Cezaevinde kardeşlerimiz var
KENAN KIRAN
6 Haziran 2016, Pazartesi
Zaman gazetesi
Evet.. Cezaevinde tutuklu bulunan İslami duyarlılığa sahip kardeşlerimiz var.
Sivas olaylarında sadece slogan attığı gerekçesiyle müebbet hapis cezası alan kardeşlerimiz var. Ahmet Turan Kılıç o mağdurlardan biri. O slogan da atmadı. Sivas olaylarında, Sivas İl Emniyet Müdürlüğü'ne ait televizyonu tamir ettikten sonra konulan kasedi izlerken, Aziz Nesin'in İslam'a ve Hz. Muhammed'e (sas) hakaret eden sözlerine tepki gösterdiği gerekçesiyle tutuklandı!
Sivas olaylarının organizatörü olmakla suçlandı! 59 yaşında cezaevine giren Ahmet Turan Kılıç şu an 82 yaşında..
***
Dile kolay, 23 senedir cezaevinde.. Ahmet Turan Kılıç'ın oğlu Necdet Kılıç, babasının gözaltında iken polislerin Aziz Nesin'in video kasedini seyretmek istediğini, babasının televizyonu ayarladığını ve kasedi seyrettiklerini, kasedi izlerken babasının yanındaki komisere ‘Bu küfür eden şahıs kim?' diye sorunca komiserin babasına küfretmeye başladığını anlatıyor.
Necdet Kılıç, “Babam ne olduğunu anlayamamış. Komiser ‘33 kişiyi yaktınız' demiş ve yakasına yapışmış. Babam da ‘33 kişiyi ben mi yaktım, git yakanı bul' demiş. Babam, 23 senedir iftiralarla suçsuz yere cezaevinde...” diyor.
***
Ahmet Turan Kılıç, kendi ihtiyacını karşılayacak durumda değil. Romatizması var, kulakları duymuyor. Maalesef İslami duyarlılığa sahip dernek, vakıf ve sivil toplum örgütü temsilcileri 82 yaşındaki sanığın mağduriyetini gündemine dahi almıyor! Mazlum-Der Genel Merkezi; Sivas sanıklarının avukatı olan Cüneyt Toraman'ın hazırladığı Sivas raporunu kamuoyuna dahi açıklayamadı. Raporda; sanıklarının hukuka aykırı olarak ceza almasına ilişkin olaylar belgeleriyle gözler önüne serilmiş. Slogan atan sanıkların hayali “Müslümanlar” adlı örgütün üyesi yapılıp müebbet hapis cezası alması bizim vakıf ve dernek temsilcilerinin ilgi sahasına girmiyor!
Sivas sanıklarının mağduriyetini savunmaktan dahi çekiniyoruz. Sivas olaylarının müsebbibi Aziz Nesin. Bu, mahkeme tutanaklarında da yer alıyor. İnsanların dumandan ölmesine neden olan ateşi yakan kişi ya da kişiler 23 yıl geçmesine rağmen bulunamadı!
***
O dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Sivas olaylarının ardından açılan, Sivas Asliye ve Ağır Ceza Mahkemeleri ile Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde süren 3 davaya müdahale etmiş, yürüyen 3 davanın Ankara DGM'de birleşmesi için “Düşünce Örneği” adı altında bildiri yayınlamıştır.
Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nusret Demiral, Ankara DGM Cumhuriyet Savcıları Nuh Mete Yüksel, Talat Şalk, Tevfik Hancılar, Kemal Ayhan, Ülkü Coşkun ve Dilaver Kahveci bildiride ismi olan savcılar. Bu hukuk skandalı o dönemin gazetelerinde haber dahi olmamış!
***
Sivas davası; söz konusu bildirinin ardından Ankara DGM'ye taşındı. Ankara 1 No'lu DGM; Aziz Nesin'in, Hz. Peygamber'e hakaret içeren eylemlerini “tahrik” kabul etti. Mahkeme kararında; “Aziz Nesin, Sivas olaylarının çıkmasının müsebbibi. (...) Bu eylemler arasında devlet kuvvetlerine karşı herhangi bir saldırı bulunmamaktadır.” denildi. Mahkeme heyeti, Aziz Nesin'in 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi, olaylarda slogan atan vatandaşlara ise 2 ile 3 yıl arasında ceza verdi.
***
Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bu kararı veren mahkeme heyetini dağıttı, Sivas davası sanıklarını ´protesto´dan yargılayıp karar veren Ankara 1 No´lu DGM Başkanı Muammer Ünsoy'u en az 4 yıl DGM´de kalması gerektiği halde Yargıtay'a aldırmış... Mahkeme üyesi Yılmaz Çamlıbel'i Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi hakimliğine atayan Seyfi Oktay, üye hakim Albay Çetin Güvener'i ise emekli ettirmiş! Ardından mahkeme başkanlığına Orhan Karadeniz getirildi!
***
Yargıtay 9. Ceza Dairesi; Aziz Nesin'i suçlu bulan Ankara 1. No'lu DGM'nin kararını bozdu ve olayın 146. madde kapsamına girdiğini iddia etti. Orhan Karadeniz, Sivas olaylarında slogan atan ve alkış tutan sanıkların müebbet hapis cezası almasına karar verdi. Sivas olaylarının müsebbibi Aziz Nesin iken Aziz Nesin'i slogan atarak ve alkış tutarak protesto edenler idam cezası aldı!
***
Fatih Akıncıları Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin'in öncülüğünde birçok vakıf ve dernek temsilcisi tarafından yakın zamanda “Cezaevinde kardeşlerimiz var” başlıklı kampanya başlatılacak.
Kampanya çerçevesinde fail-i meçhul cinayetlerin öne çıktığı 1990'lı yıllarda, 28 Şubat sürecinde ve 2009'da mağdur edilen ve hâlâ cezaevinde bulunan kişilerin yaşadığı haksızlıklar kamuoyu gündemine taşınacak.