Fetö benzerliği Masonik yapılar
"Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler."
-İbn-i Haldun
Akletemedigimiz gerçek daha gün gibi ortada değil midir? Ortadoğu alev çemberi değil midir? Bu oyunlara ne kadar zaman daha devam edebilirler acaba? Binlerce kilometre mesafelerden kalkıp coğrafyamızda savaşlara müdahil olma hakkını kim veriyor ? Oysaki oyunlar hep aynı tarih devamlı tekerrür etmiyormu? Her ülkede aynı oyunlar... Bunlar kim ki Ortadoğu'yu dünyayı kana bulayanlar,devletleri parçalayanlar? Kim bu yapılar? Teşkilatların hepsi ortada! Tarih yalan söylemez,sadece görmek istediklerimizi görürüz.
Tarih sahnesinde devletlerin hanedanlıklar kurduğu günlerden,hanedanlıklar,devletler parçalayıp devletler kuruyorlar,istedikleri ayarları yapıyorlardı ve bu devletleri kuranlar,her defasında aynı oyunun farklı perdelerde sahneliyorlar.Şaşırtıcı gerçektir ki her defasında işe yarıyor! Emellerine ulaşıyorlar.Tarihte ülkemizde bu oyunları oynadılar ya müdahil olacaksın yada oyundışı bırakılacaksın!Bu Vandallar,bu vahşiler her yerde karşımıza çıkıyorlar.Yeter ki doğru yere bakalım.Ne kadar hedef şaşırtsalar da ipin ucu Vatikan'a dayanıyor.
Haçlı orduları kuranlar ve geçmişte çatışmalar içersinde olan Masonlar ile Dünya egomanyasını kontrol altına almasını çok iyi biliyorlar.Oysaki Papalık asırlar boyunca Masonluk'la savaşmış bir kurum olarak bilinir ama zamanla Papalık'ın içersindeki Din Adamları çeşitli dünyevi şartlandırmalarla;mesela para,makam,popülarite ve hatta evliliklere kadar uzanan bu organisazyon da Vatikan'ın içine sızmışlardır.Papalığn önemli görevlerinde ve konumlarında görev almışlardır.Roma Katolik Kilisesi'nin içindeki Masonik yapılanma,başlangıçta gizlenirken zamanla gizlenmeye bile gerek kalmayacaktır çünkü tüm birimlerinde kendi adamları yerleşmiş ve geriden de çalışmaları devam ediyordur.O kadar güclenmiştir ki Yahudi cemaatiyle sonra İsrail ile yeni yeni antlaşmalar imzaladılar.Bu Vandallar tarih sahnesinden hiç düşmeyecek,unutulmayacak anlara bile imza atmışlardır.Vatikan'ın içinde, papalığın güç dengesindeki iç kutuplaşmalar güç savaşlarına sahne olacaktır.Hatta bir papanın ölümüne neden olacak kadar ileri gideceklerdir.
1978'de Papalığa seçilen I.Jean Paul seçilmeden öncesinde bu kirli oyunları görür ve müdahaleler ederek savaşsa da başarılı olamadı çünkü Papalık makamı, liderlik onda olsa da yapılar,yürütmeler onun kontrolünde değildi.Bu yüzden başarılı olamadı.Çeşitli çevrelerce dikkate alınması,içerde ve dışarıda Mason localara karşı ayrık seslerin yükselmesi ile planların bozulacağını iyi bilen bu loca mensupları,I.Jean Paul Papalık'ının 33 . gününde öldürdü.Papalık makamına sahip biri şahibeli şekilde ölecek ve de araştırılmayacak,otopsi yapılmayacak! Mümkün müdür? Evet mümkündür çünkü Roma Katolik Kilisesi'nin en önemli yerlerinde görev alanlar Mason Locası mensuplarıydı.Savcısı adli tıp personelleri,I.Jean Paul için normal ölüm olarak lanse edip bütün baskılara karşı otopsisi olmamıştır.Papa I.Jean Paul'un özel doktoru Prof. Giovanni Rama'ya bile bütün ısrarlarına karşı gösterilmemiştir çünkü papa zehirlenmişti. Zehirlenmeseydi,Masonlar'ın Vatikanda'ki yapısı için tehlike oluşturuyordu.Katolik Kilisesi her köşesi,her noktası Masonlar ile çevrelenmişti.Büyük bir temizliğe gidecekti.I.Jean Paul nitekim susturuldu.David A. Yallop?, İn God's Name? adlı kitabında uzun uzun anlatmaktadır. kitap, Vatikan içinde özellikle gizli servislerin müdahaleleri ve yapılan entrikalardan bahsediyor.Hatta Papa I.Jean Paul ölümünden önce yakın bir arkadaşına Vatikan içinde dürüst bir yiyecek ve içeçeğe ulaşmanın zorluğundan bahsetiyor.Yani kendisi zehirleneceğinden şüpeleniyor ve korkuyordu.
Bu derin yapıların taçlanması yani Papalık makamına çıkması zor değildi.Bütün yürütme organları onların kontrolündeydi.En kritik yerlerde onların adamları bulunuyordu.Mesela Papa XI. Pio, Papa XII. Pio, Papa XXIII. Jean ( 1958-1963 ) Yahudi olarak bilinen Papalar'dır ve çok sayıda kardinalde Mason ve Yahudi oldugu biliniyor.Papalık dönemlerinde kirli paralarla Mossad ve İsrail'e bağlantı kurup destekliyorlardı.Bu yuvalanan yapılar en önemli görevlerinden biride,bu iki düşmanı bir bütün yapma istekleriydi çünkü savaşmaları anlam ifade etmiyordu.Bir olup daha güçlü olmayı hedefliyorlardı.Ta ki Kasım 1964 yılında Yahudi asıllı yöneticilerin telkini ile Roma Katolik Kilisesi kendilerine bağlı olan kiliselerin kardinal, Papaz ve psikopozlarla bir toplantı tertiplediler.Konusu geçmişten o güne kadarki Yahudiler'e karşı olan bu tutumun hatalı olup olmadığıydı.
Tarihler 1965 yılını gösterdiginde bu büyük oyun deklare edildi ve Vatikan Yahudi anlaşması imzalanarak Vatikan ile Yahudi ilişkileri derinleştirilmeye başlandı . Vatikan'da enstitü ve buna benzer oluşumlar ile kurumlar kuruldu . Yakınlaşmayı boyut atlatmak isteyen Masonlar HZ. İsa'nın ölümünü Yahudiler'den sorumlu tutulmaması gerektiğini ilan ettiler. Böylelikle 1965'te Nostra Aetate Deklarasyonu yayınlanmış oldu,nihayi emellerine ulaşmış oldular.
Tarihler 1970 yılını gösteridiginde, Hristiyan Birliği Uyandırma Sekreteryası'nda Dünya Yahudi Cemiyeti ve Roma Katolik Kilisesi arasındaki ilişkileri organize edecek komite kabul edildi.Toplantılarda her iki tarafın talepleri olmuştur ancak içlerinden bir istek şaşırtıcıdır. Yahudiler İncil'in düzeltilmesini talep etmişlerdir.İçerisinden Yahudiler ve Yahudilik aleyinde geçen ifadelerin çıkarılmasında ısrarcı oldular.Yahudiler İncilden o metinlerin çıkarılmasını istediklerindeki Antisemitizmi önüne geçmektir.
Aynı emelleri Kuran'ı kerim içinde çalışmalar yürütüyorlar.Mesela Irak savaşında Amerikalı Evangelistler'in Yahudiler'le Furkan isminde derleme bi kitap bastırdılar.Gayeleri Kuran yerine bunu müslümanların eline yerleştirmekti .Allah ( c.c.) bir Ayet-i Kerime'de: Hiç şüphe yok ki Kur'an-ı biz indirdik. Onu koruyacak olan da biziz." Amenna ve saddakna . Yakın zamanda avrupada Kuran Antisemitizmi içerdiği iddia edilen bazı ayetlerin okunması ve konuşulması yasaklanabilecegi konuşuluyor. Müslümanlardan tepki oluşmasın diye de farklı isim altında yaparak süreci ileri taşımak istiyorlardı. Avrupa'da hatta bu zihniyet Kuran'ı Kerim okuyan imamların şiddeti davet ettigi gerekcesiyle bu imamları ya sınır dışı etti yada cezaevine gönderdi.Artık Anti Semitizm ve Holocost'un Avrupalılar'ın değerlerinin üstünde bir kült haline gelmeye başladığını görüyoruz.Yahudiler'in olağanüstü çalışmaları ile mümkün oldu.
Tarihler 1974 yılını gösterdiginde Vatikan talimatnamesinde Antisemitizm kınadıklarını hatta Yahudi tarihin de Kudus'ün yakılmasıyla sona ermediğini bunun bir dini gelenek haline geldiğini dile getiriyor.
Tarihler 1985 yılını gösterdiginde Vatikan, İsrail'i Devlet olarak tanıdı.Hatta daha ileri giderek aynı yıl Ahit'te oldugu gibi bugün de Yahudiler Tanrının seçilmiş en üstün ırkı oldugunu kabul ettiler.
Buraya kadar bu bilgileri vermek istememdeki amaç ; Vatikan'ın içindeki yapılanmanın kırmızı çizgilerini Papalar'ın bile geçemeyeceğidir.Vatikan sadece bir din merkezi olmadığını Uluslarası alanda ülkelerin devlet olarak tanıdığı bir şehir devletidir.Papalar'ı bile öldürebilecek olan bu yapı düşman olarak gördüğü güç merkezlerine aynı sistemde siyonist ve masonik olan kişileri yerleştirmeye devam ediyor...
( Şuan da yapılan ortadogudaki iç savaşlar vaad edilen topraklardaki büyük İsrailin kurulmasının ayak sesleri )