Bazı memleketler vardır ki, isimleri söylendiğinde, yetiştirdikleri, orada doğmuş büyümüş ve adeta kendi memleketleri ile yekpareleşmiş kıymetli evlatları hemen hatırlanır, dile getirilir. Siirt böyle bir şehrimizdir. Bunu misillandirecek olursak hepsine minnet ve şükranlarımızı, ölmüşlerine Rahmet dileklerimizi sunmuş olacağız.
1)-Merhum Hacı Zoraf; CHP ni Siirtte temellendirdi Tek parti devrinde, hemşerilerinin fazla sıkıntı çekmemeleri için ellerinden geleni yaptı. Devletle halk arasında makul bir köprü idi.
2 )-Merhum Emin Kılıççıoğlu: Gazeteciliğin Siirtte ilk ciddi harcını attı. Kısa bir devre milletvekilliği yaptıktan sonra,son nefesine kadar,vakarını koruyarak gazecilik ve kitapçılık yapmaya devam ett.Siyasi kavgadan daima uzak yaşadı.
3)-Merhum Haydar Koyuncu: Siirtte sanki siyaset için yaratılmış intibaını veren iki isimden biri Teşkilatçılık ona vergi . Yıllar Yılı CHP Siirt il başkanlığını elinde tutmuş,kendi parti üyelerinin tamamını çok iyi tanıyan , onlara,hangi ilçe yahut köyden olursa olsun , ismen hitab edebilen,hafızası parlak,halkla ilişkisi mükemmel bir Siirtli Merhum Hacı Zoraf neslinden , 1967 de Siirtte bir konferans vermek üzere gittiğimde,Diyarbakır İmam Hatip okulu öğrencileri okul temsili vermek için Siirt'e gelmişlerdi. Merhum Haydar Koyuncu,CHP İl Başkanı olarak, İmam Hatiplilerin bulunduğu otele geldi ve onlara; " Diyarbakır'dan buraya kadar başımın üzerinde geldiniz. Siirt e hayır ve saadetler getirdiniz. Emrinizdeyim " dediğini duyunca hayretimden dona kalmış, tekrar tekrar kendisine dönüp bakmış, Bu nasıl bir CHP İl Başkanı? " diye kendime sormuş, hayranlık duymuştum.
4)-Merhum Berber Abdullah Güldoğan: Siyaset için yaratılmış ikinci Siirtli. Eskilerin Çarıklı Erkanı Harp dedikleri tipten. Filozof, allame, edebi şahsiyet. Çok kitap okur, okuduğunu hazmeder ve doğru naklederdi. Siirtte 1963-64 yılarında öğretmenlik yaptığımda Merhum Güldoğan'ın dükkânında aynı zamanda siyaset öğreniyor, hayatı ve hadiseleri görmeye çalışıyordum. Siirtte Merhum Abdullah'ın mütevazı berber dükkânı aynı zamanda hayati meselelerin konuşulduğu ciddi fikir tartışmalarının eksik olmadığı bir siyasi münazara salonu, bir serbest kürsü ve hayati tecrübe kazanıma sahası idi. Hiçbir tartışmada merhum Berber Abdullahın altta kaldığına kimse şahit olmamıştır. Demokrat parti ve Adalet Partisinin her türlü müracaat kaynağı ve tavsiye kapısı Merhum Abdullah ile merhum Haydar birbirlerini Siirtte dengeleyen iki zıt kardeş idiler. 1963 te Siirt'e gelen Adalet Parti Kurucu Genel Başkanı merhum Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın ilk uğradığı yer rahmetli Abdullah Güldoğan'ın berber dükkânı olmuş ve bir öğretmen arkadaşımla Paşayı kapıdan karşılamış, içeriye buyur etmiş, elini öpmüştük.
5)-Bandocu Rıfat Bakır: Müzik notalarını büyülercesine manalandıran, doğuştan musiki profesörü denilecek çapta bir kabiliyet. Bando şefi olarak ekibinin karşısına geçtiğinde, kendisini mutlaka dinletir, seyrettirirdi. Bando onun idaresinde adeta ayrı bir önem kazanıyordu. Merhum Bandocu Rıfat, sadece başarılı bir musiki şefi değil, başarılı bir tanıtım ve reklam ustası idi. Siirt Battaniyesinin, Siirt Fıstığının, Pervari Balının,Büryanın , Siirt perde pilavının, Kitel dedikleri sağlık ve lezzet deposu içli köftenin yurt ve dünya çapında tanınmasında merhum Bandocu Rıfatın hayli emeği, rolü ve payı vardır. Dur durak nedir bilmez, Siirt için yapamayacağı hizmet ve fedakârlık yoktu.
6)-Meteorolojici Merhum Vezir Yavuz: Meteorolojinin Siirt için çok farklı ve önemli bir yeri ve manası vardı. Zira, yıllar yılı Siirt'e sahip çıkmayı başaramayan her partiden milletvekili, senatör ve bakanların ilgisizliği yüzünden, her isteyen Siirtten bir şeyler çalar, kapar koparırken, Siirt sanki unutulmaya mahkum edilirken, merhum Vezir Yavuz inadına Siirt'i Türkiye çapında önde, gözde ve akılda tutmanın yıllarca gayretinden vazgeçmedi. Merhum Vezir Yavuz,Siirt Meteoroloji İl Müdürü olduğu müddetçe,Siirt,TRT nin resmi hava raporlarının demirbaş abonesi idi. Haftanın yedi günü Siirt'in ismini TRT den duymak mümkün idi. Merhum Yavuz gitti, Siirt in ismi iyide,güzelde ve müspette bitti. Siirt'e kala kala anarşi ve terörle bir arada anılmak oldu.1964 te rahmetli Vezir Yavuzla birlikte kurduğumuz Siirt Halk Evinde kendisi başkan, ben ikinci başkan olarak, güzel bir program yapmıştık. Lakin askerlik hizmeti beni Siirt'ten erken ayırmış oldu ve Vezir ustamdan.
7)-Cumhur Kılıççıoğlu: Yarım asırdan fazladır, Siirt uğrunda kalemini keskin bir kılıç halinde kullanan, Eğilmez yorulmaz, dönmez bir fikir savaşçısı Meşhur Mücadele Gazetesinin kurucusu, sorumlusu ve başyazarı. Gençliğimizde Siirt'e hizmet sahasındaki tatlı rekabetimizi hasret ve saygı ile hatırlamaya devam ediyorum. Cumhur Kılıçcıoğlu Basın ve Gazetecilik Planında Siirt çerçevesine sığamamış, Anadolu daki Mahalli Basını, teşkilatlandırmış ve sesi olmuştur. Cumhur Kılıçcıoğlu'nun paylaşmadığım belli fikir ve görüşleri vardır. Ancak inandığı uğruna başını veren, tavize yanaşmayan bir halk kahramanıdır ve Türkiye'de kendi ekolünü kurabilmiş, iz bırakan nadir gazetecilerdendir. .50 yıldır, Siirt Hükümet Konağında çalışanların, Cumhur kadar çekindiği bir başka Siirtli tasavvur bile edilemez. Kılıçcıoğlu, bugün, engin bir tecrübe ve bilgi mahzenidir ve gazetecilik camiasının ihtiyar delikanlısı halinde kendinden sonrakilere rehber olmaya devam eden, Siirt'in yaşayan canlı efsanesinden biridir.
8)-Ferdinaz Koyuncu; Siirt'in yaşayan canlı efsanesinden birisi ve bugün için efsanelerin ümit edenlerinden Siirt sevdalısıdır. İstanbul'da aşina olmadığı Vakıf, dernek ve Hayır kurumu yoktur. Mütevazı olmayı tercih etmiştir. Fakat öyle keskin ve parlak bir zekaya sahiptir ki, şimşek misali canlılığı ve bitmeyen gayreti ile, karşısındakileri kendisine hemen hayran bıraktığı gibi, cesaret ve fedakarlığı ile kendisini kıskanan çevre oluşmasına da istemeden sebep olmaktadır. Filistin'e yardım götüren ve Siirt'in bir şehit verdiği Marmara yardım gemisinde gazi olan diğer Siirtli Ferdinaz Koyuncu'dur. Bulunduğu yerde durumdan isabetli vazifeler çıkarır, oluşturucu, birleştirici, yapıcı olur. Konu Siirt olunca yapamayacağı fedakârlık yoktur. Takipçi ve dikkatlidir. Ön planda bulunmak aklından bile geçmez. Yanık yürekli bir Siirt sevdalısı olan Ferdinaz Koyuncu, desteklenir ve teşvik edilirse, bundan Siirt'in ve Siirtlilerin ölçülemeyecek kadar büyük istifadesi olacaktır. Siirtteki devlet idarecileri ve STK ların Ferdinaz Koyuncu'yu artık fark etmeleri, tanımaları ve Siirt için bu yorulmak nedir bilmez teşkilatçıdan azami çapta faydalanmaları zamanı çoktan gelmiştir. Çünkü, Siirtle alakalı bir konu Ferdinaz'a intikal edince, artık mesele İstanbul STK'larına mal olacak demektir. Siirt'in efsaneler zincirinin önemli bir halkası Ferdinaz Koyuncu yeni örneklerin vesilesi olabilir, olmalıdır.
Veliler diyarı Siirtin hafızasını yaşatabilmek için, her Siirtlinin, kendilerine has efsaneleri canlı tutması ve unutmaması kadirbilirlik ve hatırşinaslık borcudur.
Okurlarımıza Not: Bir sonraki yazımızda, Siirt efsanesileri takdime etmeye devam edeceğiz.