ABD’NİN YUMUŞAK GÜÇ ARAÇLARI ve SAHADAKİ DURUMU
ABD yumuşak gücünün üç unsuru bulunmaktadır. (1) Amerikan değerlerinin ve kültürünün cazibesi, (2) ABD hegemonyası algılamasının yaygın olması, bütün dünyanın ABD’nin hegemonik davranışlarına alışık olması, hatta kritik durumlarda çözüm süreçlerinin ABD’den beklenmesi (3) Amerikan güç uygulamalarının meşruiyeti.
ABD, dünyanın tüm bölgelerine her türlü müdahalede bulunabilecek tek süper devlettir. Silahlı kuvvetleri bütün dünyayı kapsayacak şekilde üslenmiştir. Her yerde ordu ve istihbarat birimleri mevcuttur. Kültürel olarak, bazı aşırılıklara rağmen, özellikle dünya gençleri arasında rakipsiz bir cazibeye sahiptir.
2. Dünya Savaşı sonrasında dünya ekonomisinin %50 sini tek başına oluşturan ABD’nin bu gücü 1970’den itibaren giderek zayıflamasına rağmen halen Amerikan ekonomisi dünyanın en büyük ekonomisidir. 2005’de Dünya üretiminde %27'lik bir paya sahiptir ki bu oran Amerika'yı takip eden üç ülkenin (Japonya, Almanya, Fransa) toplam üretimine eşittir. Günümüzde bu oran %22’ye gerilemiştir. Dünya nüfusunun yirmide birinden az bir nüfusa sahip olmasına rağmen dünyadaki ekonomik faaliyetlerin beşte birinden fazlasını yapmaktadır. Dünyadaki merkez bankalarının üçte ikisi dolar ile rezerv yapmakta ve 60 yıldır ABD uluslararası finans pazarlarına tamamen hâkimdir.
ABD’nin finans sistemine hâkimiyeti askeri, teknik ve bütün alanları kontrol edecek kadar kapsamlıdır. Belli büyüklükteki para transferleri ABD’nin kontrolü altındadır. Finans sistemi Amerikan savaş stratejisinin temel araçlarından biridir.
Dünyadaki 500 büyük şirketin 219'u Amerikalıdır. Piyasa değeri açısından dünyanın en büyük yüz şirketinin elli dokuzuna sahiptir. Doğrudan dış yatırımda ABD ikinci sıradaki İngiltere’nin iki kat önündedir. 100 büyük markadan 62'si Amerikandır.
İnternet sistemlerine, küresel fiberoptik ağ şebekelerine tamamen hâkimdir. ABD istihbaratı karada, havada, denizde ve uzayda rakipsiz istihbarat ağına sahiptir. CİA’nın bütçesi 100 ülkenin GSMH’dan daha büyüktür. Birçok ülkede çeşitli baskı grupları ve sinir uçları ABD tarafından kontrol edilmektedir.
Birçok ülkede iş başına gelecek hükümetlerin tayini Washington’un onayı ile olmaktadır. ABD, uluslararası siyasî düzende BM ve G-8'ler (bazen G-5+1) vasıtasıyla, uluslararası Ekonomik politik düzende ise finans kuruluşları IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) vasıtasıyla hegemonyasını sürdürmektedir.
ABD kültür ve değerleri Hollywood sayesinde tüm dünyayı etkilemektedir. Medya ağları, haber ajansları büyük ölçekte Amerikan kontrolündedir. CNN ve Fox TV’nin yayın yapmadığı ülke yoktur. AP (Associated Pres) haber ajansı küresel en büyük haber ajansıdır.
ABD’nin emirlerine itaati sağlayan Amerikan askeri gücüdür. ABD, dünyanın askeri gücünün % 38'ine, askeri harcamalarının %43’üne ve küresel çapta üslenme avantajına sahiptir. Askeri kapasitesinin büyük bölümü %90’dan fazlası yurtdışında üslenmiştir. Dünyanın her yerine müdahale edecek kapasiteyi elinde bulundurmaktadır.
Orta Doğu’da; ABD yumuşak gücünü kullanamadığı gibi sert gücünün kontrolsüz bir şekilde kullanarak, yumuşak gücüne zarar verdiği görülmektedir. Irak Savaşı ABD'nin dünyadaki rolü ve meşruluğunu küresel anlamda keskin bir şekilde düşürdü. Son Suriye iç savaşında ve Afganistan’da yürüttüğü operasyonlarda Camileri, Kuran kurslarını, sivil yerleşim birimlerini vurması, hatta zayiattan kaçınmak için yerleşim merkezlerini haritadan silecek şekilde bombalaması, sivil kayıpları önemsememesi ciddi itibar kaybına sebep olmuştur. Bu nedenle Avrupa’nın çeşitli devletleri ve İngiltere, Avustralya gibi devletler ABD operasyonlarına asker göndermek ve operasyonlara destek olmak konusunda istekli davranmamaya başlamışlardır.
Hegemonik güç çatısı arkasında ikna ve rıza temelli, meşruiyete zemin hazırlayacak felsefi bir çerçeve gereklidir. Böylece hegemonya güç uygulamalarına uluslararası seviyede gerekçe bulur ve diğer ülkelerin kendi uygulamalarını istenilen yönde algılamalarını sağlayacak bir örtü sağlayarak onları da destek olmak üzere sahaya çeker.
İşte bu misyon Amerika da yoktur. ABD'nin diğer ülkelerle kıyaslandığında çok ileri olan yumuşak gücünü özellikle Orta Doğu’da suiistimal ederek kullanmaktadır. Bu tutumu böyle devam ettiği taktirde bütün insanlığı kendisinden soğutacak ve ileriki günlerde nefret edilen bir yöne doğru itecektir.
SUAT GÜN