31 Marta Yerel seçimleri yaptık. Bize verdikleri destek ve duydukları güvenden dolayı başta bize oy veren 15.789 seçmenimiz olmak üzere, Diyarbakır'lı tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Milletimizin iradesine her zaman saygı duyuyoruz. Sonucun ülkemize ve ilimize hayırlara vesile olmasını diliyorum.
PÜTÜRGE VE ÇÜNGÜŞ SALDIRILARI
Akp, Genel başkanı ve Süleyman Soylu başta olmak üzere Cumhur ittifakı yetkililerinin seçim süresinc kutuplaştıran, ötekileştiren kendilerinin dışında kalan herkesi hain ve terör örgütleriyle işbirlikçi diye yalan ve iftiraya dayalı kullandıkları dille, halkın arasına kin ve nefret tohumlarını ekmiştir.
Bundan cesaret almaları ve Belediyedeki çıkar ve menfaat için, Akp'li Belediye Başkan aday ve yakınları, gözleri kararmış Malatya Pütürge'de iki kardeşimizi katl etmiş, Çüngüşte de Yine Akp adayının yakınları, Kazanmış Belediye Başkanımıza ve teşkilat mensuplarımıza, saldırarak üç kişiyi yaralamıştır. Hayatını kayb eden kardeşlerime Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Bu “siyasi ve rant terörünü” estirenlerin layık oldukları en ağır cezaya çarptırılmalarını bekliyoruz.
Yaşanan bu olaylar göstermiştir ki, Akp'nin 17 yıllık iktidar süreci, “bazı Akp'lilerde güç zehirlemesi oluşturmuş, hatta kendilerini kanunların üstünde ve devletin tek sahibi görür hale” getirmiş.
Defalarca uyardık, ne olur bir kaç oy veya belediye kazanmak için vatandaşı germeyin kullandığınız dile dikkat edin. Ama maalesef bu dilli terk etmedikleri gibi gün geçtikçe daha da şiddetini artırdılar. Ve neticede bu acı olaylar meydana geldi.
TEKLİF:
Fransa'da Batlı liderlerle teröre karşı kol kola yürüyüş yapıldığı gibi, tüm parti liderleri de Malatya ve Diyarbakır'da "siyasi teröristlere" karşı kol kola yürümelidirler ki yeni saldırıların önü alınsın.
SEÇİM SÜRECİ
Türkiyenin her tarafında partimize büyük bir teveccüh ve katılımlar vardı. Bunu gören Akp iktidarı, büyük bir panike kapılarak saadet Partisine karşı yalan ve iftiralarla dolu, kirli bir siyaset yapmaya başladı. Vatandaşlarımızın kafasında yanlış bir algı oluşturmaya çalıştılar.
Halbuki Saadet Partisi Türkiyenin 1389 seçim merkezinde tek başına ve kendi adaylarıyla seçime giren tek partiydi.
Maddi açıdan devletin tüm imkan ve güçü yanında medya güçünü arkasına alan bir iktidar, cami ve devlet kurumlarını bile siyasi emelleri için kullandı.
Yalan ve iftiraların yapıldığı, kutuplaştıran, ötekileştiren, kendileriyle beraber omayan herkesin hain ilan edildiği nezaket ve toplumun hasasiyetlerinin dikkate alınmadığı çok kirli bir dilin kullanıldı.
Tüm partilere karşı tarafsız olması gereken devletin brokratları, devletin gücünü Akp lehine baskı, korkutma ve tehdit aracı olarak kullanarak milletimizin iradesinin doğru bir şekilde sandığa yansımasını engellemiştir.
“Ülkenin Bekası” yalanını millete yuturmaya çalıştılar. Allah aşkına, Başkanlık Sistemi ve İktidar değişmiyor, emniyet güçleri ve Ordu Belediye Başkanlarına bağlı değil, Ekonomiyi Belediye Başkanları idare etmiyor, Görevi hizmet olan bir belediye başkanın seçimiyle ülkenin bekasıyla ne alakası var? Bir beka sorunu var doğru ama bu ülkenin bekası değil, 16 yıllık başarısızlıklarının üstünü örtmek, sahip oldukları saltanatı kaybetmemek için Akp ve Mhp'nin beka sorunuydu.
Yerel seçimler, başkanlık seçimi hevasında götürüldü. Adaylar ve projeleri değil, iftira, yalan ve kandırma projelerinin konuşulduğu bir seçimi sürecini geçirdik.
Medya hiç olmadığı kadar, Akp'nin tarafı oldu ve kutuplaştırıcı bir üslup kullanarak vatandaşı yanlış yönlendirdi.
Kazanmak için her yol mubah görüldü.
Saadet Partimize, TRT’nin ve bazı medya kuruluşlarının ambargosu ise had safhaya ulaştı.
SEÇİM BÜTÜNLÜĞÜ ENDEKSİ
3 bin 524 uzmanın 165 ülkede, Temmuz 2012 ile Haziran 2018 arasında gerçekleştirilen 310 seçim üzerinden, Seçim kanunları, Medya, finansman, şefaflık gibi 11 başlıkta 49 parametrde yapılan değerlendirmede; Türkiye, maalesef çok çok geride 116. sırada yer almaktadır.
Seçim süresince Vatandaşlarımızın arasında dolaştık dinledik ve gördük ki;
Esnaf, emekli, çifçi, işçi ve memurlarımızın alım güçleri düşmüş ve perişan bir halde ayakta kalma mücadelesini veriyorlar.
Vatandaş üzerinde ciddi bir baskı his ediyor ve korku var konuşamıyor,
Gençlerimiz işsiz, gelecek için bir umutları yok.
Vatandaşlar, Devleti temsil eden ve tüm partilere eşit olmaları ve siyasete karışmamaları gereken brokratların Akp'nin lehine, dvletin gücüyle baskı kurmalarından şikayetçi.
SEÇİM SONUCU
Saadet Partimiz
Türkiye Genelinde: % 2.71 oy oranı ile 9 ilçe 11 beldede Belediye Başkanlığını kazanmıştır.
Diyarbakırda ise, Büyükşehirde 15.789 oy, %2.03
Meclis Üyelerinde 23.714 oy, %3.11 ile Çüngüşü aldık.
Netice olarak, Hak edenin değil, Alllah korkusu olmayan, baskı, tehdit, yalan ve iftiralardan medet umanların kazandığı bir seçim süreci yaşadık.
Her şeye rahmen, Saadet Partisi olarak Milletimizin tercihne saygı duyuyor, verdiği mesajdan gerekli iç muhasebemizi yapıp buna göre çalışmalarımıza devam edeceğiz.
PÜTÜRGE VE ÇÜNGÜŞ SALDIRILARI
Akp, Genel başkanı ve Süleyman Soylu başta olmak üzere Cumhur ittifakı yetkililerinin seçim süresinc kutuplaştıran, ötekileştiren kendilerinin dışında kalan herkesi hain ve terör örgütleriyle işbirlikçi diye yalan ve iftiraya dayalı kullandıkları dille, halkın arasına kin ve nefret tohumlarını ekmiştir.
Bundan cesaret almaları ve Belediyedeki çıkar ve menfaat için, Akp'li Belediye Başkan aday ve yakınları, gözleri kararmış Malatya Pütürge'de iki kardeşimizi katl etmiş, Çüngüşte de Yine Akp adayının yakınları, Kazanmış Belediye Başkanımıza ve teşkilat mensuplarımıza, saldırarak üç kişiyi yaralamıştır. Hayatını kayb eden kardeşlerime Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Bu “siyasi ve rant terörünü” estirenlerin layık oldukları en ağır cezaya çarptırılmalarını bekliyoruz.
Yaşanan bu olaylar göstermiştir ki, Akp'nin 17 yıllık iktidar süreci, “bazı Akp'lilerde güç zehirlemesi oluşturmuş, hatta kendilerini kanunların üstünde ve devletin tek sahibi görür hale” getirmiş.
Defalarca uyardık, ne olur bir kaç oy veya belediye kazanmak için vatandaşı germeyin kullandığınız dile dikkat edin. Ama maalesef bu dilli terk etmedikleri gibi gün geçtikçe daha da şiddetini artırdılar. Ve neticede bu acı olaylar meydana geldi.
TEKLİF:
Fransa'da Batlı liderlerle teröre karşı kol kola yürüyüş yapıldığı gibi, tüm parti liderleri de Malatya ve Diyarbakır'da "siyasi teröristlere" karşı kol kola yürümelidirler ki yeni saldırıların önü alınsın.
SEÇİM SÜRECİ
Türkiyenin her tarafında partimize büyük bir teveccüh ve katılımlar vardı. Bunu gören Akp iktidarı, büyük bir panike kapılarak saadet Partisine karşı yalan ve iftiralarla dolu, kirli bir siyaset yapmaya başladı. Vatandaşlarımızın kafasında yanlış bir algı oluşturmaya çalıştılar.
Halbuki Saadet Partisi Türkiyenin 1389 seçim merkezinde tek başına ve kendi adaylarıyla seçime giren tek partiydi.
Maddi açıdan devletin tüm imkan ve güçü yanında medya güçünü arkasına alan bir iktidar, cami ve devlet kurumlarını bile siyasi emelleri için kullandı.
Yalan ve iftiraların yapıldığı, kutuplaştıran, ötekileştiren, kendileriyle beraber omayan herkesin hain ilan edildiği nezaket ve toplumun hasasiyetlerinin dikkate alınmadığı çok kirli bir dilin kullanıldı.
Tüm partilere karşı tarafsız olması gereken devletin brokratları, devletin gücünü Akp lehine baskı, korkutma ve tehdit aracı olarak kullanarak milletimizin iradesinin doğru bir şekilde sandığa yansımasını engellemiştir.
“Ülkenin Bekası” yalanını millete yuturmaya çalıştılar. Allah aşkına, Başkanlık Sistemi ve İktidar değişmiyor, emniyet güçleri ve Ordu Belediye Başkanlarına bağlı değil, Ekonomiyi Belediye Başkanları idare etmiyor, Görevi hizmet olan bir belediye başkanın seçimiyle ülkenin bekasıyla ne alakası var? Bir beka sorunu var doğru ama bu ülkenin bekası değil, 16 yıllık başarısızlıklarının üstünü örtmek, sahip oldukları saltanatı kaybetmemek için Akp ve Mhp'nin beka sorunuydu.
Yerel seçimler, başkanlık seçimi hevasında götürüldü. Adaylar ve projeleri değil, iftira, yalan ve kandırma projelerinin konuşulduğu bir seçimi sürecini geçirdik.
Medya hiç olmadığı kadar, Akp'nin tarafı oldu ve kutuplaştırıcı bir üslup kullanarak vatandaşı yanlış yönlendirdi.
Kazanmak için her yol mubah görüldü.
Saadet Partimize, TRT’nin ve bazı medya kuruluşlarının ambargosu ise had safhaya ulaştı.
SEÇİM BÜTÜNLÜĞÜ ENDEKSİ
3 bin 524 uzmanın 165 ülkede, Temmuz 2012 ile Haziran 2018 arasında gerçekleştirilen 310 seçim üzerinden, Seçim kanunları, Medya, finansman, şefaflık gibi 11 başlıkta 49 parametrde yapılan değerlendirmede; Türkiye, maalesef çok çok geride 116. sırada yer almaktadır.
Seçim süresince Vatandaşlarımızın arasında dolaştık dinledik ve gördük ki;
Esnaf, emekli, çifçi, işçi ve memurlarımızın alım güçleri düşmüş ve perişan bir halde ayakta kalma mücadelesini veriyorlar.
Vatandaş üzerinde ciddi bir baskı his ediyor ve korku var konuşamıyor,
Gençlerimiz işsiz, gelecek için bir umutları yok.
Vatandaşlar, Devleti temsil eden ve tüm partilere eşit olmaları ve siyasete karışmamaları gereken brokratların Akp'nin lehine, dvletin gücüyle baskı kurmalarından şikayetçi.
SEÇİM SONUCU
Saadet Partimiz
Türkiye Genelinde: % 2.71 oy oranı ile 9 ilçe 11 beldede Belediye Başkanlığını kazanmıştır.
Diyarbakırda ise, Büyükşehirde 15.789 oy, %2.03
Meclis Üyelerinde 23.714 oy, %3.11 ile Çüngüşü aldık.
Netice olarak, Hak edenin değil, Alllah korkusu olmayan, baskı, tehdit, yalan ve iftiralardan medet umanların kazandığı bir seçim süreci yaşadık.
Her şeye rahmen, Saadet Partisi olarak Milletimizin tercihne saygı duyuyor, verdiği mesajdan gerekli iç muhasebemizi yapıp buna göre çalışmalarımıza devam edeceğiz.