SON GELİŞMELER KARŞISINDA KAPALI GÖZLERİN ACIYLA GERÇEKLERE AÇILMASI
Türkiye, son dönemlerde özellikle ekonomik alanda ve dış politikada yaşanan sarsıntılı ve kabus gibi( nightmarish) bir süreçten geçerken, siyasi düzlemde ise yeni algı operasyonlarıyla sık sık gündem değiştirilerek insanların gerçekleri görme alanları önünde yapay duvarlar örülmek suretiyle görüş alanları daraltılmaya çalışılmaktadır.
Seçim sonrası tahmin edilen kriz beklentisinin pastör Brunson sorunuyla çakışması, zamanlama açısından son derece dikkat çekici olmuştur. Böylece, söz konusu pastör ile çatkısı oluşturulmaya çalışılan ekonomik darboğaz ve döviz kurlarındaki ani yükselişten kaynaklanan krizin ağır faturası geniş halk kitlelerini derinden etkilemiş oldu.
Tüm bu sorunlar yaşanırken geçmişte Fransa ve Almanya ile volumü en üst düzeye çıkan ikili ilişkilerde yaşanan krılganlıktan sonra, şu günlerde nesameti hissedilen bahar havası niteliğindeki siyasi atmosfer, ister istemez insanları derin düşüncelere sevketmektedir.
Fransızların ‘peau du chargin’ olarak adlandırdıkları “büzülme ve geri çekilme’ politikası, artık Türkiye’nin dış politikadaki encamının en bariz göstergesi durumuna gelmiştir. Geçmişte sürekli kamuoyu gündemini işgal eden ‘kırmızı çizgi’ kavramında yaşanan aşınma süreçlerinden sonra, bu iki ülke ile bu günlerde yaşanan yeni gelişmeler, dış politikada yersiz ve hamasete dayalı politikaların prim yapmadığının en belirgin göstergesi olmuştur.
Dış politikada, sadece iç politikaya yönelik söylemler fayda getirmeyeceği gibi, Türkiye’yi bekleyen sorunların aşılmasında atılabilecek adımların zorluğunu da beraberinde getirmeye mahkûm bırakılır düşüncesindeyiz.
İktidarın her zaman için Türkiye’nin çıkarlarını gözetleyip koruyabilecek ve en önemlisi zararları en aşağıya çekebilecek düzeyde politikalarla amaca ulaşmaya çalışması kaçınılmaz bir olgudur. Salt hamasi anlayışla Türkiye’nin çıkarlarını koruyabilmek mümkün olmasa gerek.
Bu nedenle, Hollanda, Almanya, Fransa ile yaşanan sorunlardan dersler çıkararak bundan böyle daha sağlam adımar atmamız gerekir inancındayız. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Trump’a yönelik; “bu işler kowboy anlayışıyla çözülmez” cümlesinden hareketle bizim de buna benzer politikalarla yol almamız artık mümkün değildir.
Saınt-Petersburg geleneğinden gelen sürrealist dijital sanatçı Alex Andreyev'in başyapıt çalışmalarından;"insanın gözlerini gerçeğe açması, bazen çok acı verici olabilir" adlı metro mikron çalışması ,aslında tüm soruların cevabı niteliğinde olsa gerek.
Sahi, çok acı da olsa, sizce gerçekleri görme zamanı gelmedi mi artık?