“Erbakan Hocamızın dava erleri olarak biz bundan böyle 2. 40 yılda içi saman dolu kuşları görmek istemiyoruz. Biz Erbakan Hocanın dava erleri olan Milli Görüşçüler olarak bundan böyle ezberlediği için Fatiha’yı okuyan ancak okuduğundan hiçbir şey anlamayan papağanları görmek istemiyoruz. Biz bundan böyle artık özü, sözü ve ameli birbirine uymayan yöneticiler istemiyoruz. Biz Milli Görüş istiyoruz Milli Görüş!.. Biz gerçek Milli Görüş’ü istiyoruz. Biz kuşun canlısını istiyoruz.
Biz sadece bireysel ibadetlerin özgürce yapılabildiği, devlet yöneticilerinin 5 vakit namazını kıldığı, devlet makamında olanların eşlerinin mesture olduğu değil, aynı zamanda bunlarla birlikte ekonomik sömürünün ortadan kaldırıldığı, aynı zamanda adaletsizlik ve zulmün ortadan kaldırıldığı bir Türkiye’nin ve bir dünyanın kurulmasını istiyoruz. Biz kaynak lazım olduğunda ya dışarıya borçlanacağız ya da millete vergi yükleyeceğiz anlayışında olan bir ekonomi istemiyoruz. Biz ülkeyi borçla yöneten borç almayı, dışarıdan kredi bulmayı marifet sayan zihniyetleri artık istemiyoruz. Biz devlet bütçesinden 15 senede 700 katrilyon faiz ödeyen, devlet bütçesinden her sene 60 katrilyon faiz ödeyen, sonra da faiz zulümdür, şu faizleri düşürün diye haykıran devlet yöneticileri istemiyoruz.
Biz milletine her sene 50 katrilyon ilave vergi yükleyen devlet yönetimi istemiyoruz. Biz Amerikan Cargill firmasının keyfi için şeker pancarı üretimine kota koyup milyonlarca çiftçisini mağdur eden devlet anlayışı istemiyoruz. Biz örtülü ödenekten senede neredeyse 1 katrilyon harcama yaparken, milyonlarca asgari ücretli vatandaşına açlık sınırının altında maaşı reva gören devlet yönetimi istemiyoruz. Biz önümüzdeki 3 senede faize 260 katrilyon ayırırken 80 milyon vatandaşına sadece 350 katrilyon ayıran devlet yönetimi istemiyoruz. Milletten aldığı vergilere bir kalemde, bir gecede %40 zam yaparken, memuruna milletine vereceği maaş zammı için haftalarca sabahlara kadar pazarlık edip sonunda da %5.5 maaş zammı yapan ekonomi yönetimi istemiyoruz. Biz dış politikayı Amerika’nın, Siyonizm’in kovboyu Trump’ın verdiği ev ödevlerini yapmak olarak gören anlayışı reddediyoruz.
Biz dış politikayı Amerika’nın Ortadoğu’daki posta memurluğunu yapmak olarak gören anlayışı reddediyoruz. Biz Milli Görüşçüler olarak, Erbakan Hocamızın dava erleri olarak D-8’i 15 sene rafa kaldıran, D-60’ı hayal olarak gören, bütün ümidini ırkçı emperyalizmin kurdurduğu G-20 ve Avrupa Birliği’ne bağlayan zihniyeti reddediyoruz. Biz Milli Görüşçüler olarak motoru Avusturya’dan kasası bizden milli tank istemiyoruz. Biz namlusu Almanya’dan kabzası bizden milli tüfek istemiyoruz.
Biz yazılımı Amerika’dan gövdesi bizden milli uydu istemiyoruz. Biz motoru ve prototipi Avrupa’dan, ismi bizden yerli otomobil istemiyoruz. Biz jet motoru, elektroniği, yazılımı Amerika’dan ismi bizden milli savaş uçağı istemiyoruz. Biz mühendisliği Japonya’dan, müteahhitliği İtalya’dan, kredisi dışarıdan, ismi ecdaddan yerli köprü istemiyoruz. Biz vagonları Fransa’dan sinyalizasyonu Kore’den, sadece istasyonlarındaki tabelaları Türkiye’den hızlı tren istemiyoruz.
Biz Milli Görüşçüler olarak artık yeni dönemde metalleri yorulmuş, boyaları dökülmüş yönetim kadrosu istemiyoruz. Biz Milli Görüşçüler olarak aynen Erbakan Hocamız gibi aldanmayan ve aldatmayan kadrolar istiyoruz. Biz Milli Görüşçüler olarak koltuk için değil, ümmet için çalışan kadrolar istiyoruz. Lafı eğip bükmeden bana ne Amerika’dan diyen ve bunun gereğini yerine getiren kadrolar istiyoruz. Biz borçlanma ve vergiyle değil, milletin sırtına yük yükleyerek değil, borç almadan, vergi koymadan, zam yapmadan milli kaynak paketleriyle kaynak üreten ve bu kaynağı milleti için kullanan kadrolar istiyoruz. Biz Avrupa Birliği’nin kapısında bekleme odalarında sıra bekleyen değil, 60 Müslüman ülkeye öncülük edip, Türkiye’nin öncülüğünde İslam Birliği’ni kuracak kadrolar istiyoruz.
Biz ümmetin ve insanlığın kurtuluşu için bedel ödemekten korkmayan kadrolar istiyoruz. İşte bu sebeple biz içi saman dolu kuş değil, kuşun canlısını görmek istiyoruz, canlısını. Şimdi bunları ifade ettiğimiz zaman, ak sakallı, ak yüzlü hacı amcamız bize diyor ki “evet bunları söylüyorsunuz ama bak görüyor musun adamlar 28 Şubat’ın rövanşını nasıl da aldılar. 1000 sene sürecek dedikleri 28 Şubat, 10 sene bile sürmedi hamdolsun” diyor. Bak İmam Hatipler açık, Kuran kursları açık, başörtülü bakanımız var, milletvekilimiz var, başörtülü büyükelçimiz bile var, başörtülü genç kızlarımızı üniversitelere rahatça gönderiyoruz. Siz hâlâ daha neden canlı kuştan bahsediyorsunuz diyor. 1000 sene sürecek dedikleri 28 Şubat, 10 sene bile sürmedi hamdolsun diyor ve dua ediyor. Bunu söyleyen ve çok sık rastladığımız bu hacı amcalarımıza sesleniyoruz.
Diyoruz ki ey kıymetli hacı amcamız, ak sakallı ak yüzlü hacı amcamız. 28 Şubat bu saydığınız sebeplerden dolayı olsaydı, dış güçler en şiddetli en büyük 28 Şubat’ı Türkiye’de değil Suudi Arabistan’da yaparlar. Peki bu 28 Şubat neden dış güçler tarafından Suudi Arabistan’da yapılmıyor da Türkiye’de 54. Hükümet döneminde yapıldı? Çünkü Erbakan Hocamız 54. Hükümette denk bütçe yaptı da onun için yapıldı. Denk bütçe demek ne demek? Ben dış güçlerden 1 kuruş borç almayacağım ve dış güçlere 1 kuruş borç faizi haraç ödemeyeceğim demek. 28 Şubat neden yapıldı? Erbakan Hocamız D-8’ kurup İslam Birliği’nin adımını attı da onun için yapıldı. D-8 demek ne demek? D-8 demek büyük İsrail planlarının tamamen suya düşmesi demek. 28 Şubat neden Türkiye’de yapıldı? Erbakan Hocamız, Amerikan askerlerini conileri kulağından tuttuğu gibi Anadolu’dan dışarı attı da onun için yapıldı. 28 Şubat neden yapıldı? Erbakan Hocamız 54. Hükümette İsrail ve Amerika’nın haksız İran ve Irak ambargolarını kaldırıp attı da onun için yapıldı. Ve Erbakan Hocamız 54. Hükümette dünya Siyonizm’inin ünlü firması Boeing ile uçak anlaşması imzalamadı da onun için 28 Şubat yapıldı. 28 Şubat işte bu sebeplerden dolayı oldu. Erbakan Hocamız Siyonizm’in oyunlarını bozduğu için oldu.
Peki şimdi bugün 2010’lu yıllarda Türkiye’ye baktığımızda ne görüyoruz. Denk bütçe yapılıyor mu? Hayır! Bütçe hala eski taklitçi zihniyetlerin döneminde olduğu gibi yamalı bohça bütçesi. Türkiye hala borçlanmaya devam ediyor mu? Evet bütün hızıyla devam ediyor. Devlet, millet ve özel sektör olarak toplam borcumuz neredeyse 1 trilyon dolar olacak. D-8 bir adım ilerletildi mi? Hayır. D-60 kurulabildi mi? Hayır. İncirlik üssü kapatılıyor mu? Hayır. Boeing’le anlaşma imzalandı mı? Elbette ki tıpış tıpış imzalandı. Peki büyük İsrail projesi yürüyor mu? Evet bütün hızıyla yürüyor. Eee öyleyse 28 Şubat da bütün hızıyla devam ediyor. Sen 28 Şubat’ı imam hatipten, kuran kursundan başörtüsünden dolayı mı oldu zannettin. Ey ak sakallı ak yüzlü hacı amca! Metalleri yorulmuş, boyaları dökülmüşler, 28 Şubat’ın rövanşını alamazlar. 28 Şubat’ın rövanşı hamasetle, edebiyatla, esip gürlemekle, tecvidle Kur’an okuyarak alınmaz. 28 Şubat’ın rövanşı Milli Görüşle alınır Milli Görüşle…
O rövanşı da inşallah en kısa zamanda geleceğiz ve biz alacağız, biz alacağız, biz! Size bir şey daha söyleyeyim. Biz o rövanşı aldığımızda bu Siyonizm’in kovboyu Trump’ın, Siyonizm’in işbirlikçisi Sisi ile birlikte ellerini üzerine koyup poz verdiği o büyük İsrail küresi var ya, o poz verdikleri büyük İsrail küresi de kendi ellerinde patlayacak Allah’ın izniyle. O poz verdikleri büyük İsrail küresini patlatmaya geliyoruz Allah’ın izniyle, patlatmaya geliyoruz.
Çok değerli Milli Görüşçü gençler, çok değerli bu davanın serdengeçtileri, bu davanın kardelen çiçekleri, Milli Görüş ile yolları yıllar önce ayrılan, Milli Görüşün hedeflerinden sapan, Milli Görüş’ün temel değerlerine, prensiplerine ve önceliklerine karşı kayıtsız kalan, temel esaslarımızdan uzaklaşmış, metalleri yorulmuş, boyaları dökülmüş cereyanların artık sona yaklaştıkları açık bir şekilde görülmektedir. Diğer taraftan Milli Görüş tarihi Erbakan Hocamızın 40 senelik mücadelesi, çeşitli etkilerle çizgisinden sapan, çizgisinden saptırılan ve kurtarılması mümkün olmayan Milli Görüş kuruluşlarının yerine bizzat Erbakan Hocamız tarafından yenilerinin kurulması örnekleriyle doludur. Bizim mücadelemizde nostaljik bir duygusallıkla hareket etmeye yer yoktur. İslam alemi bir yangın yerine dönmüşken büyük İsrail planı bütün hızıyla adım adım devam ederken, Milli Görüş’e Türkiye’de ve dünyada her zamankinden daha fazla ihtiyaç varken Erbakan Hocamızın vefatından bu yana Milli Görüş tabelası altında Milli Görüş prensiplerini defalarca çiğneyen ve hala daha bu prensipleri çiğnemeye devam edenlerle daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yoktur. Siyonist think thank kuruluşlarının, Siyonist vakıfların dünya çapında ve Türkiye’de teşkilatlanmasıyla uğraşacakları yerde, Erbakan Vakfının teşkilatlanmasına kafayı takanlarla daha fazla kaybedecek vaktimiz yoktur. Ellerinde tuttukları Milli Görüş markasının patenti dışında Milli Görüş adına söyleyecek ve yapacak bir şeyleri kalmamış olanlarla daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yoktur. Bu arkadaşlarımız için bundan sonra yapacağımız kurtulmaları için bol bol dua etmektir.
Hepinizin çok iyi bildiği gibi kurmuş olduğu Milli Görüş partilerinden bir tanesi kapatıldığı zaman Erbakan Hocamıza sorarlar, Hocam şimdi ne yapacağız? Erbakan hocamızın tarihi cevabını hatırlayacaksınız: “Abdestimiz bozulduğunda ne yapıyoruz, gidip yeniden alıyor ve abdestimizi tazeliyoruz. Bu mücadelede de aynı şekilde abdestimizi tazeleyeceğiz ve cihada devam edeceğiz.” Abdestimiz bozuldu diye farz namazı terk edecek değiliz. Biz de Erbakan Hoca’mız gibi abdestimizi tazeleyeceğiz, kaldığımız yerden devam edeceğiz. İlk vakit namazından önce abdestimizi tazelemiş olacağız”
"Kurmuş olduğu Milli Görüş partilerinden bir tanesi kapatıldığı zaman Erbakan Hoca'mıza 'Hocam şimdi ne yapacağız?' derler. Erbakan Hoca'mız meşhur tarihi cevabında, 'Yapacağımız şey çok açıktır. Nasıl ki abdestimiz bozulduğunda yeniden abdest alıyorsak şimdi de aynısını yapacağız. Yeni partimizi kurarak abdestimizi tazeleyeceğiz.' demiştir. Aynı şekilde biz de abdestimiz bozuldu diye farz namazı terk edecek değiliz. Biz de Erbakan Hoca'mız gibi abdestimizi tazeleyeceğiz, kaldığımız yerden devam edeceğiz.""İlk vakit namazından önce abdestimizi tazelemiş olacağız"Erbakan, Anadolu'yu yeniden karış karış, köy köy, ilçe ilçe dolaşacaklarını belirterek, "Yeniden milletimize gideceğiz ve milletimizden söz hakkımızı alacağız. Çünkü milletimiz ve İslam alemi adına söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz, atacak çok adımlarımız var" dedi."Akıllarda, 'Abdestinizi ne zaman tazeleyeceksiniz' sorusunun belirebileceğini" dile getiren Erbakan, "Bundan sonraki ilk vakit namazından önce abdestimizi tazelemiş olacağız" diye konuştu.Siyonist kuruluş ve vakıflarla mücadele etmek yerine Erbakan Vakfı ile uğraşanlar olduğunu savunan Erbakan, "Erbakan Vakfı’na kafayı takanlarla daha fazla kaybedecek vaktimiz yoktur. Ellerinde tuttukları Milli Görüş markasının patenti dışında Milli Görüş adına söyleyecek ve yapacak bir şeyleri kalmamış olanlarla daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yoktur" ifadelerini kullandı.