Araştırmacı-Yazar ve aynı zamanda Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcısı Muammer Bilgiç, Sakarya'da "Küresel Sömürü Sistemi ve Çıkış Yolları" konulu iki farklı konferans verdi.
Bilgiç, ilk konferansını Sakarya Üniversitesi'nde Ortak Akıl Öğrenci Topluluğu, Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şubesi ve İnsan ve Medeniyet Öğrenci Topluluğu'nun ortaklaşa düzenlediği programda verdi.
Akşam saatlerinde ise şehir merkezinde faaliyet gösteren İkra İlim ve Kültür Merkezi'nde konuşan Bilgiç, Türkiye ve dünya Müslümanlarının sorunlarına dair ufuk açıcı tespitlerde bulundu.
"Sömürülmekten Tehlikeli Olan Sömürülmeye Müsait Olmak"
Bilgiç, toplumlarımız için en tehlikeli olanın, sömürülmek değil; sömürülmeye müsait olmak olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, kapitalizmin toplumsal düzeni kuşatarak hayat standartlarımız açısından bir şeyleri normalleştirdiğini, aslında dönüp bakıldığında bu şeylerin hiç de normal olmadığının fark edileceğini söyledi.
Emperyalist güçler için gümüş yüzüğümüzün, imam hatiplerimizin, sakalımızın bir kriter olmadığını belirten Bilgiç, "Onlar bizim paramızın nereye aktığına bakarlar, adil bölüşümü sağlayıp sağlayamadığımıza bakarlar. Ilımlı İslam, zaten kapitalizmle barışık bir İslam'dır" dedi.
Batı'nın Suud'daki kadın ihlallerini gündemleştirmediğine dikkat çeken Bilgiç, " Neden, Suud'un parası Batıya akıyor. Onlar varsa yoksa İran'daki kadın ihlallerine hedef oklarını çevirmişler. Çünkü İran'ın parası onlar için kontrol edilebilir değil" ifadelerini kullandı.
20.yüzyılın ikinci yarısında iki önemli hareketin doğduğuna dikkat çeken Bilgiç, bunları Milli Görüş ve İran İslam Devrimi olarak açıkladı ve bunların sömürüye karşı başkaldırının ender sembollerinden olduğunu ifade etti.
"Amerika'nın Erbakan'dan Talepleri Doğru Okunmalı"
Amerikan Büyükelçisi'nin Erbakan iktidar olduğu zaman yanına gelerek 6 talepte bulunduğunu hatırlatan Bilgiç, "Bu talepler başörtüsüne, imam hatiplere ilişkin değildi. Tam aksine sömürü sisteminin garantörü olacak konulara ilişkindi. Örneğin İran'a gitmeyeceksin diyorlardı, İslam ülkeleriyle ticaretini sınırlı tutacaksın diyorlardı. Erbakan ne yaptı tam tersini yaptı, ilk ziyaretini İran'a yaptı "dedi.
İran-Mısır-Türkiye İttifakı
İslam coğrafyasının stratejik mevkiler ve denizler üzerinde bulunduğunu ve özellikle İran-Mısır-Türkiye üçlüsünün ittifakının sömürü çarkını tersine akıtacağını dile getiren Bilgiç, "Bunların üçünün, ya da ikisinin arasındaki güçlü bir ittifak bile yeni bir çıkış için yeterli olacaktır. Bugün İslam coğrafyası tarumar edilmiştir. 2003'te Saddam zalim ilan edilmiş, 2010'da Kaddafi ilan edilmiş, 2011'de de Esad zalim ilan edilmiştir. Ve bütün bu ülkeler kaosa terk edilmiştir. Bugün sıra Türkiye ve İran'a gelmiştir. Bu yüzden bu ittifakın hayata geçirilmesi hayatidir ve tek çıkış yoludur" şeklinde konuştu.