi CHP ile çocuk, kadın, öğretmen,… öldüren Öcalan’ın partisi HDP (PKK) birbirlerine, yaptıkları ittifaktan dolayı teşekkür ediyorlar.
Kürtler, yani çocukları kandırılarak ve bizzat HDP tarafından PKK’ya (kan dökmek için) gönderilen; Şırnaklı, Hakkarili, Diyarbakırlı, Halfetili, Şanlıurfalı, Vanlı,… PKK’dan kurtulmaya çalışırken,…
Kürtler, kendi çocuklarına ZORLA silah vererek; çocuk, polis, asker, kadın, öğretmen, muhtar,… öldürten PKK (HDP)’dan kurtulmaya çalışırken…
Atatürkçü/Kemalist/Türk milliyetçisi olarak görünenler, PKK’yı açık bir şekilde destekleyerek, akan kana ortak oluyorlar.
Eğer Selahattin Demirtaş’ın Kobani olaylarındaki planı tutsaydı, bugün Türkiye, Suriye gibi paramparça bir ülkeydi. Atatürk döneminde olsaydı idam edilecek (FETÖ, PKK,…) olanlarla, CHP bugün ittifak yapıyor. Demirtaş suçsuz ise, Şeyh Sait’in suçu ne? Seyit Rıza’nın suçu ne? Hatta Çerkez Ethem’in suçu ne? Türkiye neden Demirtaş ve HDP’nin desteklediği PKK ile savaşıyor? Ne anlamı var bu savaşın o zaman?
Selahattin Demirtaş’a teşekkür eden CHP'li saflara söylüyorum:
PKK; Selahattin DEMİRTAŞ'ı, Pervin BULDAN'ı,… diğer HDP yöneticilerini bugün silah altına (Kandil) çağırsa, hepsi de tıpış tıpış dağa gidecek. Tıpkı Selahattin'in kardeşi Nurettin gibi onlar da güle oynaya insan öldürmeye/öldürtmeye gidecek. Selahattin Demirtaş çözüm sürecinin bitmesine ve binlerce insanın ölmesine sebep olanların en başında gelmektedir. Demirtaş suçüstü yakalanmış bir suçludur. Demirtaş’a melek muamelesi yapan CHP’li saflar: çocukları PKK’da olan Kürtler PKK (HDP)’yı bırakıyor da siz neden bırakmıyorsunuz?
Şimdi Kürt ne yapsın?
Kürt PKK (HDP)'yı bırakıyor, ABD bırakmıyor.
Kürt PKK (HDP)'yı bırakıyor, İsrail bırakmıyor.
Kürt PKK (HDP)'yı bırakıyor, CHP bırakmıyor.
Kürt PKK (HDP)'yı bırakıyor, Saadet Partisi bırakmıyor.
Kürt PKK (HDP)'yı bırakıyor, Türk Solu bırakmıyor.
Kürt ne yapsın?...
Kürtler, CHP kadar PKK’yı desteklerse, Türkiye bir arada durabilir mi? Şu bir kez daha anlaşılmıştır ki; CHP Türkiye’yi bir arada tutamaz. CHP’nin yönettiği bir Türkiye Suriye’den de beter olur. CHP’nin yönettiği bir Türkiye bölünür, paramparça olur.
***
Kemal KILIÇDAROĞLU'nun göreceli büyük başarısı;
1. Ülkücülerin (İYİ Parti)
2. PKK (HDP)'nın
3. Dindarların (Saadet Partisi) desteğini aynı seçimde alabildi.
Kemal KILIÇDAROĞLU; Kürt milliyetçilerini (HDP/PKK), Türk milliyetçilerini (Ülkücü/İYİ Parti), İslamcıları (dindar/Saadet Partisi), bir araya getirebildi. Bu başarı (bu stratejik akıl kendisine aitse), Kılıçdaroğlu’nun başarısı olarak tarihe geçecektir.
CHP ne zaman: “yaşasın PKK, yaşasın Öcalan diyecek? ...” Merakla bekliyoruz. Çünkü bir bu kaldı. Kılıçdaroğlu ve CHP bunu da başarabilir.
***
AK Parti ve hatalar zinciri
Yerel seçimlerde AK Parti kurmaylarının yaptığı bazı hatalar seçim sonuçları üzerinde etkili oldu. Özellikle Erdoğan’ın konuşmalarını yazanların ciddi hataları oldu.
1. Diplomasi dilinin iç ve dış politikada iyi kullanıl(a)maması.
2. Erdoğan’ın konuşmalarını hazırlayan ekibin, hemen her ilde aynı yanlışları sürekli tekrar etmeleri. Konuşmaları kısır tartışmalara boğmaları.
3. Kürdistan kavramındaki gereksiz ısrarlı tekrarlar. “İstiyorsanız Kuzey Irak'ta Kürdistan var. Defolun oraya gidin” söylemindeki maksadın ne olduğu iyi anlatılamadı.
4. MHP’nin yaptığı üslup hatalarının düzeltil(e)memesi.
5. Meral AKŞENER’e yapılan hapse atarız tehditleri son derece gereksizdi. (Yargı konusuna girildi)
6. Mansur YAVAŞ’a yapılan görevden alınma tehditleri de gereksizdi. (Yargı konusuna girildi)
7. CHP adayı Ekrem İMAMOĞLU, çok çok çok fazla ciddiye alındı. Hedef genel olarak CHP olacaktı, şahıslar değil. İmamoğlu hak etmediği şekilde aşırı derecede büyütüldü. (Seçimdeki en büyük hata)
8. Liyakat liyakat liyakat!... Parti teşkilatlarında ve ülke yönetiminde liyakate önem verileceği seçim meydanlarında iyi anlatılamadı. (Türkiye’nin de AK Parti’nin de en çok ihtiyaç duyduğu mesele)
9. Aday tercihlerinde yapılan hatalar. Para babalarının siyasette etkili olması. Eş dost akraba, adamcılık,… politikası.
10. Rahip Brunson krizinin iyi yönetil(e)memesi. Bu konuda çelişkiye düşülmesi. Erdoğan’ın zor durumda bırakılması. (Erdoğan’ı en çok yıpratan konuların başında geliyor)
11. Ekonomik krizin sebepleri ve çıkış yollarının iyi anlatılamaması. Ekonominin başındaki Berat ALBAYRAK’ın krizden çıkılacağına dair güven vermemesi. Bir damat sendromu oluştu. (Her şey yine Erdoğan’ın üzerine yıkıldı)
12. Fazıl SAY v.b olaylardaki çelişkiler. (Erdoğan’ın yaptığı jest olumluydu)
13. Erdoğan’ın konuşmalarını hazırlayan ekibin, AK Partili bazı şahısların, İslam’a aykırı olan söylemlerine Erdoğan’ın konuşmalarında eleştirel bir şekilde yer vermemesi. Kamuoyunda Erdoğan bunları biliyor ama ses çıkarmıyor algısının oluşmasına sebep oldu.
Yeni dönemde bütün bunlardan ders alınmalıdır. Başkan ERDOĞAN’ın dediği gibi: “Ben dahil hiç kimse değişmez değildir”, "Şahsım dahil hiç kimse davamızdan daha büyük değildir, Türkiye'den daha öncelikli değildir, partimizden daha önemli de değildir." Herkes, Erdoğan’ın samimiyet vizyonu ile hareket etmelidir.
Spor, Tarım,… Ekonomi gibi bakanlıklar başta olmak üzere, ERDOĞAN’ın temposuna ayak uyduramayan; teşkilatlar ve başkanları, bakanlıklar,… tembel bakan, danışman,… ve bakanlık personelleri de masaya yatırılmalıdır.
***
Seçimin sonuçları;
1. Erdoğan kazandı, AK Parti kısmen kaybetti, AKP’lilere yeni bir parti için gün doğdu.
2. Kürtler kazandı, PKK (HDP) bölgede (kendi ifadeleri ile PKK/HDP Kürdistan’da kaybetti) kaybetti, Batı illerinde CHP üzerinden kazandı.
3. AK Parti-MHP (Cumhur ittifakı) - Anadolu (Selam) ittifakı, Kürtlerden tam destek gördü. (Seçimin en büyük kazançlarından biri)
4. CHP-HDP (PKK) ittifakı kısmen başarılı oldu.
5. İYİ Parti göreceli olarak kaybetmiş gibi görünse de ileride CHP tabanını kendisine çekebilecek bir potansiyelinin olduğu ortaya çıktı.
6. Saadet Partisi Güneydoğu’da kısmen kazandı, Batı illerinde kaybetti. AK Parti’ye ise İstanbul’da (geçici sonuçlara göre) kaybettirdi. (İstanbul’un asıl kaybettireni HDP değil Saadet Partisidir. Bu da tarihe geçecektir.)
7. Kemal Kılıçdaroğlu ve PKK (HDP) kazandı, CHP kaybetti.
***
Zıtların entegrasyonu
İYİ Parti, HDP (PKK) ile doğrudan bir ittifak yapmamasına rağmen, CHP’nin HDP (PKK) ile yaptığı ittifaktan dolayı, dolaylı olarak da olsa bu rezilliğe bulaştı.
Cemil BAYIK (PKK), Kemal Kılıçdaroğlu (CHP), Temel Karamollaoğlu (SP), Meral Akşener (İYİ Parti),… Fatih Portakal, Ahmet TAKAN, Gürkan Hacır, Barış Yarkadaş,… kısacası ideolojisi birbirine ters olan bir kitle ve bu kitlelerin öncüleri, ERDOĞAN’ı devirmek için birlikte hareket edebildiler. Ergenekoncular, CHP, PKK (HDP), İYİ Parti, … ortak düşman ERDOĞAN olunca birlikte hareket edebileceklerini gösterdiler. Bu entegrasyonun sonuçları zamanla ortaya çıkacaktır. Dileğimiz CHP ve İYİ Parti’nin, PKK (HDP)’yı Türkiye’ye entegre etmede ve PKK’ya silah bırakmada etkili olmaları. Bu kahırda lütuf olabilir mi acaba? Ya da PKK’yı daha da meşru hale getirip güçlendirir mi? Bunu zamanla göreceğiz. İYİ Parti, kendisini PKK (HDP) ile ittifak yapma imajından kurtarabilir. Ama CHP, HDP üzerinden PKK ile yaptığı ittifaktan istese de kendisini kurtaramaz. Çünkü burnuna, hatta alnına kadar çamura batmış durumda.
***
PKK kayyum mu istiyor?
PKK, daha seçim atmosferi bitmeden, seçilmiş belediye başkanlarına suç işlettirmeye çalışıyor. Kayyumlara şimdiden davetiye çıkarıyor. PKK’nın her an Pervin ile Sezai’yi görevden alabileceğini:
“PKK, Pervin ve Sezai’nin ipini çekti
PKK, Pervin ile Sezai’nin performansından memnun değil. Halkı sokağa çıkaramıyorlar. Öcalan için başlatılan açlık grevlerine bile destek bulamıyorlar. Seçimden önce Pervin-Sezai ikilisini istifa ettireceklerdi. PKK, Ayhan Bilgen’i HDP’nin başına geçirmek istiyordu ama Pervin, Bilgen’i Kars’a göndererek bir karşı hamle yaptı. Bilgen ile muhafazakar Kürtlerin desteğini almayı planlıyorlardı ama, Laik (Aleviliği kullanan) Kürtlerin desteğini........”, (PKK fedakârlık yapıyormuş(!), Milat Gazetesi, 5 Şubat 2019), seçimlerden önce ifade etmiştik.
PKK, Güneydoğu illerinde Pervin ve Sezai ile beklediği oyları alamadı. PKK, Pervin BULDAN’ı Kuzey Irak’a (Kandil’e de olabilir) çağırarak hesap sorabilir. Cemil BAYIK zaten seçimden önce Buldan’ı görevden almak istiyordu. Pervin Buldan, Abdullah ÖCALAN’a bağlı ve Öcalancılar ekibinden. Bayık ise HDP’nin başına kendi ekibinden birini atamak istiyor. Pervin bir hamle ile BAYIK’ın adamı Ayhan BİLGEN’i Kars’a gönderdi ama, kendisinin HDP’nin başından gitmesini engelleyemeyebilir. Çünkü Bayık tarafından ipi çekilmiş durumda. Cemil BAYIK kendi ekibinden birini HDP başına atayacak. Dindar görünümlü birini mi radikal sol birini mi tercih edecek, bunu CHP ile yaptıkları ittifaka göre belirleyecek. Zira, “Batı’da GEZİ (Alevi/ayaklanma), Doğu’da Serhıldan (Kürt/isyan), hedef ERDOĞAN” stratejisi devam ediyor. Bunun için aynı anda İstanbul ve Akdeniz (Antalya, Mersin, Adana,…) Bölgesi merkezli hareket edebilirler. Güneydoğudan Akdeniz’e yapılan son iki yıldaki göçler incelenmelidir. Akdeniz Bölgesine dikkat edilmelidir. Seçim sonuçları mükemmel bir mühendislik çalışmasıdır. Bu akıl ne CHP aklı ne de PKK (HDP) aklıdır. Türkiye, Cemil BAYIK (PKK)’ın istediği (Suriye gibi) kıvama doğru gidiyor. Cemil Bayık’ta bu beyin olmadığına göre, kimin beyni olduğu da ortadadır. PKK, Türkiye’nin bütçesi kadar bir bütçeye sahip olmuştur. PKK bizzat ABD (İsrail) örtülü ödeneğinden desteklenmektedir. Kürtleri de Türkiye’yi de zor günler ve büyük bir sınav bekliyor. PKK ve bazı iç odaklara, Türkiye’nin 2023’ü görmemesi (serhıldan ve isyan) görevi verilmiştir. ALLAH yar ve yardımcımız olsun. İşte!... Ne olursa olsun!... ERDOĞAN dememizin en temel sebebi budur. Önce vatan!... Önce memleket!... Sonra ERDOĞAN
***
AK Parti’nin İstanbul oylarının azalmasının sebeplerinden biri de muhtarlık seçimleri
Özellikle Erdoğan’ın muhtarlara ve muhtarlık sistemine önem vermesi, muhtarlık seçimlerini daha önemli bir hale getirdi. Muhtarlık seçimlerine katılmak için İstanbul’dan özellikle de Karadeniz Bölgesi’ne bir göç yaşandı. Bu da İstanbul’da AK Parti oylarının kısmen azalmasına sebep olan olaylardan biri oldu. Daha önce muhtarlık seçimlerinin ayrı yapılması gerektiğini aşağıdaki haberden de anlaşılacağı üzere gündeme getirmiştik. Haberi, Milat Gazetesi’nin o zamanki muhabirlerinden biri olan ve aynı zamanda 15 Temmuz FETÖ Darbe girişimi gazisi olan Enes BABACAN yapmıştı.
***
Anadolu – Kent Modeli
*
Anadolu-kent modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini savunan İlhaner, "Belli sayıda köylerin bir araya getirilmesiyle merkez muhtarlık çatısı altında, alt yapısı tamamlanmış, ilçeden küçük şehir yapılanması kurulmalıdır. Böylece halkın demokratik katılımı sağlanmış hem de alt yapısı tamamlanmış olacaktır" dedi.
20.01.2016 11:15 Güncelleme: 20.01.2016 11:15
ENES BABACAN / İSTANBUL
…
Merkez muhtarlık sistemi kurulmalı
Türkiye'nin yeni bir muhtarlık sistemine ihtiyacı olduğunu vurgulayan İlhaner, "Muhtarlık sistemi bu haliyle hem millete hem devlete yeterince verimli olmamaktadır. Köy muhtarlıkları, demokratik bir sistemle yeniden düzenlenmelidir. Her köyün bir muhtarı/başkanı ve köy kurultayı (13 kişilik) altında bir kurulu olmalıdır. Köy muhtarları, merkez köy (3-5-7 köy arası) olarak belirlenen merkez (Başkan Muhtar) Muhtarlığa bağlı olmalı. Köy (Köy Başkanı) muhtarları aynı zamanda, Merkez Köy Meclisi'nin üyeleri olarak da görev yapacaklardır. Mahalle Muhtarları ise; Mahalle (Merkez Mahalle Başkanı) Temsilcileri olarak belediye (Merkez İl/İlçe) meclisinin üyeleri olarak görev yapacaklardır. Köy başkanlık divanı/köy kurultayı/meclisinde, köye/mahalle öğretmenleri ve köy imamları da bulunabilir. Her köye çocuk parkı gibi hizmetler ile köylerin alt yapıları yeniden yapılmalıdır. Böylece muhtarlık sisteminden büyük yarar sağlanabilir" dedi.
Seçimler yeniden düzenlenmeli
"Muhtarlık seçimleri yerel seçimlerden ayrı yapılmalı" diyen İlhaner, "Muhtarlık seçimlerinde, diğer seçimlerde olduğu gibi, oy pusulası (adayların ücretini ödemesiyle) devlet tarafından bastırılmalıdır. Vatandaş oyunu, diğer seçimlerde olduğu gibi resmi mühürle kullanmalıdır. Bu şekilde oy pusulalarının dağıtımı sırasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar, sürtüşmeler ve düşmanlıklar azalacaktır. Daha fazla aday yarışı olacağından demokratik katılım daha üst düzeyde olacaktır. Ayrıca muhtarlık seçimlerinin, belediye ve milletvekili seçimlerinde pazarlık konusu olmasının önüne de büyük ölçüde geçilmiş olacak. Doğu bölgelerinde kan davalarının büyük çoğunluğu muhtarlık seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Bu şekilde hem demokratik katılım arttırılmış olacak, hem de kan davalarının önüne büyük ölçüde geçilmiş olacak" dedi.,https://www.milatgazetesi.com/gundem/gundem-kucuk-iller-buyuksehir-yapilmali/haber-77254 , 20 Ocak 2016
*
Muhtarlarla ilgili bazı değişiklikler yapıldı fakat seçim sisteminde bir değişiklik henüz yapılmış değil. Muhtarlık seçimlerinin ayrı yapılmasında fayda var.
***
Haftanın Notu: Ekonomi Balkanı Berat ALBAYRAK, 10 Nisan’da ‘Ekonomide Reform Paketi’ açıklayacak. Faizsiz sisteme geçişin altyapısını oluşturacak bir paket bekliyoruz. Faizin ortadan kaldırılmadığı bir paket, reform paketi olamaz. İslam (SELAM) Ekonomi/İktisat Sistemi’nin olmadığı bir dünya, ADİL bir dünya olamaz. Adalet ekonomi ile başlar. İslam Ekonomi Sistemi’ne geçişin alt yapısının kurulması için gereken çalışmalara başlanmalıdır. Bunun için; İslam İktisat/Ekonomi Üniversitesi kurularak başlanabilir. Ya da VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde, İslam Ekonomi/İktisat Fakültesi kurularak da başlanabilir. Fakülte geliştirilerek zamanla, VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin adı, “VAN İslam Ekonomi Üniversitesi” olarak değiştirilebilir.
***
Haftanın twiti
Galip İLHANER @SelamveAdalet 23 Tem 2015
Muhtarlık (köy/mahalle başkanlığı) seçimleri ayrı yapılmalı. Milletvekili seçimleri, muhtarlık seçimlerinden sonra yapılmalı. , https://twitter.com/SelamveAdalet/status/624299380607184896
Ek alanı