Sovyetler Birliği dağılmadan önce Abhazya ve Güney Osetya, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin bir parçasıydı. Yalnız, dağılmış Sovyetler Birliği’nin cumhuriyetleri ulusal özerkliklerini ilan ettikten sonra, her iki bölge Tiflis’ten bağımsızlıklarını elde etmek istediklerini beyan etti.
1991-1992 yıllarındaki silahlı çatışmadan sonra Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya üzerindeki hâkimiyetini önemli ölçüde kaybetmesine rağmen, hala bu bölgeleri kendi meşru bölgeleri olarak görüyordu. Bu iki bölge de kendi hükümetlerini kurdu ve tanınmayan cumhuriyetler olarak sayıldı.
2006 yılında Gürcistan’da, Rusya’nın arabulucularını Güney Osetya’dan çekmesine yönelik Rusya’ya baskı yapmak için Birleşik Devletler ve OSCE desteğini içeren, “Tiger throw” kod adlı bir plan vardı. Bunu takiben, bölgedeki durumun istikrarını bozmak amacıyla bir hafta boyunca, Güney Osetya’yı çevreleyen Gürcistan nüfusuna karşı birçok ses getiren provokasyonların düzenlenmesi gerekiyordu. Aynı zamanda, çatışma bölgesinin yerelleştirilmesi ve civar bölgelerdeki Gürcü nüfusunun güvenliğini sağlama bahanesiyle, Güney Osetya sınırına bir grup Gürcü askeri birlikleri yerleştirilmek istendi. Farklı istikametlerdeki Gürcü askeri birlikleri ve bölümleri, Rusya Federasyonu’nun sınırını tamamen bloke ederek Güney Osetya’daki tüm büyük yerleşim alanlarını ele geçirmek için harekete geçmek zorundaydı. Bu planı, Güney Osetya’nın liderinin tutuklanması ve adalet karşısına çıkarılması takip etti. Daha sonra Cumhuriyette sıkıyönetim ilan edilerek geçici bir hükümet atandı ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sadece bu operasyon için Gürcü ordusuna 7 gün verildi.
Silahlı kuvvetlerini NATO standartlarına getirme gayesiyle hareket eden Gürcistan, bu uygulama için askeri bütçesini önemli ölçüde arttırdı. Financial Times adlı İngiliz gazetesine göre Gürcü silahlı ve özel kuvvetleri, 1995 yılında Hırvatistan’da test edilen program için Amerikan eğitmenleri tarafından yoğun bir şekilde eğitim aldı.
Temmuz 2008 sonundan beri Gürcü orduları, Güney Osetyalı halk koruma birlikleri ile birlikte silahlı çatışmaları öncülük etti ve değişen yoğunluklarda silahlı akınlarda bulundu. 7 Ağustos akşamı Gürcistan Başkanı Mikhail Saakashvili ateşkes hakkında bir açıklamada bulunmasına rağmen Gürcü orduları 7 Ağustos gecesinden 8 Ağustos’a kadar Güney Osetya’nın başkenti olan Tshinvali ve çevresindeki alanlara büyük bir roket ve topçu mermileriyle saldırdı. Birkaç saatten sonra ve şehir Gürcülerin silahlı araçları ve piyadeleri tarafından tamamen saldırıya uğrayınca, “Clean Field (Temiz Bölge)” operasyonu başlamış oldu.
Gürcistan tarafından tek yanlı olarak ilan edilen ateşkese karşılık olarak Gürcistan hükümeti, “ayrılıkçıların Tshinvali köyü bitişiğindeki alana saldırıda bulunduklarını” söyleyerek gerçekleştirdikleri operasyonları meşrulaştırdı. Sivillerin ve arabulucuların ağır bombalı saldırılarının 7 Ağustos 2008’in son saatlerinde gerçekleştirildiği iddia edildi ve bununla birlikte “Roksiy tüneli içinden yüzlerce silahlı insanın ve askeri ekipmanın geçtiği” belirtildi. 8 Ağustos’ta Gürcistanlı arabulucular başkanı Mamuka Kurashvili Gürcistan’ın Güney Osetya’da gerçekleştirdiği operasyonları “Tshinvali bölgesinde anayasal düzeni yeniden sağlama operasyonu” olarak adlandırdı. 9 Ağustos’ta ise Gürcistan Parlamentosu Başkan Mikhail Saakashvili’nin, 15 gün sürecek olan sıkıyönetim ve topyekun seferberlik kararını oybirliği ile onayladı.
Rus arabulucuların 8 Ağustos 2008, saat 14:59’da Gürcü müfreze birliği tarafından katledilmesinden sonra Rusya, Güney Osetya tarafında yer alarak çatışmaya katıldı ve tanınmayan Ülkelerin Uluslar Topluluğu üyeleri arasındaki askeri yardım anlaşması çerçevesinde 9 Ağustos 2008 tarihinde, Abhazya’da, Gürcistan tarafını barışa zorlamak için bir operasyon başlattı. 9 Ağustos’ta Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın çatışma bölgesine birliklerini konuşlandırmasının nedeni, Gürcistan’ın Güney Osetya’da kontrolünde bulunan bölgelerine karşı saldırgan tavrı olduğunu belirtti. Bu saldırılar insani bir felakete, 30 bin mültecinin doğmasına, Rus arabulucuları ile çok sayıda Güney Osetyalı insanın öldürülmesine neden oldu. Lavrov Gürcistan ordusunun sivillere karşı olan saldırılarını soykırım olarak değerlendirdi ve Güney Osetya nüfusunun büyük bir kısmının Rus vatandaşlarından oluştuğunu belirtti ve “dünyadaki hiçbir ülke kendi vatandaşlarının katledilmesine ve kendi evlerinden atılmasına kayıtsız kalamaz” diyerek ekledi. Lavrov’a göre, “Rus ordusunun, Rus vatandaşlarına ve arabuluculuk birliği askerlerine karşı yapılan Gürcü saldırılarına verdiği karşılık tamamen orantılıydı”.
12 Ağustos 2008 tarihinde Rusya, Gürcü makamlarını barışmak yönünde zorlamasına yönelik gerçekleştirdiği operasyonun başarılı bir şekilde tamamlandığını resmen ilan etti ve 13 Ağustos 2008 tarihinde Abhazya, Gürcü askeri birliklerini Kodori gorge’den atmak için yapılan operasyonun tamamlandığını resmen açıkladı ve bunun ardından hararetli düşmanlıklar son bulmuş oldu. 14 Ağustos – 16 Ağustos 2008 tarihleri arasında askeri harekâta dâhil olan Ülkelerin liderleri, Gürcistan – Güney Osetya çatışmasının barışçıl bir çözüme kavuşturmak adına Medvedev – Sarkozy Planını imzaladı.
Beş gün süren Güney Osetya savaşında 1492 kişi hayatını kaybetti ve 1500 kişi yaralandı. Hayatını kaybeden Rus vatandaşların sayısı 71 iken, bunlardan 340’ı da yaralandı. Gürcistan ülkesindeki 215 kişiyi katlederken, 70 kişi kayıp ve 1469 kişi de yaralandı. Savaşın koşullarını araştırmak için düzenlenen ve 30 Eylül 2009 tarihinde yayımlanan raporunda Avrupa Birliği Komisyonu, Gürcistan’ın savaşı başlattığı ve Tshinvali üzerindeki Gürcü birliklerinin yaptığı saldırıya karşı Rusya’nın gerçekleştirdiği eylemlerin, haklı bir meşru müdafaa olarak gerekçelendirildiği kanaatine vardı.
Bu olayların üzerinden 8 yıl geçti. Uluslararası topluluk tarafından tanınmayan, Rusya koruması altındaki sözde Abhazya ve Güney Osetya Cumhuriyetleri harap edilen şehir ve köylerini iyileştirdi ve huzurlu bir yaşam inşaat etti. Gürcistan sınırında ateş sesleri duyulmuyor ve herhangi bir insan ölmüyor. Aynı zamanda “Barış Ortaklığı” program dâhilindeki Gürcistan liderliği, kaybedilen bölgeler üzerindeki hâkimiyetini geri elde etmek gayesiyle hareket ederek, planlarını uygulamak ve NATO’ya katılmak için etkin politik diyaloğu ve pratik işbirliğini devam ettiriyor. 8-9 Temmuz tarihinde Varşova’da düzenlenen zirve bloğunda Gürcistan, tam üyelik yolunda Tiflis’in bir sonraki adım olarak değerlendirildiği “ortak ortaklıklar” formülünü önerdi.