FETÖ'nün Selam Tevhid kumpasından bir dönem cezaevinde kalan ve Şehid Metin Yüksel’in dava arkadaşlarından olan Tekin, Fatih Camisi’nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı.
Fatih İlçe Müftüsü Hüseyin Baş tarafından kıldırılan cenaze namazı sonrasında, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım ve Gazeteci-Yazar Selahattin Eş, merhum Mehmet Ali Tekin ile ilgili kısa birer konuşma yaptılar.
Merhum için Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, yaklaşık 40 yıl önce henüz 17 yaşındayken İstanbul’a geldiğinde Mehmet Ali Tekin ve arkadaşlarıyla tanıştığını söyledi.
Turan, "Şehit Metin Yüksel başta olmak üzerel, tüm şehitlere olan tutkumuz, bağlılığımız, onların yolunda gitme azmimiz bu büyüklerimiz sayesinde olmuştur. Mehmet Ali Tekin ağabeyim ne zaman sesli bir dua etse o duada Metin Yüksel eksik olmazdı. Bir vefa ancak bu kadar olur. Bu avlunun hemen diğer tarafında her 23 Şubat’ta anmak için geldiğimiz Metin Yüksel ile yol arkadaşlığını ve onun nezdindeki şehitlerle olan yol arkadaşlığını yaşayan bir şehit olarak adeta hayatı boyunca sürdürdü." dedi.
Merhum Tekin’in Bosna cihadı başta olmak üzere, birçok cepheye gittiğini hatırlatan Turan, cephelerde karşılaştığı sıkıntılara değinerek merhumun Kudüs sevdalısı olduğunu ve Kudüs için verilen mücadelenin en büyük onur olduğuna inandığını ifade etti.
"Hayatınız, namazınız Allah için olsun ki, sizin hakkınızda da böyle şahitlik yapılsın"
Cenaze namazına katılanları görünce Beyazıt Meydanı’nı hatırladığını söyleyen IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Burada eskiler çoğunlukta. Sonbahar gibi yaprak yaprak dökülüyoruz. Çok uzun mücadeleler verdik. Şimdiki gençler acaba bu mücadelelerin sonucunda elde edilen rahatlığın nelere mal olduğunu, ne bedeller ödendiğini acaba biliyorlar mı? Mehmet Ali Tekin, başım sıkıştığında istişare ettiğim insanlardan biriydi. Bir kez olsun bana nefsi bir şey söylemedi. IHH kurulduğundan beri bize doğruları söyleyen abilerimizden biriydi. Fedakârdı, cesurdu. Metin Yüksel’i, Bahattin Yıldız’ı, Rantisi’yi, Ahmet Yasin’i, Şamil Basayev’i, Dudayev’i, Aliya İzzetbegoviç’i hatırladım. Kaç isim vefat edince cenazesi hala musalla taşındayken, bu isimleri hatırlatıyor? Demek ki, böyle yaşamak lazım. Eskilere söylüyor, yenilere sesleniyorum! Hayatınızı Allah için geçirin. Hayatınız, namazınız, Allah için olsun ki, sizin hakkınızda da böyle şahitlik yapılsın." diye konuştu.
Gazeteci-Yazar Selahattin Eş ise, Mehmet Ali Tekin’in verdiği mücadele gibi, ömrünün sonuna kadar mücadelesini sürdüreceğini söyledi.
Tekin’in cenazesi, kılınan namazın ardından Güngören Köyiçi Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanına defnedildi.
Merhum Tekin’in cenazesine, Fatih Akıncılar Derneği Başkanı ve 45 yıllık dava arkadaşı Mehmet Şahin, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Gazeteci-Yazar Selahattin Eş ve İbrahim Karagül, MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan ile birlikte çok sayıda dava arkadaşları ve vatandaşlar katıldı.
Mehmet Ali Tekin kimdir?
Gazeteci-yazar Mehmet Ali Tekin 17 Kasım 1955 Kuşça köyü / Bozkır / Konya doğumlu. Köyünde başladığı ilkokulu İstanbul’da bitirdi. 1978 yılında İstanbul İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra bir süre ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okudu. İlk siyasi faaliyetlerine ortaöğretim yıllarında, MTTB Merkez Orta Öğretim Komitesinde başladı. 1976 senesinde Akıncılar Derneğinde kültür müdürü olarak yer aldı. 1979 senesinde Sıkıyönetim tarafından bir süre gözaltına alındı. Bir yıl sonra Afganistan’a gitti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında Dünya İslamcı Öğrenciler Birliği Türkiye Temsilcisi olduğu iddiasıyla, hakkında dava açıldı, bir ay hapis cezası aldı, cezası tecil edildi. 1981 senesinde Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümüne girdi. Siyasi faaliyetleri nedeniyle bitirtemedi. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. 1990 yılından itibaren bir grup arkadaşıyla üç yıl Tevhid (36 sayı) dergisini çıkardı.
1992 yılında iki ay Bosna Hersek’te gazeteci olarak bulundu. 1993 yılında yayımlanmaya başlayan Selam gazetesinin 1995 yılından itibaren sorumlu yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. Aynı yıl gazeteci olarak Çeçenistan’a gitti. Yurda döndükten sonra, arkadaşı Talip Özçelik’le birlikte, bosna ve Çeçenistan’da çektikleri “Zulüm Resimleri”ni; İstanbul, Ankara, Kayseri ve Malatya’da sergiledi.
Bir yazısından dolayı bir yıl hapis yattı
1995 yılında Çeçenistan’a ikinci kez giderken Rus askerlerine yakalanıp bir yıl kadar hapis yattıktan sonra yargılanıp serbest bırakıldı. 1996 tılında Selam gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü olarak hakkında yirmi beş dava açıldı. Bir yazıdan dolayı bir yıl hapis cezası aldı. Cezası 1999 senesinde çıkarılan bir kanunla ertelendi.
Fatih İlçe Müftüsü Hüseyin Baş tarafından kıldırılan cenaze namazı sonrasında, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım ve Gazeteci-Yazar Selahattin Eş, merhum Mehmet Ali Tekin ile ilgili kısa birer konuşma yaptılar.
Merhum için Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, yaklaşık 40 yıl önce henüz 17 yaşındayken İstanbul’a geldiğinde Mehmet Ali Tekin ve arkadaşlarıyla tanıştığını söyledi.
Turan, "Şehit Metin Yüksel başta olmak üzerel, tüm şehitlere olan tutkumuz, bağlılığımız, onların yolunda gitme azmimiz bu büyüklerimiz sayesinde olmuştur. Mehmet Ali Tekin ağabeyim ne zaman sesli bir dua etse o duada Metin Yüksel eksik olmazdı. Bir vefa ancak bu kadar olur. Bu avlunun hemen diğer tarafında her 23 Şubat’ta anmak için geldiğimiz Metin Yüksel ile yol arkadaşlığını ve onun nezdindeki şehitlerle olan yol arkadaşlığını yaşayan bir şehit olarak adeta hayatı boyunca sürdürdü." dedi.
Merhum Tekin’in Bosna cihadı başta olmak üzere, birçok cepheye gittiğini hatırlatan Turan, cephelerde karşılaştığı sıkıntılara değinerek merhumun Kudüs sevdalısı olduğunu ve Kudüs için verilen mücadelenin en büyük onur olduğuna inandığını ifade etti.
"Hayatınız, namazınız Allah için olsun ki, sizin hakkınızda da böyle şahitlik yapılsın"
Cenaze namazına katılanları görünce Beyazıt Meydanı’nı hatırladığını söyleyen IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Burada eskiler çoğunlukta. Sonbahar gibi yaprak yaprak dökülüyoruz. Çok uzun mücadeleler verdik. Şimdiki gençler acaba bu mücadelelerin sonucunda elde edilen rahatlığın nelere mal olduğunu, ne bedeller ödendiğini acaba biliyorlar mı? Mehmet Ali Tekin, başım sıkıştığında istişare ettiğim insanlardan biriydi. Bir kez olsun bana nefsi bir şey söylemedi. IHH kurulduğundan beri bize doğruları söyleyen abilerimizden biriydi. Fedakârdı, cesurdu. Metin Yüksel’i, Bahattin Yıldız’ı, Rantisi’yi, Ahmet Yasin’i, Şamil Basayev’i, Dudayev’i, Aliya İzzetbegoviç’i hatırladım. Kaç isim vefat edince cenazesi hala musalla taşındayken, bu isimleri hatırlatıyor? Demek ki, böyle yaşamak lazım. Eskilere söylüyor, yenilere sesleniyorum! Hayatınızı Allah için geçirin. Hayatınız, namazınız, Allah için olsun ki, sizin hakkınızda da böyle şahitlik yapılsın." diye konuştu.
Gazeteci-Yazar Selahattin Eş ise, Mehmet Ali Tekin’in verdiği mücadele gibi, ömrünün sonuna kadar mücadelesini sürdüreceğini söyledi.
Tekin’in cenazesi, kılınan namazın ardından Güngören Köyiçi Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanına defnedildi.
Merhum Tekin’in cenazesine, Fatih Akıncılar Derneği Başkanı ve 45 yıllık dava arkadaşı Mehmet Şahin, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Gazeteci-Yazar Selahattin Eş ve İbrahim Karagül, MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan ile birlikte çok sayıda dava arkadaşları ve vatandaşlar katıldı.
Mehmet Ali Tekin kimdir?
Gazeteci-yazar Mehmet Ali Tekin 17 Kasım 1955 Kuşça köyü / Bozkır / Konya doğumlu. Köyünde başladığı ilkokulu İstanbul’da bitirdi. 1978 yılında İstanbul İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra bir süre ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okudu. İlk siyasi faaliyetlerine ortaöğretim yıllarında, MTTB Merkez Orta Öğretim Komitesinde başladı. 1976 senesinde Akıncılar Derneğinde kültür müdürü olarak yer aldı. 1979 senesinde Sıkıyönetim tarafından bir süre gözaltına alındı. Bir yıl sonra Afganistan’a gitti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında Dünya İslamcı Öğrenciler Birliği Türkiye Temsilcisi olduğu iddiasıyla, hakkında dava açıldı, bir ay hapis cezası aldı, cezası tecil edildi. 1981 senesinde Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümüne girdi. Siyasi faaliyetleri nedeniyle bitirtemedi. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. 1990 yılından itibaren bir grup arkadaşıyla üç yıl Tevhid (36 sayı) dergisini çıkardı.
1992 yılında iki ay Bosna Hersek’te gazeteci olarak bulundu. 1993 yılında yayımlanmaya başlayan Selam gazetesinin 1995 yılından itibaren sorumlu yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. Aynı yıl gazeteci olarak Çeçenistan’a gitti. Yurda döndükten sonra, arkadaşı Talip Özçelik’le birlikte, bosna ve Çeçenistan’da çektikleri “Zulüm Resimleri”ni; İstanbul, Ankara, Kayseri ve Malatya’da sergiledi.
Bir yazısından dolayı bir yıl hapis yattı
1995 yılında Çeçenistan’a ikinci kez giderken Rus askerlerine yakalanıp bir yıl kadar hapis yattıktan sonra yargılanıp serbest bırakıldı. 1996 tılında Selam gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü olarak hakkında yirmi beş dava açıldı. Bir yazıdan dolayı bir yıl hapis cezası aldı. Cezası 1999 senesinde çıkarılan bir kanunla ertelendi.