Hicret Haber Merkezi / İSTANBUL
Diyanet'e itibar suikastinin ardından CIA çıktı
Son yıllarda başta Türkiye olmak üzere İslam âlemi ve dünyanın birçok bölgesinde tarihi adımlar atan, önemli kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan hadsiz saldırının arkasında CIA çıktı. İslam dünyasındaki karışıklıkların zeminini oluşturan CIA Eski Direktörü GrahamFuller’in son kitabında açıkça Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef gösterdiği görülüyor. Türkiye’nin hem bölgesel hem de uluslararası çalışmalarına büyük katkılar sunan İslam dünyasındaki ikililikleri azaltıcı çalışmalara imza atan ve ümmet bilincini bütün dünyaya yayma çalışmalarında önemli işler başaran Diyanet İşleri Başkanlığı’na son birkaç haftadır yapılan hadsiz saldırıların arkasında yine dış güçler çıktı. Diyanet’in son yıllarda ortaya koyduğu faaliyetlerden rahatsız olanlar ise harekete geçerek, içerdeki uzantıları ile yıpratma girişimlerine başladı. Bu maksatla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e yalan ve hadsiz ithamlarla yüklenilmesinin arka planında ise Amerika Haber Alma Teşkilatı’nın Eski Direktörü çıktı. İtibar suikastı ve algı manipülasyonu ile girişimlerine başlayanlar CIA Eski Direktörü Graham Fuller’in geçen günlerde piyasaya sürülen kitabındaki ifadelerle doğru orantılı hareket ettikleri anlaşıldı. CIA AJANI AÇIKÇA HEDEFE KOYDUCIA Eski Direktörü ve Rand Corporation analisti olan GrahamFuller’in yayınlanan ‘Türkiye ve Arap Baharı” adlı kitabında açıkça Diyanet İşleri Başkanlığı hedefe konuluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Asya Pasifik, Latin Amerika, Afrika ve Ortadoğu ile Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bölgelere yönelik çalışmalarından kitabında söz eden Fuller, bu çalışmaları tek tek ele alarak, kurumu yıpratma girişimlerine yön verdi. 15 TEMMUZ’A DA GRAHAM FULLER ADI KARIŞTI
Graham Fuller ismi 15 Temmuz hain FETÖ darbe kalkışmasında da ön plana çıkmıştı. Yunanistan’a kaçan askeri helikopter de darbeci hainlerin yanı sıra bir yabancının olduğu ve bu ismin de Fuller olduğu öne sürülmüştü. Söz konusu isim 15 Temmuz darbe kalkışmasından hemen sonra Huffington Post Gülen’i savunan bir makale kaleme almıştı. FETÖ yerine ‘Hizmet’ hareketi olarak bahseden Fuller, makalesinde terör örgütünü aklamaya gitmişti. Fuller ismi, geçtiğimiz hafta açıklanan 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Raporu’na da yansıdı. YAKLAŞIK 20 SAYFADA ÖNE ÇIKAN CÜMLELER
Türkiye ve Arap Baharı adlı kitabında bazı çevrelere Diyanet’in çalışmalarını ihbar edercesine yer veren Graham Fuller, özellikle Hadis çalışması ile uluslararası çalışmalara dikkat çekti. Kitabında yaklaşık 20 sayfada Diyanet’i ve Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’i hedefe koyan Fuller’in öne çıkan birkaç cümlesi şöyle: * Diyanet, son dönemde Türkiye içinde bütün dini konuları gözetip, denetlemekte ve ciddi olarak da dışa açılmaktadır. * Türkiye, bugün dini konularda uluslararası alanda daha önce olduğundan çok daha faal bir rol oynamaktadır. * Müslüman dünya kendisini alışılmış Batı yönelimli çerçevenin dışında yeni bir bağlam içinde düşünmektedir. * Müslüman kimliğinin yeniden inşası Türkiye’nin yeni iç ve dış politika vizyonuyla irtibatlıdır. Gelenek kendini yeniden keşfetmektedir. Osmanlı geleneği yeni ve son derece hayati bir çağdaş önem kazanmaktadır. * Diyanet, Türk olmayan Müslümanlar arasındaki itibari büyük oranda tahkim edilmiştir. Diyanet bu nedenle Türkiye’nin yeni iç ve dış politikasında İslam’ın önemli bir sütununu oluşturmaktadır. * Diyanet, dünyanın çeşitli ülkelerinde, yerel dini gruplarla kurulacak bağlara olan doğrudan ilgisine eder şeklinde Türk Büyükelçiliklerinin birçoğunda temsilciler bulundurmaktadır. * Türkiye’de dış politikanın bir uzantısı olarak Diyanet’in rolü ve misyonunun Türkiye’de iktidara hangi yeni parti gelirse gelsin, gelecekte de fazla değişmesi ihtimali pek yoktur. Kurum Müslüman dünyada Türk ‘yumuşak gücünün’ önemli bir unsurunuoluşturmaktadır. * Diyanet, Gazze’de İsrail’in hava saldırılarında tahrip edilen birçok caminin restorasyon masraflarını karşılamaktadır. Balkanlardaki camileri restore etmekte, Moskova’da camii inşa etmektedir. * Diyanetin yeni yaklaşımı mesajının sadece Türkiye’de İslam’ın pratiği ile sınırlı olmadığını, bütün dünyayı hedeflediği görülüyor. Başkan olarak atandıktan sonraki ilk konuşmasında Görmez, Diyanet’in ‘bütün dünya Müslümanlarına yeryüzünün bütün mazlum milletlerine, bütün Müslüman azınlıklara hizmet prensibi ile hareket edeceğini’ söylemiştir. Bu ifadenin silip süpürücülüğü ve tutkusu şaşırtıcıdır. Bu bir dış politika prensibinden daha azını andıran bir şey değildir. * Hadis projesinin Türkiye’de devreye girmesi, İslam dünyasının geri kalanında daha büyük bir yankı bulacaktır.