Hattı müdafaa mıdır yoksa sathı müdafaa mı ?
Gayri memnunlar medeniyet kuramazlar !!!
İbni HALDUN
2002 yılının sonlarına doğru yaşanan gelişmeler Türkiye'de yaşanacak sessiz devrimin ayak sesleriydi.28 Şubat'ı yaşayan kesimler bir olmuş, birlik olmuş,birine binler katmış milyonlara ulaşmış; yetmemiş tüm ülkeyi kucaklayacak siyaset üretmiş; yetmemiş ülkemizle beraber dünya bu gelişme için memnunken dünden bugüne ne değişti? Yoksa hasta adam iyileşti mi? Yoksa alıştıkları el,pençe,divan,duran politikacılarımızın artık olmayışı mı? Mesele,kontrol edilemeyen bir Türkiye! Mesele artık eskisi gibi at koşturamayacakları bi coğrafya.Bizi artık çok iyi tanıyorlar.
Büyükelçiler çok iyi türkçe konuşuyor ve bölgeyi iyi tanıyorlar hatta BBC Radyo'ya mülakat veren ABD eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey bu konuyu çok iyi özetliyordu.Söz konusu kara harekatı değil,Rusya'nın 30 uçağı Amerika'nın Irak da ve Suriye de 5500 askerinin yanında Türkiyenin 450 -500 asker ile bölgede neler yaptığını gördük.Sahada fark yarattı bu sözler her şeyi özetliyordu.Bunun için kontrol edilemeyen bir Türkiye taraf demektir.Demek ki bunca kavga ideolojik ayrım değil, bugünkü hükümet muhafazâkâr anlayışa sahip iken toplum çerçevesinde gerici gibi lanse edenlerin yanında asıl gaye özünü aramak geçmişini yaşamaya çalışmaktır.Örf ve adetlerini toplumun geneline yaymaktır. Bunu sindiremeyen kitleler,birliğimizi dirliğimizi bozmayı amaç edinmişlerdir.Bütün olan Türkiye onlar için tüm planlarının sonu demek olduğunu iyi biliyorlar.
Mesela kurtuluş savaşı mesela 15 Temmuz Darbe Girişimi bir bütün olan Türkiye yıkamayacakları aşîkâr.Sağ,Sol,Türk,Kürt, Alevi gibi ayrıştırmalar ile oyalandık durduk.Bugün bir Kurtuluş Savaşı daha veriyoruz ve yine karşımızda dünya var ama Allah var gam yok.
Birlik ve bütünlüğümüz ideolojik olmamalı memleket meselesi olmalı. Allah bir daha bizlere İstiklal Marşı yazdırmasın. Ne güzel demiş Mehmet Akif Ersoy: "Korkma ile başlarken İstiklal ile bitirmesi her şeyi özetlemiyor mu?" bir olursak Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi,15 Temmuz'daki gibi tarihde kaç tane millet vardır ölüme koşan şehadeti kucaklayan korkusuz gözlerle bakabilen? Bunu istemeyenler,bugün saldırılarıyla gerek ekonomiyi,gerek toplum düzenini,gerek terörizm destekleri ile bizler üstünde algı oluşturmak istiyorlar.
Bilinçlenmeliyiz ki siyasi düşüncelerimiz ile gayri tavırlarımızla birbirimize aldığımız tavır ve davranışlarımız yaşanmışlarımızla devam edersek,mutlak maglubiyeti getirecektir geçen 100 yıl bu durumun en güzel örneği değil midir? Bugünlerde yeni 100 yılın çalışması içersine giren dünya düzenindeki Türkiye'yi hizaya çekmeye çalışanlar her türlü hileye başvursalar da oyun kuranların üstünde de oyun kuran vardır.Muhalif çizgiye sahip olan kesimler meseleleri üzüm mü yemektir,yoksa bağcıyı mı dövmektir? Bilinmez ama tek gerçek bugün yaşananlar bizim için değil yarınlarımızı etkileyeceğini bilmezler ise çoçuklarımızın istikbali gelecegi için umut vaat etmezler...
Bize yaşayacak başka Türkiye yok!!! Yapılan algı operasyonları gerçeği yansıtmadıgı gibi İslam nurunu yaşatmak için dünya üstünde her köşesine müdahalelerimiz İslam karşıtlarını yüzünü göstermiyor mu?
İslamofobi gerek içimizde,gerek dışarıda hemen sivriliyor.Neymiş mesele üzüm yemek değilmiş .Her şeye rağmen ekonomiye göre dünya da yardım gönderen ülke sıfatıyla birinci olmamız bizim ne kadar büyük ülke olduğumuzun göstergesidir.Bu geçmişden gelen devletçi geleneğimizden gelir muhafazakar anlayış bunu gerektirir.Bunun için mazlumların hamisi konumuna getirmiştir bizleri.Allahın sözü yok mudur: "1 verene 10 veririm" Bakara 245'de demiyor mu? "KİMDİR ALLAH’A GÜZEL BİR BORÇ VERECEK? o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak O’na döndürüleceksiniz.
Türkiyedeki hükümet yapısı muhalif çizginin düşüncelerinin aksine Cumhuriyetçi'dir.Kendi seçtiği Cumhur'a el olmuştur,omuz olmuştur. Bunun içindir ki Cumhur milletine teslim olmuştur.Demokratik olmadığımızı iddia edenler her seçimde hezimete uğrayanlardır.Her seçimde oyların çalındığını iddia etmekle oyalananlar,memleket meselelerine odaklansalar bu zelil halde olmazlar.Halk hükümetten aş ister,ekmek ister refah ister,istikrar ister.Bugün her şeye rağmen milli ve yerli yatırımlarla yaptırımlarla sessiz bir devrim gerçekleşiyor. Cumhuriyet tarihinde başkalarının sözü değil,milletin istekleri konuşuluyor.Asıl içerdeki kavga bu mudur? Her şeye herkese ve her yaptırıma rağmen bu dava ateşi sönmeyecektir.
Toplum sevgi ile kaynaşır,adaletle yaşar,dürüstlükle ayakta kalır.
Bir eylemin ahlaklı olduğunu bilip de ona uygun davranmayan kişi ,o eylemin ahlaklı olduğunu bilmeden ahlaklı davranan kişiden daha üstündür. FARABİ
Selam ve dua ile